Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/145 E. 2023/642 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/145 Esas
KARAR NO : 2023/642
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 07/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ürün satış sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafça davalı tarafa satışı yapılan ve teslim edilen ürünlere ilişkin faturalar düzenlendiği ancak davalı tarafından söz konusu faturalara istinaden ödeme yapmadığını, vadesinde ödeme yapılmaması üzerine davalı tarafa birden fazla kez ihtar gönderildiğini, davalının mutabakat maili ile borcunu ikrar ettiği, ödeme yapmamaktaki ısrar üzerine ihtiyati haciz talep edilerek alınan karar sonrasında süresi içerisinde esas takibe geçildiği ancak davalı tarafından borçtan kurtulmak adına takas mahsup hakkının kullanıldığı belirtilerek haksız bir şekilde takibe itiraz edildiğini, icra takibinde daha önce başlatılan icra takibine atıfta bulunularak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibin başlatıldığının belirtildiğini, bu kapsamda mükerrerlik itirazının yerinde olmadığını, ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, faturalara ve teslimatlara itiraz edilmediğini, alacağın likit olduğunu, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği hususları iddia ve beyan edilerek, …. icra Müdürlüğü’nün 2022/… e. sayılı dosyasındaki vaki itirazın iptali ile takibine aynen devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan 06/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında; her iki tarafa borç yükleyen alım satım sözleşmesi mevcut olup, davacı firmanın söz konusu sözleşme gereği müvekkil şirkete teslimini taahhüt ettiği ürünleri teslim etmediğini ve temerrüde düştüğünü, temerrüde düşmüş olan davacının, müvekkil şirketi temerrüde düşürmesinin mümkün olmadığını, karşı yanın ürün teslim edimlerini yerine getirmemesi ve temerrüdü nedeniyle, müvekkil şirket davacı tarafça teslim edilmeyen ürünleri haklı olarak başka firmadan piyasa koşulları dahilinde daha yüksek bedelle ürün temin etmek zorunda kaldığını, bu kapsamda, fark fiyatından kaynaklı uğramış olduğu zarar taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden takas mahsup suretiyle tazmin edildiğini, müvekkil şirketçe, karşı tarafın edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığı ve bu zararın tazmini için kendisine tanınan tüm hakları kullanacağının karşı yana ihtar ile bildirildiğini, karşı yan tarafından başlatılan icra takiplerine de, takas mahsup hakkının kullanıldığı belirtilmek suretiyle borçlu bulunulmayan miktar bakımından itiraz edildiğini, aynı zamanda, karşı tarafa bu zarar miktarı kadar fatura da tanzim edilerek gönderilmiş olup, karşı tarafça haksız bir şekilde bu fatura defterlerine işlenmeyerek, müvekkil şirket borçlu gibi gösterilmeye devam ettirildiğini, karşı yanca delil olarak dayanılan mutabakat metinleri, henüz zarar faturası düzenlenmeden gösterilen aralık ayına ait cari bilgisi olduğundan, gerçek durumu yansıtmadığını, aynı şekilde ba bs formlarına da müvekkil şirketin uğradığı zararın yansıması mümkün olmadığından, davacının işbu davasını dayandırdığı deliller ile müvekkil şirketin borçlu olduğunun söylenmesinin mümkün olmadığını, karşı yanca 2.377.105,43 tl tutarında alacağı olduğu iddia ile başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açılmak yerine, aynı tutarı da içerisinde bulunduracak ve mükerrer olacak şekilde ihtiyati haciz talep edilip esas takibe geçilmesi hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu,
işbu ihtilafa konu alım satım sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılmış bir faiz oranı bulunmadığını, bu kapsamda 3095 sayılı kanun gereği işletilebilecek faiz oranı avans faizi olup, davacı yanın aksi yöndeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda, müvekkil şirketin zararı üzerine takas mahsup hakkını kullanılması nedeniyle, borçlu olunmadığı ve takibe itiraz edildiği dikkate alındığında, işbu icra takibine konu alacağın yargılamayı gerektirir boyutta olduğu ve bu nedenle likit bir alacak olmadığını, her halde karşı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız ve dayanaksız işbu davanın gerek usulden gerekse esastan reddine, karşı taraf aleyhine asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Dairesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyası, 11/12/2020 tarihli alım satım sözleşmesi, sipariş kayıtları, faturalar, cari hesap ekstresi, ihtarnameler, … İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… D.iş sayılı ihtiyati haciz kararı, Gümrük kayıtları, … Tic A.Ş. ticari kayıtları, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı.
…. İcra Dairesi’nin 2022/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … Ticaret A.Ş. aleyhine cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin adi takip yoluyla 4.662.436,50-TL asıl alacak, 92.673,91-TL işlemiş faiz, 1.140,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 225,20-TL ihtiyati haciz harç masrafı olmak üzere toplam 4.756.476,28-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafından takibe süresinde yapılan kısmi itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, icra takibinin derdest olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… D. İş sayılı dosyasının incelenmesinde; ihtiyati haciz isteyen … Ticaret Anonim Şirketi lehine karşı taraf borçlu …Anonim Şirketi aleyhine toplam 4.662.436,50-TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği, 03/03/2022 tarihli ek karar ile borçlu karşı tarafın ihtiyati hacze yönelik itirazının reddine karar verildiği, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen davalı … tarafından ihtiyati hacze yapılan itirazın reddi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda … Hukuk Dairesi’nin 15/09/2022 tarih, 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … iç ve Dış Ticaret A.Ş. tarafından borçlu … Ticaret A.Ş. aleyhine cari hesaptan kaynaklı 2.377.105,43-TL asıl alacak, 38.033,69-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.415.139,12-TL alacak için adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibi itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan 13/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin 2021-2022 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalı şirketin 2021-2022 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 11.02.2022 icra takip tarihinde 4.673.558,49 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davacı şirketten 11.02.2022 icra takip tarihinde davacı şirkette 955.782,60 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığı 3.705.351,00 TL yansıtma faturası ve Davalı şirketin Davacıya düzenlediği 12.286,65 TL tutarlı iade faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiş, 138,24 TL tutarlık kalan farklılığa ilişkin cari hesabın yoğun olması nedeni ile tespit yapılamadığı, Sözleşme gereği Davacı şirketin tedarik taahhüdünde bulunduğu … Kaju Cevizi 150 GR ve … Dalından Çiğ Badem 150 GR ürünlerini sözleşme miktarınca yerine getirdiği, Davalı şirketin … Badem İçi 150 GR ürününü 6.320 adet, … Ceviz İçi 150 GR ürününü ise 579.547 adet Davacıdan tedarik edemeyip Dava dışı 3. Şirketten tedarik ettiğine dair evrak sunduğu, toplamda 3.382.666,00 ilave gidere katlandığı, Davalı şirketin Davacıdan tedarik edemeyip 3. Kişilerden tedarik sonucu katlandığı maliyetin Davacı şirket alacak bakiyesinden sözleşmenin 4.2. maddesi gereği düşümü ile Davacı … … İç ve Dış Tic. A.Ş. şirketinin Davalı … şirketinden 322.684,89-TL alacaklı olduğunun sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan 18/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının sözleşmede yer alan vade sonrasında ödeme talep etmesinin ve ödeme yapılmadığı takdirde TBK m.97 gereği ödemezlik def’i ileri sürerek mal tedarik etmekten kaçınmasının mümkün olduğu, vade sonrası ödeme yapılmadığının ek rapor aşamasında tespit edildiği, bu nedenle davacının 10.12.2021 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde, “10 Aralık 2021 tarihi itibariyle vadesi gelmiş ve ödenmesi gereken toplam muaccel tutarın 1.700.940,65-TL olduğu, tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi” davalıya ihtar edildiği, borcun tamamının ödenmediği, davalının temerrüte düşmüş olduğu, ek rapor aşamasında genel değerlendirmelerde davacı şirketin ödemeleri zamanında tahsil edemediği ve Davacının TBK m.97 gereği ödemezlik def’i ileri sürerek mal tedarik etmekten kaçınmasının mümkün olduğu yönünde kanatta varılmış olmakla birlikte Sayın Mahkemenin de aynı görüşte olması durumunda, Davacı şirketin icra takibine konu 4.662.436,50 TL asıl alacağına takip tarihine kadar 95.045,65 TL Faiz talebinde bulunabileceği, ancak talebe bağlı kalmak kaydıyla 92.674,58 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, Davalının takip tarihinden sonra Davacı şirkete 955.782,60 TL asıl alacak yönünden 03.03.2022 tarihinde kapak hesabı yaptırdığı ve bu kapak hesabı kapsamında 1.082.736,46 TL tutarlık borç bakiyesine 1.064.137,46 TL tutarında ödeme gerçekleştirdiği ve kapak hesabında 18.599,00 TL tutarında borç bakiyesinin olduğu görüldüğünü, Davacı şirketin icra kapak hesabından kalan tutarı huzurdaki davaya konu etmediğini, Davalı şirketin icra takibinde kısmi alacak olarak kabul ettiği 955.782,60 TL ‘lik asıl alacak yönünden 7.166,91 TL işlemiş faiz hesabının bulunduğunu ve takipte kesinleşen tutarın 962.943,56 TL olarak kapak hesabı yaptırılmak suretiyle ödeme gerçekleştirdiğinin görüldüğünü, Davalının icra takibinde itiraz ettiği 3.793.532,72 TL tutarlık asıl alacak yönünden itirazının iptalini davasını açtığı ve yapılan tespitler neticesinde Davacının alacak talebinin yerinde olduğu ve 3.793.532,72-TL’lik asıl alacağa 89.191,37-TL işlemiş faiz hesabı yapılmış olup takibe bağlı kalmak şartı ile 85.513,62 TL (92.674,58 TL-7.160,96-TL) işlemiş faiz talebinde bulunabileceğinin sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ticari satımdan kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf müvekkil ile davalı arasındaki ürün satımından kaynaklı faturadan doğan alacaklarına ilişkin başlattıkları icra takibine yönelik borçlu davalı yönünden yapılan haksız itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise müvekkil şirketin davacı tarafa borcu olmadığını, davalı tarafça teslim edilmesi gereken ürünler teslim edilmediğinden müvekkil tarafından aynı ürünlerin başka firmadan temin etmek zorunda kalınması nedeniyle zarara uğradıklarını, bu zararı mahsup suretiyle tazmin ettiğinden müvekkil şirketin davacıya borcu bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu olan …. İcra Dairesi’nin 2022/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Ticaret A.Ş. tarafından borçlu … Ticaret A.Ş. aleyhine cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin adi takip yoluyla 4.662.436,50-TL asıl alacak, 92.673,91-TL işlemiş faiz, 1.140,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 225,20-TL ihtiyati haciz harç masrafı olmak üzere toplam 4.756.476,28-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafından takibe süresinde yapılan kısmi itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, icra takibinin derdest olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 02/03/2022 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf taraflar arasındaki ürün satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, varsa alacak miktarı ve faiz miktarı, oranı hususundan kaynaklıdır.
Mahkememizce taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen kök rapora göre; davalı şirketin davacıdan tedarik edemeyip dava dışı 3. şirketten tedarik ettiğine dair evrak sunduğu, toplamda 3.382.666,00 ilave gidere katlandığı, Davalı şirketin Davacıdan tedarik edemeyip 3. Kişilerden tedarik sonucu katlandığı maliyetin Davacı şirket alacak bakiyesinden sözleşmenin 4.2. maddesi gereği düşümü ile Davacı … … ve Dış Tic. A.Ş. şirketinin Davalı … şirketinden 322.684,89-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen kök rapor dosya kapsamındaki deliller itibariyle denetime elverişli bulunmadığından Mahkememizin 23/02/2023 tarihli celsesinde taraflarca düzenlenen ihtarname ve cevabi ihtarnamelere kapsamında davacı şirketin muaccel borcun ödenmediği gerekçesiyle mal teslimine yönelik ifadan kaçınması hususunda da değerlendirme yapılması, davalı tarafın itirazları kapsamında varsa hesap hatasının giderilmesi ve icra takibindeki alacağa karşı kısmi itiraz da bulunulması nedeniyle itiraz edilmeyen kısım dışında kalan ve dava konusu olan 3.706.653,90-TL asıl alacak ve 85.512,95-TL işlemiş faiz ve diğer feriler (ihtiyati haciz masraf ve faizi) yönünden net bir şekilde asıl alacak ve varsa işlemiş faiz miktarının tespiti hususunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapora göre; davacının 10.12.2021 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde, “10 Aralık 2021 tarihi itibariyle vadesi gelmiş ve ödenmesi gereken toplam muaccel tutarın 1.700.940,65-TL olduğu, tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi” davalıya ihtar edildiği, borcun tamamının ödenmediği, davalının temerrüte düşmüş olduğu, ek rapor aşamasında genel değerlendirmelerde davacı şirketin ödemeleri zamanında tahsil edemediği ve Davacının TBK m.97 gereği ödemezlik def’i ileri sürerek mal tedarik etmekten kaçınmasının mümkün olduğu yapılan tespitler neticesinde Davacının alacak talebinin yerinde olduğu ve 3.793.532,72-TL’lik asıl alacağa 89.191,37-TL işlemiş faiz hesabı yapılmış olup takibe bağlı kalmak şartı ile 85.513,62 TL (92.674,58 TL-7.160,96-TL) işlemiş faiz talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça taraflar arasındaki ürün alım-satım sözleşmesi kapsamında davalıya teslim edilen ürün bedelleri alacağına yönelik başlatılan icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali talep edilmiş olup, davalı tarafça davacının teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmemesi nedeniyle ürünlerin başka firmadan temini nedeniyle fazla ödenmek zorunda kalınan bedelden doğan zararın mahsubu sonrası davacı tarafa borçlarının kalmadığı yönünde savunmada bulunulmuş ise de, taraflar arasındaki 11/12/2020 tarihli alım satım sözleşmesinin 4.2 maddesine göre davalının sözleşmeye uygun olarak hazırlanan ürünleri almayı ve fatura ibrazı karşılığında bedelini ödemeyi taahhüt ettiği, 6. maddesinde ise ödemenin fatura ibrazından sonra 60 günü takip eden ilk ödeme gününde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacının teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmediği, bu nedenle davacının temerrüte düştüğü, ürünlerin başka yerden yüksek bedelle temin edilmesi nedeniyle zararlarının oluştuğu bu nedenle davacıya borçlu olmadığı iddia edilmiş ve sözleşmenin 4.2 maddesinde bu hususta düzenleme yer aldığı anlaşılmış ise de, taraflar arasındaki alım satım sözleşmesi her iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olup, davacı tarafın ürün teslim etme davalı tarafın da aldığı ürün bedellerini ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır, davacı tarafça davalıya sözleşme kapsamında bir kısım ürünler teslim edilmiş olup, davalı tarafça ödeme yapılmadığından bahisle 10/12/2021 ve 16/12/2021 tarihli ihtarnameler ile davalıya cari hesap borcunu ödemesi aksi halde kendi edimlerinin ifasından kaçınılacağının ihtar edildiği, davalı tarafça ihtarnamede verilen süreye rağmen ödeme yapılmaması üzerine davacı tarafça 20/12/2021 tarihli ihtarname ile sözleşme kapsamında edimin ifasını reddettiklerini bildirdiği görülmüştür, davalı tarafça davacıya hitaben 28/12/2021 tarihli cevabi ihtarname ile vadesi gelen ödemelerin yapıldığını, teslimat yükümlülüğü yerine getirilmediğinden zarara uğradıkları teslimat yapılmadığı takdirde yasal yollara başvuracaklarını bildirmiş ise de, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ek raporda yapılan tespitler ile davalı tarafça teslimatı yapılan ürün bedellerine ilişkin vadesi gelen borcun tamamının davalı tarafça ödenmediği anlaşıldığındın sözleşme kapsamında teslimatı yapılan ürünlere ilişkin düzenlenen faturalardan kaynaklı vadesi gelen borcun tamamının davalı tarafça ödenmemesinden dolayı davacı tarafın geri kalan ürün teslimine ilişkin ifadan TBK 97. maddesi gereği kaçınmasının haklı olduğu açık olup, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatları ile de davalı tarafın borcu kabul ettiği, dava konusu icra dosyasına da kısmi itiraz da bulunularak azıl alacağa ve işlemiş faize ilişkin bir miktar ödeme yapıldığı, temmerrüte düşen tarafın teslimatı yapılan ürün bedellerini ödemeyen davalı olduğu bu haliyle davacı tarafça vadesi gelen ödemenin yapılması hususunun davalıya ihtarına rağmen davalı tarafın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşıldığından, düzenlenen bilirkişi ek raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle ek raporda yapılan hesaplama sonucunda takipte itiraz edilen ve dava konusu olan 3.706.653,90-TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 85.513,62-TL işlemiş faiz, 1.140,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 225,20-TL ihtiyati haciz harç masrafı olmak üzere davacının toplam alacağının 3.793.532,72-TL olduğu anlaşıldığından borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin borçlu davalı yönünden takip talebinde belirtilen şartlarla kaldığı yerden devamına ve asıl alacağın likit ve takibe itirazın haksız olması nedeniyle itiraz ve dava konusu olan asıl alacağın (3.706.653,90-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı icra dosyasında;
a) Borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin borçlu davalı yönünden takip talebinde belirtilen şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) İtiraz ve dava konusu olan asıl alacağın (3.706.653,90-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 259.136,22-TL harçtan mahsubu ile bakiye 194.352,16-TL karar harcının borçlu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin haksız çıkan taraf olan davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 64.784,06-TL peşin harç olmak üzere toplam 64.854,86-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 22 adet tebligat-posta gideri 243,75-TL, bilirkişi ücreti 4.000,00-TL olmak üzere toplam 4.243,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 315.805,98-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023

Başkan …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Katip …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.