Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/144 E. 2022/644 K. 28.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/144 Esas
KARAR NO : 2022/644

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 28/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 13/11/2018 tarihli dava dilekçesi ve 16/12/2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … kullanmakta iken …’dan geçişlerde cezai şartı da ödeyeceklerini, 2 adet …, 2 adet … telefon verecekleri hususunda …’u temsilen Şirket Satış Yöneticisi … ile davacı şirket arasında 25/12/2017 tarihinde davacı şirket yöneticisi … ile anlaşma imzalandığı, davalı şirketçe cayma bedelleri taraflarına ödenmediği gibi vaat edilen 2 adet …, 2 adet … telefonların taraflarına verilmediğini, … tarafından cayma bedelleri ve faturalar nedeniyle müvekkili aleyhine … 22. İcra Dairesi’nin …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 16/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; 27.10.2020 tarihli Bilirkişi raporuna göre;” İlgili ara karar gereğince “davacının talebinde haklı görülmesi halinde davalıdan talep edebileceği tutarın”, taraflar arasında 25.12.2017 tarihinde düzenlenen ek sözleşmenin üçüncü maddesi gereğince, davacının … ile aralarında daha önceden düzenlenmiş olan sözleşmede cayma bedeli olarak öngörülen meblağın davalı tarafından ödeneceğinin öngörülmesi nedeniyle, … tarafından … 22. İcra dairesinin …E. Sayılı dosyası ile davacıya karşı ilâmsız icra takip yoluyla 35.422,79-TL anapara ve 1.794,75-TL tutarında işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.217,54-TL tutarın davalıya rücu edilebileceği, “denildiği, buna göre 8.000 TL’lik alacaklarını bilirkişi raporu doğrultusunda 29.217,54 TL artırarak 37.217,54 TL.ye yükselterek ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 04/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, olayda belirsiz alacak davası ikame edilmesi mümkün olmadığını, huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, taahhütname hükümleri uyarınca satın alınan cihaz bedelleri belli olduğunu ve tahsil edilmiş bir tutar varsa bu tutarın davacı tarafça alacak talebine konu edilebileceğini, bu sebeplerle talep edilen bu alacak kaleminin de belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıya herhangi bir taahhüt verilmediğini, davacı tarafça ibraz edilen ve bayi yetkilisi tarafından verildiği iddia edilen taahhütten müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … Sosyal Güvenlik Merkezi cevabi yazısı, … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası, Toplu Abonelik Taahhütnamesi, Abonelik Sözleşmeleri, Bayilik Sözleşmesi, Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapması.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/10/2020 tarihli raporunda özetle;”Davacının talebinde haklı görülmesi halinde davalıdan talep edebileceği tutarın”, taraflar arasında 25.12.2017 tarihinde düzenlenen ek sözleşmenin üçüncü maddesi gereğince, davacının … ile aralarında daha önceden düzenlenmiş olan sözleşmede cayma bedeli olarak öngörülen meblağın davalı tarafından ödeneceğinin öngörülmesi nedeniyle, … tarafından … 22. İcra dairesinin… E. Sayılı dosyası ile davacıya karşı ilâmsız icra takip yoluyla 35.422,79-TL anapara ve 1.794,75-TL tutarında işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.217,54-TL tutarın davalıya rücu edilebileceği, Ek sözleşmenin davacıya iki adet …, iki adet … verilmesi öngörülmüş olup, bu telefonların verildiğine dair dosya kapsamında bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı, bununla birlikte davacının alacak hanesine dâhil olmakla birlikte söz konusu telefonların fiyatlarına ilişkin dosya kapsamında bilgi veya belgeye rastlanmadığı, ayrıca söz konusu telefonların fiyat tespitinin uzmanlık alanları dışında olduğu, Ek sözleşmenin dördüncü maddesinde promosyon olarak belirtilen 14.000.-TL’ndan dava dilekçesinde söz edilmediği, sözleşmede promosyon ile tam olarak neyin kastedildiğine ilişkin açıklamanın bulunmadığı, ödenip ödenmediğinin veya ne şekilde ödeneceğinin de belli olmadığı, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin sona ermediği de göz önünde bulundurulduğunda taktirin mahkemeye ait olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, abonelik sözleşmesi nedeniyle, davacı tarafın dava dışı … şirketine ödenmesi gereken cayma bedeli, sözleşme ile imza altına alınan ücretlerin ve verilmesi taahhüt edilen telefon bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, tarafların mutabık kalması nedeniyle alınan hizmete ilişkin 25/12/2017 tarihli sözleşme ile kararlaştırılan ücretlerin ve verilmesi taahhüt edilen cihaz bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, ibraz edilen belgeyi düzenleyenin müvekkili şirketten ayrı bir tüzel kişiliği bulunan bayi çalışanı olduğunu, verildiği iddia olunan taahhütten müvekkilinin sorumlu olmadından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 22. … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı icra dosyası Uyap üzerinden celp edilerek incelenmiş; alacaklısının dava dışı …A.Ş. olduğu, borçlusunun davacı … Ltd. Şti olduğu, takibin faturaya dayalı ilamsız takip olduğu, borçlu davacının süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşıldı.
Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde Toplu Abonelik Taahhütnamesi ile birlikte alacak istemine dayanak olarak göstermiş olduğu …Ltd. Şti başlıklı 27/12/2017 tarihli belgenin sunulduğu, belge içeriğinin;
“Şirketinize kayıtlı hatlarınızın …A.Ş.’den … A.Ş. geçişinden sonra firma sahibi … bey ile mutabık kalınan maddeler aşağıdaki gibidir.
1)2 adet …
2)2 Adet …
3)…(…) geçişten kaynaklı olarak çıkacak cayma bedelinin ödenmesi
4)Promosyon ödemesi olarakta 14000 TL
5)Anlaşılan fatura tutarıda 2250 TL’dir.” şeklinde olduğu, … Kurumsal Satış Yöneticisi sıfatıyla dava dışı … imzası ile davacı şirket kaşe ve kaşe üzerine atılı imzanın yer aldığı, 4. ve 5. maddelerin sonradan el yazısı ile eklenerek … tarafından imzalandığı görülmüştür.
… Sosyal Güvenlik Merkezine yazılan müzekkereye verilen cevap ve eklerinin incelenmesinde; dava dışı …’nun belirtilen tarih itibariyle (25/12/2017) hizmeti görülen iş yerinin dava dışı …Tic. Ltd. Şti. olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafça sunulan abonelik sözleşmesi ve eklerinin incelenmesinde; davacı şirkete ait kaşe ve kaşe üzerine atılı imzanın bulunduğu matbu olarak düzenlenmiş Toplu Abonelik Taahhütnamesi, Toplu Devir Formu’nun ve davacı şirkete kaşe ve kaşe üzerine atılı imza ile dava dışı …Ltd. Şti. Kaşe ve kaşe üzerine atılı imzaların bulunduğu 26/12/2017 tarihli matbu olarak düzenlenmiş Kurumsal Aboneler için numara taşıma talep formunun bulunduğu görülmüştür.
Davalı şirket ile dava dışı …Ltd. Şti. Arasında imzalanan Bayilik Sözleşmesi’nin celp edilerek incelenmesinde; taraflar arasında davalı şirket ürünlerinin temini, satışı ve pazarlaması konulu
01/01/2014 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ile dava dışı … Ltd. Şti’ye davalı şirkete ait ürünleri satmak ve pazarlamak konusunda yetki verildiği, dava dışı … Ltd. Şti’nin davalının bayisi olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı şirketin, dava dışı … GSM operatörü ile imzalamış olduğu sözleşmeye istinaden cep telefonu aboneliği hizmeti almakta iken, bu aboneliğe ait hatların davalı …’a GSM operatörüne taşınması için davacı şirket yetkilisi tarafından davalı şirket bayisi olan dava dışı …Ltd. Şti. firması aracılığı ile Kurumsal Aboneler için Numara Taşıma Talep Formu, Toplu Devir Formu ve Toplu Abonelik Taahhütnamesi gibi evrakların imzalandığı, hat kullanım koşullarının, tarifelerin, tarife koşul ve bedellerinin tamamıyla davalı GSM operatörü tarafından belirlendiği, bayinin sayılan işlemler yönünden herhangi bir yetkisinin ve sözleşmelere müdahalesinin bulunmadığı, bu hususun tacir olan davacının bilgisi dahilinde olduğu görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça önceki GSM operatörü …’ya cayma bedeli olarak ödenmesi gereken tutar ile kendisine verilmesi vaad edilen cihaz bedellerinin davalıdan tahsilinin talep edildiği, bu talebe dayanak olarak gösterilen 25/12/2017 tarihli … Ltd. Şti. başlıklı belgenin davalı şirket bayisi çalışanı tarafından imzalandığı, davalı tarafça sunulan abonelik evraklarında bu belgenin yer almadığı, dayanak belgenin bayi çalışanınca düzenlenerek imzalandığı, dayanak belgede diğer sözleşmelerin eki olduğuna dair veya davalı şirketin verilen taahhütte taraf olduğuna ve sorumluluğunun bulunduğuna dair bir kayıt bulunmadığı görülmüştür. Dava dışı …Ltd. Şti. ve çalışanı tarafından davacıya ait hatların … A.Ş. (…)’den …’a taşınması karşılığında davacı şirkete yazılı taahhütte bulunulduğu, bu taahhüdün davalının bilgisi ve onayı dahilinde olduğuna dair davacı tarafça bir kanıt sunulmadığı, bu hali ile davacı tarafça alacak istemine dayanak olarak gösterilen taahhütnameye istinaden davalı tarafın sorumlu olduğunun ispat edilemediği ve davalıdan alacak isteminde bulunulamayacağı anlaşılmıştır.
Her ne kadar düzenlenen bilirkişi raporunda; “davacının talebinde haklı görülmesi halinde, taraflar arasında düzenlenen 25/12/2017 tarihli ek sözleşmenin üçüncü maddesi gereğince davacının … ile daha önceden düzenlemiş olduğu sözleşmede cayma bedeli olarak öngörülen meblağın davalı tarafından ödeneceğinin öngörülmesi nedeniyle, … tarafından davacı aleyhine … 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine konu 35.422,79-TL ana para, 1.794,75-TL işlemiş faiz olmak üzere 37.217,54-TL’nin rücu edilebileceği” kanaati bildirilmiş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle bilirkişi raporu hükme esas alınarak oluşan vicdani kanıya göre davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine mahkememiz dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2022 tarih, 2021/1475 Esas 2022/542 Karar sayılı ilamı ile; ” HMK 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması zorunludur.
Dava telefon ve internet aboneliği kullanım bedeline ilişkin olup uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve konusunda uzman bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğu açıktır.
Somut olayda, mahkemece; görüşüne başvurulan bilirkişilerin telefon ve internet aboneliği ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamamıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece, dava dosyası önceki bilirkişiler dışında, telefon ve internet aboneliği kullanım hesabı konusunda uzman ve ehil olan mühendis ve telekomünikasyon ve/veya bilişim uzmanı bilirkişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden ilgili mevzuat hükümlerine göre, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve denetime uygun, tarafların bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirildiği bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde davalının bayiinin işleminden sorumlu olduğu d adeğerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Buna göre, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, yukarıda belirtildiği şekilde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememize iade edilen dosyanın mahkememizin 2022/144 Esasına kaydı yapılarak tayin edilen 24/06/2022 tarihli duruşma 1 nolu ara kararı ile; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2022 tarih ve 2021/1475 Esas, 2022/542 Karar sayılı ilamı doğrultusunda dava dosyasının önceki bilirkişiler dışında, telefon ve internet aboneliği kullanım hesabı konusunda uzman ve ehil olan elektronik haberleşme mühendisi, telekomünikasyon ve bilişim uzmanı bilirkişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdiine, bilirkişilerden ilgili mevzuat hükümlerine göre, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve denetime uygun, tarafların bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirilecek şekilde rapor düzenlenmesinin istenilmesine, bilirkişiler için 1.000’er TL ücret taktirine, davacı vekiline toplam 3.000,00-TL bilirkişi masrafını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede ara karar gereği bilirkişi masrafının yatırılmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre yargılamaya devam edilerek karar verileceği hususunun ihtarına karar verilmiş, ancak verilen kesin süreye rağmen takdir edilen 3.000,00 TL bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılmadığı Uyap sistem üzerinden incelemede anlaşılmıştır. Her ne kadar 28/10/2022 tarihli duruşma için davacı vekilince başka mahkemede duruşması olması nedeniyle mazeret dilekçesi yollanmış ise de Uyap sistemi üzerinden yapılan araştırmada davacı vekilinin başkaca mahkemede duruşmasının bulunmadığı, yargılamanın geldiği aşamada yargılamayı uzatmaya matuf bir talep olduğu, davalının davayı takip ederek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılarak belgelendirilmeyen mazeret isteminin reddine karar verilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma ilamı uyarınca bilirkişi incelemesi yapılamadığı, usulüne uygun ihtarat doğrultusunda mevcut delil durumu ile davanın davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça ispatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 671,48 TL harçtan mahsubu ile artan 590,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/10/2022

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.