Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/484 E. 2022/676 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/484 Esas
KARAR NO : 2022/676

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/08/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; İstanbul … Noterliği’nce tanzimli 21.06.2001 günlü Ortaklar Kurulu Kararında şirket müdürlüklerine davalı/borçlu … ve … seçildiğini ve şirket unvanı altında atacakları münferit imzaları ile şirketi her hususta temsil ve ilzama yetkili kılındıkları kararı verildiğini, davalı/borçlu …’in müvekkili şirkete ortaklık ve müdürlük faaliyetlerinde bulunduğunu, akabinde Ortaklar Kurulu’nun 11.03.2009 ve … sayılı kararı ile davalı/borçlu …’in münferit imza yetkisinin kaldırıldığını ve bu kararın Beyoğlu… Noterliği’nin 23.03.2009 günlü işlemi ile tescil ve ilan olunduğunu, yeni uygulama sonrasında davalının bir süredir şirket dışında olduğunu, şirket ana sözleşmesinin faaliyetlerinin aynısını gizlice sürdürdüğünün tespit edildiğini ve kendisine ihtarda bulunulduğunu, ihtarlara rağmen davalı/borçlunun hukuka aykırı hareketlerine devam ettiğini ve akabinde müvekkili şirketçe davalı/borçlu …’in ortaklıktan çıkarılması maksadıyla 16.10.2009 tarihinde, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…lı dosyasından dava ikame edildiğini, İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sırasında, …’in ortaklık payının karar tarihine en yakın rayiç değer verilerine göre şirketin reel öz varlığı tespit edilerek hesap edilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bilirkişilerin 25/05/2017 tarihli raporunda şirketin bilançosunun incelenmesi neticesinde davalı/borçlu …’in şirkete 126.738,79-TL borçlu olduğu ve borcunun ortaklardan alacaklar hesabına kayıtlı olduğunu bildirildiğini, itirazlar neticesinde bilirkişilerin 06/02/2018 tarihinde ek rapor tanzim ettiğini ve buna göre yine müvekkili şirketin 31/12/2016 tarihli bilançosunda:” 131 ortaklardan alacaklar hesabında” davalı/borçlu …’ten 126.738,79-TL alacaklı olduğunu ve …’in bu miktara itirazının yerinde olmadığının tespitlerinin yapıldığını, akabinde Mahkemece 2. ek rapor alınmasına karar verildiğini, bilirkişilerin 19/07/2019 tarihli 2. ek raporunda; müvekkili şirketin 28/02/2019 tarihli bilançosunda “131 ortaklardan alacaklar hesabında” yapılan inceleme neticesinde, yine müvekkili şirketin davalı/borçlu …’ten 126,738,79-TL alacağı olduğu tespitlerinde bulunulduğunu, bilirkişilerce tanzim edilen 3 adet bilirkişi raporlarınca İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafça haksız ve hukuka aykırı şekilde takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borcun likit ve belirlenebilir olduğu ve davalının itirazının haksız ve borcun tahsilatını geciktirme amacıyla kötü niyetli olarak yapılmış olması sebebiyle en az % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin imza yetkisinin 13/03/2009 tarihinde kaldırıldığını ve davacı şirket tarafından 16/10/2009 tarihinde ortaklıktan çıkarılması için dava açıldığını, bahse konu tarihlerde müvekkilinin eski eşi davacı şirketin de %93 ortağı olan … ile boşanma sürecinde olmaları sebebi ile müvekkilinin imza yetkisi sonlanmadan önceki tarihte de şirketle ilişiğinin kalmadığını, bu sebeple de şirkette işlem yapamayan müvekkilinin şirketten borç alması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …Karar sayılı 29/01/2014 tarihli kararında dava konusu alacakla ilgili bir husus bulunmamakta olduğunu, aynı zamanda bozmadan önceki dosyalarında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde dava konusu alacağın tespit edilmediğini, dava konusu alacağın, şirketin 2016 yılı defterine sonradan şirketin ortaklardan alacağı olarak işlenmiş olup müvekkilinin ilgisi ve bilgisi dışında yapıldığını, bilirkişi raporlarında davalı …’in 126.738,79-TL tutarında ortaklar carisinde kayıtlı borcu hakkında ise; bu borcun ortaklık payından mahsup edilmesi suretiyle bir değerlendirme yapılmadığını, söz konusu borca süresinde ödenmemesi nedeniyle herhangi bir faiz tahakkuk ettirilmediğini, bu nedenle de bilirkişi raporunun hükme esas teşkil etme niteliği taşımadığını, davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının, usule uygun takip yapılmamış olması, alacağın olması ihtimalinde dahi zamanaşımına uğramış olması, faiz türü ve faiz başlangıç tarihinin hatalı olması ve derdestlik itirazları sebepleri ile reddine, haksız ve kötü niyetli takip yapan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, … Arabulucuk numaralı Arabuluculuk Son Tutanağı, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının UYAP kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı alacaklı tarafından İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın yapmış olduğu itiraz üzerine davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirketin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı borçlunun haksız rekabet ve hukuka aykırı davranışları nedeniyle ortaklıktan çıkarılması için dava ikame edildiğini, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile de davalının müvekkil şirkete 126.738,79-TL borçlu olduğunun tespit edildiği, iş bu sebeple borcun ödenmesinin istendiğini ancak ödenmeyen borcun alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini , davalı tarafın takibe konu borca itiraz ettiğini beyan ederek icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı şirkette imza yetkisinin 13/03/2009 tarihinde kaldırıldığını, ayrıca davacı şirketin ortağının eşi olması ve aralarında gerçekleşen boşanma sürecinin bulunması nedeniyle imza yetkisinin sonlandırılmasaından daha önce şirketle ilişiğini kestiğini, kabul etmemekle birlikte davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, ortaklık paylarına ilişkin hem İstanbul … Aile Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında katılma alacağı davasının ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyanın devam ettiğini, derdestlik itirazında bulunduklarını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 02/04/2021 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine 126.738,79-TL asıl alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir ve şirketler hukukunda uzman bilirkişi tarafından incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dosya kapsamında sunulan tüm belgelerin incelenmesi için yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir ve Şirketler Hukukunda Uzman Bilirkişi tarafından 12/10/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Davacı tarafın 2016 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarını usulüne uygun olarak tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davacı defterlerinde, 131. Nolu ortaklardan alacaklar hesabında takip tarihi itibariyle davalı yandan 126.738,79-TL alacaklı görüldüğü, ancak iş bu alacak geçmiş dönemden açılış olarak geldiği görülmüş olup bu alacağın detayına ilişkin tarafıma herhangi bir belge ve veri sunulmamış olduğundan bu durumun takdiri Mahkemenize ait olduğu, bununla birlikte davacının alacak talebinin ticari defter kayıtlarına dayandığı, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın ticari defter tutmakla yükümlü tacir ya da HMK. m. 222/5 hükmü uyarınca tacir olmayan tarafın (somut olayda davalının) tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmesi gerektiği, davalının ticari defter tutmakla yükümlü bir tacir olmadığı gibi davacının ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini de belirtmediği, bu bakımdan dava konusu alacak talebinin yerinde olmadığı,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan cari hesaba dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın lehine delil olarak kullanılabileceğinin anlaşıldığı, dosya kapsamına uygun bilirkişi incelemesinde davacı tarafın ticari defterlerinde 131. Nolu ortaklardan alacaklar hesabında takip tarihi itibariyle davalı yandan 126.738,79-TL alacaklı görüldüğü, ancak iş bu alacak geçmiş dönemden açılış olarak geldiği, bu alacağın detayına ilişkin dosya kapsamında sunulmuş herhangi bir belge ve verinin olmadığı, davalı yanın ticari defterleri olmadığından incelenemediği, tek taraflı olarak defter incelemesi yapıldığı, davacı tarafın defterlerinde, davalıdan takip tarihi olan 23.12.2020 itibari ile 126.738,79-TL. alacaklı olduğu, taraflar arasında davaya konu alacağa ilişkin herhangi bir sözleşme olmadığı, davalı yanın davacı şirketteki ortaklığının 2009 yılında sonlandığı, davacı tarafın davaya konu alacağın olduğunu belirleyen teşvik edici cari hesap dışında başkaca bir belge sunmadığı, davacı tarafça cari hesaba dayalı alacağın tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı tarafın süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından süresi içinde itirazın iptali davası açıldığı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde davacının davalıdan alacağının bulunduğunu ispat edemediği, alacağın varlığını hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlayamadığı anlaşıldığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kötü niyet tazminatı talebi öğreti ve Yargıtay uygulamasına göre alacağın bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde icra takibine girişen alacaklı kötü niyetli kabul edilir. Davalının icra takibine girişmekle kötü niyetli olduğu hususunun dosya kapsamında açıkça kanıtlanmamış olması ya da öyle olduğu açıkça kanıtlanmasına gerek olmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılmasının mümkün olduğu bir durumun dosya kapsamında mevcut olmadığı, bu itibarla kötü niyet tazminatı koşullarının bulunmadığı kanaati oluştuğundan davalı tarafın kötü niyet tazminat talebin reddine karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşullar oluşmadığından REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.450,00-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 20.011,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 16/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır