Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/474 E. 2023/727 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/474 Esas
KARAR NO : 2023/727
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 02/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında gerçekleşen ticaret nedeni faturalarından kaynaklı cari hesap uyarınca davalı şirketin borçlu olduğunu, dilekçe ekinde davalı şirket tarafından gönderilen 20.10.2021 tarihli mutabakat mektubunu sunduklarını, Eylül 2021 tarihi itibariyle davacı şirketin 220.913,04 TL alacaklı olduğu konusunda mutabık olduklarını, davalı şirket aleyhine ….İcra 2021/… E.Sayılı icra dosyasından icra takibine geçildiğini ve borçlu-davalı şirket vekili tarafından 18.11.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile icra takibine itiraz edildiğini, İtiraz tarihi ile aynı gün davacı şirkete 130.797,00-TL ödeme yapıldığını, icra takip talebinde talep edilen miktarın işlemiş faiz dahil 229.202,88-TL. olduğunu, bu miktarın 202.913,04- TL sinin asıl alacak, 26.289,84 TL sinin işlemiş faiz olduğunu, takip yapılması ile birlikte 18.370,65 TL vekalet ücreti, 102,30 TL takip masrafı ve 10.428,73 TL tahsil harcı olmak üzere toplam 28.901,68 + işlemiş faiz 26.289,84 – 55.191,52 TL’nin öncelikle yapılan ödemeden mahsubunun gerektiğini, Doktrindeki baskın görüşün “en uzaktakinden daha yakına” ilkesinden hareketle ilk mahsup giderlerden yapılır, sonraki mahsup faizden; en son ana borca sıra gelir şeklinde olduğunu, bu durumda borçlu tarafından itiraz yapıldığı gün yapılan 130.797,00 TL ödemeden faiz ve yargılama giderleri düşüldüğünde 75.605,48 TL nin anaparadan düşülerek kalan 127.307,56 TL si üzerinden itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, davalı borçlu şirketin itirazı haksız ve kötü niyetle yapılmış olup itirazının iptalinin gerektiğini, cari hesap mutabakatında da görüleceği üzere borç miktarı belirlenebilir bir durumda olduğu için icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalı borçlu tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olacağını, borçlu tarafından takip tarihinden sonra yapılan ödemenin öncelikle yargılama gideri ve faizden mahsup edilerek 127.307,56 TL ana paranın işlemiş faizleri ile ödenmek üzere itirazın olduğu için %20 icra inkar tazminatı ödenmesi yargılama giderleri tayin edilirken davalı borçlu tarafın arabuluculuk toplantısına iştirak etmediğinin dikkate alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan 08/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, yasaların emredici hükmü gereği davacının dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olup, delillerini sunması gerektiği halde dava dilekçesi içinde davaya konu olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve delil sunmadığını, davacı şirketin, Türkiye’nin ilk ve en büyük yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının borcun kaynağını oluşturduğunu iddia ettiği faturalar ve diğer delillerin kendilerine henüz tebliğ edilmediğini, davacı tarafın davalıyla olan ticareti hakkında bilgi vermekten imtina ettiğini, takibe konu edilen faturaların hangi mal/hizmet satışından kaynaklandığını, bu mal/hizmetin verilip verilmediğinin açıklanmadığını, ticari ilişki devam etmekteyken davacı tarafından ….İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edildiğini, davacının bu kez de itirazın kaldırılması için mahkemeye başvurduğunu, davalının davacıya herhangi bir nam altında borcu bulunmadığını, Likit olmayan alacak için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacının delil listesinde “mutabakat mektubu” başlıklı belgeyi ibraz ettiğini, söz konusu belgenin borç ikrarını içerdiğini ileri sürdüğünü, mutabakat metninde açıkça yazdığı gibi bildirilen tutarın cari hesap bakiyesini göstermekte olduğunu, ödenebilir alacağı ifade etmediğini, ödenebilir alacağın sözleşmenin türüne göre ayrıca hesaplanacağının davacıya gönderilen metinde net olarak ifade edildiğini, bu nedenle mutabakat metninin kesinleştiği iddiasının kabulünün hukuken mümkün olmadığını, davacının davasını HMK 194. Madde hükmüne uygun olarak somutlaştırması yönünde karar oluşturulmasını, davacının davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, … İcra Dairesine ait 2021/… Esas sayılı icra dosyası, tarafların mali ve ticari kayıt ve defterleri, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeler, taraflar arasındaki tüm yazışmalar, tarafların banka kayıtları, mutabakat mektubu dosya arasına alınmış ve deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmıştır.
…. İcra Dairesine ait 2021/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde, davalı borçlu hakkında 04/11/2021 tarihinde 202.913,04TLcari hesaptan kaynaklı asıl alacak ve 26.289,84TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresi içinde (18/11/2021) borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği, itiraz ile birlikte 24/11/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 01/02/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacının tutulması zorunlu ticari defterlerini TTK hükümlerine uygun olarak tuttuğu, defterlerin sahibi lehine takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere takdir-i delil niteliğine haiz olduğu, tarafların BA-BS formları karşılaştırıldığında; karşılıklı kesilen faturaların iki tarafın da kayıtlarında mevcut olduğu, 2020-2021 yıllarında davacının, davalıya KDV dahil 655.743,60-TL faturalandırma yaptığı, davalının ise davacıya 352.330,56-TL faturalandırma yaptığı, icra takip tarihinden öncesine kadar davalının davacıya 82.500,00-TL ödeme yaptığı, tarihi itibariyle davacının, davalıdan asıl alacak yönünden 220.913,04-TL alacaklı olduğu, İcra takip tarihinden sonra 18.11.2021 tarihinde davalının davacıya 130.797,00-TL ödeme yaptığı, asıl alacağa 9615,75 temerrüt faizi uygulanması durumunda en son kesilen faturaya 80 gün vade hesaplanarak talep edilebilecek faiz miktarının 26.786,46-TL olabileceği, İcra takip tarihinden sonra yapılan 130.797,00-TL ödemenin Yargıtay … Hukuk Dairesi, E 2018/… K. 2018/… T. 28.11.2018 ilamına göre düşümünün yapılıp yapılmayacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğunun görüş ve kanaatine varılmıştır.
Serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 04/10/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Davalı defter ve belgelerini mahkemece belirlenen inceleme gününde hazır etmediğinden dolayı davalı defter ve belge incelemesi yapılamadığı, 2020-2021 yıllarında davacının, davalıya KDV dahil 655.743,60-TL faturalandırma yaptığı, davalının ise davacıya 352.330,56-TL faturalandırma yaptığı, icra takip tarihinden öncesine kadar davalının davacıya 82.500,00-TL ödeme yaptığı, İcra takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan asıl alacak yönünden 220.913,04-TL alacaklı olduğu, icra takip tarihinden sonra 18.11.2021 tarihinde davalının davacıya 130.797,00-TL ödeme yaptığı, asıl alacağa 9615,75 temerrüt faizi uygulanması durumunda en son kesilen faturaya 80 gün vade hesaplanarak talep edilebilecek faiz miktarının 26.786,46-TL olabilecek İcra takip tarihinden sonra yapılan 130.797,00-TL ödemenin Yargıtay 12.Hukuk Dairesi, E 2018/7611 K. 2018/12418 T. 28.11.2018 ilamına göre düşümünün yapılmasının Sayın Mahkemece takdiri halinde icra takip dosya kapak hesabındaki gider ve faizin düşümünden sonra davacının asıl alacak tutarının 208.652,17-TL olabileceğinin görüş ve kanaatine varılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. Mahkememiz davanın konusu nedeniyle görevli ve yetkilidir. Tarafların incelenen icra dosyasına göre taraf ve dava ehliyeti vardır.
İtirazın iptali davasının yasal dayanağını oluşturan İİK.nun 67/1. maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği öngörülmüştür.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari sözleşme nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.02.2013 tarihli ve 2012/19-780 E., 2013/258 K. Sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “…Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.10.2011 gün ve E:2011/19-532, K:2011/640 sayılı ilamı ile anılan kararda belirtilen HGK’nun 20.10.2004 gün, E:2004/9-508 K:2004/562; 30.03.2005 gün, E:2005/19-200 K:2005/210; 08.06.2005 gün, E:2005/19-270 K:2005/365; 18.04.2007 gün, E:2007/19-159 K:2007/220; 04.07.2007 gün ve E:2007/13-453 K:2007/453; 09.02.2011 gün ve E:2011/13-29, K:56 sayılı kararları). Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Aynı ilke, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2003 gün ve E:2003/19-589, K:2003/645; 19.10.2011 gün ve E: 2011/19-532, K: 2011/640 sayılı ilamlarında da benimsenmiştir…”
Davacı taraf, davalı şirket ile yapılan sözleşme ile davalı tarafa tedarikçi olarak ürün tedarik edildiğini ancak davalı tarafça bedeli ödenmediğinden aradaki cari hesap alacağına ilişkin başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında ürün tedariğine ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça taraflar arasındaki tedarikçi satın alma sözleşmesi kapsamında davalıya satılıp teslim edilen ürünlere ilişkin cari hesap alacağının ödenmediğinin iddia edildiği, sunulan mutabakat mektubunda da 2021 yılı eylül ayı itibari ile borçlu ve mutabık olduklarına dair yazışmalarının bulunduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu sabit olup, davalı tarafça bunun aksi yönde bir itirazda bulunulmamıştır, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonrası düzenlenen rapora göre davacı şirketin davalıdan 220.913,04TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra 130.797,00TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup davalı tarafça aradaki sözleşme gereği malların satılması halinde ödeme yapılacağı bu nedenle davacı tarafa borçlarının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de davalı tarafın bilirkişi incelemesine ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği anlaşılmakla bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen raporlar dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmakla, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı dosya kapsamına ibraz edilen, sözleşme, fatura, cari hesap ve BA/BS formları ve mutabakat mektubu ile sabit olup, davacının incelenen ticari defterlerine göre davalıya tedarik ettiği mallar karşılığı davalı şirketten takip tarihi itibari ile 220.913,04TL miktarında alacaklı olduğu, mutabakat mektubu ile alacak borç ilişkisi 220.913,04TL üzerinden mutabık kalındıktan sonra davalının mutabık kalınan cari hesap yönünden temerrüte düşürüldüğüne dair bir delilin bulunmaması ve kısmı ödemenin icra müdürlüğünce TBK 100 maddesi kapsamında infaz aşamasında dikkate alınacağından davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2021/…Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin, takip ve dava tarihi itibarıyla belirlenen 220.913,04 TL asıl alacak miktarı ve asıl alacak miktarı olan 220.913,04TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile icra takibinin DEVAMINA, ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (kabul oranı: %70,79 )
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin, takip ve dava tarihi itibarıyla belirlenen 220.913,04 TL* asıl alacak miktarı ve asıl alacak miktarı olan 220.913,04TL’ye* takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile icra takibinin DEVAMINA, ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine,
2-Hükmolunan asıl alacağın %20’si olan 19.840,47TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.155,82TL nispi karar harcından peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.127,73TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.028,09TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.929,20TL yargılama giderinin kabul oranına göre 1.365,68TL sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, artan kısmının üzerine bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin 934,43TL sinin davalıdan, 385,57TL sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 03/11/2023
Tashih Şerhi: Kısa kararda ”takip ve dava tarihi itibarıyla belirlenen 202.913,04 TL* asıl alacak miktarı ve asıl alacak miktarı olan 202.913,04TL’ye* takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile icra takibinin DEVAMINA”, yazılmış ise de sehven onlar ve birler basamağında bulunan 2 rakamı ve 0 rakamı yanlış yazıldığı anlaşıldığından bu yazım hatası düzeltilerek düzeltilerek takip ve dava tarihi itibarıyla belirlenen 220.913,04 TL asıl alacak miktarı ve asıl alacak miktarı olan 220.913,04TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile icra takibinin DEVAMINA, şeklinde tashihine karar verilmiştir.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı