Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/354 E. 2022/585 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/354 Esas
KARAR NO:2022/585

DAVA-:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:16/10/2019
KARAR TARİHİ:07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 16/10/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkil …’ın dosya borçlusu şirketin ortaklarından birisi olup dosya borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığını ancak müvekkile gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesi ile müvekkilin kendisine daha önce gönderilen haciz ihbarnamelerinden haberdar olduğunu ve bu sebeple daha önceki haciz ihbarnamelerine itiraz edemediğini ve işbu menfi tespit davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkilin adına usulüne uygun olarak gönderilmiş 1. ve 2. Haciz ihbarnamesi hakkında bir tebligat olduğunu göremediklerini, dolayısıyla 1. ve 2. Haciz ihbarnamesinin yokluğu halinde de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ancak usulüne uygun bir şekilde bir ve ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiş bile olsa müvekkilin dosya borçlusu… … Şirketine herhangi bir borcu bulunmadığı için menfi tespit talebinin yine de kabulü gerektiğini beyan ederek müvekkilin dosya borçlusu… … Şirketine bir borcu olmadığının tespiti ile … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından müvekkil hakkında gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin 27/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 3. Haciz ihbarnamesini tebliğ alan davacının 1. ve 2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki itirazını şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesinde yapması gerekmekte iken, bu yönde dava açmadan doğrudan menfi tespit davası açması, 1. ve 2. Haciz ihbarnamesinden haberdar olduğunu gösterdiğini, davacının usulsüz tebligat iddiasının İcra Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden, Mahkememizin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/835 E. dosyadan verdiği 2022/801 K. nolu kararının kabulü mümkün olmadığını, her ne kadar menfi tespit davalarının arabululuculuk dava şartına tabi olup olmadığı konusunda çeşitli tartışmalar yapılmış ise de, Yargıtay en son ve yerleşmiş kararlarında menfi tespit davalarının dava şartı olarak arabuluculuğa tabi olduğuna kesin olarak karar verdiğini, Menfi tespit davaları her ne kadar eda davası olmayıp, bu davalarda bir miktar paradan borçlu olunmadığının tesbiti talep edilmekte ise de davalar sonucunda borçlu olunmayan kısımla ilgili olumsuz hüküm kurulduğunu, … … … isimli şirket, ticari olarak ödeme güçlüğü içerisinde olmamasına rağmen, mevcut menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları da borçlarını ödemeye yetmekte iken, şirket ortakları ve yetkilileri anlam verilemeyen bir şekilde şirketi sahipsiz bıraktığını ve bir anda ulaşılamaz olduklarını, müvekkil … Gıda San. A.Ş. nin alacaklarının tahsili için ihtiyati haciz ile borçlu şirketin İstanbul’da bulunan merkezine gidildiğini ve şirket yetkililerinin kişisel eşyaları dahil her şeyin aynen bırakıldığını, ancak çalışan dahil kimsenin olmadığını, yapılan sorgularda şirketin 18 adet gayrimenkulü, 50 ye yakın aracı, bankalarda ve 3. şahıslarda yüksek tutarlı nakit paraları olduğu görüldüğünü, haricen yapılan araştırmada şirket ortak ve yetkililerinin şirkete çokça borçlandığını, borçların ödenmemesi sebebi ile aralarında sorun olduğu ve müşterek imza yetkililerinin imzadan imtina etmeleri sebebi ile şirket faaliyetlerini yürütemedikleri öğrenildiğini, şirket ortağı olan davacı …’ın, şirketin bankalara olan borçlarının teminatı olarak bir kısım gayrimenkullerine bankalar lehine ipotek tesis ettiği öğrenildiğini, bankalar borcun ödenmemesi sebebi ile … aleyhine icra takibi başlatarak, ipotekli taşınmazların satış işlemlerini başlattığını, Davacının 1. ve 2. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmediğini mal yedinde veya borç zimmetinde sayılmış ve kendisine 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, Karine olarak takip borçlusu şirkete borçlu olduğunun kabul edilmesi sebebi ile davacının kesin deliller ile borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, Ancak bu türden deliller sunulamadığından davanın reddi gerektiğini, davacı 1. ve 2. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmediğinden mal yedinde veya borç zimmetinde sayılmış ve kendisine 3. haciz ihbarnamesi gönderilmek zorunda kalındığını, bu sebeplerden dolayı Davanın öncelikle usulden reddine, Aksi kanaatte davanın esastan reddine, davacının, alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminat ödemesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: … İcra Dairesi … E. Sayılı Dosya, 2…. İcra Dairesi … tarafından gönderilen Üçüncü Haciz İhbarnamesi, 3.Dosya borçlusu şirketin defter ve kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı şahıs tarafından davalı şirket aleyhine açılan İİK 89. madde hükmüne dayanılarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf icra takibi sırasında taraflarına gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut uyuşmazlıkta, dava, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, davalı tarafın borçlusu olan dava dışı… … Şirketine müvekkilinin herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını iddia ederek, haciz ihbarnamelerinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.Taraflar arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/835E., 2022/801K. numaralı dosyamıza ilişkin kararında da açıkça belirttiği şekilde, davaya konu ihtilaf, tarafların ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gibi TTK’da düzenlenen bir husustan da doğmamıştır. Kaldı ki, davanın konusu bir miktar paranın ödetilmesi istemine ilişkin değil, genel olarak haciz ihbarnameleri tebliğine bağlanan borcun zimmetinde sayılmasına ilişkin sonucun ortadan kaldırılması, haciz ihbarnamesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, İİK’nın 89.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemeler olup, davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmıştır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*