Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/26 E. 2022/35 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/26 Esas
KARAR NO : 2022/35
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 14/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı site yönetimi arasında 27/02/2018 tarihli özel güvenlik hizmetleri sözleşmesi imzalandığını ve davalı site yönetimine 28/02/2021 tarihine kadar özel güvenlik hizmetinin verildiğini, davalının sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen faturalara herhangi bir itiraz yapmaksızın kısmi ödemeler yaptığını ancak davalı tarafça bakiye 110.127,97 TL cari hesap alacağının ödenmediğini, bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olması nedeniyle itirazın iptalini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce öncelikle, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzeninden olan görev hususu açısından ve HMK 114/c ve 115/1. maddesi uyarınca ve usul ekonomisi de dikkate alınarak yapılan incelemede;
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : 2016/… Karar No : 2016/… sayılı ilamında belirtildiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : 2016/… , Karar No : 2018/ … sayılı kararında “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer Kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, Kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.” içtihadına yer verilmiştir.
Yargıtay 15.hukuk Dairesi Esas: 2015/2043, Karar: 2015/6419 sayılı ilamında “Davacı şirketin uyuşmazlık konusu havuz çevresine twinson deck uygulanması işini ticarî işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı site yöneticiliği olup tacir sıfatını taşımamaktadır. ” görüşüne yer verilmiştir.
Taraflar arasında güvenlik hizmeti alımı konusunda sözleşme yapıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının sözleşmeden kaynaklı cari hesap ve faiz alacağının bulunup bulunmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğu hususundadır.
TTK 4/1. maddesinde; (Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın); şeklinde yer verilen düzenleme kapsamında öncelikle her iki tarafın tacir olduğu hukuk davaları ticari dava niteliğinde olup, asliye ticaret mahkemesinin görevi içerisindedir. Yine her iki tarafın tacir olup olmadığına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu davalarda anılan maddenin sonraki bentlerinde sayılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesi mevcut olduğu ve davalının tacir sıfatı bulunmadığından, mutlak ya da nispi ticari dava niteliği bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde (asliye hukuk mahkemesinde) görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup bu nedenle yargılamanın her safhasında ve re’sen dikkate alınması zorunlu olmakla, HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın görev yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/01/2022

Katip …
E-imzalı*

Hakim …
E-imzalı*