Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/497 E. 2022/503 K. 15.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL GEREKÇELİ KARAR
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1335 Esas
KARAR NO : 2022/485

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 21.08.2019 tarihinde davalı …’ın yönetimindeki … plakalı aracın, … Mahallesi …. Caddesi üzerinde bulunan, yol üzerinde işaretlenen ve levhalarla belirlenmiş olan yaya geçidinden geçerken müvekkiline çarptığı ve meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını, davalı …’ın … plakalı aracın sahibi olduğunu, olay yerine gelen trafik ekipleri tarafından düzenlenen kaza tutanağında davalı …’ın doğrudan doğruya bir trafik kuralını ihlal ederek müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, davalının sahibi olduğu ve kullandığı araçta hasarın olmadığı, müvekkilinin olaydan sonra … Hastanesine kaldırıldığını, buradaki ilk muayenesinde sol kaval kemiği ve baldır kemiklerinin kırıldığı, sol dizinde hassasiyet mevcut olduğu ve bacağının üzerine basamadığı tespit edilerek bacağın alçıya alındığını, müvekkilinin kişisel ihtiyaçlarını bile tek başına gideremeyecek bir duruma geldiğini, bu nedenle müvekkilinin bakımını kızı ve eşinin üstlendiğini, müvekkilinin şu anda yatalak durumda olması onu ve çocuklarını büyük bir bunalıma soktuğu ve yıkıma sürüklediğini, müvekkilinin çalışamadığından dolayı aylık gelirinden de olduğunu, buna ilişkin olarak davalılardan …’ın hakkında müvekkili tarafından suç duyurusunda da bulunulduğunu, davalı hakkında … 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında taksirle yaralama suçundan kovuşturmaya başlandığını, davalılardan …’ın üzerine kayıtlı ve … plakalı aracın üzerine davalının mal kaçırmasını engellemek amacıyla tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla,1.000,00 TL maddi tazminat, ( bakıcı masrafları, tedavi masrafları, çalışamadığı günlere ilişkin ücret yani geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere ) müştereken ve müteselsilen, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı asilden alınmak üzere toplam 101.000,00-TL belirsiz alacağın,kaza tarihinden itibaren bankalarca uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın öncelikle dava şartları yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından dava dilekçesi ile geçici iş göremezlik ve kalıcı maluliyete tedavi giderlerine ilişkin talepte bulunulduğunu, taleplerin yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğu, … plakalı aracın … numaralı 05.03.2019/2020 dönemine ilişkin ZMMS poliçesi (trafik sigorta poliçesi)
müvekkil şirket nezdinde düzenlendiğini, trafik sigorta poliçesi kapsamında, şahıs başına sakatlık ve ölüm teminatının 360.000-TL olduğu, 2918 Sayılı KTK 90. maddesi ile “ZMMS sigortası kapsamındaki tazminatların, bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu, söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirildiğini, ilgili genel şartlar kapsamında teminat türleri ve kapsamının belirlendiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve bu döneme ilişkin bakıcı gideri sigorta teminatının kapsamı dışında olduğunu, maluliyet oranı kesin olarak tespit edilmediğini, maluliyete ilişkin yasal düzenlemelere uygun kesin ve sürekli maluliyet raporu sunulmadığını, davacı yan da maluliyete ilişkin bir belge ve rapor sunamadığını, kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesi gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık
oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınması gerektiğini, davacının malul olduğuna ilişkin bir delil ve rapor bulunmadığını, müvekkil şirket ile davacı arasında ticari bir ilişki bulunmadığı gibi olay KTK 85. maddesi kapsamına işletenin sorumluluğun Trafik Sigortası Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası kapsamında sorumluluğuna ilişkin olduğunu, sigortalının davacılara yönelik haksız fiilinden doğan iş bu davada ancak yasal faiz talep edilebileceğini, dava konusu olay haksız fiil iddiasına dayalı bedensel zararın tazminine ilişkin olduğunu, gerek TBK gerekse de KTK’da yer alan Halefiyet kuralı gereği, avans faizine ilişkin talebin reddi gerektiğini, izah edilen nedenlerle dava dilekçesine konu ek ve deliller tebliğ edildiğinde ayrıca cevap ve beyanda bulunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile, daimi maluliyet bulunmadığından davanın reddine, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin teminat kapsamı dışında olması nedeni ile reddine, temerrütleri söz konusu olmadığından ve hadisenin ticari niteliği bulunmadığından avans faiz talebinin dahi reddine, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili tarafından Mahkemeye verilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkile yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın görevsiz mahkemede açıldığı, davanın görevsizlik kararı verilerek görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkile dava konusu ile ilgili ticari arabuluculuğa davet mektubu iletilmediği, … 53. Asliye Ceza Mahkemesinde ceza yargılaması devam ettiğini, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesini talep ettiklerini, 21.08.2019 tarihli trafik tutanağının son sayfasında müvekkilin kusuru olmadığı kayıt altına alındığı, 21.08.2019 tarihli sağlık raporunda davacının yapılan ilk tespitinde “genel durumunun iyi olduğu, bilincinin açık olduğu ” açık bir şekilde ifade edildiği, raporda bir başka sağlık kuruluşuna sevki dahi gerekli görülmemişken davacının dava dilekçesindeki iddiaları mesnetsiz kaldığı, davacı yanın gerek kendisi gerek ailesi hakkında yapmış olduğu açıklamaları kabul etmedikleri, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olarak görülmemesi gerektiği, davacının talep kısmında belirtmiş olduğu 100.000,00 TL manevi tazminat rakamsal olarak değerlendirildiğinde hakkaniyetli bir talep olmadığı, izah edildiği üzere; gerek yukarıda belirtilen sebeplerle gerekse resen nazara alınacak sebeplerle, davanın görevsizlik kararı verilmek suretiyle görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesini, haksız maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve davacının tüm taleplerin, ferileri ve faizi ile birlikte reddini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER : … Sosyal Güvenlik Müdürlüğü’nden gelen …’ya ait çalışmaları ve gelir durumu ile ilgili sigortalı hizmet dökümü, iş yeri ünvan listesi ve sosyal güvenlik kayıt belgesi, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden gelen … hakkında yapılan tahkikat neticesinde tanzim olunan tutanak, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden gelen …’ya ait tedavi evrakları, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden gelen … hakkında yapılan tahkikat neticesinde tanzim olunan tutanak, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden gelen … plakalı araca ait trafik kayıtları, … 53.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası UYAP sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının 21.08.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminat istemine ilişkindir.
… CBS’nin …1 soruşturma … esas sayılı dosyası ile Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan … numaralı İddianamenin düzenlendiği, bunun üzerine davalılardan …’ın sanık olarak yer aldığı … 53. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas numaralı dosyanın açıldığı, dosyanın incelenmesinde katılan vekilinin kaza nedeniyle uğradıkları zarar tutarını mahkemeye bildirdikleri, bu zararın sanık tarafından karşılanıp karşılanmayacağına ilişkin sanığa şerhli davetiye çıkarıldığı, ancak davetiyenin iade döndüğü bunun üzerine yeniden davetiye çıkarılmasına karar verildiği ve yargılamanın bu şekilde ertelenerek hala devam ettiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesinde yargılama sırasında düzenlenen 17.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda; 21/08/2019 günü saat 09:00 sıralarında sürücü …sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … önündeki yaya geçidine geldiğinde, yaya geçidinden karşıdan karşıya geçen yaya …’ya çarpması neticesinde tek taraflı, yaralanmalı trafik kazası ile sonuçlanan olayda, Müşteki … bu kazayı hayatın doğal akışına göre engelleyemeyeceğinden dolayı, bu kazada herhangi bir KUSURU TESPİT EDİLEMEDİĞİ, Şüpheli …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile bu kazanın oluşunda 1. DERECEDE ASLİ KUSURLU OLDUĞU, takdir makamınıza ait olmak üzere görüş ve kanaatine varılmıştır, şeklinde tespitlerin yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce ilgili hastanelerden tedavi evrakları getirilmiş, ilgili kolluktan mali durum araştırması yapılmış, dava konusu kazaya ilişkin SGK tarafından bağlanan herhangi bir aylığın bulunup bulunmadığı, veya da başkaca bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, gelen evraklar neticesinde kusur durumunun belirlenmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Aktüerya Uzmanı ve Adli Trafik Bilirkişi tarafından düzenlenen 25.01.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; ” Kaza tespit tutanağına göre, 21.08.2019 günü saat:09.10 sıralarında, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … İli, … İlçesinde, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde seyir halindeyken … Sokak Kavşağına geldiğinde, üzerinde bulunan yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya …’ya çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kaza yerinin tetkikinde trafik kazasının, … İli, … İlçesinde, … Mahallesi, … Çeşme Caddesi- …Sokak- Başçavuş Sokak kavşağında … önünde meydana geldiği, yol tipinin tek yönlü yol olduğu, yol sınıfının Cadde olduğu, kaza yerinde azami hız limitinin 50 Km. olduğu, kaza esnasında kaplamanın asfalt ve ıslak, nemli, havanın yağmurlu ve zamanın gündüz olduğu, yatay güzergah olarak düz ve düşey güzergah olarak eğimli olduğu, yaya yolu (kaldırım), yol şerit çizgisi ve aydınlatma trafik görevlisi ve yaya geçidi bulunduğu, oto korkuluk, emniyet şeridi (banket), ışıklı/sesli işaret (trafik lambası), görüşe engel cisim ve kazaya etken yol sorunu bulunmadığı,
Kusur yönünden yapılan irdelemede, … plakalı aracın sürücüsü …’ın Karayolları Trafik Kanununun, 47.maddesinin c) ve d) fıkraları ile 52.maddesinin a) ve b) fıkralarını ve 74.maddesini ihlal ederek; Meskun mahalde araç ile seyir halindeyken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, Karayolları Trafiık Kanununun 74.maddesine göre, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışları ile yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek, özelliklede kazada olduğu gibi yağışlı hava ve ıslak zeminlerde, aracın hızını aracın yük, teknik özelliğine, görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve ani gelişebilecek trafik olgusu içindeki olaylara karşı dikkatli ve tedbirli olmak, yaya geçitlerine ve kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmak zorunda olduğu halde sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla, trafik kazasının meydana geldiği, … İli, … İlçesinde, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde seyir halindeyken …Sokak Kavşağına geldiğinde … Caddesi üzerinde bulunan yaya geçidinden yolun sağında soluna doğru karşıdan karşıya geçmekte olan yaya …’ya çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, yaya geçidinde yolun sağında soluna doğru karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya geçiş önceliği hakkını vermediği, aracı ile dikkatli ve tedbirli seyretmesi gerekirken, uyulması zorunlu olan emredici kurallara aykırı davranış göstererek dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği yaya …’ya Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki Krokiye göre geçişini tamamlamak üzereyken çarptığı anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, %100 (YÜZDE YÜZ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU, yaya …’nun; Karayolları Trafik Kanununun 68.maddesinin b) fıkrasının 3.bendindeki, Yayalar, bu yerlerden geçerken; “Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar,” hükmünün kazadan önce, (Mülga:18/10/2018-7148/23 md.) mülga edildiği, bu durumda Trafik kazasının meydana gelmesine direk etki eden Trafik kuralı olarak uymak zorunda iken ihlal ettikleri Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddeleri bulunmadığı anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında KUSURUNUN OLMADIĞI,” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Dava konusu trafik kazasından dolayı … T.C kimlik numaralı …’nun 21.08.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle, MALULİYET oranının % olarak hesaplanarak rapor düzenlenmesi için dosya ATK’ya gönderilmiş, ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/04/2021 tarihli maluliyet ön raporuna göre belirlenen eksiklikler mahkememizce tamamlanarak yeniden maluliyet raporu düzenlenmesi için ATK 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmiş, bunun üzerine 06/08/2021 tarihinde düzenlenen raporda … oğlu, 20.05.1944 doğumlu …’nun 21.08.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre, Kas İskelet Sistemi, Alt Ekstremiteye ait Yaralanmalarda Özürlülük, Tablo 3.33b’ye göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %3 (yüzdeüç) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Dosya mevcut kusur raporu ve maluliyet raporu doğrultusunda aktüerya bilirkişine tevdi edilmiş olup bilirkişinin 23/09/2021 tarihli raporundan özetle: ” kaza nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilginin yer almadığı, davacının olay tarihinde 75 yaşında olduğu, 75 yaşında bir erkeğin TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömürünün 7,24 yıl olduğu, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant hesap yöntemi kullanılarak yapıldığı, malulün aylık net gelirinin bilinen dönem ve dönem için AGİ hariç ASGARİ ÜCRET olarak hesaplamaya dahil edildiği, davacının kaza tarihinde 75 yaşında olmasından dolayı aktif dönem hesabın yapılmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olarak belirlendiğini, bu sebeple yapılan hesaplama sonucunda geçici iş göremezlik tazminatının 11.685,42-TL olarak belirlendiği, talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 8.004,6-TL olduğu, davacının dava öncesinde sigorta şirketine 28.11.2019 tarihinde yazılı başvuruda bulunduğu , 8 iş günü sonrası olan 10.12.2019 tarihinde temerrüde düşmüş sayılıp temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceği ve yasal faiz talep edilebileceği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Aktüerya bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları ve beyanları doğrultusunda dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişinin 10/12/2021 tarihli raporunda özetle: ” davacı vekili müvekkilinin 2019 yılına ait gelirinin asgari ücretin çok üzerinde olduğunu ve 2019 yılına ait gelir vergisi beyannamelerini sunduğu, dosya içerisine sunulan davacıya ait 2019 yılına ait gelir verigisi beyannamesinin incelendiği, davacı …’nun vergi sonrası net gelirinin 13.443,52 TL olduğu, bu tutarın yıllık tutar olduğu, aylık gelirinin ise 13.443,52 / 12 = 1.120,29 TL olduğu, aktüeryal hesaplamada gelir asgari ücretin altında olsa dahi minimum asgari ücret hesaplamaya dahil edildiği, asgari ücretin üzerinde gelir kazandığı beyan ediliyorsa dahi davacının 75 yaşında olması sebebiyle pasif dönem hesabının AGİ hariç asgari ücretten yapılabileceği, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu, tüm bu sebeplerle daha önce hesaplaması yapılan tazminat bedellerine ilişkin herhangi bir değişiklik yapılmayacağı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
SGK’ yazılan müzekkere cevabında ise … T.C. kimlik numaralı …’nun 21/08/2019 tarihinde (söz konusu tarih Medula Hastane kayıtlarından tespit edilmiştir) geçirdiği iddia olunan trafik kazası ile ilgili olarak anılan kişinin 13.06.1983 tarihinden itibaren sigorta primi bulunmamakta olup Merkezimize sürekli iş göremezlik geliri ile ilgili herhangi bir başvurusu yoktur ve Merkezimiz tarafından kişiye geçici iş göremezlik ödemesi ile rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı, bilgisi yer almıştır.
Davacı vekili 16/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL olarak talep etmekte oldukları maddi tazminatının 19.689,48-TL olarak ıslah etmiş, harcını ikmal etmiş ve ıslah dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Ancak davacı tarafın maddi tazminata ilişkin talebinin birden fazla kalemden oluşması nedeniyle mahkememizce davacı tarafa maddi tazminata ilişkin taleplerini somutlaştırması, kalem kalem ayırıp belirtmesi için süre verilmiş, bunun üzerine davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile talepleri ayrı ayrı açıklanarak ıslah miktarları belirlenmiştir.
Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Davacının 28/11/2019 tarihinde sigorta şirketine başvuru yaptığı ve 8 iş günü sonrası 10/12/2019 tarihi olduğundan 04/12/2019 tarihinde temerrüde düştüğü ve yasal faiz istenebileceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Islah halinde temerrüt faizi yönünden ise; haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle dava dosyamızda ıslah edilen miktar bakımından da temerrüt tarihiden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Aktüerya bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın Yargıtay 17. HD’ nin 2020/2598 E. 2021/34 K 14.01.2021 tarihli kararı ve T.C. Yargıtay 17. HD. 2016/18222 E. 2019/9513 K. 16.10.2019 tarihli kararları doğrultusunda, TRH 2010 Yaşama Tablosu ve progresif rant yöntemi olarak adlandırılan hesaplama yöntemi dikkate alınarak düzenlendiği anlaşılmakla sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı yönünden dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış olup davacı vekilinin 16/12/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 8.004,6-TL’ye arttırdığı, geçici iş göremezlik talebini 11.685,42-TL’ye arttırdığı anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının 8.004,6-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 11.685,42-TL geçici iş göremezlik tazminatının davacının dava öncesinde sigorta şirketine 28.11.2019 tarihinde yazılı başvuruda bulunduğu, 6098 sayılı TBK madde 117/2 gereği 8 iş günü sonrası olan 10.12.2019 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilerek bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Yine 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, 21/08/2019 tarihinde meydana gelen kazada davacının yaralanması sonrasında İstanbul Anadolu CBS 2019/153261 Soruşturma sayılı dosyasında alınan 17/09/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; “1) Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum OLMADIĞI, Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte OLMADIĞI, Vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında, şahısta saptanan kırığın hayat fonksiyonlarını ORTA(2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu ” belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası neticesinde, davacının yaşamını tehlikeye sokan bir durumun oluşması, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kaza nedeniyle davacı tarafta yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacının 30.000,00-TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 21/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının bakıcı gideri talebi yönünden ATK raporunda tespit yapılmadığı ve davacı tarafça bakıcı giderinin bulunduğuna dair ispata elverişli belge sunulmadığı dikkate alınarak koşulları oluşmayan bakıcı giderine yönelik tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının tedavi giderleri yönünden davacı tarafın tedavi giderlerine yönelik zararını ispatlayıcı bir belge sunulmadığı anlaşılmakla tedavi gideri talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
a)Davacının 8.004,6-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 21/08/2019 tarihinden itibaren(davalı … Sigorta A.Ş yönünden 10/12/2019 temerrüt tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacının 11.685,42 TL geçici iş göremezlik tazminatının 21/08/2019 tarihinden itibaren(davalı … Sigorta A.Ş yönünden 10/12/2019 temerrüt tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davacının bakıcı gideri ve tedavi giderine yönelik talebinin reddine,
2)Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacının 30.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 21/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan(49.690,02‬-TL) kısım üzerinden hesaplanan 3.394,28 TL nisbi karar harcının davacı tarafça yatırılan 1.724,83 TL peşin harç ve 319,20 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.044,03 TL harçtan mahsubu ile 1.350,26 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacı lehine maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı lehine manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalılar lehine manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin (davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.724,83 TL peşin harç, 319,20-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.088,43-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-)Davacı tarafından 2.250,00 -TL Bilirkişi ücreti, 452,20-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.702,20 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.121,84-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 548,01-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, 771,99-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
10-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı 19/07/2022

Katip Hakim
¸e-imzalı ¸e-imzalı