Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/746 E. 2022/611 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/746 Esas
KARAR NO : 2022/611
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “…” logosu ile yurt içi ve yurt dışı paket ve kargo taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini, davacı müvekkili şirket ile, davalı/borçlu arasında davalıya ait gönderilerin taşınması konusunda mutabakata varıldığını, buna göre davalıya ait gönderilerin … müşteri kodu ile müvekkili şirket tarafından taşındığını ve alıcılarına teslim edildiğini, bu sebeple müvekkili şirketin, taşıma sözleşmesinden doğan edimini gereği gibi ifa etmiş olmakla taşıma ücretine hak kazandığını, davalının, müvekkili şirket tarafından keşide olunan taşıma ücreti faturalarından bakiye 3.146,59 TL tutarındaki kısmını tediye etmediğini, bu sebeple davalı şirket aleyhine …İcra Müdürlüğü nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile 25.01.2021 tarihinde icra takibine girişildiğini, davalı şirketin 08.02.2021 tarihli dilekçesi ile takibe mevzu edilen tutarda müvekkili şirkete borcu bulunmadığını iddia ederek icra takibine itiraz ettiğini, işbu itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalının icra takibine vaki itirazının haksız ve usulsüz olup, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira davalıya ait gönderilerin müvekkili şirket tarafından taşındığını ve alıcılarına teslim edildiğini, bu sebeple müvekkili şirketin taşıma ücretine hak kazandığını, icra takibinin dayanağı olan taşıma ücreti faturalarına davalının yasal süresi içerisinde itirazı veya ihtirazi kaydının vuku bulunmadığını, icra takibinin mevzu olan taşıma ücreti faturalarının tamamının elektronik fatura olup, keşide edildiği tarihte davalı şirketin sistemine düştüğünü, davalı şirketin ise icra takibinin dayanağı olan faturalara karşı, TTK nda hüküm altına alınan 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediğini veya ihtirazi kayıtta bulunmadığını ve faturaları kendi ticari defter ve kayıtlarına işlediğini, bu itibarla da, icra takibinin dayanağı olan fatura içeriklerinin kesinleştiğini, davalı şirketin kendi kendine mutabakat olmaksızın iade faturası keşide etmesinin yasal bir ehemmiyeti de bulunmadığını, bu sebeple davalı şirketin icra takibine vaki itirazının haksız ve usulsüz olduğunu iddia ederek; davalı şirketin …İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra takibine vaki itirazının iptaline, icra takibinin devamına, haksız yere itiraz eden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davacıya gönderilen… Noterliğinin 28/03/2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesiyle davacının iddiasının aksine söz konusu faturalara ve cari hesaba itiraz edildiğini, davacının, müvekkilinin anlaşmalı olduğu kargo şirketlerinden olmadığını, ihtarnameden de anlaşılacağı üzere davacı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme veya cari hesap şeklinde çalışma olmamasına rağmen davacı şirket tarafından müvekkili şirket ve şubeleri ile ilgili olarak birden fazla cari hesap kaydı oluşturulduğunu, bunun üzerine davacı şirkete Noter aracılığıyla gönderilen ihtarnameyle: ” 25.03.2019 tarihinden itibaren “Alıcı ödemeli” gönderimlerin Merkez veya Şubeler tarafından teslim alınmayacağı, söz konusu gönderim ücretlerinin ödenmeyeceği, teslim alınmayan gönderimlerle ilgili olarak fatura düzenlenmemesi, düzenlenecek faturaların kabul edilmeyeceği, iade edileceği, müvekkili şirket ve şubeleri ile ilgili olarak oluşturulan tüm cari hesap kayıtlarının silinmesi hususlarının ihtaren bildirildiğini, müvekkiline yapılan gönderimlerin ticari çalışma içinde olunan ürün tedarikçileri tarafından yapıldığını, müvekkilinin merkez ve şubeler olmak üzere 17 kargo adresine kargo gönderimi yapıldığını, ticari teamülleri gereği her şirketin, anlaşmalı olduğu kargo ile kargo ücreti kendisine ait olacak şekilde ürün gönderimi yaptığını, kargoların, ödemeyi almadan ürünü teslim etmelerinin hayatın olağan akışına ve teamüllere aykırı olduğunu, davacının, teamüllere aykırı olarak ve mükerrer olacak şeklide sonradan fatura tanzim ettiğini, söz konusu faturalara iade faturası düzenlenerek veya kep üzerinden iade edilerek itiraz edildiğini, öncelikle fatura konusu gönderimlerin hangi firma tarafından yapıldığının tespit edilmesi ve kargo ücretlerinin gönderici tarafından ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, göndericiler tespit edildiğinde söz konusu şirketlere davanın ihbar edileceğini, zira tedarikçilerle yapılan sözleşmelere göre kargo ücretlerinin tedarikçilere ait olduğunu, takibe konu faturalara ait gönderimleri müvekkili şirketin aldığını ispat külfetinin davacıda olup, davacının faturaya konu ürünü müvekkili şirkete teslim ettiğine dair müvekkili şirketin imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme veya cari hesap şeklinde çalışma olmamasına rağmen müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının kötü niyetle hareket ettiğini ileri sürerek, öncelikle fatura konusu gönderimlerin hangi firma tarafından yapıldığının tespit edilmesi ve kargo ücretlerinin gönderici tarafından ödenip ödenmediğinin tespit edilmesine, söz konusu tespit sonrasında göndericilere davanın ihbar edilmesi için taraflarına süre verilmesine, yetki itirazlarının kabulüne, davanın reddine, davacı-alacaklının haksız ve kötü niyetli olarak cebri icraya başvurduğu kısım üzerinden % 20’den aşağı olmamak üzere davacı – alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …İcra Müdürlüğü nün 2021/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, cari hesap ekstresi, taşıma ücreti fatura suretleri, tarafların ticari defter ve kayıtları, … Noterliğinin 28/03/2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarname sureti, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, fatura ve cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; … İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı icra dosyası ile davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 3.146,59 TL borcun ödenmesi amacıyla 29/01/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 08/02/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, durdurma kararının ve itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. Uyuşmazlık sözleşmeden doğan bir para borcuna ilişkin olup, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Davalı taraf icra dairesinin ve Mahkemenin yetkisine itirazda bulunmuşsa da davacı, icra takibinde sözleşme ilişkisi nedeniyle doğan para alacağının tahsilini talep ettiği ve alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması nedeniyle davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 22/05/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre; 29.01.2021 takip tarihi itibariyle davalı şirketin 3.146,59 TL borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu bakiyenin takip ve dava konusu edildiği, Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre ise; davacı şirketle ilgili son kayıt tarihi olan 09.04.2019 itibariyle davacı şirketin herhangi bir bakiyesinin bulunmadığı, takip ve dava konusu alacağa dayanak faturaların e-fatura olarak düzenlenmiş olduğu, bu sebeple davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, dosyada, söz konusu faturaların içeriği hizmetin davalı şirkete teslimine dair, imzalı ya da elektronik olarak düzenlenmiş, gönderi teslim formu türünde herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, davalı şirket vekili tarafından mükerrer olacak şekilde düzenlendiği iddia edilen faturalara, iade faturası düzenlenerek veya kep üzerinden iade edilerek itiraz edildiği yönünde beyanda bulunulduğu, ancak kayıtlarının tetkikinde; adlarına düzenlenen 873,59 TL lık 4 adet faturaya karşılık iade faturasının düzenlenmiş olduğunun görüldüğü, takip ve dava konusu alacağa dayanak diğer faturalarla ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı, davalı şirket tarafından keşide edilen Kartal 21. Noterliği nin 28.03.2019 tarihli, 16496 yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davacı şirkete; “şirketlerince alınan karar gereğince; 25.03.2019 tarihinden itibaren “Alıcı Ödemeli” gönderimlerin Merkez veya Şubeler tarafından teslim alınmayacağı, söz konusu gönderim ücretlerinin ödenmeyeceği, teslim alınmayan gönderimlerle ilgili olarak fatura düzenlenmemesi, düzenlenecek faturaların kabul edilmeyeceği, iade edileceği, faturanın sehven kayıtlara alınması durumunda dahi, iade faturası düzenleme hakları saklı kalmak kaydıyla, hizmetin verildiğinin ispat yükünün taraflarına ait olduğu,” nun ihtar edildiği” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davacı ve davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi, dava konusu faturaların dayanağı olan taşıma hizmetinin davacı taşıma sistemi üzerinde incelenmesi suretiyle ek rapor düzenlenmesine karar verildiği, dosyaya taşıma alanında uzman bilirkişi eklenerek alınan 31/08/2022 tarihli ek raporda özetle; “davacı alacak bakiyesi, davalının 28.03.2019 tarihli noter ihtarından önceki taşımalara ilişkin, ancak bu ihtardan sonra düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, davalı tarafından gönderilen ihtarnamede açıkça “alıcı ödemeli gönderilerin merkez veya şubelere teslim edilemeyeceği, gönderim ücretlerinin ödenmeyeceği” hususunda 29.03.2019 itibarı ile tarih bildirdiği bu durumda, 29.03.2019 öncesi gönderiler için ödeme yapılacağının değerlendirildiği, gönderinin taşıma tarihinden önce olmasının sonradan fatura düzenlenmesine engel olmayacağını, taraflar arası ticari ilişki bulunduğu, davacı yan faturaları 29.03.219 öncesi taşımalar için süregelen akdi ilişkide olduğu gibi ödemesi gerektiği, fatura içeriğinden belirtilen toplam 466,12 TL vade farkı alacağı yönünden taraflar arasında bu konuda anlaşma veya teamül bulunmadığı, bu nedenle talep edilemeyeceği, davacının düzenlediği faturalara karşı, davalının tek yanlı iade faturaları düzenlemesi ve bu faturalara da davacının bu defa iade faturaları düzenlemesi, hesaplaşma amaçlı itiraz kabilinden düzenlenmiştir. Bu nedenle, iade faturaları karşılıklı olduğunda, üzerinde mutabakat sağlanmadığı sürece taraflar arasında alacak veya borç hesabında dikkate alınmamaları gerektiği, navlun, posta hizmeti, yakıt farkı gibi alacak kalemleri ise ayrı ayrı itiraz edilmediği sürece, taşımacılık uygulamasında fatura alacak kalemleri arasında yer aldığı bu nedenle davacının 3.166,26 TL – 466,12 TL = 2.700,14 TL faturalara dayanan bakiye alacağının bulunduğu” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında faturaya dayalı ticari ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağı işlediği yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olup, davacının alacağına dayanak olan faturaların e fatura olduğu ve davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf faturalar nedeniyle davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde itirazda bulunmuşsa da davalı tarafça faturalara 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmediği ve davalı tarafça davacıya gönderilen ihtarnamede açıkça 25/03/2019 tarihinde itibaren gönderilerin teslim alınmayacağı ve gönderi ücretlerinin ödenmeyeceği hususunun bildirildiği, davacı alacak bakiyesinin davalının 28.03.2019 tarihli noter ihtarından önceki taşımalara ilişkin, ancak bu ihtardan sonra düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, gönderinin taşıma tarihinden önce olmasının sonradan fatura düzenlenmesine engel olmayacağı ve taraflar arası ticari ilişki bulunduğu, davacı yan faturaları 29.03.2019 öncesi taşımalar için süregelen akdi ilişkide olduğu gibi ödemesi gerektiği anlaşılmakla; fatura içeriğinde belirtilen vade farkı alacakları yönünden taraflar arasında vade farkı alınacağına yönelik bir anlaşma veya teamül dosya kapsamından tespit edilemediğinden alacak kapsamına dahil edilmemiş ve bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi kök ve ek raporunun hükme esas alınarak davacının 3.166,26 TL – 466,12 TL = 2.700,14 TL faturalara dayanan bakiye alacağının bulunduğu bulunduğu sabit olduğundan davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 2.700,14 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (540,02-TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 2.700,14 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(540,02-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 184,45-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 125,15-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.700,14-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 446,45-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvuru harcı ve 59,30-TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti ve 47,50-TL posta giderinden ibaret toplam 1.847,50-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.585,33-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 1.132,69-TL’sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 187,31-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*