Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/252 E. 2023/440 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/252 Esas
KARAR NO:2023/440

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:20/04/2022
KARAR TARİHİ:02/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 20/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş. tarafından 28.08.20 tarihinde … … … sorumluluk sahasında bulunan … İlçesi, … Mahallesi, …. Sokak No:41 adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmediğini, müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiği tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıplar müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalı … A.Ş. tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 4.614,63-TLnin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca , borç miktarına, faize , faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu; görüşme sonunda anlaşılamadığını, davalı her ne kadar borcunun bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de icra takibine konu olan alacak, zarar veren davalı bedelden sorumlu olduğunu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçlular, haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini; hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 10/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; hasar mahallinde davalı şirket tarafından her hangi bir çalışma yapılmadığını, ihbar olunan … İnş Tic.Ve Taah Ltd Şti ile davalı şirket arasındaki sözleşme kapsamıda üçüncü kişilere verilecek zararlardan … firmasının sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, davalı şirkete husumet yöneltileceğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının malzeme, montaj ve işçilik bedellerini isteyemeyeceği hususunun yerleşmiş içtihat kararlarıyla kesinlik kazandığını, davacının kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, soyut iddialarla açılmış bu davanın reddi gerektiğini, faize itiraz ettiklerini, davacının icra inkar tazminat talebinin haksız olduğunu, kötü niyet tazminat taleblerinin bulunduğunu belirterek; davanın reddine, davanın … İnş. Tic.ve Taah. Ltd. Şti.’ye ihbarına, yargılama ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İhbar olunan … İnş. Tic.ve Taah. Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan 19/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, diğer davalı … A.Ş. ile imzalanan “Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi” uyarınca bu şirkete ait alt yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüğünü, ilgili adreste herhangi bir çalışma yapılmasına karar verilmesi durumunda çalışma ile ilgili tüm izin ve ruhsat Türk Telekom tarafından temin edildiğini, müvekkili şirket alınan ruhsat ve izin belgelerine istinaden belirlenen adreste kazı çalışması yaptığını, davacı taraf, tesisatlarına davalılarca zarar verildiğini, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğu iddia etmişse de bu iddia yerinde olmadığını, dava konusu adreste müvekkili şirketin, davacı …’ın tesisatına verdiği herhangi bir zarar ve zararın oluşumunda kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında konusu ve talepleri aynı onlarca dava görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından yapılan ve davacı …’ın tesislerinde zarar meydana geldiği iddia edilen tüm kazılarda davacı kurumun ağır kusuru bulunduğunu, davacı şirket yaptığı iş gereği, mevzuattan doğan ve uyulması gereken kurallara uymadığını, söz konusu kurallar, … Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde de yer alan ve Proje Ve Tesis Dairesi Başkanlığı tarafından Kasım 2017 tarihinde hazırlanan “Elektrik Dağıtım Şebekeleri Enerji Kabloları Uygulama Usul Ve Esasları” kılavuzunda ayrıntılı şekilde açıklandığını, müvekkili aleyhine açmış olduğu bu dava ve diğer davalarda söz konusu usul ve kurallara hiçbir şekilde uymadığını ve haksız bir şekilde alacak tahakkuk ettirildiğini, davacı kurum tarafından müvekkili şirket aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E. sayılı dosyası ile açılan, konusu ve talebi aynı olan davada bilirkişi gözetiminde keşif kazısı yapıldığını ve yapılan kazıya istinaden bir rapor hazırlandığını, hazırlanan raporda açıkça “İlgili enerji nakil kablosunun asfalt yüzeyinden 24cm aşağıda çok yetersiz kabul edilemez derinlikte ve hiçbir koruma, işaret vb. olmadan döşendiği, bu şekildeki yerleşimin kurallara uymadığı gibi can, mal güvenliği yönünden de tehlikeli olduğu, bu durumda kusurun tamamının %100 …’a ait olduğu” tespit edildiğini, yapılan her kazıda, davacı kurumun usul ve kurallara uymadığını, müvekkili şirketin hiçbir şekilde kusurunun bulunmadığını, yapılan her kazıda müvekkili şirket işçilerinin iş kazası tehlikesi yaşamaları nedeniyle asıl mağdur olan taraf müvekkili şirket olduğunu, davacı tarafın dava konusu ettiği alacak taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği talep edilemeyeceklerini, Yargıtay, haksız fiil hükümleri çerçevesindeki talepler bakımından gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğunu kabul ettiğini, bu ilke kapsamında davacı taraf yalnızca hasarın giderimi için fiilen yapmak zorunda olduğu giderleri talep edebileceğini, ancak hasar meydana gelmese dahi ödemek zorunda olduğu giderleri, olağan işletme kapsamında kalan giderleri talep edemeyeceğini, davacı, dava dilekçesinde hasarın yüklenici şirket tarafından giderildiğini belirttiğini ve ekinde yüklenici ile yapılan sözleşme sunulduğunu, davacının yüklenici şirket ile yaptığı sözleşme incelendiğinde götürü bir bedel kararlaştırıldığını, iş artışı veya eksilişi halinde yapılan masraf ve giderlerin sözleşme bedeline dahil olduğu açıkça görüldüğünü, davacı, hasarların giderimi hususunda ayrıca bir masrafa katlanmadığını, söz konusu hasar nedeniyle işçilik, personel, araç ve sair hasar kalemlerine ilişkin herhangi bir bedel ödemediğini, bu nedenle yerleşik Yargıtay kararları gereği davacının bu gideri sözü edilen yüklenici şirket tarafından giderilmiş olsa ve bu husus davacı tarafça ispatlansa dahi genel idare gideri olduğunu, bu iddianın ispat edilmediğini, sözleşmenin taraflarca her zaman düzenlenmesi mümkün olduğunu, yalnızca sözleşmenin sunulması davacının hasarın yüklenici şirket tarafından giderildiği iddiasını ispat ettiği anlamına gelmediğini, Yargıtay kararında da davacının araç ve personel bedeli ile montaj bedeli talep edebilmesi için adam tutup çalıştırdığına, araçlara ilişkin ayrıca bedel ödediğine dair fatura ve faturaların ödendiğini gösterir belgeleri sunması gerektiğini ancak böyle bir belge dosya kapsamına sunulmadığını, dava dilekçesi ekinde sunduğu yazılar incelendiğinde hasarın “ekipleri tarafından” giderildiğinin belirtildiğini, Yargıtay kararında da görüldüğü gibi talep edilen bedellerin davacının genel idare gideri kapsamında kaldığını, işçilik bedelinden başka bir şey olmayan montaj bedelinin bu kapsamda olmadığını, ayrıca bir gider yapılmak zorunda kalındığını ve bunun için ödeme yapıldığını davacı tarafça fatura, ödeme belgesi gibi belgelerle ispat edilmek zorunda olduğunu ancak davacı tarafça dosyaya böyle bir belge de sunulmadığını, davacının diğer alacak kalemlerine ilişkin talepleri de dayanaktan yoksun olduğunu, Etüd koordinasyon bedeli davacının EPDK kararlarına ve teknik sanatlara uygun olarak yürütmesi için çalıştırılan uzman, mühendis, müdür ve bölge müdürünün çalışmasına yönelik bedel olduğunu, manevra bedeli de elektrik geriliminin ayarlanması için davacının bünyesinde çalıştırmak zorunda olduğu personele ilişkin bedel olduğunu, bedellerin, davacının işin yürütülmesi için çalıştırdığı kendi personelinin ücretine ilişkin talepler olduğunu, bu nedenle de bu taleplerin genel idare gideri kapsamında kaldığını, davacının hasar bedeline dahil ettiği diğer bedeller ise