Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/476 E. 2021/783 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/476 Esas
KARAR NO : 2021/783

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 24/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …nin 25.000.000 TL sermayeli Davalı Şirket … A.Ş.’nin %20 hissesine sahip pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 29.06.2021 tarihinde yapılan 2020 yılı hesap dönemi olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar doğrultusunda hukuka ve kanuna aykırılık teşkil eden kararların varlığı sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca işbu genel kurul kararlarına karşı yasal süresi içerisinde dava açma zaruretinin hasıl olduğunu, ilgili toplantı tutanağına bakıldığında görüleceği üzere toplantıda itibari değeri 20.000.000 TL olan 20.000.000 adet pay vekaleten temsil edildiğini, yalnızca 5.000.000 adet pay asaleten temsil edildiğini, müvekkilinin pay adedinin 5.000.000 olmak birlikte, Müvekkilinin harici aslen katılım göstermeyen/temsil edilen pay adedinin 15.000.000 adet şeklinde olduğunu, pay sahiplerinin temsil şeklinin TTK’nın 427. Maddesinin 2. fıkrasında “Hamiline yazılı pay senedini, rehin, hapis hakkı, saklama sözleşmesi veya kullanım ödüncü sözleşmesi ve benzeri sözleşmeler sebebiyle elde bulunduran kimse, pay sahipliği haklarını, ancak pay sahibi tarafından özel bir yazılı belge ile yetkilendirilmişse kullanabilir.” şeklinde düzenlendiğini, buna ek olarak yine Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 18. Maddesinin 7. Fıkrası “Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3’teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi gerekir…” uyarınca ilgili yetki belgesinin nasıl düzenleneceğinin öngörüldüğünü, belirtilen düzenlemelere göre toplantıya katılacak olan pay sahibi Kanun uyarınca özel düzenlenmiş yetki belgesi sunması halinde kendisini temsil eden bir temsilci aracılığı ile toplantıya katılabileceğini, bu yetki belgesinin ise Yönetmelik uyarınca belirlenen şekilde düzenlenmesi gerektiğini, ilgili toplantıda, Müvekkili adına temsilci olarak katılan tarafta vekil sıfatıyla yer alınan hususuna ek olarak, Müvekkilinden, ilgili toplantıya ilişkin olarak noter huzurunda düzenlenmiş ek bir yetki belgesi alındığını, buna ek olarak, geriye kalan 15.000.000 adet payı temsil eden temsilci/temsilciler tarafından, toplantı esnasında ibraz edilen yetki belgesi adi yazılı şekilde düzenlenmiş yetki belgesi olmakla birlikte, noter onaylı olmadığını, bu hususa ilişkin olarak, hazirun cetvelinin ve ilgili toplantıda sunulan 15.000.000 adet paya ilişkin yetki belgelerinin celbi gerektiğini, bu doğrultuda ilgili temsilcilerin yetki belgelerinin kabulü mümkün olmayacağını, yetkisiz temsilin söz konusu olduğu işbu durum vesilesi ile toplantıda geçersiz yetki belgeli temsilci ile katılım gösteren pay sahiplerinin toplam pay adetleri 15.000.000 olmak suretiyle bu toplantıda, Davalı Şirketin işleyişini, zarar durumunu, yönetim organını ele alan bazı kararlar alındığını ve işbu kararların alınması hususu yetkisiz temsilci aracılığı ile gerçekleştiğini, davalı şirketin 2020 yılı faaliyetleri neticesinde 6.993.346,10 TL zarar ettiğinin görüldüğünü, buna ek olarak yine 7. gündem maddesinde yönetim kurulunun ibrası oy çokluğu ile kabul edildiğini, işbu karara karşı ret oyu kullanıldığını ve muhalefet şerhi konulduğunu, nitekim Davalı Şirket aktif olarak geçen yıla nazaran ciddi bir zarar içerisinde olduğu görüldüğünü, söz konusu zarar ile ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinde yahut genel kurul üyelerince herhangi bir sürecin ele alınmadığı, bir önceki yıl karda olan Davalı Şirketin bir anda yaklaşık 7.000.000 TL tutarında bir zararla karşı karşıya kaldığı, Davalı Şirketin satış ve pazarlama şirketi olduğu ve bu zararın ne sebeple oluştuğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığı aşikar olduğunu, dolayısıyla Davalı Şirketin bu denli zarar etmesinde Yönetim Kurulunun sorumluluğu olduğu aşikar olduğunu, ilgili toplantıda, toplantının 8. Gündem maddesinde, temsilci sıfatıyla Müvekkilinin Davalı Şirketin yönetim kuruluna seçilmesi talep edildiğini, ancak bu talebinin de reddedildiğini, yine 6. Numaralı gündem maddesinde güncel ve geçmiş dönem zararlarının olağanüstü yedeklerden karşılaştırılmasına karar verildiğini ve dolayısıyla şirket üzerinde Müvekkilinin payı üzerinde yetkisiz temsilci aracılığı ile karar alındığını, dolayısıyla yetkisiz temsilcinin belirtilen hususlara ilişkin Davalı Şirketi zarara uğratıcı yönde kullandığı oyların, Davalı Şirketin sermayesini, faaliyetini etkileyecek olup dolaylı yoldan azınlık sıfatını haiz Müvekkilinin kanunlardan doğan haklarına halel getireceğinden temsilci tarafından kullanılan oyları içerir her türlü gündem maddesinin ayrı ayrı iptali gerektiğini, adi yazılı şekilde düzenlenen yetki belgeleri noter onaylı olmaması dolayısıyla geçersiz kabul edileceğinden yetkisiz temsilin söz konusu olduğu ortada olduğunu, Dolayısıyla TTK m.433 maddesi uyarınca iptali gerektiğini, nitekim işbu hususa ilişkin olarak muhalefet şerhinin 1 numaralı gündem maddesi ile tutanağa geçirtildiğini, buna rağmen toplantı yetkisiz temsilci aracılığı ile sürdürüldüğünü, yetkisiz temsilci bütün oylamalarda temsil ettiği 15.000.000 adet hisse için oy kullandığını ve bu oylar neticesinde Davalı Şirket hakkında karar aldığını, ilgili kararların Müvekkilinin payına etki ettiği tartışmasız ortada olduğunu, kanunda sayılı hallerin varlığı açıkça ispat olunduğundan, yetkisiz temsilcinin kullandığı her bir gündem maddesine ilişkin oyların geçersiz olduğu kabul edilmesi gerekeceğini, buna ek olarak da bütün maddelerin ayrı ayrı iptalinin söz konusu olacağını beyanla davanın kabulü ile, Genel Kurul Toplantısında yetkisiz temsilci tarafından kullanılan oyları içerir bütün gündem maddelerine ilişkin alınan kararların ayrı ayrı iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 05/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını ve iddialarının tamamını kabul etmediklerini ve reddettiklerini, davacının davası hukuksal dayanaktan yoksundur ve davanın reddine verilmesi gerektiğini, şöyle ki Genel Kurula katılma, şirkete karşı yetkili olma ve pay sahibinin temsili konuları TTK. nın 425,426 ve 427. Maddelerinde “Pay sahibinin kişisel hakları” başlığı altında düzenlendiğini, bunun yanı sıra Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’ te (GKBTHY) de konu ile ilgili düzenlemeler bulunduğunu, yönetmeliğin konu ile ilgili maddelerinden olan 18/7 Maddesi 09.10.2020 tarihinde değişikliğe uğramış olup bu değişiklikten öncesinde yıllarca yerleşmiş uygulama haline gelmiş olan halinin ” Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtası ile toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3 ‘teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi veya noter onaylı olmayan vekaletnamelerde noter huzurunda düzenlenmiş imza beyanının eklenmesi gerekir … ” şeklindeyken ve 09.10.2020 tarihinden öncesinde yıllarca uygulanarak artık yerleşmiş uygulama haline gelmiş olan maddenin önceki halinde toplantıya temsilci olarak katılacakların vekaletnamelerinin noter onaylı olması geregi aranmadığını, fakat yönetmelikte yapılan değişiklikle 09.10.2020 tarihinden sonra yapılacak genel kurullarda pay sahiplerini temsilen katılacakların vekaletnamelerinin noter onaylı olmasının aranması kanunun emredici düzenlemesine aykırı olarak getirildiğini, konu ile ilgili olan düzenlemenin yeni hali aşağıdaki şekilde olduğunu, (Yönetmelik) madde 18/7 : ” Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3 ‘teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi gerekir… ” yine aynı yönetmeliğin 21. Maddesinde; vekaletnamenin unsurları ve geçerlilik süresinin düzenlendiği görülmektedir. Yönetmeliğin 21. Maddesi; “Vekaletnamenin unsurları ve geçerlilik süresi Madde 21 -(1) Vekaletnamede; şirketin unvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, pay sahibinin pay adedi ile adı ve soyadı veya unvam ve imzasının bulunması şarttır. Bu bilgilerden herhangi biri bulunmayan özel veya genel vekâletnameler geçersizdir…” şeklinde emredici nitelikte hususların düzenlenmiş olduğu görüldüğünü, Genel Kurul toplantısına temsilen katılanların vekaletnameleri incelendiğinde; vekaletnamelerin geçerlilik şartlarını taşıdığı ve zaten davacı tarafından da vekaletnamelerin taşıması gereken içerik unsurları bakımından herhangi bir itirazının olmadığı da görüldüğünü, davacı tarafın itirazının, yalnızca; toplantıya temsilci olarak katılanların vekaletnamelerinin noter onaylı olmadığı yönünde ve noktasında olduğunu, yine aynı yönetmeliğin 18/8. Maddesinde; her pay sahibinin genel kurulda sadece bir kişi tarafından temsil edilmesinin esas olduğu ve toplantıya birden fazla temsilcinin katılması halinde oy kullanmaya kimin yetkili olduğunun yetki belgesinde gösterilmesinin şart olduğuna ilişkin emredici nitelikte hususların düzenlendiği görüldüğünü, Yönetmeliğin 18/8. maddesi ; ” Her pay sahibinin genel kurulda sadece bir kişi tarafından temsil edilmesi esastır. Ancak birden fazla kişiye temsil yetkisinin verilmesi veya tüzel kişi pay sahiplerini temsile yetkili birden fazla kişinin genel kurula katılması durumlarında ise bunlardan ancak birisi tarafından oy kullanılabilir. Oy kullanmaya kimin yetkili olduğunun yetki belgesinde gösterilmesi şarttır…” şeklinde olduğunu, davacı tarafın vekaletnamesi incelendiğinde; genel kurula katılmak üzere …, …ve …olmak üzere üç temsilci tayin ettiği, hazirun cetvelinden de anlaşıldığı üzere genel kurula vekaletnamede ismi bulunanlardan … ve …’in (iki temsilcinin) toplantıya katılmış olduğu görüldüğünü, ancak vekaletnamede vekil olarak atanan üç temsilciden kimin ( hangisinin ) oy kullanmaya yetkili olduğunun vekaletnamede gösterilmediği ve vekaletnamenin “oy kullanma bakımından” emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olduğu anlaşıldığını, davacı tarafın vekaletnameye istinaden temsilcileri tarafından kullanmış olduğu oyların geçerliliği bulunmadığını, davacı temsilcilerin genel kurulda oy kullanma yetkilerinin bulunmadığı ve kullandığı oyun geçersiz olduğu ve buna karşılık davacı tarafın itiraz ettiği vekaletnamelerin ise kanuna uygun olduğu sabitken; davacının halihazırdaki davayı açmaları kötü niyetli olduklarını gösterdiğini, Yönetmeliğin yanı sıra, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan düzenlemeye bakıldığında ise ilke başlıklı TTK. Madde 425: ” (1) Pay sahibi, paylarından doğan haklarını kullanmak için, genel kurula kendisi katılabileceği gibi, pay sahibi olan veya olmayan bir kişiyi de temsilcisi olarak genel kurula yollayabilir. Temsilcinin pay sahibi olmasını öngören esas sözleşme hükmü geçersizdir.” şeklinde olduğunu, şirkete karşı yetkili olma başlıklı TTK. Madde 426: ” (1) Senede bağlanmamış paylardan, nama yazılı pay senetlerinden ve ilmühaberlerden doğan pay sahiplisi hakları, pay defterinde kayıtlı bulunan pay sahibi veya pay sahibince, yazılı olarak yetkilendirilmiş kişi tarafından kullanılır…”şeklinde olduğunu, TTK madde 426 da ki düzenleme dikkate alındığında ” yazılı olarak yetkilendirilmiş kişi…” dendiğini, bu nedenle genel Kurula katılacak olan temsilcinin pay defterinde kayıtlı olan pay sahibi tarafından yazılı bir belge ile yetkilendirmesi yeterli olduğunu, TTK ya göre yazılı olarak yetkilendirilmiş olan kişinin yetkilendirildiğini gösteren yazılı belgenin noter onaylı olması gereği olmadığını, TTK’da ki bu açık düzenlemeye karşılık GKBTHY madde 18/7 de ki düzenleme ; ‘Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3 ‘teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi gerekir… ” şeklinde olduğunu, yetki belgesinin noterce tasdik edilmiş olması gereği ile ilgili Yönetmelikteki bu yeni düzenlemenin TTK ya aykırı olmasının yanı sıra söz konusu düzenleme TBK’ nın vekalet sözleşmesi ile ilgili hükümlerine de aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu düzenleme TBK madde 12 ye açıkça aykırı olduğunu, zira TBK madde 12 ye göre; sözleşmelerin sekli kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça hiçbir şekle tabi olmadığını, dolayısı ile TTK yetkilendirme için adi yazılı belgeyi yeterli bulurken yönetmelikle noter onaylı bir belge istenmesi kanuna aykırı olduğunu, TTK’ nın madde gerekçeleri incelendiğinde, temsil edilebilirliği ağır şekil şartlarına bağlayan düzenlemeleri engelleyici ve hakkın kullanılmasını kolaylaştırıcı içerikte oldukları da görüldüğünü, bu nedenlerle, kanuna açıkça aykırı olarak düzenlenmiş olan Yönetmelikte yer alan söz konusu düzenlemenin emredici nitelikte olmadığı, kanuna aykırı olan bir yönetmelik düzenlemesinin emredici nitelikte olacağının düşünülemeyeceği de açık olduğunu, Yönetmeliğin 18/7 maddesindeki düzenleme lafzı bakımdan da değerlendirildiğinde emredici nitelikte olmadığı görüldüğünü, Örneğin, Yönetmeliğin yukarıda belirtilen diğer maddelerinde; Madde 18/8 : “… Oy kullanmaya kimin yetkili olduğunun yetki belgesinde gösterilmesi şarttır…” Madde 21 -(1) Vekaletnamede; şirketin unvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, pay sahibinin pay adedi ile adı ve soyadı veya unvanı ve imzasının bulunması şarttır. Bu bilgilerden herhangi biri bulunmayan özel veya genel vekâletnameler geçersizdir… ” şeklinde lafzi olarak emredici nitelikte olduğu anlaşılan ifadelerin kullanılmış olduğu ancak 18/7 maddesinde bu anlama gelebilecek ağırlıkta bir ifadenin kullanılmadığı da görüldüğünü, kanunda adi yazılı şekilde yetki belgesi kabul edilmişken, resmi yazılı şekilde yapılmasını şart koşan yönetmelik hükmü normlar hiyerarşisine aykırı olduğunu, nitekim Anayasa madde 124 “Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarım ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmü uyarınca da yönetmeliklerin kanuna aykırı olarak düzenlenemeyeceği açıkça belirtildiğini, bunların yanı sıra, davacı tarafın vekaletnamelere yönelik olarak yalnızca “noter onaylı olmadıkları” bakımından itirazı olduğunu, davacının dava dilekçesi incelendiğinde; içerik ya da sıhhat bakımlarından davacı tarafın vekaletnamelere herhangi bir itirazının olmadığı da görüldüğünü, kaldı ki, TTK’nın aradığı yasal şartlara uygun olarak yetki belgesi ile genel kurulda temsil edilmiş olan pay sahipleri tarafından; gerek temsil edilmelerine gerekse temsilcileri tarafından kullanılan oylara ilişkin ileri sürdükleri herhangi bir itirazları da bulunmadığını, asıl olan temsil olunanın iradesi olup, somut olayda yetkisiz temsil söz konusu dahi değil olmadığını, davacı tarafın itiraz etmiş olduğu vekaletnameler; gerek kanuna gerekse ilgili Yönetmeliğin eki olan Ek 3 ‘te yer alan örneğine de uygun olduğunu, iptali istenilen genel kurul kararları kanunun aradığı şartları eksiksiz taşıdığını, tüm bu nedenlerle de, kanuna açıkça aykırı olarak yönetmelikte yapılmış olan (ve emredici nitelikte olmadığı da açıkça ortada olan) yeni Yönetmelik madde düzenlemesi ileri sürülerek genel kurul kurul kararlarının iptaline karar verilemeyeceğinin açık olduğunu, tüm bunların yanı sıra, genel kurul kararları ve tüm tutanak ve belgeleri ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından da yapılan incelemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığından onaylanmış ve tescil edildiğini, bu bakımdan da Davacının davasının hukuksal dayanağı olmadığını, davacının iddia ettiği hususların kararlann alınmasında yapılan oylama sonucuna da etkisi olmadığını, Yönetmeliğin 18/8. Maddesinde; her pay sahibinin genel kurulda sadece bir kişi tarafından temsil edilmesinin esas olduğu ve toplantıya birden fazla temsilcinin katılması halinde oy kullanmaya kimin yetkili olduğunun yetki belgesinde gösterilmesinin şart olduğuna ilişkin emredici nitelikte hususların düzenlendiği görüldüğünü, Yönetmeliğin 18/8. Maddesi; ” Her pay sahibinin genel kurulda sadece bir kişi tarafından temsil edilmesi esastır. Ancak birden fazla kişiye temsil yetkisinin verilmesi veya tüzel kişi pay sahiplerini temsile yetkili birden fazla kişinin genel kurula katılması durumlarında ise bunlardan ancak birisi tarafından oy kullanılabilir. Oy kullanmaya kimin yetkili olduğunun yetki belgesinde gösterilmesi şarttır…” seklinde olduğunu, davacı tarafın vekaletnamesi incelendiğinde; genel kurula katılmak üzere …, … ve… olmak üzere üç temsilci tayin ettiği, hazirun cetvelinden de anlaşıldığı üzere genel kurula vekaletnamede ismi bulunanlardan … ve …’in (İki temsilcinin) toplantıya katıldığı, ancak vekaletnamede vekil olarak atanan üç temsilciden kimin ( hangisinin ) oy kullanmaya yetkili olduğunun vekaletnamede gösterilmediği ve vekaletnamenin “oy kullanma bakımından” emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olduğu anlaşıldığını, işbu emredici düzenleme uyarınca Davacı tarafın vekaletnamesine istinaden temsilcileri tarafından kullanmış oldukları oyların geçerliliği bulunmadığını, böyle olmamakla birlikte, bir an için vekaleten oy kullanan davacı dışındaki temsilcilerin kullandıkları oyların geçersiz olduğunun düşünülmesi halinde bile; davacının oylarının geçerliliği olmadığından sonuçta yine oy çokluğuyla kararların kabul edilmiş sayılacağı da ortada olduğunu, bu bakımdan da davacının davasının hukuksal dayanağı olmadığını, tüm bunlarla birlikte davalı şirket Yönetim Kurulu tarafından 27.09.2021 tarihinde alınan 2021/109 karar numaralı Yönetim Kurulu kararı uyarınca; noter onaylı olmayan vekaletnameler yönünden dava konusu edilen 29.06.2021 tarihli Olağan Genel Kurul kararlarının tamamının iptaline ilişkin gündem maddesi ve 29.06.2021 tarihinde yapılan olağan genel kurulun aynı gündem maddeleri ile yeniden olağan genel kurul yapılmasına karar verildiğini, söz konusu yeni genel Kurul 27.10.2021 tarihinde yapılacak olup genel kurulda dava konusu olan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesi ile aynı gündem maddelerinin oylanarak kabul edilmesi halinde; dava konusu ortadan kalkacak, 29.06.2021 tarihli genel kurul kararları bu açıdan da teyit edilmiş olacak ve işbu dava da konusuz kalmış olacağını, bu bakımdan da davanın reddine karar verilmesinin gerekeceğini, Yönetim Kurulu karar örneği ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne genel kurul ile ilgili başvuru evraklarını ekte sunduklarını, 29.06.2021 tarihli genel kurul ile ilgili olarak davacının açmış olduğu işbu dava dışında başkaca bir dava açılmamış olduğunu beyan ettiklerini, bunun yanı sıra, işbu davanın açılmış olduğu hususunun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde ve davalı şirketin internet sitesinde ilan edilerek duyurulmuş olduğunu ve bu hususlarda gerekli işlemlerin yapılmış olduğunu beyan ettiklerini, sonuç olarak, davacının itirazının olduğu vekaletnameler bakımından; Genel Kurul Kararlarında pay sahipleri temsilcilerinin TTK. Madde 426 ‘ya uygun olarak verilen vekaletname ile oy kullandıkları ve alınan genel kurul kararlarının kanuna uygun olduğu sabit olduğunu beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, genel kurula katılma vekaletnameleri ve noter imza beyannameleri, … kayıtları, 27/10/2021 tarihli genel kurul tutanağı ile hazirun cetveli ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan davalı şirketin 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantısına yetkisiz temsilcilerin katıldığından bahisle alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketin 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantısına yönetmelik gereği noter onaylı vekalet ile katılması zorunlu olması rağmen, adi vekalet ile katılan temsilcilerin katılımıyla toplantının yapılarak oy çokluğuyla kararlar alındığını, yönetmelik maddesine aykırı şekilde yapılan toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davalı şirketin 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantısının usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığını, alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu bu nedenle haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …Ticaret Sicil Müdürlüğünün… sicil numarasına kayıtlı …A.Ş. ünvanlı şirket olduğu ve merkezinin Bayrampaşa / İstanbul olduğu, buna göre Mahkememizin yetkili olduğu, şirketin son tescilinin 29/06/2021 tarihli genel kurula ilişkin 16/07/2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce iptali istenen davalı şirketin 29/06/2021 tarihli genel kurula ilişkin tutanak ve hazirun cetvelinin gönderildiği incelenmesinde; hissedarlardan …in toplantıya asaleten katıldığı, davacı …’nin noter onaylı vekalet ile temsil edildiği, diğer hissedarların vekaleten temsil edildiği ve vekaletnamelerin adi yazılı şekilde düzenlendiği ve ekinde noter onaylı imza beyannamelerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilafa ilişkin yasal düzenlemelere bakılacak olursa;
Genel kurula katılma
1. İlke
TTK madde 425- (1) Pay sahibi, paylarından doğan haklarını kullanmak için, genel kurula kendisi katılabileceği gibi, pay sahibi olan veya olmayan bir kişiyi de temsilcisi olarak genel kurula yollayabilir. Temsilcinin pay sahibi olmasını öngören esas sözleşme hükmü geçersizdir.
2. Şirkete karşı yetkili olma
TTK madde 426- (1) Senede bağlanmamış paylardan, nama yazılı pay senetlerinden ve ilmühaberlerden doğan pay sahipliği hakları, pay defterinde kayıtlı bulunan pay sahibi veya pay sahibince, yazılı olarak yetkilendirilmiş kişi tarafından kullanılır.
(2) Hamiline yazılı pay senedinin zilyedi bulunduğunu ispat eden kimse, şirkete karşı pay sahipliğinden doğan hakları kullanmaya yetkilidir.
TTK 426. madde gerekçesinde; “Birinci fıkra ayrıca, pay defterinde kayıtlı paysahiplerinin temsil yetkisini yazılı olarak verebileceklerini de vurgulamaktadır. Kanunî temsilci için temsil yetkisine gerek bulunmadığı şüphesizdir. Basit yazılı şeklin ağırlaştırılıp ağırlaştırılamayacağı 425 inci madde ile birlikte değerlendirilerek mahkemeler hukuku ile öğreti tarafında cevaplandırılacaktır ” şeklinde açıklama yapılmıştır.
TTK’da genel kurul kararlarının iptali ilgili düzenlemelere bakılacak olursa;
TTK 445. maddesinde; İptal sebepleri ; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TTK 446. maddesinde ise İptal davası açabilecek kişiler ; ” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir. ” şeklinde belirtilmiştir.
Bu kapsamda davacı tarafından iptal davasının 3 aylık yasal süresinde açıldığı, dava konusu genel kurul kararlarına muhalif olma şartının toplantı tutanağındaki muhalefet şerhi ile sağlandığı anlaşılmıştır.
