Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/612 E. 2022/719 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/612 Esas
KARAR NO : 2022/719
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı … A.Ş.’nin (“Şirket”) arasında 09.12.2021 tarihinde 2 yıl süreli Restoran İş Ortaklığı Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalandığını, müvekkili, … Mah, … Cad. No: … /İstanbul adresinde hali hazırda faaliyet gösteren ve başta çiğköfte olmak üzere, belirli ürünler satan küçük çapta bir işletme olduğunu, taraflar arasında akdedilen ilgili sözleşmenin, davalı şirket tarafından tek taraflı olarak müvekkiline imzalatıldığını ve sözleşmenin taraflarca imzalanmış aslı, davalı şirkette tek nüsha olarak bulunduğunu, müvekkili, sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren tüm sorumluluklarını eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, bu bağlamda müvekkili, davalı şirket aracılığıyla gerçekleştirmiş olduğu binlerce ürünün satışı noktasında, görevlerini eksiksiz şekilde ifa ettiğini, bu satış ve işlemler noktasında müvekkiline ait işletmenin, şirketin bilgi ekranında da yer alan rakamlara göre de 2005 toplam işlemin (şirketin restoran paneli bilgisine göre), 1585’inde müşterilerin tam memnuniyet puanını alarak çevre işletmelerde dahil olmak üzere, bölgede en çok müşteri memnuniyeti oluşturan işletmelerden birisi olduğunu, davalı şirketin, 02.08.2022 tarih ve … yevmiye numarasıyla … Noterliği’nden gönderilen ihtarname ile “Şirket’e ait www…. com internet sitesi üzerinden birden çok üyelik hesabı açılarak her bir kullanıcı için yalnızca tek sefere mahsus ve üç alışverişte geçerli indirim kampanyası kapsamında birden çok indirim kuponu kullanmak suretiyle aynı zamanda 5237 Sayılı TCK uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilebilecek sistem üzerinden haksız ve hileli kazanç elde edilmesi eylemleri neticesinde Restoran İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin haklı nedenle feshedildiğini, … İletişim ve Satış Ticaret A.Ş tarafından kalan hakedişin mahsup edildiği (5.496 (beşbindörtyüzdoksanaltı) TL) ve hakedişten karşılanmayıp kalan 3.796 (üçbinyediyüzdoksanaltı) TL’nin ödenmesini” müvekkiline bildirildiğini, 11.08.2022 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numarasıyla ihtarnameye cevap verilerek davalı şirkete karşı ihtarda bulunulduğunu, sözleşmenin tek taraflı olarak hazırlanarak neredeyse tüm sorumluluğu müvekkiline yükleyen bir düzenleme içerdiğini ve tamamen davalı şirketten kaynaklanan bir sebepten dolayı verilecek bir ceza karşısında müvekkilinin sorumlu tutulması, ihtarda da belirtilen Temmuz 2022 tarihine ilişkin 5.496 TL’nin itiraz edemeden hakedişinden kesinti yapılması dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu nedenle hakedişinden yapılan kesintinin iadesine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, sözleşmeyi tek taraflı olarak hazırlama hakkına sahip gören davalı şirketin, tek başına belirlediği bu bedellerin veya yaptırımların zayıf tarafa yükletildiğini ve bu durumdan da faydalanmaya çalışıldığını, davalının tüm üye kuruluşlar/esnaflara karşı matbu olarak düzenlenen sözleşme maddelerinin içeriğinin açıkça belirtilmesinin zorunlu olduğunu ancak davalı şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirmediği hatta ucu son derece açık ve her yöne çekilebilecek maddelerle aleyhe ağır yük getirilmekte olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulüyle; müvekkilinin hakedişi olan toplam 5.496 (beşbindörtyüzdoksanaltı) TL’nin haksız fesih tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, asliye ticaret mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğini, …’na müzekkere yazılarak davacının gerçek kişi tacir kaydının sorulmasında davacı … ‘in gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı davranarak yemek kuponlarından usulsüz biçimde yararlananın davacı olduğunu, malvarlığı zarara uğrayanın müvekkil şirket olduğunu, yapılan feshin haksız olduğunu, müvekkili … A.Ş., 12.10.2009 tarihinde kurulmuş olduğunu, ticari faaliyetlerini gerek tüketiciler gerek sektör çapında yüksek bilinirliğe sahip www…..com internet sitesi üzerinden sürdürerek giyimden ayakkabıya aksesuardan kozmetiğe birçok ürünü kendisine ait bahse konu internet sitesi aracılığı satışa sunulmasını sağlamakta olduğunu, müvekkil şirketin, bugün için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde çok sayıda marka tescili ve başvurusu bulunduğunu, davacı … ile müvekkili şirket arasında Aralık 2021 tarihinde Restoran İş Ortaklığı Sözleşmesi (“Sözleşme”) akdedilmiş olduğunu, sözleşme kapsamında davacı, müvekkili şirket tarafından yönetilmekte olan açık Pazar modeli elektronik ticaret platformuna üye olarak bu platformda satış yapmakta olduğunu, yapılan satışlardan müvekkili şirket de davacının kendisine ödeyeceği komisyon karşılığında sahibi olduğu platformun hizmetlerinden faydalandırmakta olduğunu, taraflar arasında bahse konu ticari ilişki devam etmekteyken Sözleşme’nin müvekkili şirket tarafından gönderilen … Noterliği’nin 02.08.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haksız olarak feshedildiğini iddia ettiğini, davacının iddialarının herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını, sözleşme’nin feshedildiğinin ihtarnamede de bildirildiğini, şirket içerisinde olası sulistimallerin önlenmesine yönelik yapılan çalışmalar neticesinde de davacının 2022 Temmuz ayı içerisinde “… ” uygulaması üzerinden her bir kullanıcı için yalnızca tek sefere özgü indirim kuponlarından hileli bir biçimde faydalandığı algoritmik bilgiler vasıtasıyla tespit edildiğini, bu algoritmik bilgilerin, uygulamanın yüklü bulunduğu aynı cihaz üzerinden davacı tarafından açılan birden çok hesap ve bu hesaplara ait sipariş bilgileriyle sabit hale geldiğini, davacının müvekkili şirket ile ticari ilişkisi devam etmekteyken sözleşme hükümlerine aykırı olacak şekilde, platformda … uygulaması kullanan kullanıcılara/müşterilere sağlanması hedeflenen kampanya ve/veya indirim kuponlarından haksız ve hileli yöntemlerle yararlandığı açık bir biçimde tespit edildiğinden, sözleşme haklı olarak derhal feshedildiğini, müvekkili şirket ile arasındaki ticari ilişkiyi kötüye kullanan davacının Sözleşme’si … Noterliği’nin 02.08.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haklı nedenle feshedildiğini, açıklanan nedenlerle; davanın ticari dava sayılamayacağından, davanın esasına girilmeksizin mahkemenizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili istanbul asliye hukuk mahkemelerine gönderilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksan davanın esastan reddine, avukatlık ücreti ile tüm yargılama giderlerinin davacı’ya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davalı yanın, taraflar arasında 09/12/2021 tarihinde imzalanan Restoran İş Ortaklığı Sözleşmesi’ne aykırı davranmasından dolayı davacı yanın hakedişinden haksız yere yapılan kesintinin iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Yargıtay 11.H.D.’nin 06/03/2018 Tarih ve 2016/11515 E-2018/1718 K sayılı kararında da vurgulandığı gibi, TTK’nun 12. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü ile anılan Yasa’nın 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” Yine TTK’nun 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
TTK’nun 11(1) maddesi kapsamında ticari işletme esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış olup, ticari işletmenin ticaret siciline kayıtlı olmaması bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık iş ortaklığı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığa konu sözleşmenin TTK’nda düzenlenmediğinden, ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde, davanın nispi ticari dava olduğu kabul edilecek Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır. Bu nedenle davacının, tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti gerekmektedir. … Dairesine yazılan müzekkere cevabında davacının 21/07/2020 tarihi itibariyle faaliyetine başladığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2021 yıllık gelir vergisi beyannamesine göre dönem içinde elde edilen hasılatın 6.833,96-TL olduğu, zararının 6.152,11-TL olduğu, vergiye tabi gelirinin 0- TL olarak kaydedildiği, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1.md/a bendinde yer alan düzenlemesi gereğince “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesine göre ;
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı7.200.000.000 (400.000 TL) lirayı veya satışlarının tutarı 8.640.000.000 (570.000 TL) lirayı aşanlar;
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 3.600.000.000 (200.000 TL) lirayı aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 7.200.000.000 (400.000 TL) lirayı aşanlar;” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, böylece davacının gelirinin Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesindeki sınırları aşmadığı ve esnaf işletmesi kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda dava konusu ihtilafın taraflar arasında 09/12/2021 tarihinde imzalanan Restoran İş Ortaklığı Sözleşmesi’ne aykırı davranmasından dolayı davacı yanın hakedişinden haksız yere yapılan kesintinin iadesi talebine ilişkin olup davalı taraf tacir olsa da davacı tarafın esnaf olduğu anlaşılmakla; TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır