Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/656 E. 2021/845 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1004 Esas
KARAR NO : 2021/751

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile dava dışı borçlulardan…Ltd.Şti lehine 27.09.2013 tarihinde 1.500.000,00 TL limitli kredi açılması için anlaşmayı varıldığını ve aralarında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin bu sözleşmeyi müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatıyla imzaladığını, borçluların süresinde ödemelerini gerçekleştirmedikleri için müvekkili banka tarafından iadeli taahhütlü hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlularca imzalanan sözleşmenin 2.7 maddesinde temerrüt halinde Merkez Bankası’na bildirilen en yüksek kredi faiz oranının % 50 fazlası olacak şekilde hesaplanan temerrüt faizinin talep edilebileceğinin kabul edildiğini, davalı şirket tarafından bu faize itiraz edildiğini, dava dışı …Tic.Ltd.Şti adına çek karnesi teslim edilmiş olup, ihtarname ve ödeme emrinde de belirtildiği üzere müvekkil bankaya iade edilmemiş 3 adet çek yaprağının sorumluluk bedeli olan 4.610,00 TL iadesi edilmesi ya da edilmemesi halinde faizsiz bir hesaba tutarın depo edilmesinin ihtar olunduğunu, sonuç olarak davalının itirazlarının, asıl borçlu ve kefillerin serbest iradeleri ile imzalamış oldukları Genel Kredi Sözleşmesi içeriğine aykırı olduğu ve takip konusu borcunu kötü niyetli olarak ödemedikleri yapılacak yargılama sonucunun sabit olacağını, davalının itirazlarının sadece takibi sürümcemede bırakma amaçlı olduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı borçlu arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nde yer alan, müteselsil kefil sıfatıyla atılmış olan imza müvekkil şirkete ait olmadığını, müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan icra takibine yönelik itirazlarında, imzaların müvekkil şirkete ait olmadığından bahisle imzaya da itiraz edildiğini, davacı banka ile dava dışı borçlu arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nde kefil sıfatıyla müvekkil şirketin kaşe ve imzasının yer aldığı iddia edilen söz konusu imza müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, dolayısıyla müvekkil şirket kefil sıfatını haiz olmadığıını, hatta bu sözleşmenin bir tarafı dahi olmadığını, haksız ve dayanaksız davanın reddine, alacaklının icra takibinin iptaline, kötü niyetli alacaklının kötü niyetli takip başlatmasından mütevelli %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, 27/07/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi, davalı şirket ticaret sicil kayıtları, davalı şirket yetkililerinin ıslak imzalarına ilişkin örnekler, davalı şirket yetkililerinin Bakırköy … Noterliğinin 23/02/2011 tarihli …yevmiye numaralı imza sirkülerinin noter onaylı sureti, davalı şirket yetkililerinin…Bank nezdinde bulunan imza asıllarının bulunduğu senet aslı, … Bankasının davalı şirket yetkililerinden …’a ait bireysel müşteri sözleşmesi aslı, Bakırköy … Noterliğinin 23/02/2011 tarihli ve…yevmiye numaralı imza sirküleri aslı, davalı şirket yetkililerinin … Bank nezdinde bulunan imza asıllarının bulunduğu belge asılları, bilirkişi kök ve ek raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan davalı şirketin sözleşme ile asıl borçluya kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle haklarında yapılan takibe itirazının iptaline ilişkindir.
Davacı, genel kredi sözleşmesi ile asıl borçluya kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesapların kat edilerek kat ihtarının gönderildiğini, davalı borçlunun kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, haklarında yapılan takibe itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı ise genel kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, sözleşme nedeniyle borçlu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. (… E.) sayılı dosyası celp edilmiş ve dosyanın incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 1.340,10 TL borcun ödenmesi amacıyla 04/04/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12/04/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Grafolog bilirkişi tarafından düzenlenen 22/12/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; İnceleme konusu, “… A.Ş. tarafından düzenlenmiş, 27.09.2013 (okunur) tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde … Ltd. Şti. adına atılmış imzalar ile şirket yetkilileri …, …ve …’a ait mevcut mukayese imzalar arasında ; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayeselerine kıyasla şirket yetkilileri …, … VE …’IN eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekilinin genel kredi sözleşmesi imzalanırken sunulan Bakırköy … Noterliğinin 23/02/2011 tarihli ve… yevmiye numaralı imza sirküleri aslı incelenerek yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmiş, Mahkememizce imza sürküleri aslı celbedilerek grafolog bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve grafolog bilirkişinin 21/06/2021 tarihli ek raporunda yapılan inceleme sonucu genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmıştır.
Kefalet sözleşmesinin şekli şartları zaman itibarı ile uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 583. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin yazılı olarak yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihinin, müteselsil kefalet anlamında bu anlama gelen ifadenin kefilin kendi el yazısı ile yer alması kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarıdır. Bu hususlar kefalet sözleşmesinin kurucu ve emredici hükümleri olarak düzenlendiği de dikkate alındığında, Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında icra takibine ve borca dayanak genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı belirlendiğinden ve yasa ile belirlenen anlamda kefalet sözleşmesi kurulmadığından ve davalı şirketin sözleşme ile borçlu olduğu ispatlanmadığından davanın reddine ve davacının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartlar oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14,90-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 1.340,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından 750-TL bilirkişi ücreti olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Mahkememiz dosya arasında bulunan ve celbedilen ıslak imzaların bulunduğu belge asıllarının ilgili kurumlara iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır