Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/22 E. 2022/258 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/22 Esas
KARAR NO : 2022/258
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 11/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; … poliçe numarası ile iki numaralı davalı sigorta şirketince ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalanan davalı … …’ın maliki bulunduğu … – … plakalı … marka hafriyat kamyonu dava dışı … ‘un sevk ve idaresindeyken müvekkili şirketin maliki bulunduğu, … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı … marka 2017 model aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkiline ait çekici ve römorkta değer kaybı oluştuğunu, 01/10/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine değer kaybının tazmini için yazılı başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafça başvuruya cevap verilmediğini, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraflardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından sunulan 10/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından 04/01/2020- 2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMMS poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, müvekkili şirketin davacı aracı için 41.000,00 TL ödediğini ve sigorta poliçesinden kaynaklanan bir sorumluluğunun kalmadığını, kazanın oluşumunda davacının kusurunun bulunup bulunmadığı ve araç üzerinde oluşan değer kaybının belirlenebilmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili tarafından sunulan 25/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kazanın …/İstanbul’da meydana geldiğini, bu nedenle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca davacı tarafın zorunlu dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadan iş bu davayı açtığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönden ise; kaza tespit tutanağı ve kaza krokisinin hatalı şekilde tanzim edildiğini, bu nedenle mahkemece keşif yapılması gerektiğini, davacını değer kaybı talebinde bulunabilmesi için kusursuz olması gerektiğini, davacının kusursuz olduğuna dair somut bir delil bulunmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından 41.000,00 TL ödeme yapılarak davacının zararlarının giderildiğini, davacının kusuru olmasına ve zararınının giderilmiş olmasına rağmen bu davayı açmasının sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacının, … plakalı aracında 20/05/2020 tarihli kazada oluşan hasar nedeniyle, kazaya karışan … plakalı aracın işleteni davalıdan ve ZMM sigortacısı davalı şirketten bakiye değer kaybı bedeline ilişkin tazminat davasıdır.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap’ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 13/04/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; “Dava dilekçemizi tekrar ederiz, biz davalı sigorta şirketine 01/10/2021 tarihinde doğrudan başvurduk, davayı ikame ettiğimiz tarihe kadar da herhangi bir cevap alamadık, bunun dışında davalı ile ilgili ayrıca dava öncesinde ayrıca arabuluculuk başvurusunda bulunmadık, davamızın kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bilinmiştir.
Buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, davanın tazminat davası olduğu, TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 85,39-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 4,69-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … … Vekili ile Davalı Sigorta Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.