Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/485 E. 2022/57 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/485 Esas
KARAR NO : 2022/57
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 26/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … A.Ş. ile … Banka A.Ş. arasında 10/09/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı …’ın dava dışı diğer kefiller ile birlikte genel kredi sözleşmesini 16.000.000 Euro tutarında 19.09.2013 tarihinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, …a A.Ş. tarafından … Noterliği’nin 23/07/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini ve 23/07/2015 tarihi itibariyle, toplamda 35.850.295,92 TL’nin ve devir tarihinden tahsil tarihine dek işleyecek olan yıllık %50 oranında temerrüt faizinin ve diğer ferilerinin ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağı 10/09/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi’nde kefil olan davalı …’ın kredi sözleşmesinde bildirmiş olduğu adrese ihtar edildiğini, … Banka A.Ş.’nin … A.Ş. firmasından olan iş bu alacağı … Noterliğinin 29.07.2015 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki devir sözleşmesi ile müvekkili şirkete devir ve temlik ettiğini, devir ve temlik sözleşmesi davalı borçlulara … Noterliği 12.08.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile bildirilerek borcun müvekkil şirkete ödenmesi hususunun ihbar edildiğini, dava dışı kredi borçlusu, diğer kefiller ve davalı … tarafından her hangi bir ödemede bulunulmaması üzerine 25/12/2015 tarihinde …. İcra Müdürlüğü 2015/… E. sayılı dosyası üzerinden 10/09/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi’ndeki kefillere karşı davalı …’ın da borçlu olduğu icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine itiraz edildiğini ve takibin sürüncemede bırakıldığını, davalı/borçlu’nun itirazı nedeniyle, varlığı … Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı ile de ispatlamış olan alacağın tahsili amacıyla 08.08.2019 tarihinde arabuluculuk talebinde bulunulduğunu, ancak 13.09.2019 tarihli oturumda bir anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk sürecinin sonlanması neticesinde, ihtiyati haciz merasiminin tamamlanması ve açılması için başlayan 7 günlük süre sehven atlanmış ve borçlu/davalı aleyhine verilen 1.000.000,00-TL’lik ihtiyati haciz kararı hükümsüz kaldığını beyanla Borçlu/Davalıdan (işlemiş ve işleyecek her türlü faizi ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla) ve takip tarihi itibariyle toplam 80.000.000.000 TL alacaklı olduğunın kabulü ile alacağının tahsiline, davalı/borçlu hakkında evvelce verilen ihtiyati haciz kararı, keza dava dışı kefiller aleyhine görülen itirazın iptali davasında alacağın varlığı hakkında verilen yargı kararı, davalı/borçlunun kefaletinde tereddüt olmaması, davalı/borçlu ve dava dışı diğer borçluların mal kaçırmaya yönelik muvazaalı devir işlemleri de göz önünde bulundurulduğunda, davalı … hakkında da teminata gerek olmaksızın, davalı borçlunun borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili tarafından sunulan 04/10/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davanın HMK 141 maddesi gereğince değiştirilmesine veye HMK 176. Madde gereğince ıslah edilmesine, davalı borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasına vaki alacağa ilişkin olarak, takibe, takip konusu alacağa, faize, masraflara yönelik yapılmış itirazın iptaline, takip tarihi olan 24.12.2015 itibariyle toplamda 43.500.931,61-TL üzerinden takip tarihinden tahsiline kadar işleyecek faiz ve ferileri ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Davanın tamamen ıslahı nedeniyle HMK 180. maddesi kapsamında davacı vekili tarafından sunulan 09/10/2019 tarihli yeni dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlunun … İcra Müdürlüğünün 2015/… E. sayılı dosyasına vaki alacağa ilişkin olarak, takibe, takip konusu alacağa, faize, masraflara yönelik yapmış olduğu itirazın iptaline, takip tarihi olan 24.12.2015 itibariyle toplamda 43.500.931,61-TL üzerinden, takip tarihinden tahsiline kadar işleyecek faiz ve ferileri ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, dava sonucuna kadar geçerli olmak üzere borçlunun mal kaçırma riski bulunduğundan borçlunun mal varlıkları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilerek uygulanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın alacaklarını rehinle teminatlandırdığını, kefile yönelmenin bir diğer şartı da asıl borçlu olan …’dan tahsil kabiliyeti olmaması ve teminatlarının karşılıksız kalması olduğunu, mahkemece davacının rehin haklarını kullanmakta özenli davranıp davranmadığının tespiti ile özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının tespiti halinde anılan takibin iptalini ve kefalet sorumluluk tutarının indirilmesini, davacı tarafın anılan alacağının teminatı olarak; asıl Borçlu … A.Ş. olduğunu, (“…”) bünyesindeki, … lehine üst hakkı bulunan, 30.04.2003 tarihinden itibaren 49 Yıl Süreli Üst Hakkı ve 9 Katlı Kargir Otel ve Kompleksi ve Arsası niteliğindeki, Antalya İli, … İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parsel’de bulunan, … Oteli, üzerinde davacının işbu borç/alacak ilişkisinden kaynaklı ipoteği mevcut olduğunu, davacı tarafın alacakları ipotek/rehinle teminatlandırılmış olup halihazırda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe giriştiğini, davacı alacaklının öncelikle anılan bu ipoteğin paraya çevrilmesi yolunu tamamlaması, işbu rehnin/ipoteğin semeresiz kalması ve herhangi bir şekilde asıl borçlu olan …’dan tahsilat yapamıyor olması halinde müvekkilinin kefile başvurması gerekirken, davacının doğrudan müvekkiline yönelmekte olduğunu, bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek öncelikle rehinle/ipotekle teminatlandırılmış alacaklarına yönelmesi gerektiğini, asıl borçlu olan …’dan bu alacağı tahsil edilememesi halinde alacaklının kefil olan müvekkilinine yönelmesi gerektiğini, asıl borçlu olan …’ın malvarlığı anılan borç miktarını hayli hayli karşılamaya yetecek miktar ve büyüklükteyken, asıl borçlu halka açık dev bir holding iken, asıl borçlu …’a değil, gerçek kişi müvekkilinden bu bedelin seneler sonra tahsil edilmeye çalışılmasının kötüniyeti göstermekte olduğunu, öte yandan 29.07.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi’nin 14.2. maddesi de; alacaklının vadesi geldiğinde ve asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması halinde alacaklının kefile yönelebileceğini belirtmekte olduğunu, görüldüğü üzere açık bir şekilde alacaklı lehine hazırlanan ve pek çok maddesi kanuna ve genel işlem koşullarına aykırı olan genel kredi sözleşmesi’nde dahi kefilin sorumluluğu belirli şartlara bağlandığını, öte yandan; dava öncesindeki süreçte teminatların azaltıldığı yahut müvekkilininin zararına sebep olacak şekilde elden çıkarıldığının tespit edilmesi halinde müvekkilininin sorumluluğunun azaltılması gerekeceğini, TBK 592. Maddesinde; “Alacaklı, kefalet sırasında var olan veya daha sonra asıl borçludan alacağın özel güvencesi olmak üzere elde ettiği rehin haklarını, güvenceyi ve rüçhan haklarını kefilin zararına olarak azaltırsa, zararın daha az olduğu alacaklı tarafından ispat edilmedikçe, kefilin sorumluluğu da buna uygun düşen bir miktarda azalır. Kefilin fazladan ödediği miktarın geri verilmesini isteme hakkı saklıdır. Alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmez, ağır kusuruyla mevcut belgeleri veya rehinleri ya da sorumlu olduğu diğer güvenceleri elinden çıkarırsa, kefil borcundan kurtulur Bu durumda kefil, ödediğinin geri verilmesini ve varsa ek zararının giderilmesini isteyebilir.” hükmü düzenlendiğini, bu kapsamda davacı tarafın dava öncesinde ve dava dışı borçlu şirketçe verilen teminatlar bakımından TBK 592. maddesi hükmü gereği teminatların değerlendirilmesinde haklı bir gerekçe olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmediğinin yahut kusurlu davrandığının tespit edilmesi halinde müvekkilinin bakımından kefalet limitinin uygun oranda düşürülmesini, şartlar oluştuğu takdirde müvekkilinin kefalet sorumluluğunun bulunmadığının tespitini talep ettiklerini, Asıl borçlu aleyhine usulüne uygun ihtarname keşide edilmediğini, alacaklı, asıl borçlu şirket hakkında usulune uygun takip başlatmadan, kefil olan müvekkilinine yönelemeyeceğini, görülen davada, esasen aynı borca konu olan bir tek sözleşme kapsamında kefil sıfatında bulunan davalı müvekkilinin aleyhine de takibe girişildiğini, davaya esas olan kredi sözleşmesinin esas borçlusu dava dışı … A.Ş. olduğunu, …’da davacı tarafından aynı zamanda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış ise de, tarafımızca söz konusu hesap kat ihtarının esas borçluya usule aykırı bir biçimde tebliği nedeni ile yapılan itirazda … İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/… E., 2017/… K. sayılı ilamı ile söz konusu hesap kat ihtarının usule ve hukuka aykırı tebliği edildiği ortaya çıkmış ve buna konu ana takip iptal edildiğini, iptal edilen bu takip esasen iş bu davamız ile aynı borcu ve konuyu içerdiğini, davacının geçerli bir hesap kat ihtarnamesini esas borçlu olan …’a ayrıca göndermesi gerektiğini, bu koşul sağlanmaksızın anılan meblağın talep edilemeyeceğini, davacı tarafın işbu davada talep ettiği meblağ, müvekkilinininin kefalet sözleşmesiyle üstlendiği risk limitinin üzerinde olduğunu, müvekkilinininin kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşmedeki kefalet limitinin üzerindeki tutarlar bakımından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağının açık olduğu bakımdan kefalet limitini aşan tutar bulunması halinde davanın bu tutarı aşan yönden reddine karar verilmesini talep ettiğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/1205 Esas, 2015/4142 Karar ve 01.06.2015 TBK 88. ve 120. madde hükümleri gereği faiz oranının fahiş olup olmadığı dolayısıyla kamu düzenine aykırılığı mahkemece resen gözetilmesi gerektiğini beyanla haksız ve dayanaksız davanın öncelikle usule ilişkin itirazlarımız kapsamında usulden reddine, davanın süresinde ikame edilmediğinden davanın reddine, mernis adresimizin sorgulanarak Bursa adresi tespit edilmesi ve müvekkilininin tacir olmadığı göz önüne alınarak yetkisizlik kararı verilerek, yetkili Bursa Mahkemelerine gönderilmesine, müvekkilininin tacir olmadığı, anılan Kredi Sözleşmesi’nde kefili olduğu göz önüne alınarak görevsizlik kararı verilmesine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, zamanaşımına uğramış taleplerin reddine, esasa yönelik açıklamalarımız kapsamında davanın reddine,hukuka ve kamu düzenine aykırı faiz oranının yasal sınıra çekilmesine, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair masrafların davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı icra dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas 2018/… Karar sayılı dosyası, Genel kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, hesap ekstreleri, … A.Ş.’nin ticaret sicil kayıtları, … Noterliği’nin 29/07/2015 tarih ve … yevmiye numaralı devir temlik sözleşmesi, … A.Ş. Kayıtları, …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı mirasçılık belgeleri, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyası, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu, arabulucu tutanağı.
… İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; temlik eden alacaklı …A.Ş. (eski ünvan …i A.Ş.) tarafından borçlular …, …, … San. ve Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., … A.Ş. ve … aleyhine 35.850.295,92-TL asıl alacak, 7.415.609,16-TL işlemiş faiz, 60.632,88-TL akdi faiz, 370.780,45-TL BSMV olmak üzere toplam 43.697.318,41-TL alacak için adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin dosyamız davalısı borçlu …’a 30/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalı tarafından takibe ve borca yönelik 04/01/2016 tarihinde süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, takibe itirazın takibin durdurulması kararının alacaklı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas 2018/… Karar sayılı ilamın incelenmesinde; davacı … A.Ş. Tarafından davalılar …, …, San. ve Tic. A.Ş., … A.Ş., … San. Tic. A.Ş., …Tic.A.Ş. aleyhine açılan dava dışı … A.Ş.’nin … A.Ş.’den kullandığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda;
Davacı banka kredi alacağına ilişkin, davalı kefilin …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itiraz nedeniyle davacı bankanın davalıdan sayın mahkemenizce de kabul edilmesi halinde 25.12.2015 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 35.850.295,92 TL asıl alacak 60.632,88 TL işlemiş akdi faiz, 7.170.059,18TL işlemiş tem faizi 370.780,45-TL BSMV olmak üzere toplam 43.451.768,43-TL alacaklı olduğu, 35.850.295,92 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 50 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalı kefilden istenebileceği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, temlik alan davacı tarafından davalı borçlu kefil aleyhine açılan genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça dava dışı … A.Ş. ile … Banka A.Ş. arasındaki kredi sözleşmesine davalının kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, diğer kefiller yönünden … Asliye Ticaret Mahkemesinin dava konusu … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkin karar ile de ispatlanmış olan alacağa ilişkin 80.000.000,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı tarafça daha sonra sunulan ıslah dilekçesi HMK 180 maddesi kapsamında sunulan yeni dava dilekçesi davaya itirazın iptali davası olarak devam edilmiş ve alacak miktarı 43.500.931,61-TL’ye düşürülerek bu miktar üzerinden davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise; ise davacı tarafça başlatılan icra takibinin usulsüz olduğunu, takibe itirazın haklı olduğunu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacı tarafça yapılan ıslahın davadan kısmi feragat niteliğinde olduğunu bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalının Mahkememizin yetkisine ve görevine yönelik itirazlarının sözleşmedeki yetki şartı gereği Mahkememiz yetkili olduğundan ve dava konusunun dava dışı asıl borçlu şirketin kullandığı ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklı olması nedeniyle Mahkememiz görevli olduğundan reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 11/03/2021 tarihli karar ile; Davacı tarafça açılan itirazın iptali talebine yönelik davanın, HMK 114/2 maddesi atfıyla İİK 67. maddesi gereğince süresinde açılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine ve dava konusu olan 36.499.068,39-TL alacak yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 01/07/2021 tarih, 2021/… Esas, 2021/916 Karar sayılı ilamıyla mahkememizin usulden red kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmesi üzerine dosya yukarıdaki esasa kaydedilerek yargılamaya kaldığı yerden devam olunmuştur.
Mahkememiz kararının İstinaf Dairesince kaldırılmasından sonra davalı …’ın 10/04/2021 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması üzerine davacı tarafa mirasçılar yönünden davaya devam edip etmeyeceği hususunda verilen süre kapsamında davacı tarafça mirasçılar yönünden davaya devam edileceğinin beyan edilmesi üzerine müteveffa davalı … mirasçıları yönünden davaya devam olunmuştur.
…. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/ … Esas, 2021/ … Karar sayılı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/ … Karar sayılı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı mirasçılık belgelerinin incelenmesinde, müteveffa …’ın mirasının 2 pay kabul edildiği ve mirasçılarının … ve … olduğu anlaşılmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; müteveffa …’ın mirasına ilişkin vasiyetnamenin açılması davasının derdest olduğu, mirasçı …’in vasiyetnameyi ve mirastan ıskatı kabul etmediklerin beyan ettiği ve duruşmasının 28/12/2021 tarihine bırakıldığı, uyaptan yapılan incelemede davalı … tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/… esasında kayıtlı dosya ile vasiyetnamenin iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/ … esas sayılı dosyasının incelenmesinde: davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan mirasbırakan …’ın vasiyetnamelerinin iptaline ilişkin davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından müteveffa …’ın diğer mirasçı davalı …’i mirasçılıktan çıkardığı bu nedenle vasiyetnamenin açılması ve iptali dosyalarının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de davalı …’in müteveffa …’ın mirasını reddettiğine ilişkin beyanda bulunmaması ve bu yönde bir bilgi bulunmaması ve davalı …’in mirasçılık sıfatının devam etmesi, vasiyetnameye ilişkin davaların bu sıfatı ortadan kaldırmaması nedeniyle vasiyetnameye ilişkin davalarının beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Davacı tarafça dava dışı … A.Ş. ile … A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı şirketin kullandığı kredi borçlarına kefaletten dolayı davalı kefil aleyhine 80.000.000,00-TL alacağın tahsili açılan alacak davası davacı tarafça davanın HMK 180 maddesi kapsamında tamamen ıslahı üzerine davalı/borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. sayılı dosyasına vaki alacağa ilişkin olarak, takibe, takip konusu alacağa, faize, masraflara yönelik yapmış olduğu itirazın iptaline, takip tarihi olan 24.12.2015 itibariyle 35.217.616,55-TL asıl alacak, 7.931.138,89-TL işlemiş faiz, 352.176,17-TL gider vergisi olmak üzere toplamda 43.500.931,61-TL üzerinden, takip tarihinden tahsiline kadar işleyecek faiz ve ferileri ile takibin devamı talebi nedeniyle itirazın iptali davasına dönüşmüştür.
Temlik eden davacı …Ş.’nin 5411 sayılı yasadan kaynaklı olarak harçtan muaf olması nedeniyle dava tarihinde peşin harç alınmamış olup, temlik alan davacı … tarafından dava konusu alacak temlik alınmış ise de davacı temlik alanın temlik edenin yasadan kaynaklanan haklarından yararlanmasının mümkün olmadığı, harçtan muafiyet istisnasının münhasıran temlik eden varlık yönetim şirketine ait olduğu ve temlik alan davacı gerçek kişinin harçtan muaf olmadığı anlaşıldığından davacı tarafa 04/10/2019 tarihli ıslah dilekçesindeki dava değeri olan 43.500.931,61-TL üzerinden yatırılması gereken 742.887,16-TL peşin harcı yatırması için süre verilmiş davacı tarafça süresinde eksik olan peşin harç ikmal edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; dava konusu …. İcra Müdürlüğünün 2015/… Esas sayılı dosyasına konu genel kredi sözleşmesine dayanan alacaktan dolayı davalıların davacıya borçlu olup olmadığı ve varsa borç miktarı hususlarına ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; temlik eden alacaklı …A.Ş. (eski ünvan …i A.Ş.) tarafından borçlular …, …, … A.Ş., … San. ve Tic. A.Ş., … A.Ş. ve … aleyhine 35.850.295,92-TL asıl alacak, 7.415.609,16-TL işlemiş faiz, 60.632,88-TL akdi faiz, 370.780,45-TL BSMV olmak üzere toplam 43.697.318,41-TL alacak için adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin dosyamız davalısı borçlu …’a 30/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalı tarafından takibe ve borca yönelik 04/01/2016 tarihinde süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, takibe itirazın takibin durdurulması kararının alacaklı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında, temlik eden dava dışı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … A.Ş.’ne kredi kullandırıldığı, davalı şirketin vadesinde borçlarını ödememesi üzerine hesabın kat edildiği ve alacağın tahsili için davalı şirket ile müteselsil kefil olan miras bırakan davalı … hakkında icra takibi yapıldığı, davalı asıl borçlu şirket tarafından kredi borcunun ödenmediği, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşıması ve geçerli olması nedeniyle davalı olan müteselsil kefil … tarafından da borcun ödenmemesi nedeniyle mirasbırakan davalı …’ın ve onun yasal mirasçıları olan dahili davalılar … ve …’in nakdi kredi borcundan sorumlu oldukları sabit olduğundan düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan taleple bağlı kalınarak 35.217.616,55-TL asıl alacak, 60.632,88-TL işlemiş akdi faiz, 7.170.059,18-TL işlemiş temerrüt faizi, taleple bağlı kalınarak 352.176,17-TL BSMV olmak üzere toplam 42.800.484,78-TL alacaklı olduğu, takibin borçlu davalı mirasçılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacağa uygulanacak yıllık %50 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği ve davacının fazlaya ilişkin isteminin haksız olduğu anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın (35.217.616,55-TL-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı tarafça ilk başta davalı kefil aleyhine 80.000.000,00-TL alacağın tahsiline yönelik açılan alacak davası davacı vekilince sunulan 04/10/2019 tarihle ıslah talebi ve 09/10/2019 tarihli yeni dava dilekçesi ile davanın HMK 180 maddesi kapsamında tamamen ıslahı üzerine davalı/borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. sayılı dosyasına vaki alacağa ilişkin olarak, takibe, takip konusu alacağa, faize, masraflara yönelik yapmış olduğu itirazın iptaline, takip tarihi olan 24.12.2015 itibariyle toplamda 43.500.931,61-TL üzerinden devam edildiğinin bildirilmesi üzerine 80.000.000,00-TL olan dava değerinin 43.500.931,61-TL’ye azıltılmak suretiyle dava konusu olan 36.499.068,39-TL yönünden davadan feragat edildiği sabit olup, benzer mahiyetteki alacak davasının ıslahla itirazın iptaline dönüştüğü ve dava değerinin azaltıdığı davaya ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 05/03/2020 tarih, 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamında da “
Davacının talep sonucunu azaltması, daraltması davayı değiştirme …. Bu nedenle davacının talep sonucunu azaltması için kural olarak davalının muvafakatine ihtiyaç olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur. Davacı, talep sonucunu kısmi feragat yolu ile daraltabilir. Müddeabihin azaltılması ıslah kavramı kapsamında değil, davadan feragat müessesesi içinde mütaalaa edebilir. Bu durumda talep sonucunun azaltılan kısmı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine ve reddedilen kısım üzerinden davalı taraf yararına vekalet ücretine karar verilmesi ayrıca yargılama giderlerinin kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerektiği” belirtilmiş, yine benzer mahiyetteki Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/1232 Esas, 2019/2433 Karar sayılı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/29974 Esas, 2017/11141 Karar sayılı içtihatlarında da davacının talep sonucunu daraltmasının davadan kısmi feragat olarak kabul edilmesi gerektiği belirtildiğinden, davacı tarafça dava değerinin azaltılması nedeniyle dava konusu olan 36.499.068,39-TL alacak yönünden davanın feragat nedeniyle reddine ve bu miktar üzerinden davalı taraf lehine nispi vekalet ücreti tayinine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı icra dosyasında;
a) Nakdi kredi alacağı yönünden borçlu davalılar mirasbırakanı … tarafından taleple bağlı kalınarak 35.217.616,55-TL asıl alacak, 60.632,88-TL işlemiş akdi faiz, 7.170.059,18-TL işlemiş temerrüt faizi, taleple bağlı kalınarak 352.176,17-TL BSMV olmak üzere toplam 42.800.484,78-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin borçlu davalı mirasçılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacağa uygulanacak yıllık %50 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Asıl alacağın (35.217.616,55-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça ıslahla azaltılan dava konusu olan 36.499.068,39-TL alacak yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
3- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan peşin harcın alınması gereken 2.923.701,11-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.180.813,95-TL karar harcının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 706,20-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, geri kalan 613,80-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 742.887,16-TL peşin harç olmak üzere toplam 742.967,86-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 36 adet tebligat-posta gideri 356,40-TL, bilirkişi ücreti 1.200,00-TL olmak üzere toplam 1.556,40-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 832,68-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafça yargılamanın yürütülmesi sırasında yapılan 9 adet tebligat-posta giderinden oluşan 70,00-TL yargılama giderinin yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 32,55-TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
8- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 516.629,85-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
9- Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen nispi 460.620,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
10- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı …’in yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.