Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/785 E. 2023/279 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/31 Esas
KARAR NO : 2023/333

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2023
KARAR TARİHİ : 28/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 13/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, daha önce hiçbir bilgisi olmadığı halde yatırım düşüncesiyle 2021 yılının Temmuz-Ağustos aylarında uygulamada “…” olarak da bilinen kaldıraçlı varlık ve türev araç alım satım işlemleri hakkında davalı taraf tarafından rahatsızlık verecek düzeyde sık sık aranarak ilgili site üzerinden yatırım yapılması hususunda ikna edildiğini, toplam 70.775,00 USD havale/eft ile müvekkilinden para alındığını, müvekkili davalı tarafın siteden temsilci atanacağını, temsilcinin her zaman destekleyici olacağını ve kapsamlı bir eğitim verileceği gibi vaatlerle davalı tarafça yanılttığını ve gerçekleşen işlemler neticesinde zarar 85.057,70 Amerikan Dolarına yükseldiğini, dava ise, davalı tarafın kusurlu fiilleri sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararın tazminini amaçlı yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de sonuç alınamadığını ve bu davayı açtıklarını, …piyasası diğer adıyla kaldıraçlı varlık ve türev araç alım satım işlemleri suiistimali mümkün, sıkı denetime muhtaç, müşterinin kolayca yanıltılabileceği bir platform olduğunu, bu sebeple 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 96, 97 ve 98 inci maddelerine dayanılarak hazırlanan 28854 Sayılı Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ yatırım hizmetleri ve faaliyetleri ile yan hizmetleri sunacak yatırım kuruluşlarının kuruluşuna, faaliyete geçmesine, faaliyetlerine ve faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin ilke ve esaslar düzenlendiğnii,. müvekkiline detaylı bir risk bildirim formu verilerek yazılı onayı alınmadığını, asgari sayılan hiçbir hususta da bilgilendirilmediğini, örnek bir form da verilmediğini, risk bildirim formunun, müvekkiline çerçeve sözleşmeyle birlikte imzalatılmış olması geçersizliğini ispatlar nitelikte olduğunu, davalı şirket tarafından bu gerçekleştirilmediğini, ayrıca risk bildirim formunun sözleşme imzalanmadan bir ila yedi gün öncesinde teslim edilmesi gerekmekte olduğunu, bu da yapılmadığını, müvekkiline sözleşme işlemlere başladıktan 1 hafta sonra mail olarak şirket imzası olmadan gönderildiğini, karşılıkla ıslak ya da elektronik imza dahi yapılmadığını, Aynı şekilde davalı tarafça verilmesi yasal olarak zorunlu olan demo eğitimi usulüne uygun verilmediğini, hesap açmadan önce demoda en az 50 test işlemi yaptırılması gerekirken 30 işlem yaptırıldığını, eğitim gereği yapılması gereken işlemler davalı firma personeli … tarafından müvekkilinin test işlemi hesabına girilmek suretiyle bu işlemler yapıldığını, alım satım işlemlerinin yapıldığı asıl hesap açılışının ve yatırım işlemlerinin yapılmasından sonra prosedür gereği demo hesap açılarak eğitim verilmek istendiğini, yatırım işlemleri için mihenk taşı gibi önemli olan hesabı kapama, açma, alış ve satış, kaldıraç gibi hususlarda yapılması gereken detaylı ve özenli bilgilendirme yapılmadığını, genel hatları ile bilgilendirme yapılmadığını, müvekkilini para kaybına hazırladıklarını, müvekkiline donanımlı hale getirme eğitiminin ve yeterli sayılabilecek bilgilendirmenin yapılmadığını, demo hesabında gerçekleştirilen işlemlerin firma çalışanlarınca yapıldığını ve al-sat şeklinde olduğunu, demo hesabında yapılan işlemlerin tamamen ve sadece mevzuatta öngörülen yükümlülüğün yerine getirilerek bir an önce gerçek hesapta işlem gerçekleştirilmesine yönelik olduğunu, müvekkiline gerekli demo eğitimi verilmediğini ve yine eğitim süresi tamamlanmadan sözleşme imzalatıldığını, genel müşterilerin “…” ve “…” piyasasına uygun olup olmadığını değerlendirme amacı taşıyan, “Kaldıraçlı Varlık Ve Türev Araç Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi”nin ve risk bildirim formunun imzalanmasından öncesinde yapılması gereken uygunluk denetimi, içeriği Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenen matbu “uygunluk testi” formlarıyla gerçekleştirildiğini, “Uygunluk Testi”, finansal üyelerin, işlemlerinin taşıdığı riskleri anlayabilecek bilgi ve tecrübeye sahip olup olmadıklarını ölçen bir ön değerlendirme safhası olduğunu, uygunluk denetiminin mahiyeti konusunda müvekkili yanıltıldığını, müvekkilinin uygunluk testi sonucu olmadığını, mutabakat onayı yapılmadığını, buna rağmen müvekkiline bu hususta bilgilendirme yapılmadığını ve işlemlerin yaptırıldığını, müvekkilinin bu durumu fark edip şirket çalışanı…’i araması üzerine ortada herhangi bir sorun olmadığnı, sistemden kaynaklanan bir arızadan ötürü sonucun hatalı görüntülendiğini, asıl işlemler için hazır olduğununu ve korkmadan devam edebileceğini söylenerek özen yükümlülüğü ihlal edildiğini, davalı şirket, aracı kurum niteliğinde olmasına rağmen personelinde mesleki yeterliliği sağlamakta başarısızlığa uğrdaığını, işbu sebepten ötürü de müvekkili zarara uğradığını. davalı şirket çalışanları müvekkiline davalı şirketçe uygulanan stop-out seviyesinin %20 olduğunu, ancak müvekkilinin 894510 numaralı hesabının zor bir durumda olduğu gerekçesiyle istisna yapıldığını, seviyenin %10 olarak uygulanabileceği iletildiğini, ardından müvekkilnie stop-out formu gönderildiğini ve imzalanarak geri gönderilmesi konusunda baskı uygulandığını, ancak davalı tarafça müvekkiline riskler bildirilmeidğini, herhangi bir eğitimde yahut bildirimde bulunulmadığını, müvekkili… isimli temsilci ile yaptığı görüşmelerde hesabının Swap Faizinin uygulanmayacağı bir hesap olarak açıldığını ancak davalı şirketçe hesabına Swap Faizi işletildiğini sorduğunu, herhangi bir dönüş alamadığını, müvekkilinin işlem hesabına davalı şirket personelleri tarafından müvekkilinin tüm işlemlerine “…” uygulandığını, bu şekilde de kusurlu fiiller devam ettiğini, …, bir koruma mekanizması olarak işlemler gerçekleştirilirken bir kullanıcının pozisyonlarının ani likidasyon ve yüksek riskli durumlara karşı koruduğunu, amacın kullanıcının beklentilerinin dışındaki gerçekleşme fiyatlarıyla karşılaşmalarının önlenmesi olduğunu, müvekkilinin ilk başta sabit spread oranları ve swap faizi uygulanmayan hesap türüyle… adlı çalışanla anlaşmasına rağmen uygulanmadığını, müvekkiline atanan… adlı temsilci artık kendisiyle bu konuları görüşmemesi gerektiğini, geçmiş kişilerin yetkili olmadığınu bu hesap türlerinin uygulanması için tekrar tekrar extra para yatırılmak zorunda bırakıldığını, davalı firma, müvekkilinin hesabında yapılan işlemleri de “İşlem Sağlayıcı” firmaya iletmediğini, müvekkili bu durumu daha sonradan öğrendiğini ve davalı şirket haksız kazanç elde ettiğini, davalı taraf ile gerçekleşen görüşmelerde, taraflarınca verilen Spread oranlarına uymadıklarını, firmalarında “…” sisteminin olduğunu ve vadeli ürünlerin vade sonu geldiğinde pozisyonun kapanmayacağını, devam edeceğini ve bunun için herhangi bir fark, komisyon, ücret vs. alınmayacağı söylendiğini, ne Spread oranları ne de pozisyonlar müvekkiline yapılan bilgilendirmelerdeki gibi uygulanmadığını, davalı tarafça yapılan işlemler müvekkilini kasten zarara uğratma amacıyla yapıldığını, davalı şirketçe bu işlemler müvekkilinin hesabında rızası dışında uygulandığından ötürü zarar ettirildiğini, davalı şirketin, sürecin en başından itibaren özen borcuna aykırı hareket ettiğini, davalı taraf, müvekkili yanıltarak sözleşme tarafı olduğunu, müvekkilinin bu riskli yatırımlar konusunda bilgisiz olduğunu, müvekkilinin bilgisizliğinden yararlanılarak yanıltılıp zarara uğratıldığını ve arabuluculuk görüşmelerinde anlaşılamaması sebepleriyle işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu HMK m.109’a binaen 1.000,00 Amerikan Doları zararın arabuluculuk son tutanağı tarihi 03/01/2023 tarihinden başlayarak hesaplanacak devlet bankalarının USD için 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 15/02/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25/11/2021 tarih ve 232 Nolu kararında; Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek; İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin finans ile ilgili davalara bakmasına karar verildiğini, bu nedenle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafın zararının müvekkili şirketle sözleşmeyle bir ilgisi, illiyeti bulunmadığını, davacı tarafından gerçekleştirilen kaldıraçlı işlemlerin ifade edildiği gibi riski büyük olduğunu, yatırılan tutarın büyük kısmı hatta tamamının kaybedilmesi ihtimal dahilinde olduğunu, huzurdaki davada da davacı taraf yaptığı işlemler sonucunda taşıdığı riskin sonucu uğradığını belirttiği zararı müvekkili şirketten tahsil etmeye çalıştığını, davacının iddialarına yönelik olarak; davacının müvekkili şirket ile yapmış olduğu ilk telefon görüşmesi kayıtları incelendiğini, 03.12.2020 tarihinde yapılan görüşmenin müvekkili şirket santral personeli ile yapıldığını, görüşmenin detaylarına bakıldığında müvekkili şirket ile temasa geçen kişinin davacının kendisi olduğunu ve … konusunda bilgi sahibi olmadığını, daha önce bilmediği kavramların bulunduğu iddia eden davacının, müvekkili şirkette robot işlemlerinin yapılıp yapılmadığı hakkında bilgi sorduğunu, aynı gün içerisinde davacıya, müvekkili şirket müşteri temsilcisi tarafından geri dönüş yapıldığını ve tekrardan davacının … piyasasında sadece profesyonel yatırımcıların kullandığı robot yazılımlar ve işlemleri hakkında sorularına devam ettiği görüldüğünü, davacının bir süre sonra bilgi almak üzere şirketimizi yeniden aradığını, müvekkili şirket müşteri temsilcisi ile yapılan görüşmenin incelenmesi halinde davacının … işlemlerine hâkim olduğunu, taraflar arasında gerçekleştirilen görüşmelerde, davacının da beyan ettiği şekilde piyasa ya da işlem bilgisinin olmadığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı, müvekkili şirket aracılığıyla …işlemleri yapmak için 08.09.2021 tarihinde elektronik ortamda Müşteri Tanıma ve Mali Bilgiler Formunu, FATCA ve CRS Beyanını doldurouğunu, 02.09.2021 tarihinde uygunluk testine girmiş, ekte yer alan … işlemleri için yapılacak sözleşmeye dayanak olacak fiziki belgeleri bizzat kendi el yazısı ile doldurarak ve imzalayarak imza beyan formunu, kimlik ve adres teyit belgeleri ile birlikte 31.08.2021 tarihinde müvekkili şirket kurye personeli ile iletildiğini, bu belgelerde davacı kendi el yazısı ve ıslak imzası ile Elektronik Ortamda Onaylanan Belgelere İlişkin Yatırımcı Beyanı’nı, kendi adına hareket ettiğini, okuyup anladığını ve gerçek faydalanıcının kendisi olduğuna dair beyanını vermiş bulunduğunu, 111-39.1 sayılı Yatırım Kuruluşları Tebliği’nin 25. maddesi uyarınca kaldıraçlı işlemlerin riskleri hakkında müşterilere bilgi veren “Kaldıraçlı Varlık ve Türev Araç Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Formu” yatırımcıya online olarak sunulmuş ve forma ilişkin onayı alındığını, ayrıca davacı 08.09.2021 tarihinden itibaren … piyasasında işlem yapmaya başladığını, hesap açılışı işlemleri sırasında davacıya 09.09.2021 tarihinde eğitim videoları, işlem koşulları, piyasa analizleri gibi bilgileri içeren bir tanıtım maili gönderildiğini, davacının 02.09.2020 tarihinde Uygunluk Testi işlemlerini mevzuata uygun şekilde gerçekleştirdiği görüldüğünü, davacı … için yapılan uygunluk testinde uygun çıkmadığını, davacının hesap açılış süreci, uygunluk testi ve deneme hesap işlemleri yürürlükteki mevzuata uygun şekilde gerçekleştirildiğini; davacı 08.09.2021 tarihi itibariyle işlem yapmaya başladığını, son işlemini de 13.12.2022 tarihinde gerçekleştirdiğini, davacı tarafın uygunluk testi yapılmadığına yönelik iddiaları bu nedenle doğruyu yansıtmadığını, davacı; demo hesap işlemlerinin usulsüz olarak yapıldığını iddia etse de yapılan incelemelerde şikâyetin gerçek ile bağdaşmadığı anlaşıldığını, 101490102 TP numaralı deneme hesabına ait Log kayıtlarında davacının hesabına giriş yapmış olduğu CID numarası “… …” olarak görüntülenmektedir, müvekkili şirket tarafından kendisine bir baskı uygulanmadığını, tüm bu bilgilendirme ve uyarılara rağmen davacı en kötü senaryoda dahi gerçekleştirdiği ilk işlemde kaldıraçlı alım satım işlemlerinin riski konusunda bilgi sahibi olacağını davacının işlemlere devam etmekten imtina ederek geri çekilmesi mümkün olduğunu, en fazla başlangıçta gerçekleştirdiği işlemlerde veya ilk aleyhe işleminde oluşan kadar zararı söz konusu olacağını, ancak davacı hiçbir aşamada işlem yapmaktan vazgeçmediğini, başlangıçta tedbirli bir şekilde, küçük hacimlerle işlemler yapıldığını, gelir elde ettiğini, ancak daha sonra İşlem büyüklüklülerini artırıp, yüksek riskler aldığını ve beklentileri ile uymayan fiyat hareketleri nedeni ile zarar ettiğini, tüm bu nedenlerle davacının tüm iddialarının soyut dayanıksız ve gerçek dışı olduğu hususları nazara alınarak haksız, yersiz ve kötü niyetli açıldığı sabit olan davanın reddini, davanın görevsizlik nedeniyle reddini, Aksi halde; davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, Aksi halde haksız, dayanaksız davanın esastan reddini, davacı hakkında HMK m. 329 hükümlerinin tatbikini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;

Taraflar arasında akdedilen “kaldıraçlı alım satım işlemleri kaldıraç sözleşmesi”nin imzalanması sırasında davacı yana yanıltıca bilgi verilip verilmediği, davacının sözleşmenin imzalanması sırasında hataya düşürülüp düşürülmediği, yine sözleşmenin icrası sırasında davalı yanın sözleşmeye dayalı işlemlerde sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak müşteri menfaatini gözetip gözetmediği, sözleşmeye ve mevzuata aykırı davranıp davranmadığı, davacı zararına sebebiyet verip vermediği, vermiş ise zararın tespiti ve tahsili istemlerine ilişkin olduğu görüldü.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile; Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek; 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir.
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan,
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı,
b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı,
d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı,
e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8 numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına)
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine, 25.11.2021 tarihinde karar verildiği, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile bankacılık işlemlerinden kaynaklı tüm davalarda yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak belirlenmiş olup derdest davaların bu mahkemelere gönderilemeyeceği, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin bu tarihten sonra açılan davaların anılan mahkemelere tevziine karar verileceği düzenlenmiştir.
Bu haliyle eldeki davanın 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan, kaynaklı olarak açılan hukuk davalarından olması, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile; 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine karar verildiği, davanın 13/01/2023 tarihinde açıldığı gözetilerek dosyanın Mahkememize sehven tevzi edildiği anlaşılmakla İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere dosyanın İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosyanın Mahkememize sehven tevzi olduğu anlaşılmakla, İstanbul 6, 7, 8 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz dosyasının gönderme kararı uyarınca kapatılmasına,
Dair; Tarafların yüzlerine karşı yapılan inceleme neticesinde, KESİN olmak üzere karar verildi. 08/05/2023

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır