Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/108 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/3 Esas
KARAR NO : 2022/108
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dava dışı … İnşaat ile … Merkezi – İnşaatı projesinin “yangın kapıları, sac kapıları, şaft kapakları” işini yapmak üzere anlaştığını, müvekkil şirketin yetkilisi/sahibi olan … … de gelen mail sonrasında söz konusu … ve çek raporlarını sunmak adına derhal ….com aracılığı ile … A. Ş.’ye başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya bir gün sonra, 13/08/2021 tarihinde “ @… com” mail adresi üzerinden e-mail yoluyla geri dönüş yapılmış olup verilen yanıt ile müvekkil şirketin yetkilisi/sahibi olan … …’in, kendisi ile hiç alakası olmayan bir şirket olan … TİC. LTD. ŞTİ’ne … hesap yetkilisi olarak atandığı bildirildiğini, işbu hatalı yetkilendirme nedeniyle müvekkil kendi firması olan … Mühendislik İnşaat şirketine ilişkin olarak … risk ve çek raporunu alamamış olup bu nedenle değeri 1.300.000,00-TL olan yapım işini alamadığını, …’na 15/10/2021 tarihinde konunun aydınlatılması, hatalı işlemin kim tarafından, nasıl gerçekleştiğinin belirtilmesi talepli olarak tarafımızca yazılı başvuruda bulunulduğunu, …, başvurumuza 11/11/2021 tarihli ve 2129 sayılı yazısı ile cevap verdiğini, müvekkilin tazminat hesabı, konusu uzmanlık gerektiren bir durum olup tazminat miktarını şu aşamada belirleyebilmelerinin mümkün olmadığını, işbu nedenle müvekkilin, tam tespiti alanında uzman bilirkişiler marifetiyle yapılacak olan hesaplamadan sonra belli olacak olan maddi zararının tazmini için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak şartıyla şimdilik100,00-TL’nin müvekkile ödenmesini fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, haklı davanın kabulü ile müvekkil şirket lehine şimdilik 100,00-TL maddi tazminata hükmedilmesine, ayrıca müvekkil şirket lehine 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine, tazminat taleplerinin olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın, müvekkil şirket açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının müvekkil şirket aleyhine işbu davayı açmasında hukuki menfaati bulunmadığını, davacı tarafın HMK gereğince “dava konusunun değerini” dilekçesinde beyan etmemiş olup, dava dilekçesi usuli açıdan eksiktir.davacının dava dilekçesinde “değeri 1.300.000,00-tl olan yapım işini alamadığını ve bu işten elde etmeyi planladığı kardan yoksun kaldığını” açıkça ifade ettiğini, bu sırada yoksun kalınan kara konu işin bedelini 1.300.000,00-tl olarak net şekilde zikrettiğini, yine davacı tarafça dosyaya sunulan ve “teklif metinleri” olduğu iddia edilen “soft copy” formatındaki imzasız ve bila tarihli belgelere bakıldığında, -kabul anlamına gelmemek kaydıyla- söz konusu işin kar marjının da anlaşılabileceği ve hali hazırda bunun davacı yan tarafından bilinebileceği, yani davacı tarafça hem işin toplam bedelinin hem de davacının alacağı kar miktarının açıkça ikrar edildiğini, görülmekte olup, tüm bu bilgiler ışığında ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının maddi tazminat talebinin sebebi olan “kazanç kaybının” davanın açıldığı sırada davacı tarafça hesaplanabileceği yani açıkça belirlenebilir halde olduğu ortada olduğunu, açıklanan nedenlerle ve mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle, davacının haksız ve mesnetsiz davasının öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf sözde zararının miktarını açıkça dava dilekçesine yazmışsa da davayı maddi tazminat yönünden 100-TL üzerinden ikame ettiğini, davacı tarafın huzurdaki davada belirsiz alacak davası veya kısmi dava açması mümkün olmadığını, davacı tarafından açılan davada davacı yönünden aktif husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği işlem bir an için doğru kabul edilse (kabul anlamına gelmez) dahi işlemin davacıyla bir ilgisi olmadığından zarardan söz edilemeyeceğini, müvekkil banka şubesi tarafından yapılan işlemde … SAN.ve TİC.LTD.ŞTİ’ne yetkili olarak eklenen isim … … değil, … olduğunu, davaya konu işlemin yapılmasında müvekkil bankanın kusuru olmadığı gibi davacı meydana geldiğini iddia ettiği zararı ispat edemediğinden somut olayda haksız fiil sorumluluğunun şartları oluşmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte, zararın varlığı kabul edilse bile bu zarara davacının veya üçüncü kişinin ağır kusuru sebebiyet verdiğinden müvekkil bankanın sorumluluğu bulunmadığını, davacının manevi tazminat talebinin de reddi gerektiğini, davacı tarafından açılan davanın öncelikle sıfat yokluğundan ve zamanaşımından davanın reddine, mahkememizce davanın esasına geçilmesi halinde izah edilen nedenlerle esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava , haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanunla 6102 ve 6502 sayılı kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile; Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek; 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir.
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci
fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde
düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan,
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8
numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9
numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı,
b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı,
d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve
7 numaralı,
e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8
numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve
9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına)
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine, 25.11.2021 tarihinde karar verildiği, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile bankacılık işlemlerinden kaynaklı tüm davalarda yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak belirlenmiş olup derdest davaların bu mahkemelere gönderilemeyeceği, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin bu tarihten sonra açılan davaların anılan mahkemelere tevziine karar verileceği düzenlenmiştir.
Bu haliyle eldeki davanın bankacılık kanunundan kaynaklı doğan alacağın tazminine ilişkin hukuk davalarından olması, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile; Bankacılık ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hakkındaki kararı gözetilerek görevli mahkemenin 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Bu itibarla bankacılık işleminden kaynaklı alacak davası için 30/12/2021 tarihinde acılan davada yukarıdaki özetlenen iddia ve değerlendirme kapsamında görevli mahkeme Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı gereğince 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, TTK 5/2, HMK 114/1-c maddeleri veHakimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili olan İSTANBUL 6, 7, 8 ve 9 NUMARALI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/02/2022

Katip …

Hakim …