Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/655 E. 2023/763 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/655 Esas
KARAR NO : 2023/763
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2022
KARAR TARİHİ : 17/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 24/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … Anonim Şirketi aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın işbu takibe ve borca itiraz ettiğini, davacı şirketin 19.11.2020 tarihinde 30.000,00-TL kaparo bedeli ödeyerek davalı firmadan sipariş verdiği … … Serisi aracın satışının iptal olduğunu, davalı borçlu tarafından araç alımının iptal olması durumunda kaparo bedelinin iade edileceğinin taahhüt edildiğini, iptal olan işbu araç satımı sebebiyle, 14.12.2020 tarihinde 30.000,00-TL olan kaparo bedelinin 20.000,00-TL tutarının iade edildiğini, geriye kalan 10.000,00-TL tutarın iade dilmeyeceğine ilişkin davacı şirkete fatura kesildiğini, davalı tarafın, işbu haksız kesilen fatura ile tarafları geriye kalan kaparo bedeline Zeytinburnu 1.Noteri numaralı ihtarname ile itiraz edildiğini, davacı şirket tarafından yapılan itiraza rağmen davalı firma tarafından, davacıya ödenen kaparo miktarından kalan miktarın iade edilmediği TBK md 177 gereğince “kaparo taraflar arasında yazılı bir şekilde belirtilen aksi bir hüküm olmadıkça niteliği itibariyle bağlanma parası olup sözleşmenin kurulduğunun kanıtı olduğunu, davalı tarafın hiçbir somut dayanak göstermeden soyut bir şekilde borca itiraz ettiğini, haklı alacaklarını geciktirme gayesi taşıyan işbu itirazın iptalinin gerektiğini, dava konusu alacağın likit nitelikte bulunmasından dolayı İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine %20’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulünü, itirazın iptalini, takibin devamını, alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan 20/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Tacir olan davacının, davalıdan kaynaklanan hiçbir kusurun söz konusu olmaksızın, tek taraflı olarak sözleşmeden cayması nedeniyle, TBK 236.maddesi uyarınca müvekkilinin uğradığı zararın tazmininin gerektiğini, davalı tarafından faturaya dayalı olarak yapılan kesintinin davacı tarafından iadesinin talep edilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı tacir şirketin dava dilekçesinden de anlaşıldığı gibi, davalıdan kaynaklanan hiçbir kusurun söz konusu olmadığını, davacı tarafça aracın satın alınmasından vazgeçildi müvekkiline isnat edilecek herhangi bir kusurun varlı Müvekkili şirketin, davacı tarafından talep edilen bağlanma parasını uğradığı zararlara karşılık irad kaydettiğini, bu hususun hukuka ve içtihatlara uygun olduğunu, davacının satın almaktan vazgeçtiği aracın, yeni ve sıfır km olduğunu, trafik siciline tescilli olmadığı için aracın satışına ilişkin sözleşmenin herhangi bir şekil şartına tabi tutulmadığını, bu nedenle davacının da kabul ettiği gibi sözlü bir satış sözleşmesi gerçekleştiğini, sözleşmeden cayan davacının davalı şirketin uğradığı zararı tazmin etmesi gerektiğini, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, davanın reddini, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Arabuluculuk anlaşamama tutanağı, … İcra Dairesi 2021/… Esas sayılı icra dosyası, Dekontlar, İhtarname, Ödemenin ve iadenin yapıldığına dair banka kayıtları, Faturalar, Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
…. İcra Dairesinin 2021/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde, davalı borçlu hakkında 14/10/2021 tarihinde 10.000,00TL asıl alacak ve 606,58TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresi içinde (22/10/2021) borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği, itiraz ile birlikte 22/10/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Muhasebeci bilirkişi … ve Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan 21/07/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davalının 5.945,62-TL kota prim zararı ve 9.512,15-TL hedeflenen satış karı olmak üzere, davacı ile davalının toplam 15.457,77-TL zararının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava, kapora bedelinin iadesine ilişkin olarak başlatılan icra takibine karşı davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. Mahkememiz görevli ve yetkilidir. Tarafların incelenen icra dosyasına göre taraf ve dava ehliyeti vardır.
İtirazın iptali davasının yasal dayanağını oluşturan İİK.nun 67/1. maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği öngörülmüştür.
Davacı alacaklı kapora bedelinin iadesine ilişkin olarak davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıdan özel sipariş ile araç siparişinde bulunmuş, bilahare sözleşmeden caymıştır. Davalı tarafça sunulan belgelerden aracın bilahare dava dışı kişiye satıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yapılan sözlü sözleşme ile … … araç satış sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafından 19.11.2020 tarihinde “… … A.Ş. … Kapora Bedeli- …” açıklamasıyla 30.000,00TL gönderildiği, 14.12.2020 tarihinde kapora iade ödemesi açıklaması ile davacıya 20.000 TL hesabına iade ettiği, 14.01.2021 tarihli “araç alımından vazgeçilmesi nedeniyle uğranılan zarar ilişkin kesinti ” açıklamalı olarak 10.000,00TL fatura düzenlediği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 136. maddesinde; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.” ;
177. maddesinde “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” ;
236. maddesinde ise “Borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Dosya kapsamında toplanan delillerden somut olayda; aracın satış değerinin 269.009,00TL olarak belirlendiği, davacı tarafından 30.000 TL ödeme yapıldığı ve sipariş iptal sonrasında dosya kapsamında mevcut 31.12.2020 tarihli fatura içeriğinden dava konusu aracın 259.487,85TL karşılığında dava dışı 3. bir şahsa satılmış olduğunun, bu haliyle Aralık ayı sonunda aracın satışa hazır hale getirildiğinin anlaşıldığı, bu bağlamda somut olayda davalı firmanın sözleşmeye aykırılık durumunun söz konusu olmadığı, davalının söz konusu aracı daha düşük bir fiyatla satmak suretiyle ve alınan bilirkişi raporu ile toplam 15.457,77TL zarara uğradığı da anlaşıldığından TBK’nın 236. maddesi gereğince borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararını gidermekle yükümlü olup davalı satıcı da aldığı bağlanma parasını uğradığı zarara mahsup ettiğini belirterek savunma yaptığından, davalının TBK’nun 236. maddesine göre uğradığı zararlarla ilgili bilirkişi raporu ile tespit yapılmış ve davalının zararlarının davacının ödediği bağlanma parasından mahsubu sonrasında geriye artan bir miktar bulunmadığı, TBK’nın 236. maddesi gereğince satıcının uğradığı zararın 10.000,00TL’lik kısmının bağlanma parasından tenzilinde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85TL maktu harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 189,15TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 10.606,58TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine resen iadesine,
Dair, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/11/2023

Katip …

Hakim …