Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/542 E. 2021/765 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/542 Esas
KARAR NO : 2021/765
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Cad. No … /İstanbul adresindeki işyerinin tadilatı konusunda davalı ile görüşmeler yaptığını ve karşı tarafın 29.09.2020 tarihli … @gmail.com mail adresi üzerinden göndermiş olduğu mail ekinde yer alan 1. Seçenek kapsamında 62.540 TL teklifindeki 1. seçenek tadilat işlerinin yapılması amacıyla 29.09.2020 tarihli maili ve ekindeki teklif formu muhataba toplamda 74.100 TL (20.000+4.100+25.000+25.000) ödeme yapıldığını, … bankasından davalının … Bankası hesabına 8.9.2020 tarihinde 20.000 TL gönderilmesine ilişkin EFT dekontunun 11.11.2020 tarihinde elden 4.100 TL ödendiğine ilişkin makbuz ile ayrı ayrı toplamda 50.000 TL çek ile ödeme yapıldığını, Davalının 29.09.2020 tarihinde işe başladığını ve maksimum 20 günde 19.10.2021 tarihinde yapım işini bitirebilecekken işe başlamasından 8 gün sonra kötü niyetli olarak teklif formundaki 1. Seçeneğe ilişkin işler yapılmamış olmasına karşın 7.10.2020 tarih ve … numaralı 74.139,40 TL faturanın müvekkiline gönderildiğini ve işler yapılmadığı için gerçeği yansıtmayan bu faturanın müvekkili tarafından Üsküdar 24. Noterliğinden keşide edilen ihtarname ile iade edildiğini, tadilat yapılması gereken yeri 29.09.2021 tarihinden itibaren maksimum 20 gün içerisinde 19.10.2021 tarihinde yapım işini bitirmesi gereken davalı yapım işini yapmadığını ve müvekkilini mağdur ettiğini müvekkili firmanın kullanmadığı yarı tadilatlı yere kira ödediği gibi burayı kullanmamış ve başka bir firmaya işi vermek için işlem yapmak zorunda kaldığını, Bu amaçla müvekkilinin … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/… D.İş sayılı dosyasından alınan 15.03.2021 tarihinde alınan Bilirkişi Raporundan 16 gün sonra 31.03.2021 tarihinde müvekkili başka bir üçüncü kişiye ancak yapım işini verebildiğini, Müvekkilinin davalıya toplamda 74.100 TL ödeme yaptığını, Bilirkişi Tespiti ile davalının yaptığı iş bedeli 32.000 TL olarak belirlendiğini, Bu kapsamda müvekkilinin davalıya 42.100 TL fazladan ödeme yaptığı ve davalının haksız yere almış olduğu ve bilirkişi tespit masrafı ve boş yere kira ödemesinden kaynaklı şimdilik 10.000 TL nin müvekkiline ödenmesini ileri sürerek resen dikkate alınacak sair nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ve bilirkişi tespiti sonrası arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla; davalıya fazladan ödenen miktar için şimdilik 42.100 TL ve işin geciktirilmesinden kaynaklı olarak fazladan ödenen kiralara ilişkin ve değişik iş dosyası tespit masrafları için şimdilik 10.000 TL olarak toplamda şimdilik 52.100 TL’nin davalıya ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle müvekkiline ödemesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, taraflar arasında davacıya ait işyerinin tadilatı kapsamında davalı tarafından işlerin eksiksiz ve gereği gibi yapılıp yapılmadığı, davacı tarafından fazla ödeme yapılıp yapılmadığı ve kira ödemesinden kaynaklı zararının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Davalının celp edilen vergi kayıtlarına göre davacı taraf tacir olsa da davalı tarafın esnaf olduğu anlaşılmakla; TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davalının celp edilen vergi kayıtlarına göre davalının işletme hesabı defteri tuttuğu ve Vergi Usul Kanunun 177/1’deki limitleri aşmadığı bu nedenle davalının tacir olmadığı anlaşılmakla; eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının tacir olmadığı, dolayısı ile ticari işletmesinin de bulunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay içtihatları, yasal düzenlemeler ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı