Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/460 E. 2022/326 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/453 Esas
KARAR NO : 2022/470
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı, …. İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri 2.161,30-TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa itiraz ettiğini, borcun itirazı haksız olup, borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlanması olduğunu, bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkil şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususları belirtildiğini, müvekkil şirketin, davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirmiş olup yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, buna karşılık davalının, müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken ücreti ödemediğini, bu fatura değerlerinin toplamı 2.161,30 -TL olarak çıktığını, müvekkil şirketin taraflar arasında imzalanan Kargo Sözleşmesi gereğince ifa yükümlülüğünde olduğu kendisine verilen kargoları tam ve özenle taşıma olan tüm edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalınıh taraf tek yükümlülüğü olan para verme edimini gereği gibi ifa etmediğini, toplam tutarı 2.161,30 -TL olan faturalar müvekkil şirketin ticari defterleri incelendiğinde görülebileceğini, müvekkil şirket tarafından bahse konu alacağın tahsili amacıyla davalı taraf ile defalarca iletişime geçmiş olsa da bu borcu ödemekten kaçındıklarını, bunun neticesinde müvekkil şirket tarafından … İcra Müdürlüğü 2021/… Esas numaralı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup borçlu tarafından bu takibe kötü niyetli olarak itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, bu nedenlerle, takibin asıl alacak yönünden devamına, 2.161,30 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizle davalıdan tahsiline ve faturaya dayalı bu alacağın likit olması nedeniyle, kötü niyetli davalının İcra İflas Kanunu m.67/2 uyarınca asıl alacak ve tüm ferileri üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalının adresinin Nazilli İlçesi olduğunu, ….İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasında da yetki itirazında bulunulduğunu, Nazilli İlçesinin ticari davalar yönünden yeni HSYK Kararı uyarınca 01.09.2021 tarihi itibariyle Aydın Ticaret Mahkemesi yetkisi kapsamında olduğunu, her ne kadar icra dosyasında Nazilli İcra dairelerinin yetkili olduğu ifade edilmiş ise de dilekçe tarihi itibariyle davada yetkili mahkemenin Aydın Ticaret Mahkemesi olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Aydın Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, ….İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasında takip başlatılması üzerine gerekçe de belirtilerek yetki itirazında bulunulduğunu, alacaklı taraf yetki itirazı doğrultusunda yetki icra dairesi olan Nazilli İcra Müdürlüğü’ne dosyanın gönderilmesini talep etmeden doğrudan itirazın iptali davası açtığını, müvekkil davalının adresi Nazilli İlçesi olduğunu ve yine kargo tesliminin yapıldığı şube davacının Nazilli Şubesii olduğunu, davacı tarafından başlatılan icra takibinde takip talebinde ve ödeme emrinde alacağın dayanağı olarak 2161,03-TL alacak gösterildiğini, başkaca hiçbir fatura veya sözleşmeye dayanılmadığını, oysaki dava dilekçesinde taşıma işlemleri neticesinde faturalar düzenlendiği ifade edildiğini, taraflar arasında imzalanan kargo sözleşmesinden söz edildiğini, dava dilekçesinde e- arşiv fatura kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturulan faturaların müvekkil şirkete hem elektronik ortamda hem de fiziken teslim edildiğinin beyan edildiğini, bu beyanın gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin 26.02.2021 düzenleme tarihli, … nolu, 258,64-TL bedelli faturayı düzenleyerek e tebliğ yolu ile davalı şirkete 01.03.2021 tarihinde tebliğ ettiğini, müvekkil şirket söz konusu faturayı … Noterliği’nin 04.03.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade ettiğini, bunun dışında davalı şirkete elektronik ortamda iletilen veya fiziken teslim edilen bir fatura bulunmadığını, var ise bunun hangi şekilde yapıldığının dava dilekçesinde açıklanması gerektiğini, davacının taraflarına tebliğ ve teslim etmediği, kendi ticari kayıtlarına işlemiş olduğu faturalar davalı şirketi borçlu hale getirmeyeceğini, taraflar arasında bir mutabakat belgesi de olmadığını, müvekkil şirketin kayıtlarında 2.161,03-TL değerinde bir fatura- borç kaydı bulunmadığını, davacı tarafın, iadeli taahhütlü mektupla 16.11.2020 tarihli ihtarname keşide ederek davalının tarihsiz sözleşme uyarınca alıcısı veya göndercisi olduğu kargolara ilişkin 2.161,03-TL borcu olduğunu ifade ettiğini, bu ihtarnameye karşı müvekkil şirket tarafından … Noterliği’nin 03.12.2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verdiğini, ihtarnamede özetle muhatap şirkete borcun bulunmadığı ifade edildiğini, müvekkil davalı incir işletmeciliği işi yaptığını, pazarlama amacıyla Kazakistan’a incir göndermek istemiş ve davacı şirketin … Şubesine teslim ettiğini, müvekkile ait kargo davacı şirketin uhdesinde iken kaybolduğunu ve alıcıya teslimat yapılamadığını, birçok defa ilgililer ile görüşülmüş ise de kargonun bulunamadığını, kargonun teslim edilmemesi sebebiyle aksine müvekkil şirket ekonomik olarak zarar gördüğünü, davacı hizmeti yerine getirmediği halde alacak talebinde bulunmadığını, müvekkil davalının davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, davacı şirketin icra takibinde kötü niyetli olduğunu, bu sebeple alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ….İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, … Noterliği’nin 03.12.2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, … Noterliği’nin 03.04.2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı …. İcra Müdürlüğü 2021/… esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı ile kargo sözleşmesi imzalandığını, taşıma taahhüdünün yerine getirilmesine rağmen kesilen fatura bedelleri olan 2.161,30 TL’nin ödenmediğini, bu nedenle icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf yerleşim yerinin Nazilli olduğunu, … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, iddia edilen faturaların icra ve dava dosyasına sunulmadığını, Davacı şirket tarafından düzenlenen 26.02.2021 düzenleme tarihli, … nolu, 258,64-TL bedelli faturanın 01.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini söz konusu faturanın … Noterliği’nin 04.03.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini, davacının taşıma hizmetini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının fatura düzenleyerek ticari defterlerine kaydetmiş olmasının borçlu durumuna getirmeyeceğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; …. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 2.161,03 TL borcun ödenmesi amacıyla 26/01/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 04/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin icra dairesinin ve Mahkemenin yetkisine ilişkin itirazın HMK 10 ve TBK 89. Maddesi gereği alacaklının yerleşim yeri mahkemesi ve icra dairesi de yetkili olduğundan reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için ihtaratlı tebligat yapıldığı ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından 01/02/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacının incelenen 2020-2021 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, husumete konu edilen faturaların BA-BS beyan sınırının altında (kdv hariç 5.000 TL) olduğundan tarafların BABS beyanlarında husumete konu faturaları beyan edemeyecekleri, davacı ile davalının arasında adi yazılı olarak akdedilmiş “Kargo Sözleşmesi” olduğu, davacının, 16.11.2020 Tarihli Adi Posta İle Gönderdiği İhtarname ile davalının 2.161,03 TL. alacağını talep ettiği, davalının ise bu ihtarnameye … Noterliği 03.12.2020 Tarih … Yevmiye Nolu İhtarname ile cevap verdiği, 2.161,03 TL. borcu kabul etmediği, söz konusu hizmetin kendisine verilmediğini ihtar ettiği, davacının alacağının kaynağını oluşturan hizmetin verilip verilmediğine ilişkin belge ile tanzim ettiği faturayı davalı tarafa ne şekilde teslim/tebliğ edildiğine ilişkin belge sunmaması sebebiyle; takdir Sayın Mahkemeye Ait Olmak Üzere; davacının alacağın varlığına ilişkin yeterli kanaat getirici belge sunmadığından, muhasebe kayıtlarında davalıdan 2.161,03 TL. alacağının varlığı tespit edilmiş ise de hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükümlülüğünün halen devam etmekte olduğu; Sayın Mahkeme davacının alacağının varlığına ilişkin belgelerin yeterli olduğuna ilişkin kanaat getirmesi halinde; “Davacının 26.01.2021 icra takip tarihinden itibaren 2.161,03 TL. için ticari temerrüt faizi talep edebileceği, ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Davacı vekiline 16/11/2021 tarihli öninceleme celsesi 9 numaralı ara kararı gereği taraflar arasında düzenlenen kargo sözleşmesini, faturalar ve fatura konusu hizmetin davalı tarafa verildiğine ilişkin yazılı delillerini ve ihtarname ve tebliğ şerhini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde sunulmadığı, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ekinde kargo sözleşmesi ve döküm listesinin sunulduğu, davalı vekilinin belgelerin sunulmasına muvafakatinin bulunmadığı anlaşılmakla sonradan sunulan deliller dikkate alınmamış ve mevcut delil durumuna göre yargılama yapılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan faturaya dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; ;davalı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkinin kabul edilmediğinin anlaşıldığı, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın davacının defterlerine kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, bu nedenle davacının taşıma hizmeti verdiğine ilişkin edimini dava değeri itibariyle HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiği, davacının defterlerinde ve dosya içerisinde faturaya konu hizmetin verildiğine ilişkin belge bulunmadığı, davacının yemin deliline açıkça dayandığı. Mahkememizce yemin hakkının hatırlatıldığı, davacı vekiline yemine ilişkin beyanda bulunması aksi halde yemin hakkından vazgeçmiş sayılacağına ilişkin süre verildiği, verilen süre içerisinde yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, davacı tarafın faturalara konu hizmetin davalıya verildiği iddiasını ispata elverişli deliller vasıtasıyla kanıtlayamaması nedeniyle takibe konu faturalara konu hizmetin verildiği ispatlanamadığından söz konusu faturalardan kaynaklı olarak davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olmayıp alacağın varlığı hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlanamadığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine, davacının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 80,70 TL harcın, peşin alınan 59,30 TL’den mahsubu ile eksik 21,40-TL harcın davacıdan alınarak ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.161,30-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*