Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/675 E. 2023/226 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/675 Esas
KARAR NO : 2023/226

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 24/112021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Müteveffa …’a (…) ait Beyoğlu … Noterliğince düzenlenmiş 11/11/2002 tarih ve … yevmiye numaralı vasiyetname ile vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atandığını ve Bakırköy … SHM’nin (… E. Ve… K. sy) ilamı ile göreve başlamasına karar verildiğini; müvekkilinin aynı zamanda müteveffanın malvarlığının 1/5 atanmış mirasçısı olduğunu (Bakırköy 1… SHM’nin … E. … K. Sy ilamı); davalı bankanın terekede yer alan hesaplara diğer müşterilere verilen aylık faiz ortalamalarının çok altında faiz işletilerek terekenin zarara uğratıldığını, müteveffanın vefat ettiği tarih olan 22.05.2013’te davalı … Bankası Yeşilköy Şubesi nezdinde USD hesabı bulunduğunu, vefat tarihinde hesapta bulunan miktarın 247.652,68 USD olduğunu, 16.04.2021 tarihinde elde edilen son hesap bilgisine göre hesapta 269.404,46 USD bakiyenin görüldüğünü, buna göre ölüm tarihinin üzerinden sekiz yıl geçmesine göre faiz getirisinin çok düşük olduğunu, müteveffa hayattayken uygulanan faizin vefatından sonra daha düşük uygulanmasının hakkaniyete ve hukuka aykırı bulunduğunu, bankanın usulsüz ve kötü niyetli işlemi sebebiyle terekenin zarar uğradığını, bilirkişi marifetiyle yapılacak incelemede reel faiz ile müteveffa terekesine uygulanan faizin karşılaştırılması halinde zararın tespit edilebileceğini, dava açılmadan zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, beyan ile; ‘Davanın HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının talep ve dava hakkının saklı kalmak kaydıyla terekedeki banka hesaplarında bulunan paraların davalının usulsüz eylemleri sebebiyle uğradığı kar kaybı ve zarara yönelik olarak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın 22.05.2013 Tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine” karar verilmesini talep dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 20/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, 6098 sK m 147 uyarınca faizin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının vasiyeti yerine getirme görevlisi sıfatıyla bu davayı açamayacağını, davacının talep ettiği alacağın belirlenebilir olduğunu, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını (Y. 7. HD’nin 2015/4773 K. 2015/9246 T. 18.5.2015), davacının sunulanlar dışında başka delil sunmasına muvafakatlarının bulunmadığını (HMK m 318), davacının eksik-düşük faiz uygulandığına yönelik iddialarının doğru olmadığını, müteveffanın sağlığında uygulanan faize itiraz edilmediğini, müteveffanın vefatından sonrada mevduatın vadeli kalmaya devam ettiğini, uygulanan faiz oranları ile TCMB’nin aylık USD mevduatlara uyguladığı azami faiz oranının farklı olmadığını, bankanın mevduata uyguladığı azami faiz oranlarına ilişkin azami miktar yada oranlarının tespitinde 5411 sK m 144’e göre serbestlik bulunduğunu, bankaların sabit veya değişken azami mevduat faiz oranlarını ilan etmeden önce TCMB’na bildirmek suretiyle değiştirme hakkı bulunduğunu, bankanın işlemlerinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve kanunun emredici hükümlerine uygun olduğunu, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını, beyan ile; tüm dava ve talep hakları, davacının dava sırasında ileri süreceğe hususlara karşı, itiraz cevap ve belge sunma hakkı saklı kalmak kaydıyla, usul ve yasaya aykırı davanın esas incelemesine geçilmeden davanın usuli itirazları nedeniyle usulden reddini, aksi kanaat halinde ise esas incelemesine geçilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası Davalı Bankanın Veraset Ve İntikal Vergisine dair 09.04.2021 tarihli yazısı, … Bankasın’dan gönderilen Sözleşme örnekleri, Vadeli mevduat hesabı erken kapama talimatı, 08/09/2022 bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Bankacı bilirkişisi … ile Banka Hukukçusu bilirkişisi …tarafından düzenlenen 08/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacının 22.05.2013 tarihinde vefat eden …n’ın 11.02.2002 tarihli vasiyetname ve vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atandığını, Bakırköy …SHM’nin (…-… sayılı) 25.03.2021 tarihli kararı ile göreve başlamasına karar verildiği; Davalı Banka’nın, davacının müteveffa …’ın hesabında yer alan mevcudun Tereke Hesabına aktarılmasına ilişkin 07.05.2021 tarihli talebine karşılık, Mevcuttan Veraset İntikal Vergisi’ne ilişkin kesintinin yapılması veya Vergi Dairesinden ‘ilişiksiz yazısının getirtilmesini’ istemesine bağlı olarak taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı; Mevduata verilecek faiz oranının, bankalar tarafından T.C.Merkez Bankası’na bildirilen azami faiz oranlarını aşmaması kaydıyla, bankaların müşterisi ile anlaşarak serbestçe belirleyebileceği; Merkez Bankası’na bildirilen faiz oranının “azami oran’ olduğu, fiilen uygulanan faiz olmadığı; Vadeli mevduatın vadenin bitiminde mudinin talimatı ile veya sözleşmede/mevduat cüzdanında vade bitiminde yenileceğine ilişkin bir hüküm varsa yenilenebileceği; Davacı ile Banka arasında imzalanan 20.09.2007 tarihli sözleşmenin 21.maddesinin vadenin bitiminde yeniden vadelendirme konusunu Banka’nın takdirine bıraktığı, düzenlenmesi zorunlu olan mevduat cüzdanının ise hesabın kapatılması sırasında Banka’ya iade edilmediği, dava dosyasında bir örneğinin bulunmaması nedeniyle mevduat cüzdanında buna ilişkin bir düzenlemenin yer alıp almadığının görülemediği; vefat ile birlikte mudinin talimatı ve tasarrufunun bulunmadığı bu durumda, vadenin yenilenmesinin tümüyle Banka’nın iradesine bırakıldığı bir dönem için, davalı Banka’nın vadesizde tutmak yerine vadeli hesapta tutarak faiz işletmesinin müşteri yararına olduğu, bunun düşük faiz olduğu iddiasının bu kapsamda haklı dayanağının gözükmediği; 11.05.2021 tarihinde davacının talebi ile, Banka’nın Yeşilköy/İstanbul Şubesi’nin … Müşteri numaralı …’ın 63 7954 69 no’lu USD ’32 gün vadeli” mevduat hesabının, 17.05.2021 tarihli vadesinden önce kapatıldığı, vadenin son kez yenilendiği 13.04.2021 tarihinden sonra (vade bozulması ile vadesiz kabul edilerek) hesaba faiz işletilmediği, 11.05.2021 tarihinde hesabın mevcudunun 269.404.46-USD olduğu; Uyuşmazlık dosyasına davalı bankanın Merkez Bankası’na bildirdiği “azami faiz oranları” dışında fiilen uyguladığı faiz oranlarına ilişkin örnek bulunmayışına bağlı olarak, hesaplamanın davalı Banka tarafından bildirilen ‘azami faiz oranları’ ve Merkez Bankası’na diğer bankalar tarafından bildirilen azami faiz oranlarından altı aya kadar USD dövize verilen vadeli faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasına göre ikili hesaplama yapıldığı ve; Davalı Bankanın bildirdiği azami döviz mevduatı faiz oranlarına göre, hesabın kapatıldığı 11.05.2021 tarihinde olması gereken bakiyenin 315.119,23-USD olduğu, bu durumda Tereke Hesabına ödenen 269.404,46-USD tutara göre, 45.714,77-USD; Bankaların TCMB’na bildirdikleri azami döviz mevduatı faiz oranlarına göre, hesabın kapatıldığı 11.05.2021 tarihinde olması gereken bakiyesi 293.474,33- USD’ye göre ödenen 269.404,46-USD tutara göre, 24.069,87-USD; fark hesaplandığı…” görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tereke temsilcisi tarafından davalı bankanın terekenin zarara uğratıldığı iddiasıyla maddi tazminat davasıdır.
Müteveffa ile davalı banka arasında bireysel müşteri sözlemesi imzalanmıştır. Bu sözleşmenin 21. maddesi ‘Vadeli mevduatı müşteri vade günü Bankadan çekmediği veya başka bir talimatını bankaya ulaştırmadığı takdirde, vadeli mevduat ve bu vadeli mevduata ait tasarruf edilmemiş faizlerin toplamını, Banka dilerse, aynı vadeli ve o tarihte uygulamakta olduğu faiz oranıyla yeni bir vadeli mevduat olarak işleme koyabilir. Banka dilerse, söz konusu mevduatı vadesiz mevduat olarak da muhafaza edebilir.’ şeklindedir. Bankaların müşterilerine uyguladığı faiz oranı, müşterinin mevduat hesabında bulunan meblağ, vade vs.ye göre değişebilir. Bankalarca azami faiz oran bildirilir ancak bu oranı aşmamak kaydıyla bankalar, müşterinin özel durumlarına göre farklı faiz oranı uygulayabilirler. Ayrıca yukarıda yazılı madde uyarınca vadelendirme konusu da bankanın takdirine bırakılmıştır. Banka vadesiz hesapta tutmak yerine müşteri yararına vadeli hesapta parayı tutmuştur. Yani dosya kapsamından bankanın vefat ile vadeyi bozmadığı ve aynen devam ettirdiği sabittir. Dosya kapsamında yapılan yargılamada sunulan deliller ile davacının davalın tarafından eksik/düşük faiz verildiği ve müteveffanın terekesinin zarara uğratıldığı iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90-TL maktu karar harcından peşin yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye artan 9,12-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *