Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/546 E. 2023/723 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/546 Esas
KARAR NO : 2023/723
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2023
GEREKÇE TARİHİ : 07/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 24/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacıya yönelik olarak …. İcra Dairesi’nin 2021/… sayılı dosyasında davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, davacının itiraz sürelerini kaçırdığı için işbu menfi tespit davasını açma zarureti doğduğunu, 14/01/2021 tarihinde davacıya ait … plakalı aracın, dava dışı … …’in kullanımında iken saat 16.15 sıralarında kazaya karıştığını, kaza neticesinde park halindeki iki aracın hasara uğradığını, sürücünün farkında olmadan yoluna devam ettiğini, … plakalı aracında hasar olduğunu gören davacıya bunu sürücüye sorunca sürücünün hasar gerçekleştirdiğini o an fark ettiğini belirttiğini, olay yerinden ayrıldıktan sonra araçtaki hasarı gördüğü için dava dışı sürücü … …’in davacının da yönlendirmesiyle hemen … Merkezi Amirliği’ne aynı gi 21.15’te başvuru yaptığını, gecikmeksizin durumun emniyete bildirildiğini, sürücünün ehliyeti olduğunu ve alkole rastlanmadığını, davacının sigorta şirketi olan … Sigorta Anonim Şirketi tarafından park halindeki araçların sahiplerine (… ve …) hasar tazmini olarak ödeme yapıldığını, yapılan ödemeler için olay yeri terk edildiği gerekçesiyle davalı tarafından müvekkile karşı icra takibi başlatıldığını, davacının icra takibine itiraz süresini kaçırdığını, olay yerini terkin tek başına rücu sebebi olmadığını belirterek davacının borçlu olmadığının tespitini ve mahkemece takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Bildirilen deliller toplanmış, …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyası istenilmiş, … plakalı aracın tescil bilgileri istenilmiş, Polis tutanakları, Olay görüntüleri CD, Araç görselleri dosya arasına alınmış ve bilirkişi raporu ile bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi … dan ve Makine mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Söz konusu kazanın oluşumunda, … plakalı araç ve si nün ihtilafsız, %100 asli kusurlu olduğu, ZMSS kapsamında … plakalı araç malikine ödenen bedel konusunda da ihtilaf bulunmadığı, … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’nin tek başına rücu etme sebebi olmayacağı, sürücünün alkollü ve ehliyetsiz olduğunun ispatı gerekeceği, buna ilişkin bir belgenin davalı sigorta şirketi tarafından ibraz edilmediği, davacı tarafça araç si olduğu belirtilen … …’in ehliyetinin ibraz edilmesi gerektiği, ehliyetin ibrazı halinde ehliyetnamenin çekici ve römork kullanmasına yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği, sürücünün yeterli ehliyete sahip olması durumunda davalı şirketin davacı sigortalısına rücu edemeyeceğinin görüş ve kanaatine varılmıştır.
Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi … ve Makine mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Davacı araç sürücüsünün yeteriz ehliyetli olduğu, davalı sigorta şirketinin yetersiz ehliyet sonucunda olay yeri terke dayalı olarak davacı tarafa rücu edebileceği, davacı tarafın menfi tespit talebinin yerinde görülmediğinin görüş ve kanaatine varılmıştır.
Nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi … ve Makine mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 02/06/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Araç sürücünün yeterli ehliyetli olduğu, davalı sigorta şirketinin davacı sigortalısına rücu edemeyeceği, ek raporda yer alan görüşün revize edildiğinin görüş ve kanaatine varılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı vekili mahkememize açtığı dava ile … İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. İncelenen sigorta ve icra dosyasından tarafların dava ve taraf ehliyeti vardır.
Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Davacı taraf … plakalı aracın dava dışı kişinin kullanımında iken kazaya karıştığını ve kazanın farkında olmaması sebebi ile yoluna devam ettiğini, fark eder etmez 4 saat sonra polise müracaat ettiğini ancak kaza sebebi ile aracın sigorta şirketinin yaptığı hasar ödemelerini olay yerini terk sebebi ile rücu etmeye çalıştığını ancak olay yerini terkin rücu sebebi olmaması sebebi ile borçlu olmadıklarına karar verilmesini talep etmiştir.
KTK’nın 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2 maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarında Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. Maddesi (f) bendinde “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması hali” rücu sebebi olarak düzenlenmiştir.
Bu çerçevede, 01/06/2015 tarihinden önceki sigorta genel şartlarında olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir. Genel Şartlar B-4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut ehliyetsiz olması gibi durumun varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigorta Genel Şartları B4-f bendin kapsamında sigortalı, sürücünün olay yerine terk eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulur. Yaralamalı kaza olmasa dahi, olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin yukarıda belirtilen istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceği kabul edilmiştir. Söz konusu maddeki bedeni hasar ibaresi ile kastedilen olay yerinin terk edilmesi için zorunlu hallerin neler olduğunun açıklanmasıdır. Dolayısıyla; olay yerini terk nedenine dayalı rücu sebebinin maddi hasarlı trafik kazalarında da uygulanmasına engel bir hal bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalardan yola çıkarak somut olaya bakıldığında; davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası 13.11.2020 tanzim tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınmasının gerekli olduğu, davacı sigorta şirketinin, davalıya ait aracın ZMSS poliçesini tanzim ettiği ve kaza sonrasında araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılmış olmasının tek başına rücu için yeterli olup olmadığı, terkin yanında alkollü araç kullanmak yahut ehliyetsiz araç kullanmak gibi şartların gerekip gerekmediğine ilişkin olup Sigorta Genel Şartları B4-f bendin kapsamında sigortalı, sürücünün olay yerine terk eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulur. Yaralamalı kaza olmasa dahi, olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin yukarıda belirtilen istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceğinin düzenlendiği, Genel Şartlar B-4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut ehliyetsiz olması gibi durumun varlığını kanıtlaması istenemez. Bu kapsamda davacı taraf zorunlu sebeplerle uzaklaştığına dair bir ispata yarar delil sunmadığı, savunmasının farkında olmaması sebebi ile yoluna devam ettiği yönünde olduğundan sigortanın rücu hakkının bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile de yapılan ödemelerin piyasa rayiç değerlerinde olduğunu tespit edildiğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 43,13-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 13.275,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 500,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 03/11/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı