Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/554 E. 2021/772 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/554 Esas
KARAR NO : 2021/772
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 29/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin ortaklarından olduğunu, bu ortaklık ilişkisinin, davalı şirketin, aynı zamanda müvekkilinin babası olan tek ortağının 09.11.2018 tarihinde vefatı ile kendiliğinden kurulduğunu, davalı şirketin tek ortağı olan babasının vefatı üzerine mirasın intikali suretiyle şirket ortağı haline gelen müvekkilinin, kaybının elem ve üzüntüsünü atlatmasının ardından, tek bir dükkândan ibaret olup tek bir çalışanı bulunan davalı şirketin iş ve işleyişi ile hesapları hakkında bilgi almak üzere şirket muhasebecisi ile temas ettiğinde, mütevazı bir gelir / gider tablosuna sahip olan davalı şirketin, 2017 yılının son günlerinde sermayesini son derece olağandışı bir biçimde ve 100 (yüz) kat artırmak suretiyle 20.000,00.-TL’den 2.000.000,00.-TL’ye artırdığını, bu amaçla tesis edilen 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 18.12.2017 tarih, 9475 sayılı nüshasının 572. Sayfasında ilan edilmiş olduğunu tespit ettiğini, bu konudaki araştırmasını derinleştiren müvekkilinin, sermaye artırımı ile ortaya çıkan sermaye yükümlülüğünün aynı zamanda babası olan müteveffa şirket ortağının şirketten olan alacaklarının mahsubu suretiyle gerçekleştirildiğini belirlediğini, aynı zamanda davalı şirketin o tarihteki tek ortağı olan müteveffa babasının davalı şirketten olan 1.980.000,00.-TL tutarındaki alacağının ne şekilde oluştuğunu da araştıran müvekkilinin, bu borç / alacak ilişkisinin “gerçek” olmayıp “kaydi” ve “fiktif” olduğunu gördüğünü, bu hususu 25.06.2021 tarih, YMM/ … sayılı Özel Amaçlı Yeminli Mali Müşavirlik Raporu ile de belgelediğini, aynı dönemde davalı şirketin … Bankası nezdinde bir kredi başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun onaylandığını ve fakat müteveffa şirket ortağının tahsis edilmiş bu krediyi kullanmadığı bilgisine de ulaşan müvekkilinin, bu gün dava konusu ettiği Sermaye Artırım kararının, şirketin kaydi maddi durumunun anılan kredi başvurusuna hazırlık olarak gerçekleştirilmiş olabileceğini düşündüğünü, mirasen ortağı olduğu şirketin kaydi sermayesinin şirketin reel maddi durumu ile arz ettiği orantısızlık, müvekkilini son derece rahatsız ettiğini, kamu makamları ile karşı karşıya gelmek olasılığından kaygı duyduğunu, malumları olduğu üzere TTK md. 447 hükmü uyarınca; şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı nitelikteki kararların batıl olduğunu, bu nitelikteki kararların, süreye tabi olmaksızın bir tespit davasının konusunu oluşturabileceğini, her ne kadar “Sermaye Artırımı” kararı teknik olarak şirket lehine bir karar ise de bu kararın dayanağını ve özellikle de artırım kararı ile ortaya çıkan sermayenin tamamlanması için tercih olunan yöntemin içeriğini teşkil eden işlemlerin niteliği şirket sermayesinin korunması ilkesi ile açıkça çeliştiğini beyanla davanın kabulüne, davalı şirket sermayesinin fiktif kayıt ve işlemlerle 20.000,00.-TL’den 2.000.000,00.-TL’ye çıkartılmasına yönelik olarak gerçekleştirilmiş olan 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının TTK md. 447 hükmü dairesinde butlanının tespitine, keyfiyetin tescil ve ilanına, davalı şirkete ait Ticaret Sicil kayıtlarının tashihine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 25/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın, müvekkili şirketin mali / ticari konum ve durumuna ilişkin beyanlarının müvekkilinin şirket ticari defter ve kayıtları, nihayet maddi gerçeklik ile uyumlu olduğunu, bu kapsamda dava konusu karar tarihi itibariyle şirket hakim ortağı olan …’nın, şirket küçük ortağı ve aynı zamanda eşi olan …’ya ait hisseleri devralması ile tek ortaklı bir şirkete dönüşen müvekkili şirketin, ticari faaliyetini uzun yıllardan bu yana …’de bir han odasında tek bir çalışanı vasıtası ile sürdüregeldiğini, şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan …’nın 09.11.2018 tarihinde vefatı nedeniyle dava konusu döneme ait kesin bir bilgiye ulaşılması mümkün olmamakla birlikte yapılan araştırmalardan; Müvekkili şirketin ortağı ve tek yetkilisi olan …’nın, 2017 yılının son döneminde, yine ticaretle iştigal eden ve fakat olumsuz ticari sicilleri nedeniyle kredi oluşturmakta zorlanan yeğenlerinin talep ve yönlendirmeleri ile … Bankası A.Ş.’den müvekkili şirket adına kredi talebinde bulunduğu, ancak bu talebin, şirketin kaydi sermayesinin yetersizliği gerekçesi ile uygun görülmediğini, tahsis için öncelikle şirket sermayesinin artırılması gerektiğinin bildirildiğini, müteveffa şirket yetkilisinin de bu neden ve amaçla sermaye artırımı cihetine gittiği öğrenildiğini, müvekkili şirketin tüm bu safahate tek başına vakıf olan şirket tek ortağı ve yetkilisinin vefat etmesi nedeniyle bu işlemin gerçek neden ve amacına ilişkin kesin bir bilgiye erişilmesi ise maalesef mümkün olamadığını, gerek … Vergi Dairesi ve gerekse SGK kayıtları ile de sabit olduğu üzere müvekkili şirketin, ticari faaliyetini kuruluşundan bu yana bir han odasında ve tek bir çalışanı üzerinden yürüttüğünü, mütevazi bir işletmeden ibaret olup olağan ticari faaliyeti sürecinde milyonlarla ifade edilecek bir sermayeye hiçbir zaman ihtiyaç duymadığını, yine müvekkili şirketin kayıt ve mevcutlarına nazaran şirket hesaplarına hiçbir dönemde milyon değer ve tutarında bir nakit / sermaye girişi de olmadığını, dolayısı ile davacı şirket ortağının talebi üzerine müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde gerçekleştirilmesine izin verilen teknik / mali incelemeler neticesinde ortaya çıkan Yeminli Mali Müşavirlik Raporundaki tespit, veri ve değerlendirmeler ve dolayısı ile davacı yanın müvekkili şirketin 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararına yönelik iddia, dava ve talepleri müvekkilimiz / davalı şirket kayıtlarına ve gerçeğe uygun olduğunu beyanla davacının davasını HMK md. 308 hükmü çerçevesinde kabul ettiklerini ve davacı yanın, oluşa, gerçeğe ve müvekkili şirket kayıtlarına uygun davasının kabul beyanları doğrultusunda karara bağlanmasını, müvekkili şirketin, aleyhindeki işbu davanın açılmasını kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermediği ve davayı cevap aşamasında kabul ettiği hususu gözetilerek HMK md. 312/2 hükmü gereğince müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesini talep etmiştir.
DELİLLER: … Sicili Müdürlüğü kayıtları, davacıya ait nüfus aile kayıt örneği, Davalı şirketin 08/12/2017 tarih ve 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararı, Mirasçılık Belgesi, Vergi kayıtları, …bank kayıtları, Yeminli Mali Müşavir Raporu, Davalı tarafın kabul beyanı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan dava konusu Davalı şirketin 08/12/2017 tarih ve 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının butlanı istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketin hissedarı olduğunu, şirketteki hisseleri muris babasından kalan miras yoluyla intikal ettiğini, muris babasının sağlığında davalı şirketin tek hissedarı ve yöneticisi olduğunu ve o dönemde şirketin sermayesi 20.000,00-TL iken babasının ölmeden önce nedeni anlaşılmaz şekilde şirket sermayesini 2.000.000,00-TL ye artırdığını, şirketin tek çalışanı olan küçük bir işyerinden ibaret olduğunu, artırılan sermaye kadar ticaret hacminin bulunmadığını, sermaye artırımına kaynak olarak müteveffa babasının davalı şirketten olan 1.980.000,00.-TL tutarındaki alacağının gösterildiğini, ancak bu borç / alacak ilişkisinin “gerçek” olmayıp “kaydi” ve “fiktif” olduğunu gördüğünü, bu hususun 25.06.2021 tarih, ymm … sayılı özel amaçlı Yeminli Mali Müşavirlik Raporu ile de belgelediğini, bu nedenlerle TTK 447 maddesi gereğince sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan dava konusu 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının butlanının tespitini talep etmiştir.
Davalı taraf ise müvekkil şirketin, ticari faaliyetini kuruluşundan bu yana bir han odasında ve tek bir çalışanı üzerinden yürüttüğünü, mütevazi bir işletmeden ibaret olup olağan ticari faaliyeti sürecinde milyonlarla ifade edilecek bir sermayeye hiçbir zaman ihtiyaç duymadığını, Yeminli Mali Müşavirlik Raporundaki tespit, veri ve değerlendirmeler ve dolayısı ile davacı yanın müvekkili şirketin 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararına yönelik iddia, dava ve talepleri müvekkilimiz / davalı şirket kayıtlarına ve gerçeğe uygun olduğunu beyanla davacının davasını HMK md. 308 hükmü çerçevesinde kabul ettiklerini beyan etmiştir.
… Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin … Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı ve … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin … – İstanbul olduğu, şirketin son tescilini 25/01/2019 tarihinde yaptırdığı, şirket ortaklarının … ve … olduğu …’nın şirketi münferiden temsile yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu davalı şirketin 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının incelenmesinde; şirket sermayesinin 20.000,00-TL’den 2.000.000,00-TL’ye çıkarılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin vergi kayıtları getirtilmiş, …bank’a yazılan müzekkere cevabına göre davalı şirketin kredi teklifinin reddedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davalı şirketin sermayesinin 20.000,00-TL’den 2.000.000,00-TL’ye çıkarılmasına ilişkin 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının batıl olup olmadığına ilişkin olup, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesi ile davanın kabul edildiği beyan edilmiş ve dosyadaki vekaletname kapsamında davalı vekilinin davayı kabule yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Yasanın 308 ve devam maddeleri gereğince kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. Dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen kabulde, kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir, Kabulün kayıtsız şartsız olması gerekir, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, iptali istenebilir. Kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Bu haliyle eldeki davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalardan olması ve davalı tarafın davayı kabul beyanı doğrultusunda davacı tarafça açılan davalı şirketin sermayesinin 20.000,00-TL’den 2.000.000,00-TL’ye çıkarılmasına ilişkin 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu Kararının butlanın tespitine yönelik davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı tarafın kabulü nedeniyle Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; Davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin sermayesinin 20.000,00-TL’den 2.000.000,00-TL’ye çıkarılmasına ilişkin 08.12.2017 tarih, 2017/02 sayılı Ortaklar Kurulu’nun 5 ve 6 numaralı kararlarının TTK’nın 447. maddesi gereğince BUTLANININ TESPİTİNE,
2- Kararın davalı şirket tarafından ticaret sicili müdürlüğü nezdinde tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilanına,
3- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın davalı tarafın ilk celseden önce davayı kabul etmesi nedeniyle Harçlar Yasası 22. maddesi gereğince alınması gereken harcın 1/3 ‘ü olan 19,76-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 39,54-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 59,30-TL başvuru harcı ve 19,76-TL karar harcı olmak üzere toplam 79,06-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 5 adet tebligat-posta gideri 40,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran davacı tarafa resen iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/10/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.