Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/313 E. 2023/388 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/313 Esas
KARAR NO : 2023/388
DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 12/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 17/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketler … San. Tic. A.Ş., … Tur. San. Tic. A.Ş, … Tekstil Konf. San. Tic. Ltd. Şti. … Şirketler Grubu üyeleri olup, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tekstil üretimi ve mağazacılık faaliyetleri ile uğraştığını tanındığını, marka sahibi şirketler olduğunu, söz konusu şirketler 2018’den itibaren bozulan ekonomik şartlardan etkilendiğini ve bu amaçla tesis edilen … kredilerinden faydalanarak kredi aldıklarını, müvekkili şirketler alınan krediye rağmen, mevcut ekonomik şartlarda düzelme olmaması nedeniyle ödeme sıkıntısına düşerek davalı kurum ile 18.12.2020 tanzim tarihli Taksitli Ödeme Protokolü imza etmek zorunda kaldıklarını, iki sayfadan ibaret olan Protokol başlıklı belgede özetle; müvekkili şirketlerin borçlarının 18.12.2020 tarihi itibariyle 4.888.667,72-TL olduğu ve bu borcun 05.05.2021 tarihinden başlayarak 3 ayda bir taksit ödemeli ve toplam 39 taksitte ödeneceği yazılı olduğunu, söz konusu belgenin altı şirketlerin hakim ortağı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imza edildiğini, 05.05.2021 tarihli ilk taksit ödemesi henüz gelmeden ekonomik gidişatın kendini belli etmesiyle müvekkili şirket … sadece ilk taksit ödemesinin 3 ay ertelenmesi için davalı kuruma bir kaç kez sözlü ve yazılı olarak başvurduğunu, bu başvurularda protokolü müteselsil kefil olarak imza etmiş olan …’ın Varşova’da bulunan değerli bir mülkünü sattığını bu hususta protokol imza edildiğini ve kısa sürede satış bedelinin tahsil edilerek borçların ödeneceği de belirtildiğini, müvekkili şirket …’in başvurularına rağmen, söz konusu 05.05.2021 tarihli taksitin ödenmemesi üzerine müvekkili şirketler ve müteselsil kefil aleyhine ihtiyati haciz işlemleri uygulandığını ve bu işlem müvekkillerini bir nevi batışlarını başlatan ilk hareket olduğunu, müvekkili şirketler – 12.08.2021’de aksayan taksit ilk 100.000-TL ‘nı ve protokolde yazılı olan ikinci taksit 50.000-TL’nı davalı kurum hesaplarına yatırıp mevcut borcun 3 katından fazla gayrimenkul teminatının bulunduğunu izah ederek, protokolün aynen devam ettirilmesini talep ettiğini, bunun kabul edilmediğini, müvekkili şirketler aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2021/… E. İle …. İcra Müdürlüğü 2021/… E., 2021/… E. Sayılı dosyalar ile icra takibi yapıldığını, Pandemi her ne kadar bu ad ile Borçlar Kanunumuzda belirtilen mücbir sebepler arasında sayılmamış olsa da üretimi – tüketimi doğrudan etkileyen, kitleleri eve hapseden hatta kitlesel ölümlere yol açan en etkili mücbir Sebep olduğunu, mevzuatta yer almamasının sebebi daha evvel bu manada bir deneyimin yaşanmadığını, daha evvel bu deneyim yaşanmadığı için yani akla gelmediği için mücbir sebepler arasında sayılmamış olması Pandemi’yi mücbir sebep olmaktan çıkarmayacağını, pandemi sonrası çıkarılan KHK’lar ve diğer idari kararlar Pandemi’nin bir mücbir sebep olduğunu kanıtladığını, müvekkili mücbir sebep dahilinde taksitinin kısa bir süre ertelenmesini talep ettiğini, bu hususta ek teminat vermeyi teklif ettiğini ve talep ettiği süre içinde aksayan 1. Taksiti ile günü gelen 2. Taksitini de ödediğini, müvekkili sırf zaman kazanmak isteyen bu amaçla yazılı talepte bulunan kötü niyetli borçlu olmadığını, pandemi’ye rağmen talep ettiği süre içinde ödemesini yapmış olan iyiniyetli borçlu olduğunu, davalı tarafın mücbir sebep koşullarını dikkate almadan yaptığı uygulama nedeniyle oluşmuş zararlar yine Davalı Kurumca tazmin edilmesi gerektiğini, bu konuda yapılan ara buluculuk görüşmeleri sonuçsuz kaldığını, izah edildiği üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere davamızın Kabulüne, Davalı Kurum’un Davacı Şirketlerin uğradıkları zarar nispetinde şimdilik toplam 100.000-TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödemesini, yargılama masrafları ile avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini,”talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 24/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … ve Turizm Sanayi Ticaret A.ş. arasında imzalanan 17/03/2017 tarih ve 1.000.000,00 USD bedelli Kefalet Taahhütnamesi gereği, adı geçen Şahıs lehine verilen kuruluşunun kefaleti ile … A.ş. tarafından … ve Turizm Sanayi Ticaret A.ş. lehine İşletme Kredisi kullandırıldığını, borçlular … Ticaret Anonim Şirketi, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … söz konusu Kredi Kefalet Taahhütnamelerinde müteselsil kefil sıfatı ile borcun tamamından sorumlu olduğunu, davalı … ve Turizm Sanayi Ticaret A.ş. … A.ş. ile akdettiği sözleşmelerden doğan taahhütlerini yerine getirmediğini, davalı borçluların … A.ş. nezdinde kefalete konu kredi borcunu ödememesi nedeni ile anılan Banka’nın 09.10.2020 tarihli yazısı ile kuruluşları kefaletine başvurarak sorumluluk tutarını tazmini talep edildiğini, bankanın talebi üzerine müvekkili tarafından kefalete konu … A.ş’ye 14/10/2020 tarihinde 5.483.016,00-TL ödeme yapıldığını, borçlu … Ticaret A.ş. ve kefillerine … Noterliği’nin 02/11/2020 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edilerek ödenmeyen ücretlerinden kaynaklanan borcun davacı şirkete ait … Bankası A.Ş. hesabına üç gün içerisinde ödenmesi, ihtarnamede belirtilen miktar öngörülen süre içinde takdirde muhataplar hakkında kanuni takibe geçileceği başlanacağı hususu ihtar edildiğini, ihtarname davalı borçlulara tebliğ edilmesine rağmen öngörülen sürede ve sonrasında ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine davacı şirket ve kefilleri hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/… D.İş dosyası üzerinden ihtiyadi haciz talep edildiğini, mahkemece davacı … yönünden ihtiyadi haciz talebimizin reddine, diğer kefiller yönünden taleplerinin kabulüne karar verildiğini, davacı şirket kefilleri hakkında alınan ihtiyadi haciz kararı …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı icra dosyasından takibe konulduğunu ve ihtiyadi haciz işlemleri yapıldığını, borçlular tarafından ihtiyadi hacze itiraz edildiğini mahkemece itirazın sonuca bağlanması için duruşma günü verildiğini ancak henüz duruşma günü gelmeden borçlularla yapılan anlaşma sonucunda dosya borcu müvekkili kuruma herhangi bir ihtirazı kayıt olmaksızın ödenmiş olup bunun üzerinde icra dosyalarına haricen tahsil bildirimleri yapıldığını, borçlular vekili tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/… D.İş dosyasına ihtiyadi hacze yapılan itirazlarından vazgeçtiklerinin, yapılan anlaşma gereği tarafların birbirinden herhangi bir taleplerinin olmadığına ilişkin feragat dilekçesi sunulduğunu, davacı tarafından hem ödeme sırasında hemde ihtiyati hacze itirazlarından feragat ettikleri sırada herhangi bir ihtirazı kayıt, ileride talep ve dava haklarını saklı tuttuklarına ilişkin bir beyan bulunmadığından huzurda açılan işbu davanın işin esasına dahi girilmeden reddi gerektiğini, davacı dava dilekçesinde müvekkilinin borçlarını 18.12.2020 tarihinde 5 ay ertelemiş olduğunu protokolün ilk taksit ödemesi taraflarca 05.05.2021 tarihi olarak belirlendiğini ancak bu tarihte de ilk taksidin ödenememesi nedeni ile müvekkili kurumun haklarında icra takibi başlattığını beyan ettiğini, müvekkilinin davacıya ilk taksidi 5 ay sonra başlayan ve sonrasında 3 ayda bir taksit ödemeli protokol kapsamında ödeme yapma imkanı sunduğunu ancak davacı tarafından öngörülen sürede ödeme yapılmadığını, davacı ile imzalanan protokolün 6. maddesinde açıkça yazıldığı üzere taksitin ödenmemesi üzerine müvekkili kurum tarafından 01.07.2022 tarihinde …. İcra müdürlüğü 2021/… Esas sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili davacının borcunu 5 ay gibi bir süre ertelemesine, 3 ayda bir ödeme şeklinde taksitlendirme imkanı sunmasına rağmen davacının müvekkilini zarara uğrattığı iddiası gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkili tarafından davacıya ihtarname ile temerrüt koşullarının oluşmasına rağmen taraflarca imza altına alınan protokol ile davacının talep ettiği koşullarda ödeme imkanı sunduğunu, ancak davacı tarafından protokol kapsamında ödenmesi gereken tutar müvekkiline ödenmediğini, müvekkili temerrüt koşullarının oluşmasına, alacağını takibe konu edebileceğine rağmen davacı ile bahsedilen protokolü imzalamıştır. müvekkili davacıya kolaylıklar sağlamasına rağmen davacının hukuki dayanaktan yoksun, soyut iddialardan oluşan işbu huzurdaki davayı açması davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin sadece yasal hakkını kullanarak alacağını tahsil etmek amacı ile icra takibi açması ve ihtiyadi haciz kararı almasında hukuka aykırı herhangi bir durum bulunmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen 12.08.2021 tarihinde 150.000 TL ödeme yapıldığı beyanından sonra haklarında icra takibi açıldığına ilişkin söylemler ödemelerin süresinde yapılmasında rağmen yasal takiplerin açıldığı izlenimi oluştuğunu, ancak takip tarihlerinin ve davacının kendisinin de beyan ettiği protkol taksit tarihi ve davacının ödeme tarihi açık olduğunu, davacı 05.05.2021 tarihinde yapması gereken ödemeyi yapmadığını ve haklarında 01.07.2022 tarihinde İlamsız icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından 150.000 TL ödeme 12.08.2021 tarihinde yasal takip açıldıktan sonra yapıldığını, davacı tarafın imzalamış olduğu protokolün gereğinin yerine getirilmemesi nedeni ile imzaladığı aynı protokolün 6. Maddesi uyarında müvekkilinin başlattığı yasal takip süreçleri nedeni ile zarara uğradığının iddiası ‘Basiretli Tacir’ ilkesine aykırıdır zira davacı imzaladığı protokolün yükümlülüklerini yerine getirmediğinde ortaya çıkacak sonuçları her basiretli tacirin bilmesinin beklendiğini, her ne kadar müvekkilinin davacılar için protokol yapma zorunluluğu bulunmasa da müvekkili davacının talepleri üzerine ‘ Yıllık %19,00 faiz oranı üzerinden ilk ödemesi 11. Ayda olacak şekilde 37 ay vadeli protokol yapılabileceğini’ davacıya ilettiğini ancak davacı tarafından protokol yapılmak yerine taşınmaz satışı yapılarak dosya borcunun tek seferde ödeneceği buna ilişkin indirimli bakiyenin bildirilmesi talep edildiğini, borçlu tarafından borcun ilk taksitinin 5 ay sonrasına bırakılmasına ve ilk taksitin süresinde ödenmemesine rağmen davacının talep edilen sürede taksitin ödendiğine ilişkin söylemi taraflarınca anlaşılamadığını, dava dilekçesinde kurum tarafından kabul edilmediği bilinen taksit erteleme talebinin süresi içerisinde ödeme yapılmış olması nedeni ile davacıların iyi niyetli olduklarını düşünmeleri müvekkilinin yasal hakkını kullanarak icra takibi açmasının önünde herhangi bir engel olmadığını, aksi durumda kurumlardan her yazılı talepte bulunan borçluların talepleri ret edildiğinde finans kuruluşlarına karşı talepleri kabul edilmediği için dava açıp bir takım taleplerde bulunması finans sektörünün tıkanmasına, mahkemeler nezdinde de gereksiz iş yüküne sebep olacağını, izah edilen nedenlerle hukuki dayanak ve somut sebeplerden uzak davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğünün 2021/…, …. İcra Müdürlüğünün 2021/… E Esas sayılı icra dosyası, 18.12.2020 tanzim tarihli protokol, ödeme dekontu, Mail yazışmaları ve talep dilekçeleri, 14/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Banka konusunda uzman bilirkişi … ile Nitelikli Hesaplama uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan 14/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…Detayları yukarıda verilen inceleme değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda: Davacı yanın Davalı yanın borca ilişkin ödemeleri ertlemek sureti ile yeniden bir anlaşmaya mücbir sebep kapsamında zorlanamayacağını, Davacının mücbir sebep nedeniyle ödeyemediği borçlarının ertelenmemesi ve ve yeniden yapılandırılmasına ilişkin talebinin uygun olmadığı görüşü ile birlikte Davacının bir an için maddi zarara uğradığı düşünülmesi halinde dahi, dosya kapsamında Davacının ve dava dışı müteselsil borçluların hangi teminatlarının hangi değerlerde satıldığı, satış tarihinde piyasa rayici ile satış bedeli arasında bir karşılaştırma yapılamaması karşısında uğranan maddi zarar olsa idi dahi dosyadaki mevcut delil durumu ile hesaplanamayacağı, Davacı’nın diğer bankalara olan borçlarının muacceliyetinin sebebinin de Davalı yanın Davacı aleyhinde takibe girişmiş olması şeklinde değerlendirilemeyeceği, Davacının, dava dışı … tarafından Davalı tarafa 93771USD iade ettiği iddiasının dosyadaki mevcut delil durumuna göre belirlenemediği…” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davalı ile davacı şirket arasında Kefalet Taahhütnamesi imzalanmış olduğu, taraflar arasında 18/12/2020 tanzim tarihli “taksitli ödeme protokolü” imzalandığı ve bu protokol ile davacının 4.888.667,72TL borcu olduğu, ödemenin yaklaşık 5 ay sonra ertelenerek 05/05/2021 tarihinde başlatılması, 3 ayda 1 olmak üzere toplamda 39 taksit olarak yapılmasının kararlaştırıldığı sabittir. Davacının davadışı …’tan kullandığı kredi için dava dışı bankaya kefalet veren davalının 14/10/2020’de 5.483.016TL ödeme yaptığı görülmüştür. Davalı, davacıya 02/11/2020’de ihtar çekerek 3 gün içinde ödeme talep ettiği ancak sonuçsuz kaldığı anlaşılmıştır.
Davacı Şirket ve dava dışı Müteselsil kefillerin imzaladığı 17.03.2017 tarihli Kefalet taahhütnamesi incelendiğinde taahhütnamenin 4. Maddesi kapsamında alınan kredinin sözleşmenin tespit edilen taksit vadelerinde veya faiz dönemlerinde gerekli ödemeler yapılmadığı takdirde, Banka ile akdedilen kredi sözleşmesi ve … Uygulaması/ … Kefalet ve Uygulama esasları çerçeve Sözleşmesi ile ilgili sözleşme hükümlerine göre muaccel olacak kredi borcunun tamamı veya bir kısmının fon hesabından karşılanması halinde 1. Madde ile içeriği Kabul edilen sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca kontr- garanti ile …’ye karşı doğan mükellefiyetlerin tamamen muaccel olacağı, 6. Maddesi ile …’nin teminatları haciz veya iflas yolu ile takip edilebileceği, Davalı tarafa herhangi bir ihtarname keşidesine gerek kalmaksızın tazminden önce veya sonra gerek gördüğü tüm hallerde, alacağını tahsil amacıyla, menkul-gayrimenkul rehni veya kıymetli evrak ve verilen tüm teminatlar için herhangi bir teminat yatırmaksızın haciz veya iflas yolu ile takibe geçilmesini, ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı almaya ve tatbik etmeye, elinde bulundurduğu tüm teminatları yasal takipten önce veya sonra 3. Şahıslara temlik etmeye yetkili olunduğu,11 maddesi ile … kayıt ve defterlerinin delil olacağının taahhüt edildiği görülmektedir.
Davalı ile davacı arasındaki protokolün 6. Maddesi , müteselsil borçlular, taksitlerden herhangi birinin zamanında ödenmemesi veya hiç ödenmemesi veya hiç ödemede bulunulmaması halinde ihbara gerek kalmaksızın temerrüde düşeceklerini kabul, beyan ve taahhüt ederler. Bu durumda, …’nin sistemlerindeki alacak, faiz, masraf ve ferileri üzerinden borçlular aleyhine takip yapabileceğini, başlatılacak olan takip ve davalarda esas borçlarının tespitinde bu protokole konu itfa planının müteselsil borçlularca delil olarak ileri sürülemeyeceğini, bu tarihe kadar yapılan ödemeler için TBK’nın 100. Maddesine göre işlem yapılmasını, …’nin bu protokol çerçevesinde yapılan tahsilatları kendi muhasebe sisteminden dilediği şekilde mahsup yapabileceğini, temerrüt halinde borçların hesaplanmasında daha önce imzalanmış olan kefalet taahhütnamesi ile kendisine tanınan tüm hakları kullanarak en yüksek temerrüt faiz oranını talep etme hakkına sahip olacağını, mevcut teminatları ile varsa protokol uyarınca tesis edilmiş tüm teminatlar için yasal takibe konu edilmesini gayri kabili rücu beyan, kabul ve taahhüt ederler.” şeklindedir.
Taraflar arasındaki taksitli ödeme protokolü zaten borcun ödenmesinin ertelenmesi talebi sonucu yapılmıştır. Protokolün 6. Maddesi ile tacir olan taraflar ihtara gerek olmaksızın davacının temerrüte düşme hususunu kararlaştırmıştır. Taraflar tacir olup, basiretli hareket etmekle yükümlüdürler. Taraflar arasında takip öncesi mutabakat görüşmeleri yapıldığı ve protokol düzenlendiği anlaşılmakla, davacının mücbir sebep iddiasına itibar edilmemiştir. Davalı bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığı gibi davacının maddi anlamda uğradığı zararını da açıkça ispatlayamamış olduğu anlaşılmış olup anılan durum karşısında davalı bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı bu nedenlerle davacının, maddi tazminat talep etme koşulları oluşmadığı gibi, somut bir maddi zararının varlığını açıkça ispatlayamadığı görülmekle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 179,90-TL maktu karar harcından peşin yatırılan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.527,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.600,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 16.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/05/2023

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.