Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/344 E. 2023/449 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/344 Esas
KARAR NO : 2023/449
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı şirketin, şirketten satın aldığı malların bedelini ödemediğinden taraflarınca …. İcra Müdürlü 2022/… E numaralı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebep olunduğunu, davalının anılan itirazının dayanaksız olduğunu, müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğunu, davalının, edimini ifa etmemekle birlikte icra takibine itiraz etmek suretiyle kötü niyetle müvekkilinin alacağını tahsil etmesini geciktirdiğini, dava şartı ara buluculuk sürecinde taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, bu sebeplerden dolayı; davalının, …. İcra Müdürlüğü’ nün 2022/… Esas sayılı dosyası nezdindeki haksız itirazının iptali ile takibinin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket, Türkiye’ nin ilk yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, davacının, müvekkili şirketin mağazalarında satılmak üzere ürün tedarik ettiği firmalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin sat-öde (satıştan ödemeli), konsinye ve toplu alım şeklinde ürün tedarik ettiği birden farklı tür tedarik sözleşmesi tipi olduğunu, davalı müvekkili ile davacının, sözleşme tipinin gerek ticari koşullarla ilgili ilk sayfaları, gerekse metin bölümlerini birlikte değerlendirdiğini, görüştüğünü ve tartıştıklarını, nihayetinde bu farklı sözleşme türü/yöntemleri arasından, davacının özgür iradesiyle benimsediği SAT-ÖDE sözleşme imzalandığını, taraflar sözleşmenin 3.27 maddesine göre davalı müvekkili şirketin, satış devir hızları arzulanan seviyeye ulaşmayan, üretimden kaldırıldığı için devamı ve satışı olmayan ürünleri veya mevsimsel ürünleri, nakliye bedelleri de satıcıya ait olmak üzere iade etme ve bedellerini satıcının piyasada geçerli olan son satış fiyatı üzerinden geri fatura etme hakkına sahip olduğunu, satıcının bu hususu kabul ve taahhüt ettiğini kararlaştırıldığını, ticari ilişki sözleşmeye uygun devam etmekte iken, davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edildiğini, bu nedenlerden dolayı; davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, cari döküm ve mutabakat mektubu, tarafların ticari defter kayıtları, …nün 28/12/2022 tarihli davalı şirketin kayıtlarını içerir müzekkere cevabı, taraflar arasında imzalanmış olan satın alma sözleşmesi sureti, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı takip dosyasında 04/02/2022 tarihinde faturadan kaynaklanan 468.027,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde 24/02/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı şirket tarafından düzenlenen 06.12.2021 tarihli mutabakat mektubunda davacı şirkete, şirketlerindeki cari hesaplarının 31.10.2021 tarihi itibariyle 444.653,91 TL alacak bakiyesi verdiği ifade edilmiş, mutabakat mektubunda ayrıca cari hesapta alacak bakiyesi mevcut ise, bu miktarın tahakkuk eden ödenebilir alacağı ifade etmediği, tahakkuk eden ödenebilir alacağın, sözleşmenin türüne göre; ayrıca hesaplanacağı belirtildiği, söz konusu mutabakat mektubunun davalı şirket ….com adresinden, … com adresine iletilmiş olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Talimat Sayılı dosyasından davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan mali müşavir bilirkişinin 03/11/2022 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı ile davalı taraf arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacı ile davalı taraf arasında 01.01.2018 tarihli tedarikçi satın alma esas sözleşmesi düzenlenmiş olduğu, davacı şirketin 2017-2018-2019-2020-2021 ve 2020 yılı yasal defterlerinin lehine delil teşkil edebilecek vaziyette olduğu, davacı şirketin yasal defter ve dayanağı belgelerin tetkikinde; taraflar arasındaki ticari çalışmanın 2017 yılından önce başlamış olduğu ve 590,00 TL’lik davacı şirketin davalı şirkete kesmiş olduğu fatura işlemi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmekte olduğu ve bundan hareketle davacı şirketin davalı şirketten yasal defter ve dayanağı olan cari hesap ekstresinin karşılığı olarak icra takip tarihi itibariyle 468.027,27 TL tutarında alacaklı olduğu” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve davacı ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırmalı rapor hazırlanması için Mahkememizce alınan mali müşavir bilirkişinin 04/03/2023 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “davalı şirket ticari defterleri ibraz edilmediğinden inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, taraflar arasında imzalanan 01.01.2018 tarihli … Satın alma Esas Sözleşmesi kapsamında, dosyada mevcut Satıcı Kondisyon Özet Tablosuna göre; Sözleşmenin türünün, Satı-Öde, ödeme vadesinin ise 30 gün olarak belirtildiği, taraflar arasında imzalanan 06.12.2021 mutabakat formuna göre; davacı şirketin 31.10.2021 tarihi itibariyle 444.653,91 TL alacaklı olduğu, form içeriğinde, alacak bakiyesinin mevcudiyetinin, bu miktarın tahakkuk eden ödenebilir alacağı ifade etmediği, tahakkuk eden ödenebilir alacağın, sözleşmenin türüne göre; (Vadeli, Sat-Öde, Konsinye ve Toplu Alım) ayrıca hesaplanacağının belirtildiği, davalı şirket tarafından verilen 29.06.2022 tarihli cevap dilekçesinde, 01.01.2018 tarihli sözleşmeye göre, taraflar arasında çalışma ve ödeme şeklinin, satıştan ödemeli, 30+30 şeklinde olacağı kararlaştırılmış olup, bu sisteme göre, ay içinde satılan ürünlerin ödemesinin, satıldığı ayın son günü vade kabul edilmekte ve bu tarihten 30 gün sonra sadece satılan malın ödemesinin yapıldığının, takip talebinin tebliğ tarihi itibarı ile taraflar arasındaki sözleşmeye göre, tahakkuk etmiş borçları bulunmadığından, borca itiraz edildiğinin ifade edildiği, davalı şirket tarafından, ticari defterleri ile birlikte, davacı şirketten temin edilen ürünlerin satıldığı tarihlerle ilgili belge de ibraz edilmediği, bu sebeple sözleşme kapsamında takip tarihi itibariyle davacı şirketin muaccel alacağının hesaplanamadığı” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında taraflar arasında ürün alım satımından kaynaklı olarak ticari ilişki ve buna bağlı olarak cari hesaba dayalı ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağı işlediği yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olup, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle 468.027,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, davalı tarafın mail ortamında göndermiş olduğu mutabakat mektubunda taraflar arasında cari hesap ilişkisini kabul ettiği ve 31.10.2021 tarihi itibariyle 444.653,91 TL davacının alacak bakiyesi verdiğini belirtmiş olup davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, alacağın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde icra takibinde itirazda bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşmeye göre hizmetin verildiğinin ve buna ilişkin cari hesap ilişkisi sabit olup, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Davalı taraf ödemenin ürünlerin satışına bağlandığını ve davalının satmadığı ürünlerin bedelinin ödemesinin söz konusu olamayacağı savunmasında bulunmuşsa da ticari defter ve kayıtlarını sunmaması nedeniyle bilirkişi tarafından bu hususta inceleme yapılamadığı gibi iddiasını ispata elverişli yazılı delil de sunamamıştır.Bu haliyle davacı taraf takip konusu cari hesaptan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporları hükme esas alınarak davanın kabulü ile davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (93.605,40-TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (93.605,40 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 31.970,92-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 5.652,61-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 26.318,31-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 68.523,78-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı ve 5.652,61-TL peşin olmak üzere toplam 5.733,31-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 2.500,00-TL Bilirkişi ücreti ve 191,50-TL posta giderinden ibaret toplam 2.691,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı şirketin yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*