Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/478 E. 2023/222 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/478 Esas
KARAR NO : 2023/222
DAVA : Tanıma ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 03/08/2022 tarihli Dava dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın konusu Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, Yargıtay kararları doğrultusunda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davalının Türkiye’de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yerin bulunmadığını, uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı ile davalı arasında … Hukuk Mahkemesi 17. Şubesinde görülen davada Mahkemenin … Esas … Karar 15/03/2016 tarihli kararı ile davalının 85/100 tipi ihraç mali 3500 ton zifti davacıya teslimine karar verildiğini, bu karar … İli Genel Adliyesi … Temyiz Mahkemesi 1. Şubesinin denetiminden geçerek kesinleştiğini ve kararın icrası için … Hukuk Mahkemesi 17. Şubesi tarafından icra belgesinin verildiğini, yabancı mahkeme kararı apostil şerhine sahip olunan tercüme yapıldıktan sonra noter tarafından onaylandığını, Karar ayrıca Türkiye Cumhuriyeti … Büyükelçiliği tarafından tasdik edildiğini, davacı hakkında adı geçen yabancı mahkeme tarafından verilmiş kararın Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca geçerli kabul edilmesi ve icra edilebilmesi için huzurdaki davanın açıldığını, kesinleşmiş olan… Hukuk Mahkemesi 17. Şubesinde görülen davada … Esas numaralı … Karar numaralı 15/03/2016 tarihli kararın tanınması ve tenfizine ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan 14/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının sunmuş olduğu dava dilekçesinde 3.500 Ton ziftin teslimi davasında taraflar arasındaki ilişkinin ticari niteliğinde olduğunu belirterek Ticaret Mahkemesinde davanın açıldığını, tarafların arasındaki ilişkinin ticari olmadığını ve tarafların tacir olmadığını, İran’daki yapılan yargılamanın Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla hareket ettiğinin belirsiz olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiğini, Yabancı mahkeme kararının noter tasdikli ve apostil şerhini taşıyan tercüme evrakının sunulmadığını, İran Mahkemesinde davanın usulsüz tebligat nedeniyle davalının yokluğunda görüldüğünü, İran Mahkemesi bilirkişi raporuna göre davalının alınan bedelden fazla mal gönderildiğinin, yabancı mahkeme kararının tenfizi için kararı veren mahkemenin ülkesinde ilamın kesinleşmesinden itibaren infazı için sürenin geçtiğini, bu takdirde Türkiye’de kararın infazının mümkün olamayacağını, kararın 20/01/2018 tarihinde kesinleştiğini tenfiz davası ise 02/08/2022 tarihinde yaklaşık 4.5 yıl sonra açıldığını, bu nedenle İran hukukuna göre infaz zamanaşımının araştırılmasını ve zamanaşımı geçmiş ise davanın bu nedenle de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … Hukuk Mahkemesi 17.Şubesi’nin … Esas, … Karar Sayılı Karar sureti, … İli Genel Adliyesi … Temyiz Mahkemesi … .Şubesi’nin … Esas … Karar Sayılı Karar sureti, … İli Genel Adliyesi … Temyiz Mahkemesi 1.Şubesi’nin … Esas … Karar Sayılı Karar sureti, … Hukuk Mahkemesi 17.Şubesi Tarafından Verilen İcra Belgesi Sureti, Dava konusu Yabancı Mahkeme Kararının Temyiz Kararının, İcra Belgesinin ve Kesinleşme şerhinin onaylı Türkçe tercümesi, İran Mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
… Hukuk Mahkemesi 17.Şubesi’nin 15/03/2016 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararın onaylı tercümesinin incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar … aleyhine açılan 3500 ton zift teslimi istemine dayalı dava sonucunda davalı … ‘ye yönelik davanın düşmesine, davalı … ‘ye yönelik davanın 3500 ton zift alımı karşılığı 19.500.000.000 Riyal ödenmesine rağmen taahhüt edilen 3500 ton zift teslim edilmediğinden davalı … tarfından 3500 ton ziftin davacıya teslimine karar verildiği, karara yönelik temyiz başvurusu sonucunda … Temyiz Mahkemesi 1. Şubesi’nin 20/01/2018 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına kesin olarak karar verildiği, yeniden yargılama talebine yönelik başvuru sonucunda … Temyiz Mahkemesi … Şubesi’nin 08/04/2018 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile yeniden yargılama talebinin reddine kesin olarak karar verildiği ve … Yargı Komplexi Umumi Hukuk Mahkemesi 17.Şubesi’nin 15/03/2016 tarih, … Esas sayılı dosyasında verilen kararın onanması üzerine kesinleştiğine dair 05/05/2022 tarihli kesinleşme şerhinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.
Davacı taraf zift satımından kaynaklı 3500 ton zift alacağına ilişkin davalı hakkında verilen … Hukuk Mahkemesi 17.Şubesi’nin 15/03/2016 tarih, … Esas, … Karar sayılı İran Mahkemesi kararının tanınması ve tenfizini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerektiğini, dava konusu yabancı mahkeme kararının müvekkili davalıya usulsüz tebligat yapılarak görülen dava sonucunda verildiğini, davalı tarafça apostil şerhli kararın sunulmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu ihtilaf davacı tarafın tenfizini talep ettiği yabancı mahkeme kararının tenfizi koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Harçlar Kanunu’nun 4. maddesinde, yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi davalarında nispi harç alınacağı belirtildiğinden davacı tarafa eksik nispi harç tamamlatılmıştır.
Davalı tarafça davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik itirazında bulunulmuş ise de; eldeki davada taraflar gerçek kişi olsa da faaliyetlerini Ülkemiz sınırları dışında gerçekleştirdiklerinden dolayı bulundukları Ülkeye göre tacir araştırılması yapılması mümkün olmadığından ve yargılamayı uzatacağından, dosyadaki deliller kapsamında ihtilafın 3500 ton zift satımına ilişkin olması nedeniyle ticari satımdan kaynaklı olduğu ve davalı tarafça dosyaya sunulan yabancı mahkemedeki yargılama sırasında düzenlendiği öne sürülen bilirkişi raporunda zift satımının … Petrol şirketi tarafından yapıldığının belirtilmesi karşısında dava konusu ihtilafın tarafların ticari faaliyetinden kaynaklı ticari satıma ilişkin olması nedeniyle ticari dava niteliğindeki dava hakkında yabancı mahkeme tarafından verilen kararın tanınması ve tenfizi istemine bakmaya Mahkememizin görevli olduğuna kanaat getirildiğinden yargılamaya devam olunmuştur.
Tenfize ilişkin yasal düzenlemelere bakılacak olursa,
5718 sayılı MÖHUK’un Tenfiz İstemi başlıklı 52. maddesinde; (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri.
b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti.
c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.
5718 sayılı MÖHUK’un Dilekçeye eklenecek belgeler başlıklı 53. Maddesinde; (1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:
a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.
b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.
5718 sayılı MÖHUK’un 54/1 maddesinde;
“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir:
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması.
b) İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.” şeklinde tenfiz şartları düzenlenmiştir. Burada yasa koyucu “o yer kanunları uyarınca” ifadesini kullanarak, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılıp çağrılmadığının, mahkemede temsil edilip edilmediğinin, kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilip verilmediğinin belirlenmesinde lex fori’nin (tenfizi istenilen kararı veren mahkemenin bulunduğu ülke hukukunun) uygulanacağını açıkça düzenlemiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının ve Türkçe tercümesinin sureti sunulmuş olup, Mahkememizin 04/08/2022 tarihli tensip zaptının 10 numaralı bendi gereğince davacı vekiline MÖHUK 53/1-a maddesi gereğince tenfizini talep ettiği … Hukuk Mahkemesi 17.Şubesi’nin 15/03/2016 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararın ve kesinleşme şerhinin apostil şerhli aslı ile onanmış tercümesini sunması için 1 aylık kesin süre verilmiş, davacı vekilince 28/09/2022 tarihinde yabancı mahkeme kararının aslı ve tercümesinin sunulduğu beyan edilmiş ise de davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinin ekinde sadece tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının onaylı tercümesi ile yabancı mahkeme kararının suretinin bulunduğu, yabancı mahkeme kararının aslının verilen kesin süreye rağmen kesin süre içerisinde ve duruşma gününe karar dosyaya ibraz edilmediği anlaşıldığından 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 53. Maddesindeki tenfiz istemine ilişkin dilekçe ekinde yabancı mahkememe kararının aslının eklenmesine ilişkin yasal koşul tenfiz isteminde bulunan davacı vekilince yerine getirilmediğinden dolayı dava konusu yabancı mahkeme kararının tenfizi koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi davalarında Harçlar Kanunu’nun 4. maddesinde harcın nispi alınacağı açıkça belirtilmiş ise de taraf vekilleri lehine nispi avukatlık ücreti alınacağına dair açık bir düzenleme olmadığından Yargıtay 11.HD’nin 24.02.2016 tarihli, 2015/10020 E- 2016/1963 K sayılı emsal kararı doğrultusunda davanın reddine karar verildiğinden davalı lehine maktu vekalet ücreti tayin edilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 179,90-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 143.081,54-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/03/2023

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.