Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/70 E. 2022/456 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/70 Esas
KARAR NO :2022/456

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:09/12/2020
KARAR TARİHİ:29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … Emniyet Müdürlüğü kaza değerlendirme raporuna istinaden; 16.03.2018 tarihinde … Caddesi üzerinde … plakalı araç tarafından sigortalı … plakalı araca hasar verildiğinin tespit edildiğini, 26.04.2018 tarihinde ödenen 12.457,51-TL tutarında tazminatın kaza tarihinden itibaren başlayacak ticari faizi ile rücuen tazminini talep ettiklerini, taraflar arasındaki alacağın likit olduğunu, zarar neticesinde ödenen tazminatın ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin, TTK’da düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığını ve bu tür sözleşmelerin TTK’nın 3. ve 4. maddeleri hükümleri uyarınca mutlak ticari davalardan olması nedeni ile somut olayda ticari işlerdeki temerrüt faizi oranına hükmedilmesinin gerektiğini, bu nedenle alacağa ticari faiz uygulanmasını talep ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalı tarafın itirazının iptali ile 12.457,51-TL asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, huzurdaki davanın devam ettiği süreçte davalının malvarlığını azaltma ve elden çıkartma olasılığının yüksek olduğunu, bu durumda müvekkilinin dava sonuçlansa dahi alacağına kavuşamayacağını, bu sebeplerle mahkemece gösterilecek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini, …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davanın, ticari dava olması nedeni ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin tazminata konu kazayı gerçekleştirmemiş olduğunu, bu hususta düzenlenen tutanağın tamamıyla görgüye dayalı bir tutanak olduğunu, ne bir kamera görüntüsü ya da nede bir görgü tanığının ifadesi olduğunu, salt sigorta ettirilen araç sahibinin beyanlarına göre hazırlanmış bir tutanağı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, somut deliller ile davasını ispat etme yükümlülüğü altında olduğunu, aksini kabul halinde ise müvekkilinin plakasını bilen ve husumet besleyen herhangi birisi de başına gelen bir kaza sonucu müvekkili hakkında beyan ve ifade de bulunabileceğini buda kötü niyetin hukuk tarafından korunması manasına geldiğini, açıklanan gerekçeler ile öncelikle görev itirazlarının kabulüne, aksi durumda davanın ispatlanamaması nedeni ile reddine, yargılama harç ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası UYAP kayıtları, 06.01.2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı, … … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen davalı … … ilişkin vergi kaydının bulunduğuna dair ikinci sınıf tacir olduğunu içerir müzekkere cevabı, … Sigorta’dan gelen … numaralı hasar dosyası ve …-… numaralı poliçe ve ödeme dekontlarını içerir müzekkere cevabı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden gelen … plakalı araca ilişkin trafik kayıtları ile tramer kayıtlarını içerir müzekkere cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; meydana gelen trafik kazası nedeniyle, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödediği tazminat dolayısıyla yapılan ödemenin davalının kusuru oranında rücuen tazminat istemine dayalı yapılan icra takibi nedeniyle davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas numarası ile açılan dava, davalı tarafın görev itirazı sonucunda 2021/644 Karar numarası ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve mahkememizde yukarıda belirtilen esası aldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, 16.03.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketinin sigortalısına kaza sebebiyle araçta oluşan hasar bedelinin rücuen tazmini için başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, davaya konu kazaya sebebiyet vermediklerini, kaza tespit tutanağının salt kazayı yapan davacı sigorta ettirilen araç sahibinin beyanlarına göre hazırlandığını, olaya ilişkin herhangi bir görgü tanığı ya da kamera kaydının bulunmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının celb edilerek incelenmesinde; 13.05.2019 tarihinde alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 12.457,51-TL asıl alacak 1.20,12-TL faiz alacağı olmak üzere toplam 13.747,63-TL alacağın davacı şirketin trafik sigortası kapsamında yapılan ödemenin rücuen tazmini talebinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edildiği, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 06/01/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa, bu hak tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.”
Yine sigortacının halefiyet durumu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında ”Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
TTK m.1481 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer, Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur, (2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefıyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının düzenlediği poliçe ile üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra sigortalının halefi olabilmesinin birinci şartı sigorta tazminatının (gerek 6102 Sayılı TTK Md.1472, gerekse 6762 sayılı TTK. (Eski m.1301’de) 1472 maddesi ve Md. 1381 ‘e göre) gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye; geçerli bir poliçe kapsamından ve “poliçe genel+özel şartları ile çelişmeyen” rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödeme yapmış olmasıdır. Bu şart ile bir arada bulunması gereken ikinci şart ise, sigortacının sözleşmeye uygun olarak ödeme yaptığı sigortalının, sigorta zararı için üçüncü şahıslara karşı bir tazminat talebi hakkına sahip olmasıdır ve bu talep hakkı sigorta tazminatını ödeyen sigortacıya yaptığı ödeme paralelinde Kanun hükmü gereği geçer.
Halefiyetin tüm şartlarının bir arada gerçekleşmiş olduğu durumlarda, ayrıca temerrüt tarihi keşide edilmemiş olsa bile, sigortacının rücuen tazminat alacağına (Y.L1. HD. 11.10.2004 Tarih, 2004/570 E- 2004/9618 K. Sayılı kararında; “TTK. (Eski m.1301’de) 1472 maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava hakkı tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu nedenle sigortacının 3. Şahıslara rücu edebilme tarihi, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarihtir. Kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca bir ihtara gerek yoktur. Bu durum karşısında mahkemece, davacının ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi talebinin de kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denmek suretiyle tesis edilen hükümde de vurgulandığı gibi) sigortalıya yapılan ödeme tarihinden başlamak suretiyle faiz talep edilebilecektir.
Sigortacının, sigorta ettirene halef olabilmesi için öncelikle gerçekleşen riziko bedelini sigortalısına ödemesi gerektiğinden, davacının dava dışı sigortalıya 27/04/2018 tarihinde ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
Davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve hasar dosyası, düzenlenen eksper raporu, ödeme belgeleri, faturalar, tarafların beyanları dikkate alınarak Sigorta Uzmanı ve Makine Mühendisi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler Makine Mühendisi Nesimi Soner Dedeoğlu, Sigorta Uzmanı Duygu Boydaş tarafından düzenlenen 18/05/2022 tarihli heyet raporunda özetle; “Dosya kapsamında incelene tüm evraklar arasında, Kaza tespit tutanağının bulunmadığı, Söz konusu kazanın davacı iddiası haricinde oluş şekline yönelik dokümanın bulunmadığı, Kavşakta dönüş yapmakta olan … plaka sayılı aracın dosyada bulunan fotoğraftaki gibi dönüş yapması durumunda kendi aracının sağ tarafı ve önündeki aracın sol tarafına çarpmış olması gerektiği, bu kapsamda kaza yapmış olduğu iddia edilen … plaka sayılı aracın kazanın önden çekilmiş fotoğrafının da çarpma noktasının tespiti açısından önem arz ettiği, ayrıca dava konusu aracın sol arka köşe kısmında hasar oluştuğu Ve çarpma neticesinde sadece sol köşe tampon bölümünden alınan hasar ile arka camın havalı cam olması nedeni ile patlamasının teknik olarak mümkün olmadığı, bu nedenle … plaka sayılı aracın kazaya karışmış olduğuna dair herhangi bir emare bulunmadığından söz konusu aracın kazanın tarafi olarak kabul edilip kusur değerlendirmesi yapılamayacağı, hasar yönünden yapılan incelemede dava konusu aracın 2016 model …marka model araç olduğu, söz konusu aracın Motor No: …, Şase No: …. olduğu, dava konusu aracın eksper raporuna göre 37.683 km de olduğu, dosya muhteviyatında … tarafından tanzim edilmiş olan 19.03.2018 tarih ve numarasız Ekspertiz Raporunda söz konusu araçta KDV dahil 12.457,51 TL hasar meydana gelmiş olduğunun belirtilmiş olduğu, söz konusu Eksper Raporunun sigorta şirketi tarafından görevlendirilmiş bağımsız eksper raporu OLMADIĞI, ayrıca söz konusu Ekspertiz Raporunda kazanın oluş şeklinin dahi belirtilmemiş olduğu, dosya muhteviyatında kaza tespit tutanağının bulunmamış olması, aracın kaza mahallinde çekilen fotoğrafların bulunmadığı, dosya kapsamında çekilen fotoğrafların tamir atolyesinde çekilmiş olduğu, ayrıca kazanın davacının iddia etmiş olduğu hususları destekleyen gerekli bilgi, belge ve dokümanların bulunmadığı, dava konusu aracın sol arka köşe kısmında hasar oluştuğu ve çarpma neticesinde sadece sol köşe tampon bölümünden alınan hasar ile arka camın havalı cam olması nedeni ile patlamasının teknik olarak mümkün olmadığı, kazalı aracın … lüks segment araç kategorisinde olduğu, bu nedenle bağımsız eksper tarafından tanzim edilmemiş eksper raporuna göre davacı tarafından talep edilen miktarın kaza tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre çok düşük olduğu, dava konusu aracın Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına göre dava konusu kazadan 6 (altı) gün önce 10.03.2018 tarihli kaza kaydının bulunduğu, bu kapsamda henüz 6 gün önce kaza yapan aracın kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli, kaza sonrası onarılıp onarılmadığı, hangi parçaların hasar gördüğü vb. bilgilerin dosya muhteviyatına sunulması gerektiği, aksi taktirde mevcut hasarın 16.03.2018 tarihli kazada meydana gelmiş olacağından bahsedilemeyeceği, sayın mahkemenin kazanın iddia edilmiş gibi olduğu şeklinde kanaat oluşması durumunda anlaşmalı serviste onarımın yapıldığı dikkate alındığında değişen parça ve işçilik bedellerinde % 10 iskonto yapılması durumunda; toplam zararın 14.378,25 x % 10 = 1.437,83 TL iskonto tutarı 2.329,27 TL KDV %18 eklendiğinde; 15.269,70 TL olabileceği, ödenen tutarın KDV dahil 12.457,51 TL tutarın kadri marufunda olduğu (hasarın altında/ düşük olduğu), 19.03.2018 kayıt tarihli 20180016572 Hasar Dosyası için … ve Servis A.Ş. /İŞLETEN tarafından kesin eksper raporu ismi altında düzenlenen raporda olayın oluş şekli, kusur durumu, rücu durumu, aracın hasarlanan bölümleri ile hasarın oluş şeklinin illiyetini açıklar herhangi bir tespit ve görüş belirtilmeksizin düzenlenen raporda işletenin aynı zamanda davacı sigortacının anlaşmalı servisi olduğu, bu durumda mevcut dosyada bulunan belgelerde davacı sigorta şirketinin hasar ihbarı sonrası görevlendirdiği bir bağımsız tarafsız bir eksperin olmadığı, araç işleteninin aynı zamanda hem rent a car firmasının bulunduğu ve davacı sigorta şirketinin anlaşmalı yetkili servisi olduğu, servis tarafından düzenlenen ve sadece hasar miktarını gösteren bir rapor ile sigortalısına/anlaşmalı servisine ödeme yaptığı, raporda olayın oluş şekli ve illiyeti hususunda herhangi bir tartışmanın, olay yeri incelemesinin yapılmadığı, sigortalının beyan yükümlülüğünün yerine getirip getirilmediğinin tartışılmadığı, olay yeri olduğu iddia edilen kavşal inde ve çevresinde … da dahil olmak üzere bir çok iş yerinin bulunduğu, olay yerinin kamera kaydının her hangi bir açıdan alınmıyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, her ne kadar sigortalı araca çekiciye bağlı bir dorse aracın çarparak olay yerini terk etmiş olduğu beyanı ile kolluk kuvvetleri tarafından bir tutanak hazırlanmış olsa da hasarın o kavşak içinde meydana geldiğini ispatlar herhangi bir fotoğrafın-bir başka deyişle davacı tarafından sigortalı aracın kavşak içinde veya iddia edilen bölgede herhangi bir fotoğrafının dahi bulunmadığı, davacı vekilinin aracının sağ şeritte olduğu sol arka taraftan darbe aldığı iddiası ve sadece servisde çekilen (olay yerinde ve sigortalı aracın o kavşakta bulunduğunu ve orada hasar aldığını ispatlar hiçbir fotoğraf, kayıt ve tanık bulunmadığı) davacı vekili tarafından iddia edilen yerdeki izin bir fren izi olmasının mümkün olamayacağı kavşağın çapı, yolun iki şerit olması, yol kenarında park edilen ve seyir halinde araçların bulunması, tırın uzunluğu ve kavşakta sinyalizasyonun bulunması göz önüne alındığında, fotoğrafta bulunan tırın sol şeritte bulunarak kavşağı tamamlamasının/kavşak içinde dönebilmesinin, süratle ve fren yaparak bu eylemi tamamlamasının mümkün olmadığı, bununla beraber aracın sol arka far kısmından çarpıldığı/zarar gördüğü belirtilmesine karşın aracın arka camının patladığı ve sol yan tarafının tampon bölgesinden başlayarak ön kapı, çamurluk bölgesine