Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/671 E. 2022/680 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/671 Esas
KARAR NO :2022/680

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/10/2022
KARAR TARİHİ:17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Kurumun hizmet alım ihalesi kapsamında güvenlik firmalarında çalışan dava dışı … isimli güvenlik personellerine yapılan işçilik ödemelerinin sözleşmesel sorumluluk kapsamında güvenlik firmalarından rücuen tahsil edilmesi gerektiğini, sözleşmelerin ilgili hükümlerinde, yüklenicinin işin görülmesi sırasında ve/veya işin görülmesi nedeniyle istihdam ettiği kişiler ile yaşayacağı hukuki ihtilaflar nedeniyle (işten çıkarma, işten ayrılma, istihdam edilenin haklı nedene sözleşmeyi feshi vb.) yürürlükteki mevzuat hükümleri nedeniyle davacı kurumun da sorumlu tutulabileceği, tüm zararlarda (Kıdem, İhbar tazminatı, manevi tazminat, işe iade vb.) davacı kurumun sorumlu olmadığını, kurumun yukarıda belirtilen nedenlerle herhangi bir ödeme yapmak zorunluluğunda kalması durumunda yapılan bu ödemeyi başkaca bir ihbar ve/veya ihtara gerek olmadan, tamamen, nakden ve defaten davacı kuruma ödeyeceğini kabul ve taahhüt edeceğini, davacı kurum tarafından, herhangi bir ödeme yapılması halinde hisse oranlarına bakılmaksızın, tamamının yükleniciden tahsil edileceği şeklinde hükümler yer aldığını, dava dışı çalışanların çalıştığı yüklenici firmalara işçilik alacakları ödemelerine ilişkin ihtarlarda bulunulduğunu, buna rağmen, mezkur yüklenici firmalardan herhangi bir ödeme yapılmadığını, Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince işçileri çalıştıran firmalardan rücuen tahsil edilmesi gerektiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı firmalar çalışanları olan davadışı yukarıda mezkur işçilere ödenen davalı firmaların sorumluluğundaki tüm ödemelerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md.109 hükmü gereğince şimdilik 16.000,00 TL’lik kısmının mezkur icra dosyalarına ödendiği ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte ( davalı … Limited Şirketi yönünden 6.000,00-TL, davalı … … … Limited Şirketi yönünden şimdilik 6.000,00-TL, davalı … … Limited Şirketi yönünden şimdilik 4.000,00-TL,) tahsiline, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … Ltd.Şti. vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı işçiler, müvekkili şirket uhdesinde kısmi sürelerle çalıştığını, dava dışı işçilerden …, müvekkili şirket uhdesinde çalışırken 30.09.2013 tarihinde istifa ettiğini, dolayısıyla istifa ile sona eren sözleşme kapsamında dava dışı işçiye ödenen tazminatı kabul etmelerinin söz konusu olmadığını, öte yandan davacı kurum ile imzalanan hizmet alım sözleşmesinde işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olduğuna ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığını, bahse konu olan sözleşmede kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir ifade yer almadığının açık olduğunu, her ihale ve sözleşme dönemine ilişkin düzenlenen şartname hükümleri incelenmeden, dava dışı işçinin çalıştığı dönem sonunda hak ettiği kıdem tazminatından müvekkili şirketinde sorumlu olduğunun iddia edilmesi hakkaniyetle bağdaşmadığını beyan ederek; öncelikle davanın yetki ve görev yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … … Ltd.Şti. vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Huzurda görülmekte olan dava 4734 sayılı Kamu İhale kanuna mevzuatına göre yapılmış Hizmet alım işine ait sözleşmeden kaynaklanmakta olup TRT nin kurum olarak tacir vasfıda bulunmadığını, mevcut alacak talebi tarafların işletmesi ile ilgili de olmadığını, bu sebeple genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple esasa girilmeden davanın görev yönünden reddine karar verilmesini gerektiğini, davacı tarafından talep edilen rücuen tazminat istemi ile ilgili borçlar kanunun 73. maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı defi’in de bulunduklarını bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı kurum yetkililerinin personele rızaen yaptığı ödemede, müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmadığından davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, Ayrıca 4857 Sayılı İş Kanunun 6. Maddesine göre müvekkilinin işçilik alacaklarından kanuni sorumluluğu devir tarihinden itibaren 2 yıl ile sınırlı olduğunu beyan ederek; görev itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, hukuka ve yasaya aykırı olan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı … Kurumu tarafından hizmet alım ihalesi kapsamında dava dışı işçilere ödenen bedellerin davalılardan rücuen tahsili istemine yönelik açılan tazminat davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda dava davacı … Kurumu tarafından hizmet alım ihalesi kapsamında dava dışı işçilere ödenen bedellerin davalılardan rücuen tahsili istemine yönelik olup, davalıların tacir olduğu ve uyuşmazlık konusunun ticari işletmesiyle ilgili olduğundan tereddüt bulunmamaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/II. maddesi uyarınca Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun tacir olarak kabulü mümkün olmadığından, tacirin işlerinin ticari olması esasının da burada kullanılmasını imkânsız hale getirmektedir. Bu halde; rücu talebine konu istem her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmayıp ticari iş niteliğinde olmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup, Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla sonuçlandırılması zorunludur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2022/869 E. 2022/699 K. Sayılı ilamı da bu yöndedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/11/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*