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in toplantıya katılma hakkı başlığı altında yer alan 18/7 maddesine göre; ” Halka açık olmayan şirketlerde gerek nama gerek hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmeleri için vekâletnamenin Ek-3’teki örneğe uygun olarak noter onaylı şekilde düzenlenmesi (Mülga ibare:RG-9/10/2020-31269) (…) gerekir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davalı şirketin 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantısına temsilci vasıtasıyla katılan hissedarlar yönünden vekaletin noter onaylı olmasının zorunlu olup olmaması, genel kurulda yetkisiz temsilin söz konusu olup olmadığına ve bu nedenle genel kurulda alınan kararlarının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı şirketin 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantısına temsilci vasıtasıyla temsil edilen hissedarların temsilcilere verdiği vekaletnamelerin noter onaylı olmadığını oysa ki 09/10/2020 tarihinde yürürlüğü giren değişiklikle genel kurula katılacak temsilcilere verilecek vekaletnamelerin noter onaylı olması gerektiğini, bu nedenle yönetmelikteki düzenlemeye aykırı şekilde toplantıya temsilci katıldığını ve oylama yapılarak karar alındığını, yetkisiz temsilci katılımıyla toplantı yapılıp karar alındığından 29/06/2021 tarihli genel kurul kararlarının iptali gerektiğinden bahisle dava açılmış olup, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in Toplantıya Katılma Hakkı başlığı altında yer alan 18/7 maddesine göre hissedarların vekilleri vasıtasıyla toplantıda temsil edilebilmesi için vekaletnamenin noter onaylı olması gerektiği yönünde düzenleme getirilmiş olup, düzenlemenin eski halinde adi azılı vekalet ve noter onaylı imza beyannamesi ile katılımın mümkün olduğu belirtilmiştir.
TTK 426. madde metnine baktığımızda pay sahibi tarafından yazılı olarak yetkilendirilmiş kişinin genel kurula katılabileceği açıkça belirtilmiş olup, TTK yetkilendirme için yazılı belgeyi yeterli bulurken yönetmeliğin noter onaylı bir belge istemesi kanuna aykırı olup, yönetmelikteki düzenlemenin amacı genel kurulun sıhhati açısından şekli düzenleme getirmek, bakanlık temsilcisinin toplantıya katılan hissedarların yetkili kişilerce temsilinin sağlanıp sağlanamadığının denetimini kolaylaştırmaktır. Bu haliyle yönetmelikte şekli olarak düzenleme yapılmış olup, kanunda belirtilenin aksine hissedarların genel kurula katılım hakkına zorlaştıran bir düzenlemenin yönetmelikte belirtilmesi yönetmeliği kanuna aykırı hale getirecektir.
Somut olay bakımından davalı şirketin iptali istenen 29/06/2021 tarihli genel kurul toplantısında davacı … ve … dışındaki hissedarlar noter onayı olmayan adi yazılı şekilde düzenlenmiş ekinde noter onaylı imza beyannamesi bulunan vekalet kapsamında temsil edilmiş olup, söz konusu genel kurul toplantısı yönünden ekindeki noter onaylı imza beyannamesi olan adi yazılı vekalet ile temsil edilen hissedarlar tarafından oy hakkının kısıtlandığı yönünde bir itiraz da ileri sürülmemiştir, davalı şirket tarafından her ne kadar iptali istenen genel kurul kararlarının iptaline karar verildiği ve tekrar aynı kararların alındığı 27/10/2021 tarihli genel kurul toplantısı yapılmış ve aynı kararlar tekrar alınmış ise de 27/10/2021 tarihli genel kurulun iptaline yönelik yasal süre içinde dava açılması mümkün olduğundan eldeki davanın konusuz kalmasının söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yapılan izahat kapsamında anonim şirketlerin genel kurul toplantısına TTK 426. madde metni ve gerekçesi kapsamında pay sahibi tarafından yazılı olarak yetkilendirilmiş kişinin katılabileceği açık olup, TTK’daki düzenlemenin aksine genel kurula katılımı zorlaştıran nitelikteki yönetmeliğin noter onaylı bir belge istemesi kanuna aykırılık oluşturmakta olup, dava konusu 29/06/2021 tarihli davalı şirketin genel kuruluna hissedarlar tarafından ekinde noter onaylı imza beyannamesi bulunan adi yazılı vekalet ile yetkilendirilen vekillerin katılarak oy kullanmasında kanuna aykırı bir durum olmadığından ve yetkisiz temsil söz konusu olmadığından davacı tarafça açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan peşin harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan maktu 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28/10/2021

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.