Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/584 E. 2022/490 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/584 Esas
KARAR NO : 2022/490
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarardan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarardan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kardeşi ve desteği … ‘ın … plakalı minübüsün … istikametinde seyir halindeyken direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi ile 08/06/2006 tarihinde yaşanan kaza ile vefat ettiğini, müteveffanın çiftçilik ile uğraştığını, ailesinin bakım ve gözetiminden sorumlu olduğunu, yaşanan olay nedeniyle ailesinin yaşama sevincini kaybettiğini, müvekkilinin cenaze masrafları nedeniyle masraf yaptığını, müteveffanın kazada yolcu olduğu ve kusurunun bulunmadığını, dava şartı olarak öncelikle davalı sigortaya başvuru yapıldığını ancak 8 iş günü içerisinde cevap verilmediğini, kaza tespit tutanağına göre kazara sorumlu ve kusur tek kişinin … olduğunu, bu sebeple … ‘ın cezalandırıldığını belirterek, adli yardım talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 50 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini, cenaze masrafları için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 50 TL nin davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini ” talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Zaman aşımı yönünden 10 yılı geçtiği için davanın reddini talep ettiklerini, müvekkil şirkete tam başvuru yapılması gerektiğini, davacı tarafça müvekkil şirkete tam bir başvuru yapılmadığını, davanın müvekkil şirketin merkezi olan İstanbul da görülmesi gerektiğini, görevli ve yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olduğunu, dosyada kusur oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların hiçbir mahkeme kararına dayanak teşkil edilebilecek nitelikte olmadığını, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için em adli tıp trafik ihtisas dairesinden hemde karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, kaza sırasında müteveffanın kemerini takmadığının açık olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacıların müvekkil şirketten hak ve alacak talep edemeyeceğinin ortada olduğunu, müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacı … Çiçek7in evli olduğunu müteveffanın desteğinden hiçbir surette yararlanmadığını, cenaze ve defin giderlerinin beyana dayalı olduğunu ispat edilemediğini, müteveffanın vefatının üzerinden on dört yıl geçtikten sonra cenaze ve defin gideri yönünden dava açılmasının kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, zamanaşımı, başvuru şartı eksikliği, görev ve yetki yönünden davanın reddini, davacının evli olması ve destek yaşını aşmış olması sebebiyle davanın reddini, cenaze ve defin masraflarının poliçe dışında kalması sebebiyle davanın reddini, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ” talep etmiştir.
TANIK BEYANLARI:
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/ … sayılı talimat dosyasından dinlenen davacı tanığı … beyanında; “Hangi konuda tanıklık yapacağımı anladım, davacıyı eşimin uzaktan akrabası olması sebebiyle tanırım. … küçük yaştayken anne ve babası vefat etti, anne ve babası vefat edince bekar kardeşi … bakım ve ihtiyaçlarını karşıladı. Davacı …’nin diğer kardeşleri anne babası hayattayken evlenmişler ve evden ayrılmışlardı, davacı … ile beraber aynı evde yaşıyordu, … ‘ın Paslı köyünde küçük bir dükkanı vardı, geçimlerini bu şekilde sağlıyorlardı, ayrıca davacı da çiftçilik yapıyordu, … trafik kazasında vefat etti, bu vefattan sonra … de evlendi. … ‘ın işlettiği bakkalın bir odası bakkaldı bir odasında ise kardeşi … ile kalırlardı, bu şekilde hep birlikte yaşadılar. Daha sonra … ‘un bir köyüne evlenerek gitti. … vefat edince abisinin desteğinden yoksun kaldı. Tanıklık ücreti talebim vardır. Benim olaya ilişkin bilgim ve görgün bunlardan ibarettir.”şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/8 sayılı talimat dosyasından dinlenen davacı tanığı … beyanında; “Hangi konuda tanıklık yapacağımı anladım, davacıyı köylüm olması sebebiyle tanırım. Davacı yaklaşık 4-5 yaşlarındayken annesi vefat etti, annesi vefat edince babası bakıyordu, babası da vefat edince de kardeşlerinden … baktı, … abi olduğu için tüm bakım ve ihtiyaçlarını karşılardı, köyde çiftçilik yapardı, kardeşleriyle beraber aynı evde yaşarlardı, … ‘ta trafik kazasında vefat etti. Davacı da yaşı gelince akrabaları tarafından evlendirildi, şuan da …’a evlenerek gitmiştir. Diğer erkek kardeşleri eve bakmazdı, başka şehirlerde yaşarlardı, o yüzden sadece evin bakım ve ihtiyaçlarını … karşılardı. Tanıklık ücreti talebim vardır. Benim olaya ilişkin bilgim ve görgün bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER : Arabuluculuk son tutanak aslı, kaza tespit tutanağı, veraset ilamı, otopsi tutanağı ve defin ruhsatı, …Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/… E. 2007/… K. Sayılı dosyası, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacı tarafından sigorta şirketine başvuru dilekçesi, … SGK müzekkere cevabı, … Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 25/09/2020 tarihli müzekkere cevabı, … İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan müteveffanın sosyal ve ekonomik durum araştırması, … Komutanlığı tarafından yapılan davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması, … Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı müzekkere cevabı, tanık beyanları, bilirkişi raporu, davacının nüfus kayıt örneği ve adres araştırması ve tüm dosya kapsamı
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli 2020/… E. 2021/… K. Sayılı ilamı ile davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/06/2006 tarihinde davalı … tarafından sigortalı … plakalı minübüsün … istikametinde seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasından davacının desteği olan kardeşi … ‘ın vefat ettiğini, müteveffanın annesi ve babası vefat ettiğinden kardeşlerine baktığını, davacının desteğinden mahrum kaldığını, davacının kardeşi için dini tören ve cenaze yıkanması gibi hizmetler, mezar ücreti ve kazma ücreti, mevlit gideri, misafirlerin karşılanması için yapılan masraflar olmak üzere bir çok masraf yaptığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını belirterek 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50,00 TL cenaze defin giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça usulüne uygun başvuru yapılmadığını, olaya 01/06/2015 tarihinden önceki genel şartların uygulanması gerektiğini, müteveffanın davacıya destek olduğu hususunun ispatlanması gerektiğini, davacının evli olup müteveffanın desteğinden hiç bir zaman yararlanmadığını, cenaze ve defin giderlerinin ispat edilemediğini, poliçe teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 15/10/2021 tarihli tensip zaptı ara kararı ile davacının malvarlığı bulunmadığına dair UYAP’tan yapılan araştırmalar ve sair deliller bir arada değerlendirilerek davacı vekilinin adli yardım talebinin kabulü ile HMK’nın 335/1-a,b,c bentleri uyarınca her türlü yargılama giderleri ve harçlardan hükmün kesinleşmesine kadar davacı tarafın muaf tutulmasına, yargılama gider ve masraflarının ileride haksız çıkacak taraftan karşılanmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin zamanaşımı definin KTK 109/1 maddesi gereğince uzatılmış ceza zamanaşımı olan 15 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığından reddine karar verilmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/… E. 2007/… K. Sayılı dosyasının incelemesinde; 10/07/2007 tarihinde sanık … … hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçundan TCK 85/2, TCK 62/1 maddeleri gereğince neticeten 8 yıl 4 ay hapis cezası verildiği, yargılama sırasında alınan … Adli Tıp Grup Başkanlığının… tarihli raporu ile meydana gelen kazada sürücü … ‘ın KTK m.52/1-b, 65/1-a maddeleri gereğince birinci dereceden asli kusurlu olduğu, minübüste istiap haddi üzerinde yolculuk yapan yolcuların KTK 65/1-a maddesi gereği kısmen kusurlu olduklarının tespit edildiği, alınan raporun hükme esas alındığı ve kararın temyizde onama sonucu 27/12/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının nüfus kayıt örneğinin incelemesinde doğum tarihinin 08/09/1990 evlenme tarihinin 12/10/2009 olduğu, 25/11/2006 tarihinden beri ” … mah. … No: … /…” adresinde ikamet ettiği anlaşılmıştır.
… Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 25/09/2020 tarihli müzekkere cevabına göre; 2006 yılında bir kişinin vefatı durumunda 3 gün yemek verilmesi, mevlit okutulması ve yapılacak olan cenaze masraflarının toplam 1.765,00 TL olduğu, … Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğünün 02/12/2020 tarihli müzekkere cevabına göre; belediyece mezar yeri ve defin hizmetleri için personel ve ekipman görevlendirmesi yapılarak herhangi bir ücret talep edilmemekle birlikte yapılan araştırmada defin esnasında kullanılan kefen takımının 500,00 TL olduğu, … Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığının müzekkere cevabına göre; … ili … ilçesi … köyü arası minübüs ile cenaze taşıma ücretinin 2006 yılı için 20,00 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde aktüer bilirkişi tarafından 09/05/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre;” müteveffa 20.04.1979 doğumlu … Aydın’ın vefat etttiği 08/06/2006 tarihinde 27 yaşında olduğu, TRH2010 Erkek Yaşam tablosuna göre şayet yaşıyor olsa idi bakiye ömrünün 47 yıl olacağı, 74 yaşına kadar 20/04/2053 tarihine kadar muhtemel olarak yaşayacağı, davacı müteveffanın kardeşi …’in abisi vefat ettiği tarihte 16 yaşında olduğu ve nüfus kayıt örneklerinde 12/10/2009 tarihinde … ile evlendiği, müteveffanın sed araştırması göz önüne alınarak müteveffanın vefatından önce çiftçilikte uğraştığı, barakada tek başına yaşadığı, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığının belirtildiği ve davacı tarafından müteveffanın gelirini ispatlar, davacı kardeşinin sürekli ve düzenli destek olduğunu ispatlar herhangi bir belge sunulmamış olduğu görülse de yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince kardeşin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığından söz edilemeyeceği, Sayın Mahkeme tarafından davacının abisinin vefatı nedeni ile destek zararı talep edebileceğine karar vermesi durumunda kaza tarihi ile evlilik tarihi dönemi bilinen dönem hesaplandığında davacı müteveffanın kardeşi …’in toplam destekten yoksun kalma zararının 18.437,14 TL olduğu, destek oranının %20 olduğunun kabulü durumunda destekten yoksun kalma zararının 3.687,43 TL olduğu” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Talebi Yönünden;
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.’nun 45/2. maddesine (6098 sayılı TBK. md. 53/1-3) dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa, ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Ayrıca kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364/1. maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda müteveffa … ‘ın olay tarihinde 27 yaşında olup; davacının 16 yaşında olduğu her ne kadar davacı tanıkları müteveffanın, kardeşi olan davacıya annesi ve babası öldükten sonra destek olduğunu beyan etmişlerse de müteveffanın sosyal ekonomik durum araştırmasında barakada tek başına yaşadığı, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığının belirtildiği, davacının adres araştırmasında ve davacı tanığı … ‘ın beyanı ile davacının müteveffa öldükten sonra …’a evlenerek gittiği, 25/11/2006 tarihinden beri ” … mah. … No: … …” adresinde yaşadığı, tanık beyanları dışında müteveffanın kardeşi olan davacıya düzenli ve eylemli maddi anlamda bir katkısı bulunduğu, müteveffanın yardım etmediği takdirde kardeşi olan davacının yoksulluğa düşeceği, davacının müteveffanın desteğine ihtiyaç halinde olduğu ispatlanamadığından, tek başına tanık beyanları yeterli olmadığından ve sosyal ekonomik durum araştırması ile çeliştiği anlaşılmakla ispatlanamayan destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Cenaze ve Defin Gideri Yönünden
Davacı tarafça her ne kadar cenaze ve defin gideri talebinde bulunulmuşsa da … Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğünün 02/12/2020 tarihli müzekkere cevabına göre; belediyece mezar yeri ve defin hizmetleri için personel ve ekipman görevlendirmesi yapılarak herhangi bir ücret talep edilmediğinin bildirildiği, Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumlu olup davacının kendi milli değerlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu olmadığı bu bağlamda; taziye teşekkür, giderleri, yemek giderleri, mevlit gideri v.s gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerinden sorumlu olmadığından zorunlu giderlerin Belediye tarafından karşılandığı anlaşılmakla koşulları oluşmayan cenaze defin gideri talebinin reddine karar verilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan “taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi gereğince dosyada bulunan arabuluculuk son tutanağın incelemesinde davalı tarafın mazeret göstermeksizin arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşıldığından yargılama giderlerinin tamamının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin giderine yönelik açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 54,40 TL başvurma harcı ve 80,70 peşin harç olmak üzere toplam 135,10 TL harcın davacıdan alınarak ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrası gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına
5- 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrası gereğince suç üstü ödeneğinden karşılanan 950,00 TL bilirkişi ücreti ve 157,10 TL posta giderinden ibaret toplam 1.107,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
6- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı ve davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.19/07/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
e-imzalı