Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/170 E. 2022/233 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/8 Esas
KARAR NO : 2022/232
DAVA : …(Kayyım) İşleminin İptali
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan … (Kayyım) İşleminin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 05/01/2022 tarihli dilekçesinde özetle; 18 Ağustos 2016 tarihinde Müvekkil hakkında 2016/… Soruşturma sayılı dosya üzerinden Malvarlığı Değerlerine El Konulmasına dair karar tesis edildiğini, söz konusu kararın aynı gün …. SCH’nin 2016/ … Değişik İş sayılı kararı ile onandığını, ardından 2 Aralık 2016 tarihinde … Sulh Ceza Hâkimliği tarafindan 2016/ … D. İş sayılı kararla Başvurucunun 18 A ğustos 2016 tarihli karar ile el konulan tüm malvarlığı değerleri yönünden … ‘nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, Müvekkilin malvarlığı değerlerine el konulması ve ardından kayyım atanmasına ilişkin olarak tesis edilen kararların açıkça hukuka aykırı, temel ve hak özgürlükleri ihlal eder nitelikte olduğunu, müvekkilinin hissedarı olduğu … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye kayyım olarak alanan … ve “Kapyım Sıfatıyla Tasarruf yetkisini Haiz” yöneticiler …, …, …, …, …, … ve … tarafından … A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak alınan Fon Kurulu Kararı, İhale Şartnamesi ve satış işlemlerinin denetlenmesini, öncelikle “yoklukla malul bu devir işlemlerinin” dava neticeleninceye kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalıların söz konusu işlemlerinin hukuka aykırı olduklarının tespiti ile alınan fon kurulu kararının iptalini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … ve Diğerleri vekili tarafından mahkememize sunulan 25/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurdaki davaya konu ettiği taleplerin kamu kurumu olan müvekkil Kurumun görev alanına giren hususlar olduğunun açık olduğunu, bu taleplerin adli yargı nezdinde değerlendirilmesi mümkün olmadığını, işbu davada görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını Davacı … tarafından, hissedarı olduğu … Ticaret A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak 21.12.2021 tarih ve 31696 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ilanın dayanağı olan … Fon Kurulu Kararının ve satışa ilişkin şartnamenin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle …İdare Mahkemesinin 2022/ … E. Sayılı dosyası ile Kurum aleyhine dava açıldığını, mezkur davada ayrıca işlem tesis eden yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunulmasının talep edildiğini, mezkur davanın derdest olduğunu, …’nin kayyım atandığı şirketler ve mal varlıkları hakkında ticari iktisadi bütünlük oluşturma ve satış kararı alma yetkisi bulunduğunu, … Grubu hisseleri ticari ve iktisadi bütünlüğünün 19.01.2022 tarihinde yapılacak olan ihalesinin 23.02.2022 tarihine ertelendiğini, ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması ve satış kararlarının hukuka uygun olduğunu, davacının dava dilekçesindeki iddiaları haksız, mesnetsiz olup gerçeğe aykırı olduğunu, mülkiyet hakkı ihlalinin söz konusu olmadığını bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan 09/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Yargı kararları ve ilgili KHK ile yasal mevzuat kapsamında T.C. …’nun ve kayyım müvekkilin dava konusu kararlar bakımında yetki ve görevleri doğrultusunda hukuka uygun şekilde hareket ettiğini, dava konusu işlemlere dair davacı tarafın mevcut aşamada dava ehliyeti bulunmadığını, … tarafından atanan kayyım olarak müvekkil şahsın dava konusu talep ve iddiaların bireysel anlamda muhatabı olmayacağından bahisle işbu davada müvekkile dava husumeti yöneltilemeyeceğini, davacı hakkında devam eden kovuşturma kapsamında alınan kararlar ve ilgili KHK ile yasal mevzuat yürürlükte olduğu sürece, bu çerçevede gerçekleştirilen kayyım işlemlerine dair sayın mahkemenin dava konusu işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi bakımından esasa girmesinin, anılan kovuşturma işlemleri ve yasal mevzuat amacıyla da tezat teşkil edeceğini, dava konusu işlemlerin ilgili şirketler ile kamu menfaati hilafına olmadığını bu anlamda satış kararının ve satış işlemlerinin mevcut yargı kararları ve KHK ile ilgili yasal mevzuat kapsamında hukuka uygun olduğu ve yok hükmünde sayılamayacağını, bu nedenlerle davacı tarafın dava ehliyeti bakımından beyan ve itirazların kabulü ile davanın usulden reddine, müvekkil şahıs bakımından husumet itirazının kabulü ile davanın müvekkil şahıs bakımından husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı tarafın ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ile davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016/ … Değişik İş sayılı kararı, … Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/… D. İş sayılı kararı, … Sulh Ceza Hakimliği’nin 06/12/2016 tarih ve 2016/… D.iş sayılı kararı, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası, … tarafından dava konusu … A.Ş. hakkında alınan kararlar, Dava Konusu … A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak 21.12.2021 tarih ve 31696 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … ilanı, Dava Konusu … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait nama yazılı pay senedi ve tüm dosya kapsamı.
…. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; sanık … hakkında yapılan yargılama neticesinde TCK 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle TCK 314/2 maddesi uyarınca neticeten 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve Sanık … yönünden … bünyesinde bulunan hisseleri haricinde şahsi kayyımlık tedbiri altında bulunan tüm taşınır/taşınmaz ve banka hesaplarına ait aktifler ve kişisel hakları üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasına ve sanığa iadesine, Suça konu örgütle olan mali bağlantıları ve ilişkileri tespit edilen … Holding’in ve bağlı şirketlerin; eylemleri dikkate alındığında örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlendiği ve anılan şirketlerin örgütsel faaliyetlerin odağı haline geldiği anlaşıldığından ve kayyım olarak …’nin atandığı; … ve bağlı şirketlerin 5237 sayılı yasanın 54 ve 55. maddeleri uyarınca müsaderesine, Bu nedenle soruşturma aşamasında sanıkların ortaklıklarındaki şirketlere …’nin kayyım olarak atanması kararlarının hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı tarafça dava konusu şirkete kayyım olarak atanan … ve kayyım olarak görev yapan kişiler aleyhine dava konusu şirkete ait hisselerin satışına ilişkin … fon kurulu kararının satışının tedbiren durdurulması, satış kararının iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Davacı taraf dava konusu davacının hissedarı olduğu … A.Ş. yönetiminin ceza mahkemesi kararıyla devredildiği … ve Kayyımlar aleyhine dava konusu şirkete ait hisselerin satışına ilişkin … fon kurulu kararının satışının durdurulması ve satış kararının iptali talebinde bulunmuştur.
Davalılar ise … işlemi yönünden idari yargının görevli olduğunu, … adına işlem yapan davalı kayyımlara husumet yöneltilemeyeceğini … işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 05/01/2022 tarihli tensip zaptının 11 numaralı bendi gereğince, Davacı tarafın dava konusu şirkete ait hisselerin satışına ilişkin … fon kurulu kararının satışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı … idari bir kurum olup somut olayda CMK’nun 133.maddesi çerçevesinde davalı şirkete kayyım olarak atanması yanında ilgili Bakan’ın kanunla verilen genel kurul yetkisini davalı …’ye devretmesi nedeniyle davalı …’nin aynı zamanda davalı şirketin genel kurul yetkilerini de elinde bulundurmasına rağmen davaya konu satış kararını genel kurul yetkisine dayanarak değil, 6758 sayılı Kanun’un 19 ve 20.maddeleri ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134.maddesi çerçevesinde davalı …’ye verilen yetkiler kapsamında davalı şirketin faaliyetinin devamı için Fon Kurulu tarafından gerekli görülen şirkete ait mal, hak ve varlıkların iktisadi bütünlük kararı çerçevesinde ihale yolu ile üçüncü kişilere devrini içeren bir satış kararı niteliğinde olduğu, buna göre davalı … tarafından alınan satış kararı ve yapılan işlemlerin davalı …’nin idari bir kurum olması nedeniyle idari işlem ve karar niteliğinde bulunduğu, buna göre İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri çerçevesinde idari işlem ve karar niteliğindeki dava konusu karar ve işlemlerin iptaline yönelik davanın çözüm yerinin idari yargı mahkemeleri olup adli yargı mahkemelerinin ve dolayısıyla mahkememizin yargı yolu yönünden görevsiz olduğu sabit olmakla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2021 tarih, 2021/553 Esas, 2021/681 Karar sayılı içtihadında da bu durum açıkça belirtilmiştir.
Bu haliyle somut olayda davacı tarafın hissedarı olduğu ceza mahkemesi kararıyla yönetimine el konularak dava konusu şirkete kayyım olarak atanan davalı …’nin kamu kurumu olduğu, diğer davalıların da … adına kayyım olarak hareket ettiği, dava konusu şirkete ait hisselerin satışına ilişkin kararın idari işlem niteliğinde olması, …’nin kayyım olarak atandıktan sonra aldığı ticari ve iktisadi bütün ve bu karar gereğince davacının şahsi mal varlığının satılmasına ilişkin davalı … ve davalı kayyımlar tarafından alınan kararın iptali talebi yönünden inceleme yapma yetki ve görevi İdare Mahkemeleri’ne ait olduğundan HMK 114/1-b maddesi gereği yargı yolunun caiz olması dava şartı yokluğundan dolayı davalı … ve … adına işlem yapan davalı kayyımlar yönünden açılan davanın HMK 115/2 maddesi gereği usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraflar yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen maktu 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalı … ve diğerleri vekillerinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.