Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/727 Esas
KARAR NO : 2023/893
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 10/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalılar arasında “İstanbul ili … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel’de kain taşınmazın satışı konusunda sözlü olarak anlaşıldığını, davalılar tarafından davacının ciddiyetini görmek için bir miktar ödeme yapılmasının istenildiğini, davacının güvence ve teminat niteliğinde; Keşide Yeri İstanbul olan; … seri numaralı 15.09.2021 keşide tarihli 250.000,00-TL bedelli çeki elden davalı olan emlakçıya verdiğini ve satış olursa mal sahiplerine olmazsa kendisine teslim etmesini söylediğini, gayrimenkulün satışının gerçekleşmediğini, çekin davacıya iade edilmediğini, davacının davalılardan almış olduğu bir mal bulunmadığını, ticari ilişki bulunmadığını, davacının davalılara borcu da bulunmadığını, taşınmaz devri olmadığını, akdedilmiş geçerli bir sözleşme bulunmadığını, herkesin aldığını geri vermek zorunda olduğunu, bu nedenle çekin bedelsizliği sebebiyle menfi tespit talepleri olduğunu, gelinen aşamada 15.09.2021 tarihli çekin tahsil için işleme konma ihtimali bulunduğunu, bu nedenle öncelikle tensiple ara kararla ivedi olarak Keşide Yeri İstanbul olan; … seri numaralı 15.09.2021 keşide tarihli 250.000,00-TL bedelli çek ile ilgili olarak teminatlı veya teminatsız olarak ivedilikle ödeme yasağı ve icra yasağı ihtiva eden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, esas yönden ise müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bedelsiz kalan çekle ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine, çekin iadesine, 3. Kişilere verilmiş olması veya tahsil edilmesi durumunda davalılardan faizi ile birlikte istirdadına, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 28/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Yetki itirazında bulunduklarını, müvekillerinin yerleşim yerlerinin Anadolu Mahkemeleri yargı alanında kaldığını, dava konusu çekin bedelsiz olduğuna ilişkin bir dava olduğunu, davacı ile müvekkili arasında söz konusu hukuki uyuşmazlığın çekin taşınmaz satımı için cayma akçesi olarak verilmesinden doğduğunu, her ne kadar davalı taraf tacir olsa da dava konusu uyuşmazlığın davacının ticari işletmesi ile ilgili olmadığını, bu nedenle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca husumet itirazlarının da bulunduğunu, esas yönden ise; İstanbul İli, … İlçesi … Ada … Parselde kain taşınmazın satımına aracılık edilmesi iş ve işlemleri için müvekkili … ve …’in aralarında Alım Satıma Aracılık Sözleşmesini 12/07/2021 tarihinde akdettiklerini, müvekkilinin vekil olarak taşınmazın satışını üstlendiğini ve aracılık hizmet sözleşmesine istinaden taşınmaz malikleri olan müvekkilleri … ve …’ın aralarında tek yetki sözleşmesi akdettiklerini, davacı ile müvekkilinin taşınmazın 3.350.000,00 TL ‘den satılacağı konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma neticesinde davacı tarafından komisyon ücreti olarak müvekkiline 13/07/2021 tarihinde 20.000,00 TL emlak komisyon bedeli ödendiğini, müvekkili …’ın ise 12/07/2021 tarihinde 25.000,00 TL bedeli emlak komisyon bedeli olarak müvekkili …’e teslim ettiğini, söz konusu taşınmazın alım satımı konusunda davacı … ve müvekkili …’ın 04-05/08/2021 tarihinde …’ın tapuda davacı … adına ferağ vermesi için anlaştıklarını, bunun karşılığında ise müvekkili …’a … Bankası … Şubesine ait, … seri nolu, 250.000,00 TL bedelli çeki cayma akçesi olarak teslim ettiğini, çekin teminat çeki olarak verildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili … ve …’ın davacı ile aralarında taşınmazın alım ve satımına ilişkin olarak söz konusu çek ile herhangi bir hukuki ve fiili irtibatı bulunmadığından; müvekkilleri … ve … adına açılan davanın bedelsizlik davasının reddine, davacının söz konusu taşınmazı almak için …’e 20.000,00 TL komisyon ödeme ve cayma akçesi olarak söz konusu çek ile yakından uzaktan herhangi 250.000,00 TL bedelli çeki davalı …’a keşide etmesi üzerine kararlaştırılan tarih 04/08/2021-05/08/2021 tarihinde … Tapu Müdürlüğüne gelmemesi ve söz konusu taşınmazı almaması sabit olduğundan davacının davasının reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Tapu Fotoğrafı, Whatsapp görüşmeleri, Emlakçı …’e yapılan ödemenin dekontu ve …’in kartviziti, … seri numaralı 15.09.2021 keşide tarihli 250.000,00-TL bedelli çek fotoğrafı, … Noterliği’nden 31.08.2021 tarihli … Yevmiyeli ihtarname, Alım Satım Aracılık Sözleşmesi, Tek Yetki Sözleşmesi, Tediye Makbuzu, … Noterliği 10.09.2021 tarih ve … Yevmiye numaralı İhtarname Cevabı,Tediye Makbuzuna ilişkin banka havalesi ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit veçakin istirdatı istemine ilişkindir. İncelenen icra dosyasından tarafların dava ve taraf ehliyeti vardır.
Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir
Dava, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan, kapora adı altında davalıya verilen 250.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespiti, istirdatı talep edilmektedir.
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için, bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır (TBK m.77/1).
Kural olarak tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir. (TMK’nın 706, BK’nın 213 (…237 md.), Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Ka- nunu’nun 60.maddesi) Geçersiz olduğu için de taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmenin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, söz konusu geçerlilik şartını taşınmayan yani resmi şekilde yapılmayan tapulu taşınmazların harici satım sözleşmeleri geçersizdir. Bu durumda taraflarca geçersiz sözleşmeye dayanılarak menfi ve müspet zarar talep edilemeyip, sadece, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tarafların birbirlerine verdikleri talep edebileceğinden davacı da ödediği kapora ile satış bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilir. (Yargıtay 3. HD 2020/6633 E., 2021/9448 K. Nolu 06/10/2021 tarihli ilam)
Dosya kapsamında toplanan delillerden somut olayda, davacının davalı emlakçı … vasıtasıyla “İstanbul ili … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel’de kain taşınmazın satışı konusunda diğer davalı malikler …, … ve Babası … ile pazarlık edip belli bir fiyatta sözlü olarak anlaştığını ve … seri numaralı 15.09.2021 keşide tarihli 250.000,00-TL bedelli çeki güvence ve teminat amacı ile verdiğini, satışın gerçekleşmemesi sebebi ile çeki istediğini ancak iade edilmediğini beyan etmiş olup davalılar cevap dilekçesinde çekin cayma akçesi olarak verildiğini, anlaştıkları tarihte tapuya gelmediğini, alım satım ilişkisinin gerçekleşmediğini savunmuştur. Davalılar tarafından keşide edilen … Noterliğinin 10/09/2021 tarih … yevmiyeli ihtarnamesinde çekin kapora olarak verildiğini ve iade edilmeyeceğinin cevabi olarak bildirildiği görülmüş olup davadaki uyuşmazlık; davacı tarafından düzenlenerek kapora olarak verilen 250.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davacının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmenin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, söz konusu geçerlilik şartını taşınmayan yani resmi şekilde yapılmayan tapulu taşınmazların harici satım sözleşmeleri geçersizdir. Bu durumda taraflarca geçersiz sözleşmeye dayanılarak menfi ve müspet zarar talep edilemeyip, sadece, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tarafların birbirlerine verdikleri talep edebileceğinden davacı da ödediği kapora ile satış bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceği, dosya kapsamında harici satış sözleşmesi ile kapora olarak verilen çek sebebi ile davacının borçlu olmadığı ve çekin iadesinin gerektiği anlaşılmış olup dosya kapsamında sunulan sözleşmelerden, sözleşmenin davalılardan … ve … ile yapıldığı diğer davalıların sözleşmenin tarafı olmadıkları, çekin davalıların birlikte iktisap ettiklerine dair ispata yarar bir delil bulunmaması sebebi ile davanın davalılardan … ve … yönünden kabulüne karar verilmiş, diğer davalılar yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ve koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen KABULÜ Kısmen REDDİ ile;
1-)Keşidecisi … … olan 15/09/2021 düzenleme tarihli, … seri numaralı 250.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE, çekin istirdatına,
2-) Kötüniyet ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-) Davanın … ve … yönünden husumet yokluğundan reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.077,50-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 4.269,38-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 12.808,12TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.900,18-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 36.500,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı … ve … yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … ve …’e verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı … ve … tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
10-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/12/2023
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.