Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/654 E. 2022/691 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/654 Esas
KARAR NO : 2022/691
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin,…’nun … sicil numarasında kayıtlı, “yurt içindeki ve yurt dışındaki tüm özel ve resmi kuruluşların, belediyelerin, toplu konut ve sitelerin, sanayi ve tarım fabrikalarının, plaza ve iş merkezlerinin iç mekan ve dış çevre temizliği” alanlarında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, bu alanlarda ülkenin birçok noktasında proje bazında hizmetler verdiğini, 16.04.2020 tarihinde davalı ve diğer faili meçhuller hakkında müvekkili şirketin unvanını kullanarak dolandırıcılık yapmaktan taraflarınca yapılan suç duyurusu üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini,davalı … …’in, www…..com sitesi üzerinden, müvekkili şirketin tanınırlığı ve güvenilirliğinden yararlanarak müvekkili şirkete ait “…” unvanını, para tahsilinde kolaylık maksadı ile bir araç olarak kullandığını, ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, davalının, … olarak müvekkili şirketin ünvanı aracılığıyla reklam hizmeti adı altında üçüncü şahıslardan haksız ticari kazanç sağladığını, aynı zamanda bu davranışlarıyla müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesine yol açtığını, şöyle ki; davalının, üçüncü şahıslardan, alacakları reklam hizmetinin ödemesi için içeriğinde “… ödemeniz” şeklinde ibarelerin olduğu SMS ile birden çok ödeme talebinde bulunduğunu ve üçüncü şahısların onayıyla birlikte onlardan tam 4 kez 96 TL tutarında para tahsil ettiğini, müvekkili şirketin, davalının dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarda bulunması yüzünden müşterilerini kaybetme tehlikesiyle karşılaştığını, akabinde, dolandırıldığını fark eden üçüncü şahısların internete … yazdıklarında müvekkili şirketin çıkması üzerine, üçüncü şahısların müvekkili şirket yetkilileri ile iletişim kurarak müvekkili şirketi dolandırıcılıkla itham ettiğini, davalının, müvekkili şirketin unvanını kullanarak daha pek çok üçüncü şahıslardan haksız menfaat elde etmiş ve bunun neticesinde şikayetvar.com sitesinde müvekkili şirket … A.Ş nin dolandırıcı olduğu yönünde şikayetler yayımladıklarını, bahse konu şikayetlerin halen şikayetvar.com adlı internet sitesinde mevcut olduğunu, bu nedenlerle, davalının fiilinin TBK m.57/f.1 uyarınca haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, bu fiillerine son verilmesini ve kusurlu olarak müvekkilinin ticari itibarında yol açtığı zararların tazminini talep etmek üzere işbu davayı açma zorunlulukları doğduğunu, müvekkili şirketin verdiği hizmetler arasında “reklam hizmeti” bulunmadığını, davalı … … in müvekkilinin tanınır bir şirket olmasından, reklam değerinin ve güvenin yüksek olacağı düşüncesiyle müvekkilinin ticaret unvanını araç olarak kullandığını, zira, üçüncü şahısların reklam verene ulaşmak için ödeme talebinde adı geçen …’u, Google arama motorunda arattıklarında karşılarına müvekkili şirketin internet sitesinin çıktığını, dolayısıyla üçüncü şahısların, müvekkiline ulaşmakta ve müvekkilini itibar zedeleyici ithamların muhatabı kıldığını, davaya konu olayda, müvekkili hakkında ödemelerle ilgili olarak dolandırıcılık yaptığı şeklinde gerek müvekkiline gelen telefonlar gerek şikayetvar.com sitesinde yayımlanan şikayetler, müvekkilinin şeref ve haysiyet değerlerine, ticari itibarına saldırı niteliğinde olup, bu durumun kişilik haklarına aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek, müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesine yol açan fiillerin haksız rekabet olarak tespiti ile birlikte durdurulmasına, haksız rekabetin men’ine, müvekkili … aleyhine haksız bir şekilde yayımlanan ve gerçeği yansıtmayan şikayetlerin yayından kaldırılmasına, davalının fiilleri sonucu oluşan 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;2020 Yılında firmalarının markasının “… ” olduğunu, bu markanın davacının ticaret ünvanı veya tescilli markası olan “… Tic. A.Ş” ile iltibasa yol açacak hiçbir özelliği bulunmadığını, firmasında yer lan “…” ibaresinin bilinçli olarak konulduğu, bilinçli olarak iltibas yaratıldığı, davacı şirketin itibarının kötülendiği ve bundan yararlanıldığının iddia edildiğini, halbuki, “…” ibaresinin firma kurucusu olarak soyadının sessiz harflerinden oluşturulduğunu, davacı şirketin unvanının, şirket yetkilisi … isimli şahsın soyadının sessiz harflerinden geldiğini tahmin ettiğini, 2020 yılının yaz aylarında karşı tarafın avukatının kendisini aradığını, müvekkili olan şirket ile aynı ismi kullandıklarını söylediğini, bunun üzerine firmalarının adını “… ” şeklinde değiştirdiklerini, firmalarının reklamcılık sektöründe faaliyet göstermesinin de iki tarafın unvan, faaliyet alanı ve şirket türü olarak tamamen birbirlerinden farklı olduklarının göstergesi olduğunu, bu yönüyle bakıldığında haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, benzerliği nedeniyle iltibas yarattığı iddia edilen kelimelerin orta düzeyde ve orta dikkatte bir vatandaşı yanıltacak nitelikte olmadığını, bu davadan önce davacının kendisine karşı dolandırıcılık ithamı ile savcılığa şikayette bulunulduğunu, davacı tarafından 16.04.2020 tarihli … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayetle şahsı aleyhine başlatılan dolandırıcılık konulu soruşturmanın kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandığını, davacının, hakkında şikayetçi olması ve … Cumhuriyet davacı tarafından maddi ve manevi zarara uğranıldığı iddia edilmiş ise de; hukuka aykırı hangi fiilin sonucunda hangi zarara uğradığını belgelemediğini, uğranılan zararın nicelik ve nitelik bakımından tespitine yarar herhangi bir yazılı evrak ibraz etmediğini, karşı taraf vekilinin, kendileriyle iletişime geçerek durumu anlatması üzerine, mobil ödeme mesaj içeriklerini “…” şeklinde değiştirdiklerini, akabinde müşterilerine atılan teklif ve bilgi mesajlarının sonundaki ibareyi “…” şeklinde düzeltilerek gönderdiklerini, dava dilekçesinde belirtilen “… Ödemeniz” şeklinde sms göndererek 4 kez 96,00 TL çekildiği olayı ile ilgili olarak, bahsi geçen müşterinin, kendilerine geri dönüş yaptığını, bu müşteri ile yapılan görüşmede memnun olmadığını belirttikten sonra kendisine para iadesi yapıldığını, yaklaşık 1 hafta içerisinde değiştirme işleminin tamamlanarak müşterilerine “…” ibareli mobil mesajların gönderilmeye başlandığını, davanın açıldığı tarihten yaklaşık 1 yıl 4 ay önce davacı vekili ile yapılan telefon görüşmesinde, davacı vekilinin “Müvekkilim isteği ile firmamızdan maddi menfaat elde etmek amacıyla bu davanın açılması yönünde talimatın verildiği, firmalarının internet adresinin www…. com olduğunu, dava dilekçesindeki Google arama motoruna davacının ticaret unvanı yazıldığında en üste çıktığı iddialarının asılsız olduğunu, Google’a … yazıldığında “… A.Ş. … Hesabı” ve “… Servis A.Ş.” çıktığını, Google arama motoruna … yazıldığında karşı yanın internet sitesinin çıktığı iddiasının doğru olmadığını, tazminat talep edilebilmesi için kusurun varlığının ispatı gerektiğini, kendisinin davacı şirketin adından faydalanarak kazanç elde etme durumu olmadığını, firmalarının müşteri ve iş kapasitesinin yeterli olup, davacı şirketin adını kullanarak maddi-manevi menfaat elde etme kaygılarının bulunmadığını, nitekim karşı tarafın temizlik sektöründe, firmalarının ise reklam sektöründe çalışma yaptıklarından, onun ticaret unvanı ile maddi kazanç sağladıklarının düşünülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıyla ilintili 3. kişileri aldatma kastının olmaması, şikayetvar.com a yazılan müracaatların gerçekliğinin ihtilaflı olması, mobil ödeme sms leri ile ilgili taraflarına bilgilendirme yapıldıktan sonra mesaj içeriğini hemen değiştirmiş olmaları, taraflarına atfı kabil kusur yüklenmesinin adalet anlayışına aykırı olması, davacı şirketin daha önce şahsına karşı yapmış olduğu savcılık şikayetinin asılsız sonuçlanması, … arama motoruna “…” yazıldığında davacı şirketin çıkmaması, davacının uğradığını iddia ettiği zararlardan şahsına kusur atfedilmesinin mümkün olmaması nedenleriyle hukuki dayanaktan yoksun ve haksız ve kötü niyetle açılmış bulunan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … Cumhuriyet Başsavcılığı ‘nun 2020/… Soruşturma sayılı dosyası UYAP sureti, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen … vergi kimlik numaralı mükellefi … …’in 01.03.2021 tarihi itibariyle Basit Usül
Ticari Kazanç yönünden “Belirli Bir Mala Tahsis Edilmiş Mağazalarda (Büfeler Dahil) Tütün Ve Tütün
Ürünleri Perakende Ticareti (Nargile Tütünü, Pipo Tütünü, Sigara, Puro vb.)” faaliyetinde bulunduğu ve
söz konusu mükellefin 11.10.2021 tarihi itibariyle faaliyetini terk ettiği tespit edilmiş olup mükellefin
sicil bilgilerinin gönderildiğine dair müzekkere cevabı, 22/10/2021 tarihli arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti, haksız rekabetin men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile davalının eylemleri nedeniyle davacı yanın maddi ve manevi zarar istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkil şirketin, özel ve resmi kuruluşların, belediyelerin, toplu konut ve sitelerin, fabrikaların, plaza ve iş merkezlerinin iç ve dış çevre temizliği yapımına ilişkin faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın “…” unvanını kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, ayrıca davalının bu davranışlarıyla davacının ticari itibarını zedelediğini, davalı yanın dava dışı üçüncü şahıslara … ödemeniz şeklinde ibarelerin bulunduğu mesajların atılmasıyla haksız olarak üçüncü şahıslardan para tahsili yapıldığını, bunun neticesinde şikayetvar.com sitesinde müvekkil şirketin dolandırıcı olduğuna dair şikayetlerin yayınlandığını, bu duruma ilişkin savcılığa müvekkil adına şikayetin yapıldığı ancak savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, ancak bahse konu sitedeki şikayetlerin halen var olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı yanın fiilerinin haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek haksız rekabetin tespiti, men’i ve ortadan kaldırılmasını ve haksız rekabet sonucunda müvekkil şirketin uğradığı maddi ve manevi zarara uğramasından dolayı 1.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı taraf; mahkemenin yetkisiz olduğunu, kendisinin Afyon ilinde ikamet ettiğini, yetkili mahkemenin Afyonkarahisar Mahkemeleri olduğunu, kendisine ait firmanın davacının firması ile iltibasa yol açacak hiçbir benzerliğinin bulunmadığını, davacı yanın vekilinin kendisiyle irtibata geçip müvekkilinin şirket ismiyle aynı ismi kullandığımızı beyan etmesi üzerine kendi şirketlerinin ismini “… ” şeklinde değiştirdiğini, firmasının reklamcılık alanında faaliyet gösterdiğini, çalışma faaliyetlerinde müşterilerden herhangi bir haksız menfaat sağlamadığını, kendi firmasını davacı yanın işletmesini, ürünlerini ve faaliyetlerini kötüleyecek eylemlerde bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
…kmece Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak 2020/… Soruşturma sayılı dosyanın Uyap üzerinden gönderilmesi istenmiş, incelen soruşturma dosyasında davalı hakkında Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan soruşturma açıldığı ancak Şüpheli hakkında unsur yokluğu nedeniyle kamu adına KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davalının … ibaresinin kullanması şeklinde eyleminin davacıya karşı haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde yer alan (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, haksız rekabet eylemlerinin belirli tacirler arasında, yani bir tacirden diğer bir somut tacire yönelik olması şart olmayıp, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik değil, piyasadaki diğer bütün tacirlere yönelik, genel nitelikteki aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı eylemler de haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Keza TTK’nın 55.maddesinde yer alan “(1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…1.Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” düzenlemesi uyarınca, bir taciri, onun mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, eylemi, dürüstlük kuralına aykırı ve haksız rekabet teşkil eden bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
TTK md. 56 da haksız rekabet nedeniyle açılabilecek hukuk davaları, tespit, men,haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması ve tazminat davası olarak belirlenmiştir.Haksız rekabetin tespiti davası maddi ve manevi tazminat davası ile birlikte açılabilir. Aynı şekilde bu davanın haksız maddi durumun ortadan kaldırılması davasıyla birleşmesi de mümkündür. Mahkemenin vereceği kararın yayınlanması da aynı dava ile talep edilebilir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde haksız rekabet konusunda uzman hukukçu bilirkişi ve mali müşavir tarafından 26/08/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre;İşbu dava konusu ihtilafın, … Tic. A.Ş ünvanlı davacı ile davalı … … in, “…” unvanının kullanımı sebebiyle, üçüncü şahıslardan haksız ticari kazanç sağladığı, davacı şirketin ticari itibarının zedelenmesine yol açtığı hususunda olduğu ve davacının iddialarını haksız rekabet hukuku temeline dayandırdığı; TTK m. 54/lI’de haksız rekabetin “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar…” şeklinde tanımlandığı, haksız rekabetin varlığından bahsedilebilmesi için tarafların rakip olmasına gerek olmadığı gibi failin kusurunun veya mağdurun zarar görmesinin de gerekmediği, kusur ve zarar’ın tazminat talepleri bakımından gündeme geldiği, somut olayda davalı tarafından davacıya ait ticaret unvanının ayırt edici nitelikteki ek kısmı olan “…” ibaresinin aynen kullanıldığı, davalının bu eyleminin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, davalının bu eylemi dolayısıyla davacının müşterileri ile olan ilişkilerinin etkilenmesinin olası olduğu, nitekim davalı adına ….com adlı internet sitesinde bulunan şikayetlerde davacı ticaret unvanının da yer aldığı, bu itibarla davalı eyleminin TTK m. 54 uyarınca haksız rekabet teşkil edebileceği, Davalı tarafından gerçekleştirilen “…” şeklindeki kullanımın aynı zamanda TTK m. 55/1,a-4 anlamında karıştırılma haksız rekabet eylemi olarak da değerlendirilebileceği, Haksız rekabetin varlığına karar verilmesi halinde davacının bu nedenle uğradığı maddi zararını davalıdan talep edebileceği, davacının bu halde uğramış olduğu zararı ve hukuka aykırı eylem ile zarar arasındaki illiyet bağını ortaya koymak suretiyle talep edebileceği, Manevi tazminat talebine ilişkin şartların hukuka aykırı fiil, kusur, manevi zarar ve illiyet bağı olduğu, bu hususta ispat yükü davacı tarafta olmakla şartların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin takdirinin sayın mahkemede olduğu, davacı şirket tarafından, dava konusu tazminat talebine dayanak olarak herhangi bir belge ve/veya usulüne uygun tutulan ticari defterlerine işlenmiş bir muhasebe kaydının ibraz edilmediği, ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yanın temizlik işleriyle iştigal ettiği, davalı yanın reklamcılık sektöründe olduğu, bu haliyle şirketlerin iştigal konularının farklı olduğu, müşteri kitlelerinin farklı olduğu, dava konusu ihtilafın … Tic. A.Ş ünvanlı davacı ile davalı … … in, “…” unvanının kullanımı sebebiyle, üçüncü şahıslardan haksız ticari kazanç sağladığı, davacı şirketin ticari itibarının zedelenmesine yol açtığı hususunda olduğu, haksız rekabetin varlığından bahsedilebilmesi için tarafların rakip olmasına gerek olmadığı gibi failin kusurunun veya mağdurun zarar görmesinin de gerekmediği, somut olayda davalı tarafından davacıya ait ticaret unvanının ayırt edici nitelikteki ek kısmı olan “…” ibaresinin aynen kullanıldığı, davalının bu eyleminin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, davalının bu eylemi dolayısıyla davacının müşterileri ile olan ilişkilerinin etkilenmesinin olası olduğu, nitekim davalı adına … com adlı internet sitesinde bulunan şikayetlerde davacı ticaret unvanının da yer aldığı, bu itibarla davalı eyleminin TTK m. 54 uyarınca haksız rekabet teşkil edebileceği, davalı tarafından gerçekleştirilen “…” şeklindeki kullanımın aynı zamanda TTK m. 55/1,a-4 anlamında karıştırılma haksız rekabet eylemi olarak değerlendirilebileceği, ancak söz konusu haksız rekabet eylemleri nedeniyle davacı yanın maddi ve manevi zarara uğradıklarını belgelendirir herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı bu haliyle davalı yanın faaliyetlerini terk etmeden önce kullanmış olduğu … ifadesiyle davacı yanın ticari ünvanıyla karışıklığa neden olabileceği ve bu hususun davacı yanın müşteri çevresini etkileyebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalının Haksız rekabette bulunduğunun tespitine, haksız rekabet fiillerinin önlenmesine ve giderilmesine, haksız yayınlanan şikayetlerin yayından kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ancak davalı yanın bu eylemleri nedeniyle davacının maddi ve manevi zarar uğradığına dair mahkememizce herhangi bir kanaat oluşmadığından davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının Haksız rekabette bulunduğunun tespitine, haksız rekabet fiillerinin önlenmesine ve giderilmesine, haksız yayınlanan şikayetlerin yayından kaldırılmasına,
2-Davacı şirketin maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 107,16-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5- Davalı taraf yargılama gideri masrafı yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı