Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/46 E. 2022/469 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/46 Esas
KARAR NO : 2022/469
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davaya konu bonoya istinaden …. ATM’nin 2021/… d.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı verildiğini buna ilişkin …. İcra dairesinin 2021/… sayılı dosyasından müvekkili şirketin mal ve alacaklarına ihtiyati hacizler işlendiğini, müvekkili şirketin takip alacaklısına herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davacı şirketin … … tarafından … ‘den devralındığını, bononun düzenleme tarihi itibariyle … … tarafından düzenlenmiş olma ihtimalinin olmadığını, senetteki lehtar ile müvekkili şirket arasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükünün davalılara ait olduğunu, bononun üzerindeki iki farklı şeylere müvekkili şirkete ait olduğu iddia olunan kaşenin basıldığını, kaşenin üzerindeki imzaların kimler tarafından atıldığının belli olmadığını, bu imzaların kim ya da kimler tarafından atıldığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin her ne kadar ihtiyati haciz esnasında borcu ödemeyeceğine dair taahhüt vermiş ise de haciz baskısı altında verilen bu taahhüdün geçersiz olduğunu, müvekkili şirketi yetkilisinin borcu kabul etmediğini, haciz memurunun mallarını muhafaza altına almasını engellemek için taahhüt vermek zorunda kaldığını, takibe konu senedin lehtarının … … olduğunu bu isme ait başkaca bir bilginin TC kimlik numarasının senet üzerinde bulunmadığını, senedin arka yüzünde ilk cirantanın ise … adına … TC kimlik numaralı bir kişi olduğunu, senetteki lehtarın ilk cirantanın aynı kişiler olup olmadığının belli olmadığını, ciro silsilesinde kopukluk olduğunu, telafisi imkansız zararlara sebep olunmaması için dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması ve müvekkili şirkete yönelik uygulanan hacizlerin kaldırılmasına, davacının takibe konu bonoda borçlu olmadığının tespitine, takipte başka borçlu bulunmadığından takibin iptaline, müvekkil lehine alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı asil …’in mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin önceden tarafına ait olduğunu, şirketin son zamanlarında pandemiden kaynaklı olarak maddi sıkıntıları olduğunu, mal tedarikinde sıkıntılar yaşadığını, daha önce iş yaptığı bir firmanın yetkilisi olan …’tan nakit borç istediğini, ancak kendisinin parasının olmadığını birlikte iş yaptığı … isimli şahıstan borç alabileceğini söylediğini, … ı da daha önce Volkan ile iş yaptığından tanıdığından ve güvenilir olduğundan kendisinden borç istediğini, … Bey in , … aracılığıyla parayı gönderdiğini, karşılığında da davaya konu senedi düzenleyerek kendilerine verdiğini, Ancak işleri düzelmediği için şirketi devretmek zorunda kaldığını, şirketi şu andaki mevcut sahibine devrettiğini, devrederken şirkete ait senedin olduğunu kime ne kadar borcu olduğunu bildirdiğini, şirketin içerisindeki mallarla birlikte devrettiğini, zaten devir anındaki malların büyük bölümünün de … isimli şahıstan aldığı borç ile alındığını, şirketin yeni sahiplerine bu hususu açık açık izah ettiğini, senedin borç olarak ticari defterlere kaydedilmesi gerektiğini şirketin yeni sahiplerine söylediğini, devir işlemleri nedeniyle daha sonra kaydedileceğini söylediklerini, şirket devir olduktan sonra söz konusu borç için …’ın tarafına telefon ettiğini, vadesinin geldiğini, halen ödenmediğini söylediğini, … Bey’e borcun şirketin olduğunu, şirketin devredilmiş olduğunu, şirketin yeni sahiplerinin kimler olduğunu ve iletişim numaralarını da bildirdiğini, ancak tahsil edemeyince icra takibine girişildiğini, bundan haberinin olmadığını, kaldı ki şirketi devralanların halen kendisine de borçlarını ödemediğini, davanın, icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olduğunu, icra takibinin hiçbir tarafı olmadığı halde kendisine neden dava açıldığını anlamakta güçlük çektiğini, kendisine dava açılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın husumet yokluğundan reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın mesnetsiz ve dayanaksız olduğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; takibin kambiyo senetlerine müstenit haciz yoluyla takip olduğunu, takibe dayanak belgenin kambiyo senedi olduğunu, kambiyo