dağıtılamayan enerji bedeli ile eşik kesinti süre aşım bedeli olduğunu, Yargıtay kararında bahsedildiği gibi davacı taraf dağıtılamayan enerji bedeli talep edemeyeceğini, eşik kesinti süre aşım bedeli ise davacının mevzuatta öngörülen kesinti sınırlarının aşılması halinde tüketicilere/abonelere ödediği bedel olduğunu söz konusu kesinti sebebiyle bu süreleri aşan bir kesinti yaşanmadığını ve tüketicilere bu kesinti nedeniyle ödeme yapıldığına dair bir belge de sunulmadığını, fatura kesildiğine, KDV ödemesi yapıldığına dair belge de sunulmadığından KDV bedeli talep edilmesi de hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketi Türk Telekom’a ait alt yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüğünü, müvekkili şirket dava konusu olan adreste altyapı çalışması yaptığını, yapılan kazıya ilişkin İlgili adreste davacı şirket tarafından kazı standartlarına uyulmadığını ve yukarıda sayılan önlemler alınmadığından, herhangi bir koruyucu önlem (kum, bant vb.) kullanılmadığından hasar oluştuğunu, sayılan “standart kablo kanalı”nın döşenmesi gerektiği açıklandığını, davacı şirket tarafından usulüne uygun bir kablo kanalı yerleştirilmediğinden hasar meydana geldiğini, bu nedenle davacı şirket tam kusurlu olduğunu, müvekkili şirket, diğer davalı … A.Ş. ile imzalanan “Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi” uyarınca, bu şirkete ait alt yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüıünü, ilgili adreste herhangi bir çalışma yapılmasına karar verilmesi durumunda çalışma ile ilgili tüm izin ve ruhsat Türk Telekom tarafından temin edildiğini, dolayısıyla alınan ruhsat ve izin belgelerine istinaden belirlenen adreste … A.Ş. değil, müvekkili şirket kazı çalışması yaptığını, iş bu davada davalı Türk Telekom aleyhine herhangi bir karar verilmesi halinde müvekkili şirkete rücu edilmesi ihtimali bulunduğunu, davaya feri müdahil olarak katılmakta hukuki yararları bulunduğunu, bu nedenlerle davaya, davalı yanında feri müdahil olarak katılma talepleri bulunduğunu, izah edilen nedenlerle öncelikle feri müdahillik taleplerinin kabulü ile haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğü’nün …/…. sayılı takip dosyası, Davacı tarafın hasarı kendi personellerinin giderdiğini kabul ettikleri emsal dava dilekçeleri, Hasara ilişkin fotoğraflar, … … Şebekeleri Enerji Kabloları Uygulama Usul Ve Esasları Kılavuzu Kasım 2017, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, sözleşme, Hasara ilişkin hasar zaptı, keşif özeti belgeleri ve ihtar üst yazı suretleri ,Davalı borçlunun itiraz dilekçesi / icrayı durdurma kararı sureti, İşletme Müdürlüğü Hizmet Alım Sözleşmesi sureti, tanık beyanı, 06/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Elektrik Mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davalı … A.Ş., ihale Makam’ı olduğundan hasarı fiilen oluşturması söz konusu olmamıştır. Davacının kablosunu, ihbar olunan … İnşaat Ticaret Ve Taahhüt Ltd. Şti., fiilen hasara uğrattığından kusurlu ve davacı şirketin oluşan zararından sorumludur. Ancak, ihbar olunan … İnşaat Ticaret Ve Taahhüt Ltd. Şti., davalı … A.Ş. adına yaptığı çalışmalar sırasında zararın gerçekleştiğinden, iş davalı … A.Ş.’nin gözetim ve denetimi altında yapıldığından, davalı … A.Ş.’nin zararın oluşumunda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak, bu konuda nihai hukuki takdir Sayın Mahkemeye aittir. Davacı şirketin asıl alacağı 1.363,16-TL İcra takip tarihine kadar birikmiş faiz 40,00-TL Davacı şirketin toplam alacağı 1.403,16-TL Davacı … A.Ş.’nin, takip tarihi itibariyle ihbar olunan … İnş. Tic. Ve Taah. Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alacağının 1.403,16-TL olduğu Ancak, Sayın Mahkemenin sadece davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğuna hükmetmesi halinde; davacı … A.Ş.’nin, davalı … A.Ş.’den alacağının 1.403,16-TL olduğu…” görüş ve kanaatini bildirmiştir.
