Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/765 E. 2022/429 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/765 Esas
KARAR NO : 2022/429
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 22.07.2016 tarihinde ” … – …su İnşaat ve Elektromekanik İşleri, Yeraltı Aktarma Merkezleri ( Otoparklar ) Depo Alanı ile Yönetim Binası ve Kontrol Merkezi İnşaatı Kesin ve Uygulama Proje İşlerine Ait Elektromekanik Projelerin Yapımı Danışmanlık Sözleşmesi ” imzalandığını, sözleşme gereği müvekkili şirket davalının alt işvereni olmakla proje ve sözleşme kapsamında çalışmaya başladığını ve kendisine düşen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı yandan kaynaklı olarak tüm proje süreçleri aksadığını ve elektromekanik projeler sürekli yeniden düzenlenmek zorunda kalındığını, aksaklıkların kaynağının mimari projeler olduğu bilinmesine rağmen elektromekanik proje hak edişleri düzelenmediğini, yapılan işler karşılığında kesilen fatura tutarları dahi zamanında ödendmediğini ya da eksik ödediğini bu durumun müvekkilini mali açıdan sıkıntıya soktuğunu, personel maaşlarının aksamaması için kredi kullandığını ve kesilen faturalardan kaynaklı olan vergi borçları ödenemediği için borçlara faiz işlediğini, gelinen süreçte halen mimari projeler için İdare’den onay alınamadığını, davalı yanca iyi yönetilmeyen süreçler dolayısıyla müvekkili şirket belirtilen alacak kalemleri kapsamında maddi olarak zarara uğradığını beyan ederek; belirsiz alacak olarak 200,00 Euro proje değişikliklerinden kaynaklı, verilen emeğin ve çalışmanın karşılığı olan alacağın, belirsiz olarak 200,00 Euro hak ediş süreci başlatılmayan işlere ilişkin alacağın, belirsiz olarak 200,00 Euro haksız olarak el çektirilmeden kaynaklı alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek, 3095 sayılı kanun kapsamında Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsiline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki alt yüklenici sözleşmesi ve ekleri ile davacı tarafından yapılması yükümlenilmiş olan tasarım ve proje işlerinin ayrıntıları, çalışma koşulları, fiyatlandırma, hakediş ödeme usulü ve fatura tanzimi prosedürü ayrıntılı şekilde düzelendiğini, eser sözleşmesi niteliğindeki bu Sözleşme, TTK gereği basiretli davranmakla yükümlü bir tacir olan davacı tarafından imzalanmış olmakla, taraflar arasındaki ihtilafın öncelikle bu sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümü gerektiğini, davacı tarafın, sözleşme hükümlerini tümüyle yok sayma ve kendince farklı yorumlama eğilimi içinde olduğunu, sözleşme hükümlerine göre, yapım çalışmaları sırasında gerekebilecek her türlü değişiklik ve revizyonu idarece onaylanıncaya dek yapmaya devam edeceği ve bunun için ek bir bedel talep etmeyeceğini, Ocak 2018’den itibaren İdare ve işverence bazı eksiklikler ve tasarım ve projelerde revize edilmesi gereken hususların bildirilmesini takiben huzursuzluk ve hoşnutsuzluklar göstermeye, klasörlerce evraktan oluşan ve dosyaya sunulacak olan yazışmalarda görüleceği üzere, gerek İdare ve İşveren’in isteklerinin yerine getirilmesi ve gerekse ortak toplantılarda alınan kararların uygulanmasında davacıdan kaynaklanan gecikme ve olumsuzluklar tezahür etmeye başladığını, davacının üzerine düşen edimi yerine getirmediği ve eksik bıraktığı 400 kalemden fazla işi olduğunu, taraflar arasındaki sayısız e-mail yazışmalarında, yapılması gereken, eksik bırakılan, tamamlanması gereken yada İdare’nin şartlı onay yazıları ile revizesi gereken işler davacıya bildirildiğinde, davacı tarafından işlerin yerine getirilmesinden ziyade bahaneler üretildiğini, kendi kusurlarını, idare, işveren yada emay’a atfettiğini, davalı müvekkili şirketin işveren … … … ile mevcut sözleşmesi kapsamında İşveren’den olumsuzlukların belirtildiği bildirimlerin gelmeye başlaması ve projenin de tıkanma noktasına gelmesi nedeniyle, davacıya sözleşmesel yükümlülüklerinin hatırlatılmasına yönelik, 07/10/2019 tarihli e-mail ile 2016.04/GD-1071 sayılı yazı ve ekinde iş programı iletildiğini, davacı tarafından gerekli şartlar yerine getirilmemiş olmakla, hali hazırda hiç sunumu yapılamamış iş pozisyonuna düştüklerini, Ekim/2019 itibariyle davacıya yapılan ödemelerin, yapılan işten fazlaya tekabül ettiğini, davacı tarafından iş programının çok gerisinde kalındığı ve işin büyük bölümünün tamamlanmadığı görüldüğünü davacı şirket yetkilisinin ödeme almakta sıkıntılardan dolayı sözleşme feshi için süreç başlattıklarını ve bu tür yazılara itibar edilmeyeceği şeklinde ve açıkça iş programına uymayacağı anlamına gelen bir cevap verildiğini ve sözleşme maddelerine farklı anlamlar vermeye çalışarak, kendisince ihlal edilmiş sözleşmeyi hayal ürünü ithamlarla müvekkili şirketi suçlayıcı ifadeler kullanmak suretiyle sözleşmenin 27. Maddesi gereği fesih sürecini başlatacaklarını belirtilen 07/10/2019 tarihli … yevmiyeli ihtarnameyi gönderdiklerini, ihtar müvekkili şirkete 09/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının taahhütlerine uymaması, verilen iş programının gereğini yapmaması ve kötü niyetli ihtarları ile programa uyma niyetinin de olmadığını belirtmesi karşısında, … – … ’inin tamamlanma sürecinin olumsuz etkilenmemesi ve müvekkilinin de işverene karşı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremez duruma gelmemesi için, işin tamamlanmayan kısımlarının davacı nam ve hesabına yaptırılmasını teminen işe müdahale hakkı kullanılarak, … Noterliğinin 04/11/2019 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesiyle , işin namı hesabına bir başkasına yaptırılacağı Alt Yüklenici davacıya bildirildiğini, müvekkili tarafından gerek sözlü gerek yazılı olarak müteaddit kereler, davacı taraf Sözleşmeye uygun davranmaya ve taahhütlerini yerine getirmeye davet edilmişse de, sözleşme hükümlerinin anlamlarını değiştirme, işi tamamlamadan ve şartları oluşmadığı halde müvekkilinin iyiniyetli yaklaşımlarını suistimal ederek, edimini yerine getirmeksizin haksız şekilde alacak iddiasında bulunan davacı tarafın kötü niyetli olduğunu beyan ederek; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen 22/07/2016 tarihli metro inşaatına ilişkin danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, proje revizyonlarından ve hakediş raporlarının sözleşmeye uygun düzenlenmemesinden kaynaklı davacının alacağının bulunup bulunmadığı, davacının mahrum kaldığı alacağının bulunup bulunmadığından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E. Sayılı dosyasının UYAP üzerinden gönderildiği, dosyanın incelemesinde davacı … A.Ş tarafından davalı … A.Ş aleyhine taraflar arasında düzenlenen 22/07/2016 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak bakiye fatura alacağının ödenmesi istemine yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dosyanın taraflarının aynı, dava konularının ve nedenlerinin benzer olduğu anlaşılmıştır.
HMK 166/1 maddesindeki düzenleme ile; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” denilmiştir. HMK 166/4 maddesine göre; “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu haliyle davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının aynı sözleşmeye dayalı davaların aynı nedene ve konuya dayalı olduğu sabittir. Bu yüzden Mahkememizin işbu dava dosyası ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E. sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, tarafların, dava konusunun ve sebebinin benzer olduğu, aynı sözleşmeden kaynaklı olduğu anlaşıldığından ayrıca delillerin birlikte toplanması ve değerlendirilmesinin usul ekonomisi gereği olduğundan Mahkememiz dosyasının HMK 166/1 maddesi gereğince ilk açılan dava olan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E. Sayılı dava dosyasında birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekili tarafından açılan DAVANIN bağlantılı olması nedeniyle HMK 166/1 maddesi gereğince daha önce açılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasında BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2- Birleştirme kararının HMK 166/3 maddesi gereğince derhal birleşen dosyanın mahkemesine bildirilmesine,
3- Yargılamaya birleştirilen dava dosyası üzerinden devam edilmek üzere dosyanın birleşen dosyaya gönderilerek esasın bu şekilde kapatılmasına,
4- Birleştirme kararının birleşen dosya üzerinden mahkemesince taraflara tebliğine,
5- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun birleştirilen dosyada değerlendirilerek karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/06/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*