senetlerinin kural olarak sebepten mücerret olup, davacı yanın borcu ödediğine, imha ve imhal ettiğine ilişkin herhangi bir beyanının da bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, öte yandan davacının ciro silsilesinin bozuk olduğu iddiasının tamamen akıl dışı olduğunu, … un müvekkili ile birlikte iş yaptığını, diğer bir deyişle ortağı olduğunu, bu nedenle … a karşı takip başlatılmadığını, kaldı ki senet borcundan asıl sorumlunun davacı şirket olduğunu, … e karşı takip yapılmasının mümkün olmadığını, borçlunun TTK uyarınca bir şirket olduğunu, şirketin borcu nedeniyle …’e karşı takip başlatılmasının mümkün olmadığını, eğer hukuki bir imkan bulunmuş olsa idi … e de icra takibinde husumet yöneltileceğini, Davacının dava dilekçesindeki ifadelerinde, müvekkilinin ortağı ve dava konusu takibe dayanak bonoda adı geçen … ile davacı şirket arasında geçmişten gelen bir ticari ilişkinin bulunduğunu ortaya koyduğunu, davacının dava dilekçesinde … Bankasından 15.10.2020 tarihinde … un nakit para çektiğini ileri sürdüğünü, … Bankasından şirket hesabından 15.10.2020 tarihinde şirket yetkilisi olmayan … un nasıl para çektiğinin veya kimin talimatı ile para çektiğinin sorulmasını talep ettiklerini, senede karşı ispatın ancak senetle mümkün olup ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının salt davanın ismi gereği ispat yükünün taraflarında olduğu iddiasının hukuki bir garabet olduğunu ileri sürerek, davanın reddine, kötü niyetli itiraz nedeniyle %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… D.iş sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı icra dosyası, … müzekkere cevabı, … Bankası 17/02/2021 tarihli hesap ekstrelerini içerir müzekkere cevabı, … CBS 2021/… soruşturma sayılı dosyası, 01/09/2020 düzenleme tarihli 01/10/2020 vade tarihli 200.000-TL bedelli senet, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … … tarafından …’den devralındığını, takip konusu edilen bononun şirket kayıtlarında bulunmadığını, bonodaki lehtar ve cirantalarla müvekkilinin bir ilişkisinin bulunmadığını, senet üzerindeki imzaların tespit edilmesi gerektiğini, ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunu belirterek icra takibinin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesin, takip konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, senedin …’tan ticari ilişki sonucu alındığını, ciro silsilesinin düzgün olduğunu belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senedin ticari ilişki sonucu düzenlendiğini, şirket devredilirken davacı şirkete senedin olduğunun bildirildiğini, devir olduktan sonra ticari defterlere kaydedileceğinin bildirildiğini, senet borcunun davacı tarafça ödenmediğini, icra takibinin tarafı olmadığını bu nedenle öncelikle davanın husumet yokluğundan reddini, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 27/01/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin icra takibinin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması şeklinde ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/3 deki yasal düzenleme gereğince reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, Mahkememizin 27/01/2021 tarihli ara kararı ile 2004 sayılı Yasanın 72/3.maddesi uyarınca dava değerinin % 15’i kadar teminat karşılığında, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. sayılı dosyası ile davacı aleyhine yürütülmekte olan takipte, icra veznesine girecek paranın, dava sonuçlanıncaya değin alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, verilen sürede teminatın yatırılmadığı ve ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalktığı anlaşılmıştır.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığı yani ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığından (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5433 E. 2021/7131 K. Sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/1858 E. 2021/1905 K. Sayılı ilamı) davalı vekilinin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelemesinde; davalı … tarafından …’nin 30/11/2020 tarihli limited şirket pay devir sözleşmesi ile … …’a devredildiği ve devir kararının 03/12/2020 tarihli TTSG’de ilan edildiği anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı icra dosyasının ve icra dosyasına dayanak bono aslının incelemesinde 08/09/2020 keşide tarihli İstanbul keşide yerli, 200.000,00 TL bedelli, 01/10/2020 vade tarihli, keşidecisi … Tic Ltd Şti, lehdar ve ilk cirantasının, …, sonraki ciranta ve hamilin … olduğu, bonoya istinaden davalı … tarafından davacı aleyhine 200.000,00 TL bono alacağı, 1.054,00 TL diğer alacak, 7.913,74 TL işlemiş faiz ve 600,00 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 209.567,74 TL alacağın tahsili amacıyla 14/01/2022 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 25/05/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacı şirketin 2020 yılına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin onayları yasal sürelerinde alınmış ise de, ilgili yıla ait yevmiye defteri kapanış onayı ibraz edilmediğinden, davacı şirket defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, sahibi lehine delil olma niteliği taşımadığı, senedin keşidecisinin davacı … Ltd. Şti., lehdarının … (…) … olup, son cirantasının ise davalı … olduğu, davacı şirkete ait 2020 yılı yevmiye defteri incelenmiş olup, dava konusu senede ilişkin 01.09.2020 tanzim tarihi ve 01.10.2020 vade tarihini kapsar biçimde yevmiye kayıtlarında yapılan taramada, dava konusu senedin kaydına rastlanmadığı, dosyada mevcut, davacı şirketin … Bankası A.Ş. … no.lu hesabına ilişkin ekstrede, davacı şirket hesabından 15.10.2020 tarihinde, dava konusu senedin lehdarı … tarafından 400.000,00 TL nin çekildiğinin görüldüğü, söz konusu hesap hareketinin, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında olduğuna dair dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı … ‘a yönelik olarak dava açılmışsa da dava dilekçesinde tebligata yarar adresi veya TC kimlik numarası bildirilmediği bu nedenle tensip zaptı ile birlikte davacı vekiline davalı
… … yönünden tebligata yarar adresinin veya TC kimlik numarası bildirmek üzere HMK 119/1-b maddesi gereğince bir haftalık kesin süre verildiği, , aksi halde davalı … … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtar edildiği, verilen kesin sürede tebligata elverişli adresi bildirilmediğinden davalı … … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller kapsamında davacı tarafça dava konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali talep edilmişse de; kambiyo senetleri kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verilmekte olup mücerretlik ilkesi gereğince temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olup dava konusu bonodan dolayı borçlu olmadığına yönelik ispat yükü davacıya ait olmakla, davacının iddiasını kambiyo senedine dayanması nedeniyle yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça davacı şirket yetkilisi tarafından imzasının bulunmadığı itirazında bulunulmuşsa da bononun düzenleme tarihi olan 08/09/2020 tarihi olduğu ve düzenleme tarihinde şirket yetkilisinin … olduğu ve davalı cevap dilekçesinde imzasının kendisine ait olduğunu beyan etmesi üzerine bononun düzenleme tarihinde şirket yetkilisi olması nedeniyle imza incelemesi yapılmamış, davacı tarafça şirketin devralınmasından önce bononun düzenlendiği sorumluluğunun bulunmadığı itirazında bulunmuşsa da 30/11/2020 tarihli limited şirket pay devir sözleşmesi ile şirketin aktif ve pasifiyle birlikte devralındığı, ticari defter ve kayıtlarda bononun yer almaması sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı ve senedin temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olması da gözetilerek ciro silsilesinde kopukluk bulunmayan ve senedin düzenleme tarihinde yetkilisi tarafından imzalanmış olduğu bu nedenle davacı şirketin senetten dolayı sorumluluğunun olduğu, borcunun bulunmadığı veya ödendiğine dair davacı tarafça yazılı delil sunulamadığı anlaşılmakla davacı tarafça davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının reddine, davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı …’ın kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … yönünden davanın açılmamış sayılmasına,
2-Davacı tarafça diğer davalılar aleyhine açılan davanın REDDİNE,
3-Davalı …’ın kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 3.415,50-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 3.334,80-TL’nin davacıya iadesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 22.450,00- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … a verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*