Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/314 E. 2022/570 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/314 Esas
KARAR NO : 2022/570
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı asilin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı kurum tarafından mevcut iş yerinin aktif kullanımlı resmi sayacının 05/11/2021 tarihinde davalı şirket tarafından … seri no’lu sayaç değiştirme tutanağı düzenlenerek değiştirildiğini, usulüne uygun olarak sayaç incelemesi yapılmadığını, bu nedenle düzenlenen inceleme tutanağının ve kaçak elektrik faturasının usulsüz olduğunu, başbakanlık darphane ve damga matbaası genel müdürlüğü tarafından müfettiş görevlendirilerek sayacın incelenmesi ve haber verilerek yapılması gerektiğini, davalı tarafın kendi elemanlarıyla inceleme yapıldığını, müvekkili elektriğinin kesilmemesi nedeniyle ödemede bulunduğunu beyan ederek: davanın kabulü ile haksız olan düzenlenen kaçak elektrik faturasının iptaline, 03/11/2021 tarihinde ödemesini yapmış olduğu 30.590,96-TL’nin tarafına iadesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket kayıtlarında yapılan incelemeler sonucunda … Mahallesi … sokak No … /İstanbul adresinde kurulu bulunan … hizmet numaralı tüketim noktasına ait tesisatta ölçüm gerçekleştiren Luna marka, … seri numaralı sayaç; labaratuvar muayenesine tabi tutulmak üzere 05.11.2021 tarihinde sökülerek yerine yeni bir sayaç takıldığını, sökülen sayaca ait labaratuvar muayenesi sonucunda fiziki müdahele olduğunun tespit edildiğini, sökülen sayaca ait labaratuvar muayene sonucuna istinaden … adına 24.11.2021 tarih ve … seri numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı tanzim edildiğini, söz konusu tutanak doğrultusunda 06/12/2021 son ödeme tarihli, 833kWh karşılığı 2.179,32-TL tutarında kaçak elektrik kullanım faturası ve 06/12/2021 son ödeme tarihli, 25694kWh karşılığı 2.8411,64-TL tutarında kaçak ek tüketim faturası düzenlendiğini, davacıya bahsi geçen kaçak kullanımlara yönelik ödeme yapması konusunda sıklıkla hatırlatmalar yapıldığını fakat bir geri dönüş alınamadığını, bu sebeple hukuki hakların kullanılacağının da bildirildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin kaçak elektrik kullanımından doğması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6502 sayılı Kanun kapsamında olmadığından davanın “haksız fiil” hükümlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin işletilmemiş olması göz önünde bulundurulduğunda huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER: … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 03/06/2022 tarihli müzekkere cevabı, …
nün 17/09/2022 tarihli müzekkere cevabı, kaçak elektrik kullanımı tespit ve tahakkuk dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki kaçak/usulsüz elektrik kullanımına dayalı tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık faturadan kaynaklanmakta olup uyuşmazlığa konu sözleşmenin TTK’nda düzenlenmediğinden, ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde, davanın nispi ticari dava olduğu kabul edilecek Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır. Bu nedenle davacının, tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti gerekmektedir. … Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında davacının gelir vergisi beyannamelerinin gönderildiği, beyannamelerde davacının Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesindeki limitleri aşmadığının bildirildiği, davacı asilin duruşmada alınan beyanında esnaf olduğunu beyan ettiği, böylece davacının esnaf olduğu ve gelirinin Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesindeki sınırları aşmadığı ve esnaf işletmesi kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda dava konusu ihtilaf fatura alacağına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup davalı taraf tacir olsa da davacı tarafın esnaf olduğu anlaşılmakla; TTK’da yer alan ticari davalardan olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmakla bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı asil, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/09/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*