Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/723 E. 2023/899 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/723 Esas
KARAR NO : 2023/899
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 14/07/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin alacağının tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü 2022/… E.sayılı dosyası üzerinden … San.Tic.Aş. hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, işbu itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak davacının haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığını, haksız ve mesnetsiz olduğunu, işbu davaya ve icra takibine konu alacağın likit olduğunu, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Tensip zaptı ile davalı borçlunun 2019-2022 dönemlerine ait BA BS formlarının ilgili … Vergi Dairesinde celbine ilişkin ara karar tesis edilmesini, işbu ara kararın yerine getirilmesinin akabinde ön inceleme duruşması beklenmeksizin celse arasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere inceleme günü verilmesini, davanın kabulünü, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptalini, takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamını, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 20/12/2022tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, davacı tarafından davalıya teslim edilen hiçbir mal bulunmadığı gibi davalıya tebliğ edilen bir faturanın da bulunmadığını, mal sattığı ve teslim ettiği iddiasındaki davacının kestiği faturalara ilişkin sevk irsaliyelerini mahkemeye sunması gerektiğini, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davanın reddinin gerektiğinin ortaya çıkacağını, davacı yanın ne kadar kötü niyetle bu davayı ikamet ettiğinin anlaşılabilmesi için BA-BS sisteminin günümüzde nasıl işlediğinin anlaşılmasının yeterli olduğunu, davanın reddini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafın üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra dosyası, Arabuluculuk anlaşamama tutanağı, Ticari defterler, BA/BS formları, Hesap ekstreleri, Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
… İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde, davalı borçlu hakkında 19/10/2022 tarihinde 154.359,15TL faturadan kaynaklı asıl alacak ve 2.797,50TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresi içinde (23/10/2022) borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği, itiraz ile birlikte 24/10/2022 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 14/07/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; Tarafların tutulması zorunlu ticari defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, davacının defter beratlarının GİB sistemine yasal süresinde yüklendiği, defterlerin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, defterlerin sahipleri lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacı kayıtlarına göre davalıya 164.359,15-TL tutarında KDV dahil fatura düzenlendiğini davalının 10.000,00-TL kredi kartı ile ödeme yaptığı ve bu işlemlerin defter kayıtlarına işlendiği, Davalı defter ve belgelerinde davacı adına herhangi kayda rastlanamadığı, davacının kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davacının 154.359,15-TL alacaklı olduğunun görüş ve kanaatine varılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. Mahkememiz görevli ve yetkilidir. Tarafların incelenen icra dosyasına göre taraf ve dava ehliyeti vardır.
İtirazın iptali davasının yasal dayanağını oluşturan İİK.nun 67/1. maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği öngörülmüştür.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Davacı alacaklı taraflar arasındaki cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki cari hesap ve faturadan kaynaklı alacak istemine dayalı olarak icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın haklı olup olmadığı, alacağın tespiti halinde miktarı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususundadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya … aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarından davalı şirketin münferiden tek yetkilisinin … … … olduğu, 14/07/2021 tarihinde göreve başladığı, incelenen nüfus kayıtlarına göre davacı şirkete kredi kartı ile 31/08/2022 tarihinde 10.000,00TL ödeme yapan … …’ın … … …’ın babası olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı temin ettiği mallardan doğan toplam 154.359,15 TL tutarlı faturalardan kaynaklanan alacağı için icra takibi başlattığını ve davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği belirtmiş, bu kapsamda toplanan delillerden sonra alınan bilirkişi raporu, sunulan deliller üzerinde yapılan incelemeler sonucu; davacının defter ve kayıtlarında davacının davalı adına düzenlediği ve defter kayıtlarına işlenen faturalar toplamını 164.359,15-TL olduğu, davalı defter ve belgelerinde davacı adına herhangi kayda rastlanamadığı tespit edilmiş olup mahkememizce BA/BS formlarının incelenmesinde, davalı şirketin davacıdan yaptığı alım ve satımlara dair vergi dairesine 2022 tarihinde 161.167,92TL alım bildirdiği, yine 2022 yılında 17.470,93TL satış bildirimi yaptığı görülmüştür. Mahkememizce dosya da bulunan davacının davalıya mal teslimi için düzenlediği ve imzalı olduğu görülen ancak imzalayanın net okunamadığı 01.07.2022 tarihli sevk irsaliyesine dair açıklama yapması için davacıya süre verilmiş olup davacı teslim alan kişinin … olduğunu beyan etmiş olup davalının defterlerinde ve kabulünde olduğu üzere dava dışı … ‘in ihtilaf konusu dönemde davalı işyerinde çalıştığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya sunulan sevk irsaliyesine dair hiçbir itirazda bulunulmaması ve 22/12/2023 tarihli celse de e-duruşma yolu ile duruşmaya bağlanma talebi gönderdiği, talebinin mahkememizce kabul edildiği, duruşma gün ve saatinde e-duruşma bağlantısı gönderildiği halde davalı vekilinin e-duruşma talebine cevap vermemesi üzerine duruşmaya devam edilmiş olup tahkikatın bitirilip hüküm açıklandıktan sonra davalı vekili e-duruşma yolu ile bağlantı sağladığından beyanlarının alınmasına karar verilmiş ve sevk irsaliyesinde bulunan imzaların sahteliğini öne sürmüş olup bu savunma ve itirazı hüküm açıklandıktan sonra yapıldığından mahkememizce bu savunmaya değerlendirilememiştir. Ancak Ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarından davalı şirketin münferiden tek yetkilisinin … … … olduğu, incelenen nüfus kayıtlarına göre davacı şirkete kredi kartı ile 31/08/2022 tarihinde 10.000,00TL ödeme yapan … …’ın, … … …’ın babası olduğu, davalı şirketin davacıdan yaptığı alım ve satımlara dair vergi dairesine 2022 tarihinde 161.167,92TL alım bildirdiği, yine 2022 yılında 17.470,93TL satış bildirimi yaptığı ve imzalayanı net olarak okunamasa tarihlerle uyumlu bir sevk irsaliyesinin bulunduğu dikkate alındığında ticari ilişkilerinin bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği oluşan ticari kayıtlarda yapılan bilirkişi incelemesi ile yapılan tespitler sonucunda davalının, davacıya toplamda 154.359,15-TL tutarında asıl alacak yönünden borçlu olduğu, dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacı tarafın başlattığı takibe vaki itirazın iptaline, takibin takip talebinde belirtilen şartlarda kaldığı yerden aynen devamına, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın Kabulü ile; Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 154.359,15TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden DEVAMINA,
2- Hükmolunan asıl alacağın %20’si olan 30.871,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan10.544,27-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.850,29-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.693,98-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 3.539,24TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 24.697,46-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 3.120,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/12/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.