Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/479 E. 2023/107 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/334 Esas
KARAR NO : 2023/88
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … markasıyla ve www…..com alan adlı internet sitesi üzerinden e-ticaret sektöründe faaliyetlerini sürdüren müvekkili şirketin, akdedilen sözleşmelere istinaden ülke genelindeki birçok gerçek ve/veya tüzel kişi tacirin ürünlerinin satışına da aracılık ettiğini, davalı tarafla da 03.04.2020 tarihinde Satıcı İş Ortaklığı ve İlan Sözleşmesi akdedilmiş bulunduğunu, satıcıların platform üzerinden işlem yapabilmelerinin öncelikli koşulunun bu sözleşmeyi elektronik ortamda onaylamaları olduğunu, sözleşme uyarınca davalıya ait ürünlerin www…..com alan adlı internet sitesi üzerinden tüketicilere satışa sunulduğunu, her bir satış işlemiyle ilgili olarak da müvekkilinin kararlaştırılan oranlardaki komisyonlar başta olmak üzere cezai şart, hediye çeki, kargo ve iade bedellerinden kaynaklı sair hak ediş bakiyeleri doğduğunu, müvekkiline ait platform üzerinden yapılan işlemler neticesinde her bir taraf nezdinde doğan hak edişlerin faturalandırılarak cari hesaba kaydedildiğini, müvekkili şirketin, sözleşmenin diğer tarafı olan satıcıların cari hesapta alacak bakiyeleri doğduğunda ödeme işlemlerini gecikme olmaksızın yerine getirdiğini, buna karşın davalı gibi birçok satıcı tarafından borç bakiyelerinin ödenmediğini, ödeme konusunda yapılan sözlü görüşmeler ile iadeli taahhütlü olarak gönderilen ihtar mahiyetindeki ödeme mektuplarına da olumlu yanıt alınamadığını, dolayısıyla da borçlu konumundaki satıcılar aleyhine alacağın tahsili bakımından icra müdürlükleri nezdinde yasal işlemler başlatıldığını, davalı tarafın cari hesabı da 4.280,28 TL tutarında borç bakiyesi vermesine rağmen ilgili tutarın kararlaştırılan vade tarihinde ödenmediğini, yapılan sözlü görüşmeler ile davalının sözleşmede yazılı adresine tebliğ edilen ödeme mektubundan da olumlu bir netice elde edilemediğini, bu bakımdan borçlu konumundaki davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalı – borçluya 11/02/2021 tarihinde tebliği akabinde yasal süresi içerisinde itirazda bulunulduğu için icra müdürlüğü tarafından takip işlemlerinin durdurulmasına karar verildiğini, icra dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek; davanın kabulü ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle dosya borçlusu – davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirkete çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, taraflar arasında imzalanan satıcı iş ortaklığı ve ilan sözleşmesi sureti, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, cari hesap ekstresi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, sözleşmeden kaynaklı cari hesaba dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 4.280,28 TL borcun ödenmesi amacıyla 26/01/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 11/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 17/02/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse de taraflar arasında düzenlenen sözleşmede İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkisi belirlendiğinden HMK 17. Maddesi gereğince itirazın reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için ihtaratlı tebligat yapıldığı ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 02/12/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin ticari defter onayları yasal süresinde yaptırıldığından, defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, 2020 yılında yapılan kayıtlardan dolayı davalı şirket hesabına 255.661,83 TL borç, borca karşılık olarak da 255.543,94 TL alacak kaydedildiği, dolayısıyla 30.12.2020 tarihi itibariyle davalı şirketin 4.280,28 TL borç bakiyesinin bulunduğu, 22.01.2021 tarihinde ise kargo yansıtma bedeli açıklamasıyla davalı şirket hesabına 73,14 TL borç kaydedildiği, buna göre 27.01.2021 takip tarihi itibariyle davalı şirket borç bakiyesinin 4.353,42 TL olduğu, söz konusu bakiyenin 4.280,28 TL lık kısmının takip ve dava konusu edildiği, taraflar arasında Satıcı İş Ortaklığı ve İlan Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme’nin konusunun, satışla ilgili kullanılan Platform’da davacı şirket tarafından sunulan hizmetlerden, davalı satıcının yararlanmasına ilişkin şart ve koşulların belirlenmesi olduğu, bahsi geçen Sözleşme ve eklerinde davalı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu, davalı şirket borcuna ilişkin olarak, yazılı adresine tebliğ edildiği ifade edilen ödeme mektubu ile ilgili dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, ibraz edilmemesi sebebiyle, davalı şirket ticari defterleri üzerinde tespit ve değerlendirme yapılamadığı” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında satıcı iş ortaklığı ve ilan sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun, satışla ilgili kullanılan platformda davacı şirket tarafından sunulan hizmetlerden, davalı satıcının yararlanmasına ilişkin şart ve koşulların belirlenmesi olduğu, taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı olarak cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacının sözleşmeden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre 27.01.2021 takip tarihi itibariyle davalı şirket borç bakiyesinin 4.353,42 TL olduğu, söz konusu bakiyenin 4.280, 28 TL lık kısmının takip ve dava konusu edildiği, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde icra takibinde itirazda bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşmeye dayalı ticari ilişki ve cari hesap ilişkisinin bulunduğu sabit olup, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu cari hesap alacağından dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davacının talebi ile bağlı kalarak davanın kabulü ile davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (856,10 TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (856,10 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 292,39-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 211,69-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.280,28-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı ve 80,70-TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 900,00-TL Bilirkişi ücreti ve 178,50–TL posta giderinden ibaret toplam 1.078,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*