TANIK:Davacı tanığı …:Bana bildirdiğiniz 2020 Tarihli arızayı tamamen hatırlamam mümkün değildir, çünkü günlük 10-20 arası arızaya intikal ediyoruz, bana gösterdiğiniz tutanak altındaki imza bana ait değildir, arızalara gittiğimizde tespit ederiz ve ilgili fotoğraflamayı yaparız ve ekipleri bildiririz, arıza olduğu zaman o anda müdahale ettiğimiz için hasarı veren kişiler genellikle hasar yerinde yer alıyorlar ya da gittiğimizde oradaki vatandaşlarda hasarın kimin meydana getirdiğini bize bildiriyorlar, biz de bu şekilde hasar vereni tespit ederiz, tanıklık ücreti talebim vardır dedi. Beyanı okundu. İmzası alındı.
Davacı vekili üzerine tanıktan soruldu; Şebeke uzmanı dediğimiz mühendisler var, .biz genelde bildiririz tutanağıda onlar hazırlarlar, bana gösterdiğiniz tutanakta büyük ihtimalle bu şekilde oldu olay yerine biz bizzat gittiğimiz için şahitlik adına bizim ismimiz yazılmıştır, dedi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı borçlu tarafından gerçekleştirilen haksız eylem neticesinde davacı şirketin tesislerinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 28.08.2020 tarihinde … İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahasında bulunan … İlçesi, … Mahallesi, …. Sokak No:41 adresinde gerçekleştirilen alt yapı çalışmaları nedeniyle oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı, davalıların sorumlu olup olmadığı, var ise tespit edilen zarar kalemlerinin davalının haksız fiiline nazaran kadri maruf olup olmadığı ve talep edip edemeyeceği, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
…. İcra Müdürlüğünün …/…E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı aleyhine 4.483,09 TL asıl alacak, 131,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.614,63 TL borcun ödenmesi amacıyla 25/12/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda “…Davalı … A.Ş., ihale Makam’ı olduğundan hasarı fiilen oluşturması söz konusu olmadığı, kazı çalışmalarına başlanılmadan Alt yapı Kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, davalı Türk Telekom’un yüklenicisi konumundaki ve davalı … İnş. Tic. Ve Taah. Ltd Şti’’ tarafından bölgede alt yapısı olabilecek davacı …’a uyarı yapılmadan, …’tan gözcü talep etmeden ve alt yapı araştırması yapmadan kazıya başladığı, personelin tedbirsizliği ve dikkatsizliği nedeniyle hasara sebebiyet verildiği, bu nedenle %70 oranında kusurlu olduğu, davacının kablosunu, ihbar olunan … İnşaat Ticaret Ve Taahhüt Ltd. Şti., fiilen hasara uğrattığından kusurlu ve davacı şirketin oluşan zararından sorumlu olduğu, ihbar olunan … İnşaat Ticaret Ve Taahhüt Ltd. Şti., davalı … A.Ş. adına yaptığı çalışmalar sırasında zararın gerçekleştiğinden, iş davalı … A.Ş.’nin gözetim ve denetimi altında yapıldığından, davalı … A.Ş.’nin zararın oluşumunda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı şirketin asıl alacağı 1.363,16-TL İcra takip tarihine kadar birikmiş faiz 40,00-TL Davacı şirketin toplam alacağı 1.403,16-TL olduğu…” görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; düzenlenen bilirkişi raporu kusur ve hesaplama bakımından denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmış, hasarla ilgili olarak davacı tarafından onarılarak çalışılır hale getirilen işlerin … birim fiyatlarına göre hesaplama yapıldığı, davacı tarafından talep edilen araç, personel ve montaj talebi yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/12/2010 tarih 2010/7-530 E. 2010/636 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğu, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği ve zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olmakla zararla ilgisinin bulunmadığı, özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemeyeceği, hasarın özel olarak adam tutulup çalıştırılmak suretiyle giderildiğine ilişkin fatura vs. İspatlayıcı belge sunulmadığı anlaşılmakla haksız fiillerde gerçek zarar ilkesinin benimsendiği bu anlamda gerçek zarar olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla montaj ve ve personel giderleri talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacı tarafça talep edilen dağıtılamayan enerji bedeli talebi yönünden Yargıtay 4. HD’nin 2015/10383 E. 2015/12692 K., Yargıtay 3. HD 2012/19781 E. 2012/24032 K.) Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere;” tüketilmeyen elektrik santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.” “Hasar nedeniyle enerji nakil enerjisinin beslediği mahalde bir miktar elektrik kesintisinin olduğu muhakkaktır. Davacı elektrik enerjisi üreten bir şirket değildir, sadece dağıtımını yapmaktadır. Dolayısıyla kesinti nedeniyle henüz üreticiden bir elektrik almamıştır. Öte yandan mesken ve işyerlerine kullanılan elektrik miktarı günün değişik saatlerinde farklılık göstermektedir. Kablodaki hasar nedeniyle bir mahaldeki kesintinin hasar görmeyen enerji nakil hattından beslenmesi olanağı da mevcuttur. Kullanılan enerjinin kesinti süresinin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında satılamayan enerji bedeli talep edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.”(… BAM 4. HD 2018/563 E. 2019/524 K.) içtihatlar gereğince gerçek zarar ilkesine göre davacının dağıtılamayan enerji bedeli talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacının eşik kesinti süresi aşım bedeli talebi yönünden Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğine göre, abonelerin, yıllık eşik değerlerin aşılmasında veya günlük süreleri aşan kesintilerde dağıtım şirketi tarafından ilgili kullanıcıya tazminat ödenmesi gerekmektedir. Yani, sözü geçen yönetmelik, davacı şirketin abonelere tazminat ödemesine ilişkindir. Bu nedenle, davacı şirketin eşik kesinti süresi aşım bedelini davalıdan talep edebilmesi için sözü geçen bedeli ilgili kullanıcılara ödediğini somut belgelerle kanıtlaması gerekmekte olup, dosyada bu konuda bilgi ve belge bulunmadığı ve ispatlanamadığı anlaşılmakla gerçek zarar ilkesi gereğince eşik kesinti süresi aşım bedeli talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş, davacının etüd koordinasyon bedeli talebi yönünden davacı tarafça sunulan Hasar keşif özetinde, Etüt koordinasyon bedelinin firmanın/yüklenici şirketin kendi personelince karşılandığı dava dosyasında görüldüğünden etüd koordinasyon bedeli talebi yönünden alacak kalemi olarak dahil edilmemiş ve davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline, takibin 1.363,16-TL asıl alacak, 40,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.403,16-TL üzerinden devamına, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. İcra İnkar Tazminatı talebi yönünden; uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu tartışmasızdır. Diğer bir anlatımla alacak likit olmayıp kimin ne kadar ve hangi sebeple sorumlu bulunduğu yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-a.)Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline, takibin 1.363,16-TL asıl alacak, 40,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.403,16-TL üzerinden devamına, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b.)Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 179,90-TL maktu karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 474,24-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, geri kalan 1.085,76-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harç ve 80,70-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 161,40-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 384,25-TL posta ve tebligat gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.384,25-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 420,81-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 1.403,16-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.211,47-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı taraflara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2023

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*