Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2023/58 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/730 Esas
KARAR NO : 2023/58
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı firma arasında ticari ilişki mevcut olup faturaya dayalı cari hesap alacağının davalı tarafından ödenmemesi ve davalı ile yapılan tüm görüşmelerin neticesiz kalması sebebi ile 20.04.2021 tarihinde … İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyası ile cari hesap alacağının ilamsız icra takibine konu edildiğini, davalı borçlunun 27.04.2021 tarihli dilekçesi ile hiçbir somut gerekçe göstermeksizin icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin Dorak Holding bünyesinde faaliyet gösteren firmalardan olup turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, Uzak Doğu ve Çin başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden ülkemize turist getirdiğini, Holding bünyesindeki şirketler ile davacı müvekkili şirket tarafından davalı ile olan ticari ilişki kapsamında, müvekkili şirketin yerli ve yabancı turist gruplarına, davalının otelinde konaklama hizmeti verildiğini, bu hizmet için müvekkili tarafından davalıya peşin ödeme yapıldığını, daha sonra konaklama hizmetleri verilmesi akabinde düzenlenen faturalar ile fatura bedellerinin peşin yapılan ödemelerden düşüldüğünü, taraflar arasında bu şekilde cari şekilde işleyen hesap mevcut olduğunu, davalı borçlu ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında çeşitli faturalar düzenlendiğini ve cari hesap işletildiğini, ekte 2020-2021 itibari ile müvekkilinin davalı şirkete ait cari hesap ekstresinin sunulmakta olup icra takibi itibari ile müvekkili şirketin davalıdan 46.581,41 TL alacağının mevcut olduğunu, borçlu şirket tarafından hiçbir somut gerekçe gösterilmeksizin salt takibi sürüncemede bırakmak gayesi ile takibe itiraz edilerek, takibin durdurulduğunu, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile vergi dairesi kayıtları, BA-BS formları incelendiğinde davalının takibe itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunun açıkça tespit edilebileceğini iddia ederek, davalının haksız ve kötü niyetli olarak … İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %16,75 avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalı şirket aleyhine takip çıkışı tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, HMK’nın 329. Maddesinin uygulanmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında yapılan ticarete göre davacının müvekkiline bir ödeme yapmakta ve müvekkilinin de bu ödeme karşılığında otelinde davacının yönlendireceği müşterilere konaklama hizmeti sunduğunu, 2019 yılında başlayan ve 2020 yılında müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmamasına rağmen sona eren ticari ilişkinin tamamının bu sistem üzerine olduğunu, davacı şirketin 2019 yılında yapmış olduğu ödemeye karşılık hizmetin tamamını müşterilere kullandıramadığını ve yaptığı ödemeye karşılık hizmet almadığı kısmın iadesini talep ettiğini, ancak müvekkili şirketin, karşılıklı anlaşma dahilinde belirtilen vadede hizmetin kullanılmamış olmasında bir kusur sahibi olmadığı gibi, vadedilen hizmetin, karşılıklı anlaşmada belirlenen vadede, belirlenen şekilde her daim tutulduğunu, bu hizmetin davacı ve müşterileri tarafından kullanılmamış olmasında müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, buna rağmen, müvekkilinin davacının mağdur olmaması adına söz konusu bedel karşılığında, fazladan 3 ay daha kullanma hakkı sağlayacağını bildirdiğini ve tarafların bu hususta anlaştıklarını, buna karşın davacının söz konusu bedel için müvekkiline iade faturası düzenlediğini, müvekkili şirket yetkililerinin de bu bedel hususunda taraflar arasında bir anlaşma yapılması ve davacı tarafın bu ilave opsiyon süresinde bunu kullanacağını düşünerek, davacı şirketi mağdur etmemek adına düzenlenen iade faturasını davacı tarafa iade etmeyip, yapılacak yeni konaklama bedellerini bu bedelden düşmek ve faturaları da karşılığında işlemek üzere gönderilen iade faturasını defterlerine işlediklerini, davacı tarafın, anlaşılan bu süre zarfında yine bu hizmetinin tamamını kullanmadığını, bu noktada müvekkilinin üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini ve hem ticaretin hem de iyi niyetin gereklerinin ötesinde davacı tarafı mağdur etmemek için gayret sarf ettiğini, ancak gelinen noktada müvekkilinin gösterdiği iyi niyet ve ahde vefa sonucu vermiş olduğu hizmetin karşılığında hizmet bedeli alması gerekirken, karşı tarafa güveni neticesinde defterlerine işlemiş olduğu iade faturasının bedelinin ödenmesi talebiyle karşı karşıya kaldığını, izah edildiği üzere müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığı gibi üzerine düşen edimleri her daim tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılmış olan icra takibinde, müvekkiline tebliğ olan tebligat zarfı içinde yalnızca “Ödeme Emri” tebliğ edildiğini, ödeme emri ekinde alacağın sebebini gösterir herhangi bir evrak ya da fatura tebliğ edilmediğini, işbu hususun icra müdürlüğünden istenen icra dosyasının içinde yer alan ödeme emrinin yer aldığı tebliğ zarfının üzerindeki “ödeme emri ihtiva eder” ifadesinden de gayet net bir biçimde anlaşıldığını, bu şekilde müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu savunarak; davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, dava konusu icra takibinin iptaline, kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olan davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, tarafların ticari defter ve kayıtları, davacı ve davalı şirketin 2019-2020-2021 yıllarına ait BA-BS formları, cari hesap dökümü, fatura suretleri, taraflar arasında yapılan mail yazışmaları, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine sözleşmeden kaynaklı fatura alacağından kaynaklanan İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı ile aralarında olan ticari ilişki kapsamında müvekkilinin yerli ve yabancı turist gruplarına davalının otelinde konaklama hizmeti verildiğini, bu hizmet için davalıya müvekkili tarafından peşin ödeme yapıldığını, konaklama hizmeti verilmesi akabinde düzenlenen faturalar ile fatura bedellerinin peşin yapılan ödemeden düşüldüğünü, taraflar arasında bu şekilde işleyen cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin takip tarihi itibariyle davalıdan 46.581,41 TL alacağının bulunduğunu ve ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taraflar arasındaki ilişkiye göre davacının müvekkiline bir ödeme yaptığı, bu ödeme karşılığında müvekkilinin otelinde davacının yönlendireceği müşterilere konaklama hizmeti sunduğunu, davacının 2019 yılında yapmış olduğu ödemeye karşılık hizmetin tamamını müşterilerine kullandıramamış olması ve yaptığı ödemeye karşılık hizmet almadığı kısmın iadesini talep ettiğini ancak belirtilen vadede hizmetin kullanılmamış olmasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, davacının mağdur olmaması için 3 ay daha kullanma hakkının davacıya sağlandığını, davacının kullanacağı düşünülerek davacı tarafça düzenlenen iade faturasının defterlere işlendiğini, verilen süre zarfında da hizmetin kullanılmadığını hizmetin kullanılmamasında müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 46.581,41 TL borcun ödenmesi amacıyla 20/04/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 27/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 27/04/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı tarafa tebliğine ilişkin evrak bulunmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi … ve Turizm ve Otel İşletmeciliği Alanında Uzman Bilirkişi … tarafından 06/06/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi heyet raporuna göre;”Dosya içeriği belgeler ve taraf beyanlarından, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, cari hesap şeklinde işlediği, takip ve dava konusu alacağın da söz konusu cari hesap bakiyesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre; 20.04.2021 takip tarihi itibariyle davalı şirketin 46.581,41 TL borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu bakiyenin takip ve dava konusu edildiği, usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre ise; 30.06.2020 tarihi itibariyle davacı şirketin 21.579,29 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, taraf kayıtları arasındaki 25.002,12 TL bakiye farkının, davacı şirket tarafından davalı şirket hesaplarına gönderilen 27.01.2020 tarihli, 25.000,00 TL lık havaleden kaynaklandığı, dosyada, söz konusu havaleye ilişkin … A.Ş dekontunun mevcut olduğu, davalı şirketin 24.01.2022 tarihli cevap dilekçesinde, takip konusu cari hesap bakiyesine ilişkin, davacı şirket tarafından, müşterilerine satışı yapılmak üzere taraflarından konaklama hizmeti satın alındığı ve bedelinin peşin olarak ödendiği, ancak satışı gerçekleşmeyen konaklama hizmeti sebebiyle davacı şirket tarafından bu kez taraflarına iade faturası düzenlendiği, söz konusu faturanın iyi niyetle kayıtlarına alındığının ifade edildiği, davacı ve davalı şirketlerin bağlı bulundukları vergi dairelerinden gönderilen Ba-Bs bildirimlerine göre; bildirimler arasında belge sayısı (fatura) ve tutarı açısından birebir mutabakat bulunduğu, davacı şirketi mağdur etmemek için, adlarına düzenlenen iade faturasının iade edilmeyip, yapılacak yeni konaklama bedellerini bu bedelden düşmek ve faturaları da karşılığında işlemek üzere; söz konusu iade faturasını defterlerine işledikleri yönündeki davalı şirket beyanının hukuki yorumu gerektirmekte olup; takdirin Sayın Mahkeme ye ait olduğu” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın bilirkişi raporuna yönelik itirazları yönünden; taraflar tarafından dosyaya getirilen iddia ve savunmaların sektörel bazda kabul edilebilir olup olmadığını, sektörel anlamda dava konusu olan ilişki ve benzeri ilişkilerde taraflara ait hak, borç ve sorumlulukların neler olduğu, işbu dosya kapsamında tarafların sektörel hak, borç ve sorumluluklarından hangilerini yerine getirip hangilerini yerine getirmediği hususlarında turizm alanında uzman bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiği, turizm alanında uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; “Dosya içerisindeki delil ve belgelerde; taraflar arasında imzalanmış bir turizm sözleşmesi ile, konaklama sözleşmesi de bulunmadığı, taraflar arasındaki hizmet alışverişinde vade, iptal ve cezai şartların hangi opsiyon ve yaptırımlara tabi olduğunun belli olmadığı, turizm sektöründeki firmalar/oteller “no-show” olarak isimlendirilen uygulama ve sözleşmeler ile önceden belirlenen sürelerden önce veya sonra iptal edilen-kullanılmayan rezervasyonlar nedeniyle daha önce aldığı avansı kısmen veya tamamen iade etmemekte yahut bu iptaller nedeniyle cezai şart bedeli adı altında para alabildiği, “No-show uygulaması”, rezervasyonu yapılan hizmetin kısmen ya da tamamen kullanılmaması durumunda tahsil edilen tutar, avans ise; henüz teslim edilmemiş bir mal veya henüz ifa edilmemiş bir taahhüt ya da yapılmamış bir hizmetle ilgili olan, bu itibarla henüz hak edilmemiş istihhkak niteliği kazanmamış bulunan ileride doğacak alacağa mahsuben malı satan veya hizmeti ifa ettiren tarafından yapılan ödeme şekli olduğu, davalı tarafından davacıya yansıtılan “no-show” bedeline istinaden fatura, belge ya da delil de dosya içerisinde bulunmadığı” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı tarafa yaptığı ödemeye istinaden davalının otelinde davacının yönlendireceği müşterilere konaklama hizmeti sunduğu, taraflar arasında ticari ilişkiye istinaden cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafça ödemesi yapılan ancak alınmayan konaklama hizmetine istinaden cari hesaba konu faturaların düzenlenmiş olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin her iki yanın da kabulünde olduğu , düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafça sunulan faturaların davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, cari hesap farklılığına konu davacı tarafça yapılan ödemenin davalı kayıtlarına işlenmediği ancak dekontunun bulunduğu, davalı tarafça yapılan ödemeye bir itirazın bulunmadığı, tarafların BA ve BS formlarında faturaların kayıtlı olduğu ve vergi dairesine bildirildiği, davalı tarafça konaklama hizmetinin alınmamasında kusur ve sorumluluğun bulunmadığı itirazında bulunmuşsa da davalı tarafça konaklama hizmetine ilişkin olarak davacı tarafça önceden rezervasyonu yapılmış ancak hizmetin alınmadığı gibi bir durumun söz konusu olmadığı, taraflar arasında söz konusu hizmetin alınması gerektiğine ilişkin süre anlamında bir sınırlamanın bulunmadığı, davacı tarafça peşin ödemenin yapıldığı, müşterilerin davalı tarafın oteline yönlendirildiği ve konaklama bedelinin de davacının cari hesabından düşüldüğü, davalı tarafça aralarında “no-show” uygulaması olduğuna ilişkin olarak yazılı delilin dosyaya sunulmadığı ve davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, itiraz ve iade edilmediği ve BA formu ile vergi dairesine bildirimde bulunulduğu ve davalı tarafça borcunun bulunmadığına yönelik yazılı delilin dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla; düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu cari hesap alacağından kaynaklanan alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, asıl alacak likit ve belli olduğundan hükmolunan asıl alacağın %20’si (9.316,28 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (9.316,28 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.181,98-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 562,59-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.619,39-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvuru harcı ve 562,59-TL peşin harç olmak üzere toplam 621,89-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti ve 73,00-TL posta giderinden ibaret toplam 1.873,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilniin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/01/2023

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*