Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/585 E. 2022/572 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/585 Esas
KARAR NO : 2022/572
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 26/09/2022
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, … müşteri numaralı abonenin fiili kullanıcısı olduğunu, ilgili tesisat “… Mah. … Sok. No: … Dükkan … /İstanbul” adlı işletmesine ait olduğunu, bu işletmenin müvekkiline ait olup kendisi esnaf olarak faaliyet yürüttüğünü, davalı tedarikçi şirketçe müvekkilinin kaçak elektrik kullandığı iddia edilerek toplam bedeli 64.245-TL olan iki adet fatura düzenlendiğini ve müvekkiline ait işletmenin elektriğinin kesildiğini, müvekkili kaçak elektrik tespitinin ne şekilde yapıldığını öğrenmek için kaçak elektrik tespit tutanağının kendisine verilmesini istedğini ancak davalı şirketçe tutulduğu iddia edilen kaçak elektrik tespit tutanağının kendisine verilmediğini, bunun üzerine müvekkili 16.09.2021 tarihli itiraz dilekçesini davalı şirkete verdiğini, ancak kendisine hiçbir şekilde dönüş yapılmadığını, yaptığı itirazdan sonuç alamayan müvekkili kesilen elektriğinin yeniden bağlanması için davalı tarafça düzenlenen faturaların bedelini ödemek zorunda kaldığını beyan ederek; … müşteri numaralı tesisata kesilen “Kaçak Kullanım veya Usulsüz Tüketim” cezasının tamamının iptaline ve müvekkili tarafından 64.245-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle iadesine, aksi kanaatte fazla kesilen cezanın iptaline ve fazladan yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle iadesine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki kaçak/usulsüz elektrik kullanımına dayalı tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda dava konusu ihtilaf fatura alacağına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup davalı taraf tacir olsa da davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilmiş olmakla esnaf olduğu anlaşılmakla; TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır