Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/137 E. 2023/94 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/137 Esas
KARAR NO : 2023/94
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 04/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında, … … projesinde yer alan alışveriş merkezinin kiralanabilir ticari ünitelerin kiralama hizmeti verilmesine ilişkin akdedilen Hizmet Sözleşmesi uyarınca davacı şirket tarafından hizmetin gereği gibi yerine getirildiği, verilen hizmete ilişkin olarak düzenlenen faturaların davalı tarafından kayıtlarına alındığını ve faturalara itiraz da edilmediğini, davacı şirketten alınan hizmete binaen davalı tarafça ödenmeyen faturaların tahsili amacıyla davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, itiraz neticesinde davacı tarafça zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da taraflarca anlaşma sağlanamadığını, bu sebeplerle davalı tarafça icra takibine karşı yapılan haksız itirazın iptali amacıyla huzurda görülen davanın ikame edilmesi zorunluluğu hasıl olduğunu, Davalı tarafından davacı şirketten alınan hizmete ilişkin borç ödenmediğini, söz konusu borç davalının da kayıtlarında olup borcun tahsili amacıyla açılan icra takibine de davalı tarafından itiraz edildiğini, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca takibe itiraz edilmesi dolayısıyla takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, tüm bu sebeplerle açıklandığı üzere davacı tarafça davacı şirket tarafından …. İcra Müdürlüğümün 2021/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe itiraz edilmesi nedeni ile davalı tarafından yapılan itirazın iptalini ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca takip miktarı alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı şirkete icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan 23/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, davacı tarafa icra takibinde talep edildiği kadar borcu bulunmadığın, alacak likit olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğini, mahkememiz tarafından yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile davalının talep edildiği kadar borcunun bulunmadığının ortaya çıkacağını, Davacı şirket sözleşme ile üstlendiği işi sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, bu sebeple, davacının edimini ifa ettiğine dair ispat yükü kendisine ait olup hakkediş tutanaklarının yetkilendirilmiş kişiler tarafından imzalandığını ve sözleşme ile üstlenilen işi yaptığının ispat etmek zorunda olduğunu, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının, davalı şirkete fatura edebileceği bir işin varlığının söz konusu olması halinde mevcut fatura bedeli kadar iş yapılıp yapılmadığını işin süresinde ve ayıptan ari yapılıp yapılmadığının tespiti ile taraflar arasındaki alacak borç miktarının bu hususa göre belirlenmesinin gerektiğini diğer yandan, kargo teslim belgesinde ve kargo şirketince gönderilen kayıtlarda bir teslimatın yapıldığı belirtilmiş ise de teslimatın içeriğine ilişkin bir açıklamanın yapılmadığını, bir başka anlatımla, teslim belgelerinde, teslimatın dava konusu mallara ilişki olduğu hususu da tereddütte yer vermeyecek şekilde ortaya konmadığını, öte yandan ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olmasının gerektiğini, davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanmasının gerektiğini, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtının olamayacağını, davacı tarafa ait hesap kayıtları ve faturalar üstlenilen edimlerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini ve davalı şirketin borçlu olduğunu gösteremeyeceğini, yargıtay kararları gereğince davacının öncelikle davalı şirket ile ticari ilişkisini, mevcut faturanın verilmesine neden olan işin yapılmış olduğunu , fatura bedeli kadar iş yaptığını, yapılan işin eksiksiz ve tam olarak davacı şirkete teslim ettiğini, yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlaması gerektiğini, faturayı dayanaklandırılması gerektiğini bu hali ile ödeme emri haksız, usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep edildiğini, muaccel bir alacak olmadan, davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmış olması davalı şirketin ticari hayatları ve itibarlarına zarar verdiğini, bu nedenlerle hem esas hem usul bakımından yasaya aykırı bir şekilde açıldığını, haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: …. İrca Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra dosyası, 31/05/2019 tarihli sözleşme, … Noterliğinin 22.10.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Faturalar, Cari Hesap, Mutakabat mektubu, Taraf şirketlere ait ticari defter kayıtlar, Tanık beyanları, Bilirkişi raporu, arabuluculuk tutanağı, arabulucu sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
…. İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra dosyasının uyap kayıtlarının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin adi takip yoluyla 473.078,02-TL fatura alacağı, 173.060,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 646.138,80-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafından takibe süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, icra takibinin derdest olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı Tanığı … duruşmada; “Ben davacı şirketten 2022 Nisan ayında ayrıldım, öncesinde 2019 Mart’ta işe başlamıştım, Kiralama Direktörü olarak görev yaptım, dava konusu … …’taki alış veriş merkezinin kiralamasına ilişkin hizmet verdik, bu hizmet Perakende alanlarındaki konseptin geliştirilmesi sonrasında bu konsepte uygun kiracı karmasının oluşturulması uygun kiracılara projelerin tanıtılması, kiralama sürecinin yönetilmesi, yatırımcı firmaya periyodik bilgi ve raporlamanın oluşmasından kaynaklanmaktadır, projede de aktif olarak bulunduk, bizim yaptığımız iş budur, bundan sonraki kira sözleşmesinin imzalanması aşamasıdır, biz gereken hizmeti verdik, ancak sözleşme imzalanmadı sözleşmenin imzalanmamasının sebebi davalı şirketten kaynaklıdır, davalı şirketten dolayı biz projedeki faaliyetimizi durdurmak zorunda kaldık, faaliyet durdurma talebi davalıdan gelmişti, verdiğimiz hizmete ilişkin davalı şirketin borcunu ödemediğini biliyorum fakat miktar hakkında bilgim yoktur, bir kısım ödeme yapıldı ancak daha sonra bir bakiye vardı, davalı tarafça hizmet alamadıklarına ya da eksik hizmeti aldıklarına dair bana bildirimde bulunmadı, kiracı olarak … grubu ilgilendi, bunların dışında da ilgilenenler de oldu, bunların hepsinin saha ziyaretleri oldu, biz bu markalara uygun yerleri gösterdik, kendilerinin de talepleri olmuş, benden önce departmanın başında … vardı, o ayrıldıktan sonra ben geldim, o da … …’a yönetici olarak gitti.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “Ben hala davacı şirkette mali işler direktörü olarak 7 sene çalışmaktayım, davalı şirkete … …’daki alış veriş merkezindeki ticari ünitelerin kiralamalarına ilişkin hizmet verdik, buna ilişkin 228.000,00-TL rakam tahsil edildi, geri kalan 473.000,00-TL civarındaki miktarın mutabakatı da yapıldı, buna ilişkin bağımsız denetim şirketi raporu da mevcuttur verilen hizmet bedeli tam ödenmemiştir, verilen hizmet danışmanlık ve hizmet bedelidir, çalıştığım şirket sektörünün en büyüğüdür, … gibi diğer AVM’lerde de bu hizmeti vermiştir, zaten kiralama direktörü olarak çalışan … ‘da şirketimizden ayrılarak … …’a transfer olmuştur, ben mali işlerde görevli olduğum için sahadaki hizmete ilişkin pek bir bilgim yoktur, ancak 2019 yılı ve öncesinde hizmet verildi, 2020 yılında da hizmet verildi, ancak tahsilatta sıkıntı olduğu için bir fatura kesilmedi, önceki döneme ilişkin kalan bakiyeye ilişkin husus dava konusudur, davalının finansal sıkıntılarından dolayı ve tahsilatta yaşanan sorundan dolayı projeye ilişkin verilen hizmet durdu,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mali Müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 30/12/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı şirketin 2019-2020-2021-2022 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin2019-2020-2021-2022 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 473.078,02 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davacı şirkette 472.000,00 TL borçlu olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi, dosya kapsamında yapılan tespitler, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve yazılı mutabakatlar dikkate alındığında; Davacının Davalıdan 473.078,02 TL alacaklı olduğu ve asıl alacağa 184.777,98 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak düzenlenen faturalardan ve cari hesap alacağından dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise cari hesap ve faturanın tek başına üstlenilen edimlerin eksiksiz yerine getirildiğini göstermeyeceğini, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, davacı tarafça açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra dosyasının uyap kayıtlarının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin adi takip yoluyla 473.078,02-TL fatura alacağı, 173.060,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 646.138,80-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafından takibe süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, icra takibinin derdest olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 30/12/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı şirketin 2019-2020-2021-2022 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin2019-2020-2021-2022 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 473.078,02 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davacı şirkette 472.000,00 TL borçlu olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi, dosya kapsamında yapılan tespitler, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve yazılı mutabakatlar dikkate alındığında; Davacının Davalıdan 473.078,02 TL alacaklı olduğu ve asıl alacağa 184.777,98 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 27/12/2021 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara tüm delillerini bildirmesi için taraflara verilen kesin süre kapsamında davaya konu icra takip dosyaları celp edilerek incelenmiş ve taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi raporu alınmış, mali müşavir bilirkişi tarafından ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetime elverişli bulunmuştur.
Dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan cari hesap alacağı olup, olmadığı konularında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları ile alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirket tarafından davalı şirkete taraflar arasındaki 31/05/2019 tarihli hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişkiden dolayı cari hesap ilişkisinin bulunduğu, ayrıca cari hesaba işlenen ve takibe konu edilen faturalara konu hizmetin davacı tarafça davalı tarafa verildiği konusunda ihtilaf olmayıp, davalı tarafça hizmeti almadığına yönelik bir itiraz ve savunmada bulunulmadığı anlaşılmakla, davalı tarafça faturaların tek başına hizmetin eksiksiz yerine getirildiğini göstermeyeceği yönünde savunmada bulunulmuş ise de, dosya kapsamındaki deliller ile birlikte dinlenen tanık beyanlarına göre sözleşme konusu hizmetin davacı tarafça eksiksiz şekilde davalı tarafa verildiği, davalı tarafın aksi hususu ispatlar nitelikte somut bir delil ibraz edemediği, bu nedenlerle tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları ile davacı şirket ile davalı şirket arasında verilen hizmetten dolayı cari hesap ilişkisinin bulunduğu, buna dayalı olarak davacı şirket tarafından davalıya verilen hizmetlerden dolayı dava ve takip konusu faturalar ile cari hesap ekstresinin düzenlendiği, davacı tarafça davalıya hitaben gönderilen ihtarnameye rağmen hizmet bedelinin ödenmediği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olup, davalı tarafça davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde itirazda bulunmuş ise de bu hususu ispata yarar delil ibraz edilmediği, bu haliyle davacı tarafın dava ve takip konusu hizmet bedellerine ilişkin düzenlenen fatura, cari hesaptan ve mutakabat mektubundan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispatladığı, davacı tarafça düzenlenen masraf yansıtma bedeline ilişkin faturalar yönünden ise sözleşme Ek-3’ün 7. maddesindeki giderler yapılmadan önce müşterinin yazılı onayı alınacaktır şartından dolayı, davacı tarafça masraf bedellerine ilişkin masraflar yapılmadan önce davalının yazılı onayının bulunduğu ispatlanamadığından masraf yansıtma bedeli yönünden talebin reddi gerektiği, bu yüzden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada masraf yansıtma bedeli yönünden işletilen faizlerin mahsubu sonrası işlemiş faiz miktarının 184.408,14-TL olduğu, icra takibindeki işlemiş faiz talebinin tespit edilenden daha az olması nedeniyle Mahkemenin icra takibindeki taleple bağlı olmasından dolayı ve düzenlenen mali müşavir bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu sözleşmeden kaynaklı hizmet bedelinden doğan 472.000,00-TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından davacı tarafça başlatılan icra takibine borçlu 472.000,00-TL fatura bedeli ve taleple bağlı kalınarak 173.060,78-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 645.060,78-TL alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takip talebindeki faiz oranının yerinde olması nazar alınarak takibin belirtilen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın (472.000,00-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan …. İcra Dairesi’nin 2021/… Esas sayılı icra dosyasında;
a) Davalı tarafından 472.000,00-TL fatura bedeli ve taleple bağlı kalınarak 173.060,78-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 645.060,78-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin belirtilen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Asıl alacağın (472.000,00-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 44.064,10-TL harçtan mahsubu ile bakiye 36.260,33-TL karar harcının borçlu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 1.317,80-TL’sinin davalıdan, bakiye 2,20-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 7.803,77-TL peşin harç olmak üzere toplam 7.884,47-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 13 adet tebligat-posta gideri 194,00-TL, bilirkişi ücreti 2.500,00-TL olmak üzere toplam 2.694,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 2.689,50-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 88.956,69-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı veklinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2023

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.