kadar ağır kaporta hasarının bulunduğu çekilen tır fotoğrafında tırın kırmızı olduğu ancak araçtaki hasarın kaporta üzerindeki sürtme ve çarpma izlerinin beyaz olduğu, bağımsız eksper tarafından incelenmeyen, olay yeri görüntüleri olmayan, sadece kavşak içinde çekilen bir tır fotoğrafı ile olay yerine çağırılan kolluk kuvvetleri tarafından beyana dayalı olarak tutulan tespit raporu ile ve özellikle araçta bulunan hasarın ifade edilen olay ile nedensellik bağının kurulamayacağı, davacı sigorta şirketinin sigortalısına yapmış olduğu ödemenin bir jest ödemesi/exgragia ödemesi olduğu, sigortalı araca çarpan aracın davalıya ait olan çekici ve çekiciye bağlı dorse olduğunun yada kazanın oluş şeklinin ispatlanmadığı kanaatine ulaşılmış olup, takdir ve hukuki değerlendirilmesi Yüce Mahkemeye aittir.” yönünde görüş beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Tazminata konu trafik kazasının 16.03.2018 tarihinde meydana geldiği, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasarlandığı, davacının TTK 1472. maddesi gereği ödediği hasar bedeli uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğu, uyuşmazlık konusunun 06.06.2017 tarihinde davalı yana ait … plakalı araç ile davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe ile davacı yana ait … plakalı araca sol arka taraftan çarpması sonucu oluştuğu iddia edilen maddi hasarın tazminine yönelik başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yaptığı icra takibine ilişkin davalı borçlunun itirazının iptaline ilişkin olduğu, ancak dosya kapsamında sunulan mevcut belgeler ve fotoğrafların incelenmesinde, … İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında … plakalı araç ile … plakalı aracın ölümlü/yaralanmalı trafik kazası kaydının bulunmadığı ve bahse konu araçların defter kayıtlarımızdan yapılan incelemesinde … Trafik Denetleme Büro Amirliğimiz sorumluluk sahasında maddi hasarlı trafik kazasına karışmadığının tespit edildiği, ayrıca Polis Memurlarınca tanzim edilen maddi hasarlı kazaların sorgulamasının yapılabileceği bir sistem bulunmamakta olup, kaza raporu tanzim edilen yerde görevli trafik biriminin defter kayıtlarında kayıt tutulduğundan kaza mahali … dışında bulunan maddi hasarlı kazalar hakkında sorgu yapılamadığının belirtildiği, yine Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan müzekkere cevabı ve bilirkişilerce dosya kapsamında yapılan sorgulamada davaya konu kazadan yaklaşık 6 gün öncesinde kaza kaydının bulunduğu, bu haliyle bu kazadan dolayı dava konusu aracın hasar alıp almadığı, bu kazaya ilişkin trafik kaza tespit tutanağının düzenlenip düzenlenmediği, kaza sonrası araçta meydana gelen hasarın onarılıp onarılmadığına ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dosya kapsamında düzenlenen eksper raporu ve kaza değerlendirme raporu da dahil olmak üzere … plakalı aracın davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plakalı araca çarptığı anı gösterir karenin bulunmadığı, söz konusu kaza yerinin kavşak olması ve çevresinde birçok iş yerinin bulunması nedeniyle bu kazaya ilişkin kamera kaydının -görüntünün bulunmadığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı tarafın tanık ve yemin deliline dayanmadığı, iddia edilen kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının bulunmadığı, yalnızca davacı sigortalının tek taraflı beyanı ile düzenlenmiş olan kaza değerlendirme raporunun bulunduğu, ancak bu raporda da kazanın meydana geliş biçimine ilişkin açıklayıcı hiçbir bilginin yer verilmediği, davacı sigortanın sigortalısının başvurusu üzerine sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş bağımsız bir eksper raporunun olmadığı, doğrudan davacı sigorta şirketi tarafından ve yine kazanın oluşumuna ilişkin hiçbir açıklamanın yer almadığı bir eksper raporunun düzenlendiği, tüm bu açıklamalar neticesinde zararın … plakalı kamyon sürücüsü tarafından verildiğinin dosyada mübrez belgeler dahilinde ispatlanamadığı bu durumunda davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminatın bulunduğundan söz edilemeyeceği kanaati oluştuğundan ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 63,31-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 29/06/2022

Katip … Hakim …
E-imza E-imza