Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/716 E. 2023/110 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/716 Esas
KARAR NO : 2023/110

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 17/11/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı kurum ile yaptığı abonelik sözleşmesi neticesi adına kayıtlı olan … Hizmet no’lu tesisatla uzun süredir enerji kullandığını, müvekkili bugüne kadar faturalarını düzenli olarak ödediğini ve davalı kurum ile her hangi bir sorun yaşamadığını, müvekkili şirkete gelen davalı kurum çalışanları müvekkilinin tesisatında kaçak kullanım olduğu gerekçesiyle müvekkile 16.931,44-TL ve 35.112,08-TL kaçak elektrik faturası düzenlediklerini ve hiçbir fatura da taraflarına tebliğ edilmeden müvekkilinin enerjisinin kesildiğini müvekkili şirketin çalışamayacak durumda olduğunu, günlük sekiz saat çalışan iş yerini yönetmelik dışına çıkarak 21 saat çalışıyor gibi hesaplama yapıldığını ve 0.6 kulanım faktörü çarpan olarak alınmadan hesaplama yapıldığını, yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu beyan ederek; müvekkilinin abonesi olduğu … hizmet no’lu tesisatla ilgili olarak HMK 389.maddede yer alan şartların bulunması nedeniyle dava konusu alacağa dayalı olarak yapılacak elektrik kesme işleminin 16.931,44-TL ve 35.112,08-TL kaçak elektrik faturaları nedeniyle açacakları menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu adreste kurulu bulunan … hizmet numaralı tüketim noktasına ait tesisatta müvekkili şirket yetkilileri tarafından 19/10/2022 tarihinde yapılan kontrollerde, davacının 63202208 numaralı kayıtlı sayacın giriş kofrasından harici hat çekilerek kaçak enerji kullandığının tespit edildiğini, olaya istinaden müvekkili şirket yetkililerince …tarih ve … seri numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı tanzim edildiğin, söz konusu tutanağa istinaden Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri doğrultusunda hesaplamalar yapıldığını, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için kanunun aradığı şartların gerçekleşmediğini ve bulunması gereken yaklaşık ispat koşulunun da dava konusu somut olayda gerçekleşmediğini savunarak; davanın öncelikle usulden; aksi kanaat halinde ve nihayetinde esastan reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki kaçak/usulsüz elektrik kullanımına dayalı tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık faturadan kaynaklanmakta olup uyuşmazlığa konu sözleşmenin TTK’nda düzenlenmediğinden, ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde, davanın nispi ticari dava olduğu kabul edilecek Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır. Bu nedenle davacının, tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti gerekmektedir. İstanbul Vergi Dairesi Başlanlığına yazılan müzekkere cevabında davacının gelir getirici unsurlar yönünden mükellefiyet kaydının bulunmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda dava konusu ihtilaf fatura alacağına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup davalı taraf tacir olsa da davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla; TTK’da yer alan ticari davalardan olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023

Katip
e-imzalı*

Hakim
e-imzalı*