Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/773 E. 2023/656 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/773 Esas
KARAR NO : 2023/656
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/12/2022
KARAR TARİHİ : 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 13/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Borçlunun müvekkili şirkete olan borcu sebebiyle aleyhinde başlatılan ….İcra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı dosyasında, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takip borçlusu ile müvekkili şirket arasında … plakalı araç için 07.11.2016 – 07.11.2017 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı aracın 30.12.2016 tarihinde karıştığı kaza sonucu düzenlenen kaza tespit tutanağında davalıya ait sigortalı araç kusurlu bulunmduğunu, açılan … nolu hasar dosyası üzerinden yapılan incelemeler sonucu; sigortalı aracın kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği tespit edildiğini, kazaya karışan diğer aracın uğradığı zarardan sigortalının kusur oranına göre hesap edilen kısmı olan 81.010,00-TL karşı tarafa ödendiğini, bu nedenlerden dolayı; borçlu tarafından ….İcra Müdürlüğü 2019/… es. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu tarafından itiraz sebebiyle takip bedelinin %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 04/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Bu davanın tarihinin 13/12/2022 tarihi olduğunu, itirazın iptali ve sigorta ilişkisinden kaynaklı tüm dava alacak talepleri zamanaşına uğradığını, davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, 14.01.2019 tarihli ekspertiz raporuna göre Ödeme yapılan … ‘ın %50 kusurlu müvekkilinin %50 kusurlu bulunduğunu, hasar bedelini ödeyen sigortacının, sigortalısının halefi olarak onun yerine geçtiği için, zarar veren üçüncü kişiye karşı sigortalısı dava açmış olsaydı, davanın seyri nasıl olacak idiyse, aynı biçimde hareket etmek, davasını ve zararın miktarını ispat etmek zorunda olacağını, bu nedenlerden dolayı; öncelikle Süre, Zamanaşımı, görevsizlik, yetkisizlik itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargı giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
…İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı icra dosyası, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
Bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 12/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … plakalı araç maliki ve sürücüsü … ‘in firari sürücü olduğu; ve kusur oranının %50 olduğunu; …’ın; kendi yaralanması ile sonuçlanan 30.12.2016 tarihli yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda; eşit oranda asli kusurlu olduğu ve kusur oranının %50 olduğunun; Arızalanan … Plakalı Araç Sürücüsü … ‘nun; 30.12.2016 tarihli yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda; atfı kabil kusurunun olmadığı ve kusursuz olduğunun; Her ne kadar kusur oranı belirtilmiş ise de, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisindedir. Ödemeye esas alınan 15.01.2019 tarihli Aktücr Raporu itibariyle, davacı dışı … ” ın 30/12/2016 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası; Ve 28,75 maluliyet oranı ve malulün e 50 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile hesaplandı; sürekli maluliyet zararının 79.938,88 TL olduğu, yapılan ödemenin 81.010,00 TL olduğu gözetildiğinde, aktüerin almış olduğu verilerde oluşabilecek küçük değişiklikler nedeni ile aradaki 1071,12 TL’nin oluşabileceğinin, Bu bağlamda, ödenen 81.010,00 TL ödemenin kadri maruf olduğu, Davacı sigorta şirketi tarafından 22.01.2019 tarihli İbraname, Mutabakatname, Feragatname, Makbuz adı altında bir belgenin dosyaya sunulduğu ancak ödemeyi gösterir banka dekontunun dosyada rastlanmadığı, Dava dosyasında bulunan belgelerle, somut olayda; Öncelikle davacı sigortacının ZMMS poliçesi ile teminat altında olan araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğunun, Sigortalı araç sürücüsünün kaza tarihinde geçerli ehliyetinin bulunduğunun, Sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu ispatlar herhangi bir belge sunulmadığının, davalının dava konusu kazada %50 oranında kusurlu olduğu, 2918 sayılı KTK nunda belirtilen kural ihlalinin olmasının kişinin kasdi ve ağır kusurlu olduğu anlamını taşımadığı, davacı sigorta şirketinde olan ispat külfetinde sürücüsünün ağır kusurlu olduğuna dair (ehliyetsiz olduğu ve/veya alkollü- Uyuşturucu etkisinde olduğu vb.) belge sunulmadığı görülmekle, davacı sigorta şirketinin dava dışı 3. Şahsa ödenen maddi tazminatı rücuen sigortalısından talep edemeyeceğinin sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, karayolları mali zorunluluk sigortası kapsamında yapılan ödemenin sigortalı davalıdan rücu talebine ilişkin olarak icra dosyasına yapılan takibe vaki itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklanmakta olup; davacı taraf ticaret şirketi olsa da davalı tarafın gerçek kişi olduğu, davaya konu aracın kullanımının hususi olduğu, davalının davacı sigorta şirketi ile tüketici sıfatıyla poliçe imzaladığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı, bunun yanı sıra HMK md. 6 gereğince yetkili Mahkeme’nin davalının yerleşim yeri Mahkemesi olması gerektiği anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, Davalının yerleşim yeri … Mh. … Sk. No: … / İstanbul olan yetkili ve görevli İstanbul Küçükçekmece tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Küçükçekmece Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ve yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL KÜÇÜKÇEKMECE TÜKETİCİ MAHKEMESİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere Küçükçekmece Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*