Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/714 E. 2022/584 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/714 Esas
KARAR NO : 2022/584

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 13/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirketin, davalı taraftan, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 10.014,32TL alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini, davalının itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, söz konusu alacağın müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğunu ve bilirkişi incelemesi tespit edilebileceğini, bu sebeple haksız ve kötü niyetli itirazda bulunan davalı borçlunun icra dosyasına yapılan asıl alacak üzerinden itirazının iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere üst hatten icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER : İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası, 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ”….Davacı…Ltd. Şti ‘nin Davalı … Ltd. Şti. aleyhinde 11.10.2021 tarihinde İstanbul … İcra müdürlüğü…E sayılı dosyasında Ticari defter kayıt alacağı kaynaklı 10.014,32 TL tutarında takip başlattığı Davalı şirketin cari hesaptan kaynaklı borcu banka hesabına ödediğini bildirerek 13.10.2021 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür. Ancak bu hususta dayanak belge ( dekont ) icra dosyasına sunulmadığı, Davacı şirketin dosya kapsamına sunmuş olduğu cari hesap alacağına konu faturaların satış senaryosu ile düzenlenen e-arşiv fatura suretlerinde Davalı şirkete ait mail adresinin mevcut olduğu ve Davalının https://ebelge.gib.gov.tr/… .html e arşiv fatura kullanıcı listesinde kayıtlı olduğu, “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: …) Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin KDV Hariç 5.000 TL aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirildiği ve davacı şirketin Eylül 2020 dönemine ait BS formunda “… Ltd. Şti.’ne 6 adet fatura karşılığı 15.882,00 TL (KDV Hariç) Satım Yaptığına Dair Beyanda bulunduğu, Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 10.014,32 TL alacaklı olduğu, davalı şirkete 14.06.2022 tarihinde tebliğ edilen ticari defter ibrazı ihtarına dönüş sağlamadığı ve ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı şirketin alacak talebine konu faturalar tabloda detaylandırılmış olup bu fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin irsaliyelerin teslim alan imzasının mevcut olduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayanak diğer fatura irsaliyelerinde de bu teslim alan kişilerin isim ve imzalarının mevcut olduğu, davalı yan resmi defter ve belgelerini ibraz etmediğinden, resmi defter ve belgelerinde faturaların kayıtlı olup olmadığı anlaşılamadığı, davacı yanın incelenen defterlerinde kayıtlı faturalar, fatura münderacaatı emtia/hizmetin davalı yana teslim edildiğinin karinesi olarak benimsenebileceği (Yargıtay 19.HD. 2009/3810 Es. Ve 2010/1944 K. Sayılı Kararı) “, yapılan bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde Davacı şirketin İstanbul .. İcra Müdürlüğü… E. sayılı dosyası ile takip başlattığı 10.014,32 TL tutarındaki 7. Maddede detaylandırılan faturalardan kaynaklandığı, Davacı şirketin incelenen 2020-2021 yılları ticari defterlerinde Davalı …Ltd. Şti ‘den 10.014,32 TL alacaklı olduğu…. ” şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalı tarafından itiraz edildiği ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalının takibe itirazına dair dilekçesinde; ticari ilişkiye konu olan alacakların tamamını davacını banka hesaplarına ödediği hususunda itirazı vardır. Bu durumda ödeme savunmasında bulunan davalı taraf bunu ispatlamalıdır. Davacı tarafça, taraf ticari defter ve kayıtları delil olarak göstermiş ve usulüne uygun şekilde davacı defterleri sunulmuştur. Davalı ise kendisine çıkartılan tebliğe rağmen defterlerini ibraz etmemiş ve bu nedenle ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibrazdan kaçınmış sayılmıştır.
HMK 222/3.maddesi ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir. Yargıtay 15. H.D. ‘nin 2014/1727 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere faturaların şirket tarafından BA/BS formu ile vergi dairesine bildirilmesi halinde malların teslim edildiği kabul edilmelidir.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı ticari defterleri ve vergi dairesine sunulan BS formları ile davacı alacağının olduğu belirlenmiş, bilirkişi raporu davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı da bir itiraz veya beyan dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı tarafın icra takibine karşı itiraz dilekçesindeki savunmasında belirttiği ödemeye ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil sunulmadığı ve bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak bu talebinde kabulüne karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b)Hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan (2.002,86-TL) icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 684,07-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 120,95-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 563,12-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 120,95-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50- TL vekalet harcı, 100,00-TL tebligat gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.067,80-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/10/2022
Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.