Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/629 E. 2022/596 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/629 Esas
KARAR NO : 2022/596
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde … poliçe numaralı “… Paket Sigorta Poliçe”si ile sigortalı … Mah. … Cd. No:… adresinde bulunan sigortalı iş yerinde; 27.06.2016 tarihinde alçıpan tavandan su akıntısının olması bu akıntının mağaza alçıpan tavanın üzerinden geçmekte olan borulardan olması neticesinde su sirayeti sonucu hasar meydana geldiğini, sigortalı iş yerinde işyeri yetkilisi ve sigortalı … … refakatinde gerçekleştirilen görüşme ve incelemelerde; hasarın … Avm 1. Katında yer alan sigortalı işyeri alçıpan tavanından su akıntısının bağladığını, su akıntısının mağaza alçıpan tavanı üzerinden geçmekte olan borulardan olduğunu tespit ettiklerini, AVM Yönetimi ve teknik servis bilgilendirilerek müdahale edilmesi için talepte bulunduklarını, yaklaşık 2 saatlik müdahale ile su akıntısının kesilmiş olduğu fakat elektrik sistemi ve sigorta pano sisteminde meydana gelen ıslanma neticesinde saat 20.00’ye kadar verimli aydınlatma yapılmadığı anlaşıldığını, olay tarihinde sigortalı iş yerinde meydana gelen hasar sigortalı işyerinin bulunduğu alışveriş merkezi yönetiminden kaynaklanmakta olup “Ticari Paket Sigorta Poliçe”si kapsamında müvekkili sigorta şirketi 5.768,55-₺ hasar bedelini ödediğini, söz konusu hasarla ilgili olarak yapılan ekspertiz çalışmaları sonucu tespit olunan hasar nedeni ve niteliğine ilişkin olarak; sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarın binaya ait sabit tesisattan kaynaklı olduğu vurgulandığını ve AVM Yönetimi …’ye firmasına rücu yapılması gerektiği kanaatine varıldığını, meydana gelen su baskınında oluşan hasar sebebi ile müvekkili sigorta şirketince ödenen 5.768,55,00-₺ hasar tazminatının davalı AVM Yönetimi olan … A.Ş.’den Poliçe Genel Şartları ve …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin yaptığı itirazın iptal edilerek takibin devamına, kötü niyetli olan davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama masrafları ve ücret-i vekâletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde, sigortalı mağazasında meydana gelen hasarın sanki AVM kaynaklı olduğunu, alışveriş merkezi maliki tarafından yapılan tesisattaki su sızıntısından kaynaklandığı izlenimini verecek beyanlarda bulunduğunu, davacı vekilinin beyanlarının kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkili ve davalı yapı maliki, kiracıların kendi uzmanlıkları ile ilgili ve kiraladıkları mecurda yapacakları işle ilgili olarak mecurda yaptıkları tadilat/imalat ve özel inşa işlerine gerektiğinde izin verilmekte olduğunu, kiracılar tarafından imalat ve özel inşa işlerinden doğan zararlardan sorumluluğun kiracılara ait olduğunu, mal sahibi ve müvekkili davalının bu tür zararlardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kiracılar tarafından yapılacak işle ilgili tadilat ve özel inşa işleri kira sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olan dekorasyon el kitabında belirtilen şartlarda ve kalitede olmak zorunluluğu bulunduğunu, hasara neden olan davacı sigortalısının üst katında yer alan lokanta (… ) ile bina maliki adına imzalanan kira sözleşmesinin 9.2. maddesinde, kiracının yapacağı tadilat ve özel imalatları, dekorasyon el kitabında belirtildiği kalite ve şekilde yapacağını, aksi takdirde 10.2. madde gereği zarara sebebiyet veren kiracının bu zararlardan sorumlu olacağının açık bir şekilde yazıldığını, 27.06.2016 tarihli Proser Security Servise ait ‘Tutanak Formu’ başlıklı belgenin açıklamalar bölümünde belirtildiği gibi, davacı sigortalınon (… Mağazası) üst katında bulunan lokantasının ( … ) sıhhi tesisat borusundaki su akıntısı olduğu tespit edildiğinden, yapı malikinin gerekse müvekkili davalının davacının sigortalısının mağazasında meydana gelen zararlardan sorumlu olmalarının mümkün olmadığını, davacı sigortalısının (… Mağazası) üst katında bulunan lokanta kiracısı (… Restaurant) kiraladığı alanda yapacağı işle ilgili sıhhi tesisat işlerini kendi yaptığını veya yaptırdığını, müvekkili veya yapı maliki tarafından yapılan bir sıhhi tesisat işinin söz konusu olmadığını, müvekkili davalı yönetim şirketinin oluşan zarardan kusursuz sorumluluğunu gerektiren hiçbir hukuki gerekçenin de mevcut olmadığını, müvekkili … Anonim Şirketi’nin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, müvekkili davalının dava konusu zarardan kusursuz sorumluluğunu gerektirecek hukuki bir gerekçenin de mevcut olmadığından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, … Müdürlüğü’nden gelen taşınmazın tapu kaydını ve yönetim planını içerir müzekkere cevabı, Sigorta Poliçesi, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin talimat raporu, hasara ilişkin fotoğraflar ve faturalar ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava , yapı maliki olan … A.Ş. Adına vekaleten yönetimini sağladığı … AVM’nin su tesisatından dolayı davacı şirketin tesisinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı, 27/06/2016 tarihinde sigorta şirketi nezdinde … poliçe numaralı “… paket sigorta poliçesi” ile sigortalı olan … AVM adresinde bulunan sigortalı iş yerinde alçıpan tavandan su akıntısının olması nedeniyle zarar gördüğünü, sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın binaya ait sabit tesisattan kaynaklandığının, sorumluların davalı olduğunu, düzenlenen ekspertiz raporunda belirlenen hasar bedeli üzerinden başlatılan icra takibine haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, … AVM’nin günlük operasyon ve kiralama işlerini yapı maliki adına vekaleten yürüttüğünü, bu nedenle pasif husumetinin bulunmadığını, yapı maliki gibi sorumlu olmadığını, ayrıca asıl davanın su akıntısına sebep olan üst kiracıya karşı açılması gerektiğini, kendisine kusursuz sorumluluk yüklenebilecek hiçbir hukuki gerekçesinin de mümkün olmadığını beyan ederek davanın öncelikle pasif husumet yokluğundan, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı takip dosyasında haksız fiilden kaynaklanan toplam 5.768,55- TL üzerinden davalıya yönelik icra takibinin yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 13.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının icra takibine 19.01.2017 tarihinde itiraz ettikleri, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 03/05/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa, bu hak tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.”
Yine sigortacının halefiyet durumu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında ”Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
TTK m.1481 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer, Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur, (2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefıyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının düzenlediği poliçe ile üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra sigortalının halefi olabilmesinin birinci şartı sigorta tazminatının (gerek 6102 Sayılı TTK Md.1472, gerekse 6762 sayılı TTK. (Eski m.1301’de) 1472 maddesi ve Md. 1381 ‘e göre) gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye; geçerli bir poliçe kapsamından ve “poliçe genel+özel şartları ile çelişmeyen” rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödeme yapmış olmasıdır. Bu şart ile bir arada bulunması gereken ikinci şart ise, sigortacının sözleşmeye uygun olarak ödeme yaptığı sigortalının, sigorta zararı için üçüncü şahıslara karşı bir tazminat talebi hakkına sahip olmasıdır ve bu talep hakkı sigorta tazminatını ödeyen sigortacıya yaptığı ödeme paralelinde Kanun hükmü gereği geçer.
Halefiyetin tüm şartlarının bir arada gerçekleşmiş olduğu durumlarda, ayrıca temerrüt tarihi keşide edilmemiş olsa bile, sigortacının rücuen tazminat alacağına (Y.L1. …. 11.10.2004 Tarih, 2004/570 E- 2004/9618 K. Sayılı kararında; “TTK. (Eski m.1301’de) 1472 maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava hakkı tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu nedenle sigortacının 3. Şahıslara rücu edebilme tarihi, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarihtir. Kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca bir ihtara gerek yoktur. Bu durum karşısında mahkemece, davacının ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi talebinin de kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denmek suretiyle tesis edilen hükümde de vurgulandığı gibi) sigortalıya yapılan ödeme tarihinden başlamak suretiyle faiz talep edilebilecektir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69. (818 s. BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK’nun 69/1. maddesinde “Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur” denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmaması yine de bir bakım eksikliği sayılır. Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğunu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (bu yönde, HGK’nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı).
… Mahkemesi’nin 16/06/2022 tarih 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı ilam incelendiğinde; ” Davalı … A.Ş’ye AVM maliki tarafından verilen yetki incelendiğinde, AVM’nin tüm yönetimini üstlenmesi için davalının görevlendirildiği, yönetim sözleşmesinde kararlaştırılan tüm hususlarda davalının AVM malikini temsile yetkili olduğu ifadelerine yer verildikten sonra, davalının yönetim sözleşmesi gereği AVM malikini temsil yetkisi bulunan hallerin düzenlendiği, bu kapsamda davalının AVM’deki iş yerleriyle ilgili olarak kiralama da dahil her türlü sözleşmeleri yapma, AVM’nin bakımı- tamiri ve ilgili diğer yapım sözleşmelerinden doğan hakları kullanma, bu sözleşmelerden kaynaklanan görevleri ifa konusunda AVM maliki şirketi temsile yetkili olduğu görülmektedir.
Anılan vekaletname ve dayanağı olan yönetim sözleşmesi ile davaya konu hasarın meydana geldiği AVM ‘nin tüm yönetimini üstlenmiş olan, AVM gibi çok sayıda işletmeyi bünyesinde barındıran yapıyla ilgili yönetim işlerini profesyonel olarak yerine getiren ve bu iş karşılığında ücret alan davalının temsil yetkisinin kapsamı ve kiraya verenin sorumluluğuna ilişkin hükümler gereği pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Buna göre davalı pasif husumet ehliyetine sahip olduğundan işin esası incelenerek varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde hüküm kurarak ilk derece mahkemesinin pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesine ilişkin kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarih 2020/579 Esas, 2020/5567 Karar sayılı ilamında ise işletmenin bakım sorumluluğunun davalı … A.Ş’ye ait olduğu ve oluşan hasardan davalının sorumlu olduğunda ilişkin davanın kabulü kararı dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle hükmün onandığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve hasar dosyası, düzenlenen eksper raporu, ödeme belgeleri, faturalar, tarafların beyanları dikkate alınarak Sigorta Uzmanı ve Makine Mühendisi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
İnşaat Mühendisi ve Sigorta Konusunda Uzman bilirkişi heyetinin 07/09/2022 tarihli raporunda özetle; ” .Davacı … Sigorta A.Ş. tarafından, … …’e ait, llluönder mahallesi, … caddesi, No: Katıl, … AVM, … adresinde, … Mağazası olarak faaliyet gösteren işyerine, 30.04.2016 – 30.04.2017 tarihleri arasında geçerli, … nolu ve Ticari Paket Sigorta Poliçesi tanzim edildiği, poliçe teminatları arasında, 1.102.000,00-TL tutarlı “Sel ve Su Baskım” teminatının yer aldığı, dava dışı sigortalı işyeri sahibinin, davacı sigorta şirketinden, ortaya çıkan hasarın tazmini talep ettiği, davacı sigorta şirketinin talep karşısında, … nolu hasar dosyasını oluşturduğu, dosya kapsamında, … Sigorta Ekspertiz Hizmetlerini görevlendirdiği, Sigorta Ekspertizlik Hizmetleri firması tarafından, yerinde yapılan ekspertiz çalışması sırasında, sigortalı işyeri alçıpan asma tavan üzerinden geçmekte olan borulardan sızan suların yaklaşık 10 rm ‘li k asma tavanına, 1 spot ve elektrik panosuna, ayrıca 7 çift spor ayakkabısına sirayet ettiğinin tespit edildiği, teminat kapsamına giren hasarlann, onan m ve sovtaj teklif çalışmasının yapılarak, kdv hariç 5.768,55-TL hasar tespit edildiği, olayın oluş şekli göz önünde bulundurularak, tespit edilen hasar tazminat tutarının. … firmasına rücu edilmesi ile ilgili kanaat bildirildiği, davacı sigorta şirketi tarafından, hasar dosyası kapsamında sigorta eksperi tarafından tespit edilen 5.768,55-TL tutarındaki hasar tazminat tutarının, 07.09.2016 tarihinde sigortalı hesabına ödendiği, davacı sigorta şirketi tarafından, tazmin edilen tazminat tutarının rücu edilmesi talebi ile davah taraf aleyhine, icra taldbi başlatıldığı, davah tarafından yapılan takibe itiraz edildiği, dosya kapsamında yer alan tüm evraklar ve olay yerinde yapılan incelemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, mevcut bulunan … nolu sigorta poliçesinin, hasarın meydana geldiği tarihte geçerli ve yürürlükte olduğu, meydana gelen su akıntısı hasarının, ilgili poliçe sel-su baskını teminatı içerisinde değerlendirilmesinin uygun olacağı, dava konusu hasarın, işyeri asma tavan ile bina ana beton kirişleri arasında bulunan pis-temiz su borularından akan sular sebebiyle meydana geldiği kanaatine varıldığı, bahsi geçen pis-temiz su borularının, binanın sabit tesisatına ait olduğunun tespit edildiği, hasarın oluş şekli ve hasar gören malzemelerin birbiri ile uyumlu ve uygun olduğu, sigorta eksperi tarafından tespit edilen kdv hariç 5.768,55-TL hasar tutarının, yerinde ve uygun olduğu kanaatine varıldığı. davacı sigorta şirketi tarafından, sigorta poliçesi teminatı kapsamında ödenen 5.768,55-TL tazminat tutanm, T.T.K’nun 1472.maddesi ve kasko poliçesi genel şartlan uyarınca, yasal halefi sıfatıyla, sorumlu yada sorumlularından rücuen talep edebileceği kanaatine varıldığı. dava konusu hasarın meydana gelmesinde, binanın pis ve temiz su borularından sızan sular sebebiyle meydana geldiği, bina sahibinin, ortaya çıkan hasar ile ilgili sorumluluğunun olduğu, davah tarafından yapılan itirazlar incelendiğinde, hasarın meydana geldiği … AVM binasının maliki olmadığını, bina malikinin, … A.Ş. firması olduğunu, davalının, bina maliki adına günlük operasyon ve kiralama işlerini yürüttüğünü, hasar tazminatının. … A.Ş. yada … A.Ş. firmasından, rücuen talep edilmesi hususu, hukuki değerlendirme ile mahkeme başkanlığı tarafından belirlenmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı ” şeklinde tespitler yapmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 27/06/2016 tarihinde sigortalı iş yerinde meydana gelen su baskını dolayısıyla oluşan zarar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına poliçe kapsamında 07/09/2016 tarihinde 5.768,55-TL ödeme yapıldığı, TTK 1472 maddesindeki halefiyet ilkesi gereği sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçerek sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceğinden, davalının kusursuz sorumluluğunun olduğu dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporunda TBK’ya göre kusursuz sorumlu olan malikin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıran, illiyet bağını kesen mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusuru gibi somut durumların mevcut olmadığı, kusursuz sorumluluğu kesen durumların yorumlamaya ve tereddüte yer vermeyecek şekilde net olarak tespit edilmesi gerektiği ancak dosya kapsamında yapı malikinin sorumluluğunun bulunmadığına ilişkin somut delilin bulunmadığı, davalının yapı maliki gibi hareket eden vekil sıfatında bulunduğu, davalının yönetim sözleşmesi gereği AVM’deki işyerleri ile ilgili olarak kiralama da dahil olmak üzere her türlü sözleşmeleri yapma , AVM’nin bakımı, tamiri ve tüm yapım işlerinden doğan hakları kullanma ve bu işleri profesyonel olarak yerine getirme ve karşılığında ücret alma hakkına sahip olduğu ve Yargıtay ve İstinaf kararlarıyla da sabit olmak üzere meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğunun kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından 5.768,55-TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin anılan borçlular yönünden aynı koşullarla devamına, alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b)Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 394,05-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 98,52-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 295,53-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 5.768,55-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 20,40-TL Başvuru Harcı, 98,52-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti, 596,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.515,62TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi gereğince dava değeri itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı.12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır