Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/670 E. 2022/732 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/670 Esas
KARAR NO : 2022/732
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 31/10/2022
KARAR TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasınında her ne kadar 01/11/2022 tarihli tensip tutanağı ile ön inceleme duruşma günü tayin edilmiş ise de; vergi dairesi yazı cevabında davacının esnaf olduğu bildirildiğinden; celse arasında ele alınan dosyada;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı Vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun ticari nitelikli ve … nolu sözleşme ile elektrik abonesi olduğunu, abonelik sözleşmesi kapsamında elektrik tüketimini davalıdan sağlandığını, davalı tarafça ; 16.10.2022 tarihinde cep telefonuna gelen kısa mesajla 123.000,00 TL tutarlı elektrik borcu tahakkuk ettirildiği bildirildiğini, müvekkilinin kuruma müracaat edip konuyu sorduğunda anılan tahakkukun kaçak elektrik kaynaklı olduğunu, içeriğinde;” şirket kayıtlarında olmayan bir sayaçtan doğrudan bağlantı yaparak elektrik tüketimi yaptınız” şeklinde bir ibareye yer verildiğini, kaçak elektrik kullanımı iddiası ile borç tahakkuku yapıldığını ve ödenmesi talep edildiğini, davalı kurum tarafından kaçak tespitinin ne zaman yapıldığı ne kadar süre ile kaçak elektrik kullanıldığı, gün başına ne kadar süre ile kaçak elektrik kullanımı sağlandığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, davaya konu tespit tutanağında izlenmesi gereken usul ve yöntemler göz ardı edilerek ve usulsüz olarak, yönetmelik, elektrik enerjisi düzenleme kurul kararı ve yargıtayın içtihadı da göz önüne alınmadan tutulduğunu, bu nedenle bu tutanağa dayanılarak kaçak elektrik enerjisi kullanıldığı iddiası yersiz olduğunu, Düzenlenen tutanak ve yapılan tespit usulsüz ve geçersiz olduğunu, bu sebeple de müvekkili tarafından kuruma müracaat edilerek söz konusu faturaya itiraz edildiğini ve kurum tarafından olumlu cevap verilmediğini, müvekkil tarafından kaçak işlemi yapılmadığını , herhangi bir alternatif tesisat ile hat çekilmediği açık olduğunu, davalı kurumun bu tespiti nasıl yaptığı belirsiz olduğunu, tespite dair müvekkiline herhangi bir kayıt ya da görüntü de ibraz edilmediğini, müvekkilinini bu kadar kullanım yapması da fiziken mümkün olmadığını, müvekkilinin kaçak elektrik enerjisi kullanmadığını, davaya konu tespit tutanağında izlenmesi gereken usul ve yöntemlerin göz ardı edilerek ve usulsüz olarak tutulduğunu, davalı kurumun haksız ve hukuka aykırı şekilde tahakkuk ettiği 228.337,22 TL kaçak elektrik kullanım cezasının iptalini ve fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla 120.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Kaçak elektrik kullanım tespiti ve tahakkuku mevzuata uygun olup Kurum işlemlerinde herhangi bir hata bulunmadığını, dava konusu adreste kurulu bulunan … hizmet numaralı tüketim noktasına ait tesisat mahallinde müvekkil saha ekipleri tarafından 20.10.2022 tarihinde yapılan kontrollerde “giriş sigortasından harici hat çekilerek kaçak elektrik enerjisi kullanıldığı” tespit edildiğini, söz konusu tespit neticesinde müvekkil saha ekiplerince tespit edilen davacı adına 20.10.2022 tarihli H/578734 seri numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı tanzim edildiğini, İşbu tutanağa istinaden Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri doğrultusunda, 03.11.2022 son ödeme tarihli, 17.640 kWh karşılığı 92.579,47-TL tutarında kaçak elektrik kullanım faturası ve 03.11.2022 son ödeme tarihli, 18.130 kWh karşılığı 38.601,67-TL tutarında kaçak ek tüketim faturası düzenlendiğini, Fatura hesaplaması, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri kapsamında yapılmış olup kaçak elektrik tarifesinden tahakkuk ettirildiğini, tespit ve tahakkukta hata bulunmadığını, şirketlerince uygulanması zorunlu olan, onaylı ulusal tarife bileşenleri hakkında müvekkili Kurumun herhangi bir tasarrufu söz konusu olmadığını, konu hakkında tasarruf sahibi olan Kurum EPDK olduğunu, davacı her ne kadar kaçak elektrik kullanmadığını iddia ettiğini, dosyasına iddiasını ve tutanakların aksini kanıtlar nitelikte, tespit tutanağı ve sair belgelerle aynı kapsam ve mahiyette herhangi bir somut delil sunmadığını, açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden, aksi kanaat halinde esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: Fatura , Kaçak Kullanım Yazısı ,İtiraz Evrağı, Mevcut Abonelik Sözleşmesi, Kurum Abonelik Dosyası ve Tüm Dosya Kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki kaçak/usulsüz elektrik kullanımına dayalı tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık faturadan kaynaklanmakta olup uyuşmazlığa konu sözleşmenin TTK’nda düzenlenmediğinden, ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde, davanın nispi ticari dava olduğu kabul edilecek ve Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır. Bu nedenle davacının, tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti gerekmektedir. … Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında davacının gelir vergisi beyannamelerinin gönderildiği, beyannamelerde davacının Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesindeki limitleri aşmadığının bildirildiği, davacının esnaf olduğu ve gelirinin Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesindeki sınırları aşmadığı ve esnaf işletmesi kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda dava konusu ihtilaf fatura alacağına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup davalı taraf tacir olsa da davacı tarafın esnaf olduğu anlaşılmakla; TTK’da yer alan ticari davalardan olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/12/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.