Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/729 E. 2023/713 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/729 Esas
KARAR NO : 2023/713
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
GEREKÇE TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 20/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket telekomünikasyon faaliyeti yürütmekte olup birden fazla mağazası ile (2016 yılında davalı şirket … bünyesinde birleşene kadar) davalı firmaya uzun süre bayii olarak hizmet vermiş ayrıca davalıya araç takip hizmeti için çözüm ortaklığı yapıldığını, Araç takip işinde çözüm ortaklığının iş akışı şu şekilde olduğunu, … kurumsal bayii çalışanları müşteri ziyaretlerinde müşterilerin araç takip ihtiyaçlarını tespit ettiklerinde; ürün tanıtımı yaparak hangi iş ortağının ürünü beğenildiyse müşteriden ön başvuru alıp kredi kontrol onay sürecinden geçirdikten sonra sözleşme yaparak çözüm ortağına siparişi iletmekte olduğunu, Burada kullanılan araç takip cihazı, çözüm ortağı olan davacı firmaya; cihazın içinde kullanılan hat ise davalı şirkete ait olduğunu, Sözleşme imzalandıktan sonra, davacı bayii cihazlarını gönderip montajını yaptırmakta ve sistem çalışır hale geldiğini, Müşteri, bu sistemde temlik taksitlerini davalı firmaya ödemekte davalı da bu meblağı iş ortağı bayiye göndermekte olduğunu, söz konusu araç takip hizmetine ilişkin davacı şirketin çözüm ortaklığı yaptığı ancak davalı şirket tarafından ödemesi yapılmayan araç takip cihazlarına ilişkin ödeme talebi ile davalı şirkete başvurulmuş, taraflar arasında 2017 yılında yapılan görüşme ve hesaplaşmalar neticesinde dava konusu bedelin davacı ödenmesi hususunda anlaşılmasına rağmen bugüne kadar bir ödeme alınamadığını, tüm bu görüşmeler mail yazışmaları ile kayıt altında olduğu gibi taraflar arasındaki hesaplarda da mevcut olduğunu, dava konusu meblağın tahsili amacıyla 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olup anlaşma sağlanamadığını, … Adliyesi Yargı Çevresinden başvurulan 2019/… Sayılı 21.05.2019 tarihli arabuluculuk anlaşmama tutanağının imzalı sureti ekte sayın mahkemeye sunulduğunu, (Davamız sistem üzerinden açıldığından arabuluculuk tutanağının aslı muhabere kanalı ile yasal süresi içinde fiziken mahkemeye sunulacaktır.) Açıklanan sebeplerle davalı tarafça ödenmeyen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 37.666,00-TL’nin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 31/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ispat yükü ve somutlaştırma yükünü yerine getirilmediğini, dava şartı delillerini sunamadığını, ispat yükünün davacı tarafta olup davacı tarafça bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, davacı vekili davaya konu alacak kalemlerini ispata yarar bilgi ve belgeleri dosyaya ibraz etmediğinden davanın reddinin gerektiğini, aynı zamanda zamanaşımı itirazlarının da bulunduğunu, davayı kabul etmemek şartı kaydı ile faiz tutarına da itiraz ettiklerini, davacının dilekçesindeki delil listesinde delillerini sunamadığını, davasını ispatlayamadığını, tüm delillerin sunulmasını talep ettiklerini, davalının davaya konu olan cihazlarla ilgili herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın dava şartı hak düşürücü süre zamanaşımı başvuru şartı ve hukuki yarar yokluğuna dair itirazlarımızı doğrultusunda usulden reddinin gerektiğini, hukuki dayanağının olmadığını ve esas yönünden de davanın ret edilmesinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, arabuluculuk anlaşamama tutanağı, Ticari defterler, Mail yazışmaları, Dekont fatura, taraflar arasında akdedilen sözleşme dosya arasına alınmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 29/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2017-2018 yılları ticari defterlerinin yasalarda belirlenen hükümlere uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, şirketin 2017 yılı ticari defterlerine ulaşılmadığı, incelemenin şirketin bilgisayar sisteminden çekilen veriler çerçevesinde yapıldığını, şirketin 2018 yılı yevmiye defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış tasdikinin yapıldığı ancak 2018 yılında gayri faal duruma girdiği iş yerlerinin kapandığı çalışan personelinin bulunmadığı 2018 yılı defterinde herhangi bir işlem kaydı bulunmadığı, şirketin bilgisayar kayıt örnekleri üzerinde yapılan incelemede davacının davaya konu ettiği alacağının … şirketince hat tanımlanması yapılmadığı bildirilen … mobil şirketi tarafından müşterilerine satışı gerçekleştirilen araç takip cihaz bedeli alacağından kaynaklandığı miktarına ilişkin hesaplamanın 2. Soruya ilişkin cevapta verildiği ayrıca dava konusu dış olarak davacı … mobil şirketinin … şirketine vermiş olduğu 125.000 Tl tutarlı teminat mektubunun davalı … şirketi tarafından bozdurulduğu davacı şirketin kayıtlarına göre bu işlemden dolayı … firmasında 31/12/2017 93.742,72 TL alacaklı göründüğünü, davacının davaya konu ettiği tutarın 65 adet araç takip cihazı bedeli olan 37.666 TL olduğu ancak şirket belgeleri üzerinde yapılan incelemede bu tutarın 48 adet araç takip cihazı ve 24.192 Tl olarak hesaplandığı, ancak davalı … şirketi tarafından söz konusu araç takip sistemi cihaz bedelleri ile ilgili davaya konu satışlar ile ilgili mutabakat veya hak ediş düzenlenmediğinden söz konusu cihaz bedellerine ilişkin hesaplanan tutarın faturalandırılmadığı ticari defter kayıtlarına da yansıtılmadığını, ticari davalarda yani her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu ticari işletmeler ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözmeşme ilişkin alacak miktarının ispatı mümkündür, ticari defterler kesin delillerdir, davacı … mobil şirketinin şirketin muavin kayıtlarında 31/12/2017 tarihi itibariyle davalı … şirketinden 93.742,72 Tl alacaklı göründüğü ancak 2017 ticari defterin fiilen ibraz edilemediği hmk 222 kapsamındaki delil değerlendirmesinin mahkememizde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Serbest müşavir bilirkişi … ve Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 18/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Davacı … San. Tic. Ltd. Şti. ile Davalı. … A.Ş arasında 07.03.20211 itibariyle yürürlüğe girmek üzere 20.04.2012 tarihinde “Kurumsal Servis İşbirliği Sözleşmesi” imzalamıştır. Bu sözleşmede davacının kaşe imzasının mevcut olduğu anacak davalıya ilişkin kaşe imza görülememiştir. Taraflar arasında 01.08.2012 itibariyle yürürlüğe girmek üzere 01.07.2012 *Ek Sözleşme” imzalanmıştır. Bu sözleşmede davacı şirkete ait kaşe imzanın mevcut oluğu, davalı şirketin ise sadece imzasının mevcut olduğu görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.2. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiş olup, davacının alacak talebi ve sözleşmeye konu cihazların teslimine ve faturalandırmasına ilişkin dosya kapsamına belge ibraz etmemiştir. … , ŞİRKET’e Abane’den Kampanya kapsamında imzalamış olduğu Taahhütname kapsamında 24 ay boyunca alacağı Tahsilatına Aracılık Edilen Hizmetler (“TAEH’”) başlığı altında 18,19 veya 20 TL’lik faturaya yansıtılacak olan Cihaz ve Hizmet bedelleri (18, 19 veya 20 TL x 24 ay x Kampanya’ya ilgili baremden kampanyadan yararlanan Abone sayısı olmak üzere) toplam 480, 456 veya 432 TL x Abone sayısı tutarında bedeli, peşin olarak Aboneleri’nin Kampanya’ya dahil olduğunun … sistemlerinde tanımlanması tarihinden itibaren -… ‘nın ŞİRKET’ten alacağı ve aşağıda tanımlanan komisyon tutarı düşüldükten sonra- müşteriye satış yapıldığı aydan sonraki 45 gün içerisinde … ödeme planına uygun olarak ŞİRKET’e ödeyecektir. … Tahsilatına Aracılık Edilen Hizmet bedellerinin tahsilatı konusunda, ŞİRKET’e herhangi bir tahsilat garantisi vermemektedir…. ‘nın Tahsilatına Aracılık Ettiği söz konusu tutarı Abone’den fatura son ödeme tarihinden itibaren 120(yüz yirmi) gün içerisinde tahsil edememesi durumunda, ŞİRKET’e peşin olarak ödemiş olduğu ve Abone’den tahsil edemediği tutarı ŞİRKET’ten ayrıca tahsil edebileceği gibi ŞİRKET’in … nezdinde doğmuş/doğacak olan alacaklarından mahsup etme hakkı mevcuttur. Mahsup edilecek tutarın bulunmaması durumunda ŞİRKET, … nın düzenlediği faturanın düzenlenme — tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içinde ödemekle yükümlüdür. 7318 sayılı Kanun ile VUK’un “Fatura Nizamı” başlıklı 231. maddesinin (5) numaralı bendi şu şekilde değiştirilmiştir: “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün için- de düzenlenir. Şeklinde düzenlenmiş olup davacının sözleşmeden kaynaklı alacağına süresinde faturalandırdığına dair dosya kapsamına evrak belge ibraz etmemiştir. dava dosyası ve ekinde yer alan her bilgi, belge, tüm deliller ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; Yukarıda izah edilen nedenlerle Mahkeme ara kararında belirtilen 64 adet cihazın sözleşme kapsamında satışının yapıldığına dair talimat raporunda davacı şirketin ticari defterlerinde bir tespit yapılamamıştır. Talimat raporunda yapılan tespitler defterler faturalar ya da teslim formları üzerinden yapılmamış olup, bilgisayar kayıtlarından olduğu belirtilmiştir. Davalı şirket dosya kapsamına sunduğu dilekçelerde Davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini belirtmiş olup, inceleme günü ticari defter ve belgelerini incelememiz için ibraz etmemiştir. Davacının sözleşmeden kaynaklı alacak talebine konu cihaz teslim formları ya da yasal süresinde düzenlenmiş alacağına konu faturaları talimat rapor incelemesinde ibraz etmemesi nedeni ile Davacı şirket alacak talebinin ispata muhtaç kaldığı düşünülmekte olduğunun görüş ve kanaatine varılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında davalıya temin edilen araç takip cihaz bedellerinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır. Mahkememiz davanın konusu nedeniyle görevli ve taraflar tacir olduğundan yetki sözleşmesi (HMK 17) gereği yetkilidir. Tarafların incelenen icra dosyasına göre taraf ve dava ehliyeti vardır.
HMK 190. maddesinde: İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. Şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda fatura tanımlanmamıştır. Ancak anılan Yasanın 21. maddesinde “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedelini ödemiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gereklidir. Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil, taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Başka bir deyişle fatura, akdin şartlarını belirleyen değil, belirlenmiş olan şartların bir kısmını gösteren belgedir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir. Bu nedenle faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Somut olayda davacı, araç takip cihazlarının davalıya teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı ise borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve cihazların teslim edildiğinin ispat yükü davacı tarafta olup, dosya içeriğinde davacı tarafından davalıya iddia edilen 65 adet takip cihazı hizmeti verildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Davacı tarafından teslim edildiği iddia edilen cihazlara ilişkin marka, model seri numarası gibi ayır edici bir bilgi ile cihazların teslimine ve faturalandırılmasına dair delilin sunulmadığı, tarafların arasındaki sözleşme ve iş gereği kayıtların davalı da olduğu iddia edilmiş ise de davalı tarafından defter ve kayıtların sunulmadığı ve davacı tarafça da münhasıran davalının defter ve kayıtlarına dayanılmadığı, ayrıca yemin deliline de dayanılmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 373,40-TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 2.000,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/10/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı