Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/641 E. 2023/465 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/641 Esas
KARAR NO : 2023/465

DAVA : Menfi Tespit-İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit-İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili tarafından Mahkekemize sunulan 08/11/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … Faktoring A.Ş.’in, İstanbul … İc. Md. nün … E. Sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine, 3.297.729,51 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığını, dosya borcunun davacı müvekkil tarafından cebri icra tehdidi altında ödendiğini, takip dosyası incelendiğinde, takibin, 14.10.2014 keşide tarihli, 33.000.000,00 TL bedelli, 07.11.2017 tarihli bonoya dayandığının görüldüğünü, takip dayanağı bononun, davalı ile dava dışı …faktoring işlemine ilişkin olarak Kocaeli …Noterliği’nde yapılan 08.05.2015 tarihli ve … Yevmiye numaralı temlikname ‘nin teminatı ve Beyoğlu …Noterliği’nde yapılan 20.04.2014 tarihli ve …yevmiye numaralı Temlikname kapsamında verildiğini, bono üzerinde, iş ortaklığı kaşesi bulunmakta olup, müvekkil şirketle iş ortaklığı yapan dava dışı adi ortak yetkilisinin imzası ile keşide edildiğini, takip dayanağı bono incelendiğinde, bononun, … İnş.-… Ortaklığı Kaşesi altına atılan imza ile keşide edildiğini, dolayısıyla takip dayanağı bonoda keşidecinin “… İnş.-…uğunu, bilindiği üzere, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığını, bu sebeple adi ortaklığın bono keşide etmesi de mümkün olmayıp, tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık tarafından düzenlenmiş olan bononun da geçersiz olacağını, takip dayanağı bono, bir faktoring şirketi olan davalıya yapılan temlikten doğacak sorumluluklara teminat olarak verildiğini, şöyle ki, işbu dava konusu takip ve İstanbul … İcra Md. nün …E. sayılı takibi ile bu takipler kapsamında açılan davalarda ibraz edilen belgelerden; iş ortaklığı adına davalıya iki adet alacağın temliki işlemi yapıldığı; her iki temlik kapsamında teminat olarak davalıya takibe konu 33.000.000,00 TL bedelli 1 adet bono verildiğini, bonoya dayalı takip yapılabilmesi için öncelikle temlikin teminat teşkil ettiği bir geçerli bir faktoring işlemi bulunması gerektiğini, bundan dolayı bir borç olması ve nihayet temlikten dolayı temlik edenin sorumluluğunun doğmuş olması gerektiğini, buna göre; bir faktöring sözleşmesi yoksa veya geçersizse; temlikname geçersizse yada temliknameden dolayı temlik edenin bir sorumluluğu yoksa takip konusu bononun bedelsiz olacağını, dava konusu olayda birden fazla sebeple takip konusu bononun bedelsiz olduğunu, İş Ortaklığı sözleşmesinin 10. maddesinde, diğer ortak … Ltd. Şti. yetkilisi… iş ortaklığını temsile yetkili kılınmıştır. Ancak, İş Ortaklığı Sözleşmesinin 9. maddesinde de iş ortaklığı alacaklarının her iki ortak tarafından temlik edilebileceği belirlendiğini, şöyle ki, sözleşmenin 9. Maddesine göre; “işbu sözleşmeden doğan alacakların, kısmen veya tamamen başka bir şirket, kurum, kuruluş, firma, ortaklık veya şahsa; banka veya finans kurumuna diğer tarafın rızası olmadan devir ve temlik edilemeyeceği” düzenlendiğini, böyle olunca, iş ortaklığının alacaklarının, ancak her iki ortak tarafından birlikte devredilebileceği açıkça anlaşıldığını, faktoring işlemi bir alacağın devrine ilişkin olup, nitelik itibariyle temlik hükmünde olduğundan, İş Ortaklığı Sözleşmesinin 9. Maddesindeki düzenleme sebebiyle geçerli bir temsil bulunmadığından bu sözleşmenin geçerli olmayacağını, dolayısıyla olmayan veya olsa bile geçerli olmayan faktoring sözleşmesinin teminatı olarak verilen temlikin bu bakımdan da geçerli olmadığını, bu nedenlerle takip konusu bono geçersiz ve bu kabul edilmediği takdirde birbiriyle yarışan değişik hukuki sebeplerle bedelsiz olduğundan; bedelsizlik sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit kararı verilmesini ve davacı tarafından İstanbul … İcra Md. nün … E. Sayılı dosyası kapsamında davalıya ödenmiş olan 4.865.250,41 TL ‘nin, ödeme tarihi olan 22.01.2021 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, takip alacaklısı olan davalının, dava konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, dava harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 29/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın iddiasının aksine ortada “… İnş.-… İnş. İş Ortaklığı” ile müvekkil arasında akdedilen bir sözleşme mevcut olduğunu, müvekkilin, ayrıca bu sözleşmeyi de icra takibine girişirken takip dosyasına sunma zorunluluğu bulunmadığını, gerektiğinde ve talep edildiğinde adli ve idari mercilere sunmaktan da hiç bir şekilde imtina edilmediğini, yine iddia edilenin aksine; ortaklığı temsile yetkili şahıs tarafından imzalanan sözleşme ile ortaklığın artık sözleşme tarafı olduğu, davacı yanın bu ortaklardan biri olduğu gerçeği karşısında, ayrıca davacı yanın sözleşmede imzasının bulunmadığından bahisle sözleşmenin geçerli olmayacağı iddiası da kabul edilemeyeceğini, bu hususta davacı yan dava dilekçesinde çelişkili beyanlarda bulunduğunu, zira; hem ortaklığı temsile yetkili şahsın …Ltd. Şti. Yetkili … olduğu dava dilekçesinde belirtilmiş hem de akdedilen sözleşmede davacı yanın yetkilisinin imzasının bulunmadığından bahisle sözleşmenin geçersiz olduğunun iddia edildiğini, İş Ortaklığı Sözleşmesinin zikredilen 9.maddesinde “…Hiç bir ortak işbu sözleşme ile ilgili alacaklarını, kısmen veya tamamen başka bir şirket, kurum, kuruluş, firma ortaklık veya şahsa, banka veya finans kurumuna diğer tarafın onayı olmaksızın devredemez, temlik edemez.” amir hükmü gereği davacı yanın dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine ortada birlikte bir girişimin ya da imzanın aranmadığı, ortaklık bünyesi dahilinde maddede yer alan işlem ya da işlemlere girişen ortak yana diğer ortak yanın onayı veya rızasının arandığının çok açık olduğunu, tam bu noktada davacı yanın, müvekkile hitaben gönderdiği kaşeli ve imzalı bu hususa ilişkin evrak üzerinde durulması gerektiğini, söz konusu davacı yanca kaşeli ve imzalı yazıdan aynen aktarmak gerekirse “…İş bu temlik işleminden haberdar olduğumuzu, bilgimiz ve rızamız dahilinde yapıldığını, faktoring sözleşmesi ve temliknameyi ortaklığımız adına imzalayan …ın ortaklığımızı tam olarak temsil ve ilzama yetkili olduğunu, iş ortaklığı sözleşmesinin 9. Maddesinde ve diğer maddelerinde belirtilen devir ve temlike dair kısıtlayıcı hükümlerin şirketiniz ile yapılacak faktoring işlemleri kapsamında hükümsüz olduğunuve dikkate alınmaması gerektiğini…” ifadesi karşısında davacı yanın iddia ettiği hususun yine afaki olduğunu, temliknameyi, ortaklığı en geniş yetki ile temsile ve ilzama yetkili şahıs olan …’ın gerçekleştirdiğini, yine yukarıda arz ve izah edildiği üzere İş Ortaklığı Sözleşmesinde kararlaştırılan 9.madde çerçevesinde birlikte imza koşulunun aranmadığı, rıza veya onay arandığı açık gerçeği karşısında, temliknamenin yetkisiz kişi tarafından yapılmış olduğu ve ortaklıkça birlikte imzalanması gerektiği iddiasının yine tamamen asılsız bir iddia ve beyan olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde yer vermiş olduğu iddiaları kabul etmenin mümkün olmadığını ortada hukuken geçerli bir faktoring sözleşmesi, hukuken geçerli bir temlikname ve hukuken geçerli bir bono mevcut iken söz konusu bononun geçersiz kaldığından bahisle davacı yanın borçlu olmadığı, takip yapılamayacağı ve takibin iptalinin talebi açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, açıklanan nedenler çerçevesinde, icra edilecek yargılama neticesinde haklılığımız anlaşılacağından, davacı tarafın açmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı icra dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas,…Karar sayılı ilamı, Beşiktaş… Noterliği’nin 23/06/2014 tarih … yevmiye sayılı İş Ortaklığı Sözleşmesi, 21/08/2014 tarihli düzenleme tarihli 07.11.2017 ödeme tarihli olan 33.000.000,00 TL bedelli bono sureti, Kocaeli … Noterliği’nin 08/05/2015 tarih, …yevmiye numaralı temliknamesi, Beyoğlu… Noterliği’nin 20/04/2014 tarih, .. yevmiye numaralı temliknamesi, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas-… sayılı kararı, uzman görüşü, bilirkişi raporu, arabulucu tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı…Faktoring A.Ş. tarafından borçlular…, …, …İnş. Asfalt Nakliyat Tic. Ltd. Şti. ve …Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.-… Tic. Ltd. Şti. Adi Ortaklığı aleyhine 33.000.000,00-TL bedelli 07/11/2017 vadeli bonodan kaynaklı 3.297.729,51-TL senet alacağı, 14.975,31-TL işlemiş faiz, 99.000,00-TL komisyon, 87,70-TL ihtiyati haciz masrafı, 440,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 3.412.232,52-TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas, … Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı … Faktoring A.Ş. aleyhine açılan İstanbul … İcra Dairesi’nin 2…Esas sayılı icra dosyasına konu iş ortaklığı tarafından imzalanan bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığına yönelik takibe itirazın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 06/11/2019 tarih, 2019/294 Esas, 2019/2011 Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas-… Karar sayılı ilamın incelenmesinde; davacı…Ltd.Şti. tarafından Davalılar…A.Ş., … Faktoring A.Ş., Abdurrahim Sever, … aleyhine açılan menfi tespit davasında iş ortaklığı adına diğer davalı … Faktoring firmasına verilen 33.000.000,00 TL’lik bononun …Faktoring İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile 3.297.729,51 TL’si takibe konu edildiğini müvekkil şirketin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takibe konu miktarın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkin davanın yargılaması sonucunda davacı şirketin tek başına adi ortaklığı temsil etme yetkisi bulunmadığından aktif dava ehliyeti dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2020 tarih, 2020/1805 Esas, 2020/2061 Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2019/1275 Esas, 2021/396 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ….Ltd.Şti. tarafından davalı … Faktoring A.Ş., aleyhine açılan davanın kabulü ile; Davac… Ticaret Ltd.Şti.’nin alacaklı …Faktoring A.Ş. tarafından borçlular …, …, ….Ltd. Şti., … – …Adi Ortaklığı, … Ltd. Şti. aleyhine 33.000.000,00-TL bedelli 07/11/2017 vade tarihli sennetten dolayı 2.661.283,44-TL alacak için kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla başlatılan İstanbul …İcra Dairesi’nin… esas sayılı icra takibinden dolayı davalı … Faktoring A.Ş.’ne borçlu olmadığının tespitine, Davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği ve kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin2/03/2023 tarih, 2021/1395 Esas, 2023/509 Karar sayılı ilamıyla “Davaya konu bono incelendiğinde keşidecinin … İnşaat ve …İnşaat iş ortaklığı olduğu, davanın ise adi ortaklığın ortaklarından … İnşaat Asfalt ve Tic. Ltd.Şti. tarafından açıldığı, adi ortaklıkta ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisinin de bulunmadığı, bu durumda davacının tek başına menfi tespit davası açıp yürütmesinin yerinde olmadığı ve bu hususun resen gözetilecek hususlardan olduğu anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi tarafından adi ortak tarafından tek başına açılmış olmakla davada yer almayan diğer adi ortağın davaya katılımının veya muvafakatının sağlanması için HMK.115/2.maddesi uyarınca davacıya kesin süre verilmesi ile taraf teşkilinin sağlanması sonrasında işin esasına girilmesi aksi takdirde ise aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın esasına girilerek kabul kararı verilmesi usule aykırı olduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava konusu icra takibine dayanak bono üzerindeki kaşenin adi ortaklık adına olduğu adi ortaklık adına imzalandığını bu yüzden icra takibinden dolayı müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise geçerli temlikname kapsamında adi ortaklık alacağının kendilerine temlik edildiğini, adi ortaklık sözleşmesi kapsamında yapılan temlik işleminin geçerli olduğunu ve düzenlenen bonodan dolayı davacı şirket de sorumlu olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Faktoring A.Ş. tarafından borçlular …, …, …İnş. Asfalt Nakliyat Tic. Ltd. Şti. ve …Ltd. Şti. ile …Ltd. Şti.-…Ltd. Şti. Adi Ortaklığı aleyhine 33.000.000,00-TL bedelli 07/11/2017 vadeli bonodan kaynaklı 3.297.729,51-TL senet alacağı, 14.975,31-TL işlemiş faiz, 99.000,00-TL komisyon, 87,70-TL ihtiyati haciz masrafı, 440,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 3.412.232,52-TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf takip konusu bonodan dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olup olmadığına ve bu nedenle istirdadı gereken bedel olup olmadığına ilişkindir.
Mahkememizce yapılan inceleme ile İstanbul … İcra Dairesince … esas sayılı icra dosyasına konu senedin 21/08/2014 düzenleme tarihli senet olduğu belirtilmişi ise de Mahkememizin…Esas sayılı dava dosyasına konu senede ilişkin dava dilekçesinde belirtilen 14/10/2014 düzenleme tarihli 07.11.2017 ödeme tarihli olan 33.000.000,00 TL bedelli senet olduğu ve bu senet üzerinden yargılama yapılarak karar verildiği, eldeki dava konusu senetin İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına konu edilen 21/08/2014 tarihli senet olduğu anlaşıldığından dava konusu bononun İstanbul … İcra Dairesi’nin …Esas sayılı icra dosyası ve bu icra dosyasına konu edilen 21/08/2014 tarihli düzenleme tarihli 07.11.2017 ödeme tarihli olan 33.000.000,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce benzer nitelikteki aynı taraflar arasında farklı bonoya ilişkin Mahkememizin …Esas 2021/396 Karar sayılı dosyasında verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2023 tarih, 2021/1395 Esas, 2023/509 Karar sayılı ilamıyla “Davaya konu bono incelendiğinde keşidecinin …nşaat ve … İnşaat iş ortaklığı olduğu, davanın ise adi ortaklığın ortaklarından … İnşaat Asfalt ve Tic. Ltd.Şti. tarafından açıldığı, adi ortaklıkta ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisinin de bulunmadığı, bu durumda davacının tek başına menfi tespit davası açıp yürütmesinin yerinde olmadığı ve bu hususun resen gözetilecek hususlardan olduğu anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi tarafından adi ortak tarafından tek başına açılmış olmakla davada yer almayan diğer adi ortağın davaya katılımının veya muvafakatının sağlanması için HMK.115/2.maddesi uyarınca davacıya kesin süre verilmesi ile taraf teşkilinin sağlanması sonrasında işin esasına girilmesi aksi takdirde ise aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın esasına girilerek kabul kararı verilmesi usule aykırı olduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce eldeki dava yönünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2023 tarih, 2021/1395 Esas, 2023/509 Karar sayılı ilamında doğrultusunda Davacı şirket vekiline adi ortaklığı oluşturan diğer adi ortak dava dışı … İnşaat Asfalt Nakliyat Tic. Ltd. Şti.’nin davaya davacı sıfatıyla katılımının veya davaya muvafakatinin sağlanması için HMK 115/2 maddesi uyarınca 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın aktif husumet dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceği hususunun ihtarını içerir davetiyenin usulüne uygun tebliğine rağmen davacı tarafça dava dışı diğer adi ortağın davaya muvafakatinin sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin davanın Mahkememizin… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebinin, dava konusu bonoların farklı olması ve eldeki davanın istinaf incelemesinden geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tarafça dava konusu adi ortaklığa ilişkin Kocaeli … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında adi ortaklığın feshi ve tasfiye memuru atanmasına yönelik dava açtıklarını, tasfiye memurunun bu davaya muvafakat vereceğini bu nedenle dosya sonucunun beklenilmesi talebinde bulunulmuş ise de atanacak tasfiye memurunun görevinin tasfiye amacıyla sınırlı olmasından dolayı bu dava yönünden tasfiye memurunun tasarrufta bulanması mümkün olmadığından davacı vekilinin adi ortaklığın feshi ve tasfiye memuru atanmasına yönelik davanın sonucunun eldeki davaya bir etkisi olmayacağından bu dosyanın sonucunun beklenilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından; adi ortaklık tarafından veya adi ortaklık aleyhine açılacak bir davada, davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek veya tüzel kişiler tarafından birlikte açılması veya bunlara karşı birlikte yöneltilmesi zorunludur. Aynı şekilde adi ortaklık tarafından veya ortaklık aleyhine başlatılacak icra takiplerinde de aynı kural geçerlidir. Bu kurala aykırı hareket edilmesi ise; açılmış bir davada veya başlatılmış bir takipte, HMK’nın 114/1-d maddesinde öngörülen dava (veya takip) ehliyetsizliği sonucunu doğuracaktır. Dava ehliyeti dava şartı olup; aynı yasanın 115.md gereğince mahkemece kendiliğinden gözetilir ve yokluğunun tespiti halinde ileri sürülmese bile dava usulden reddedilir.
Somut olayda dava; bonoya dayalı menfi tespit davası olup, dava konusu bononun keşidecisi olarak …İnş.-… İnş. İş Ortaklığı görülmektedir. Dava ise adi ortaklığın ortaklarından …İnşaat Asfalt ve Tic. Ltd. Şti. tarafından takip alacaklısına karşı açılmıştır. Keşideci sadece davacı olmayıp, davacının da içinde yer aldığı adi ortaklıktır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, tüm ortaklar tarafından takip ve dava yapılıp açılabilir. Nitekim davanın temelini oluşturan icra takibine adi ortaklığı oluşturan her iki şirket ve kefil diğer davalı gerçek kişiler aleyhine girişilmiştir. Tek başına davacı aleyhine girişilen bir icra takibi de bulunmamaktadır. Bu durumda davacının ayrı bir tüzel kişi olarak dava konusu bonoya dayalı menfi tespit davası açması yönündeki aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır (Yargıtay 19. HD. 20/01/2016 tarih, 2015/5046 E-2016/393 K).
Eldeki davanın, takip dayanağı bononun keşidecisi olan adi ortaklığı oluşturan kişilerce birlikte açılmaması ve adi ortaklığı oluşturan diğer ortağın da hasım gösterilmesi nedeniyle açılan davaya diğer ortağın muvafakatini olanaksız hale getirdiğinden, yukarıda açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-d maddesi gereğince aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 115/2 maddesi uyarınca REDDİNE;
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 179,90-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 82.906,42-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Dava türünün menfi tespit davası olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmasa da davacı tarafça davadan önce arabuluculuğa gidilmesi tarafların arabuluculuk görüşmesi sonrasında anlaşamamaları nedeniyle arabulucuya kamudan ödenen giderin yargılama gideri olarak sayılmasına ve ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin haksız çıkan davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 1 adet talimet tebligat/posta giderinden oluşan 42,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 ye göre belirlenen maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2023

Başkan
e-imza*
Üye
e-imza*
Üye
e-imza*
Katip
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.