Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/44 E. 2021/359 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/164 Esas
KARAR NO : 2021/303
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili uhtesinde yer alan ve otomobilden hırsızlık sebebiyle çalınan çekler ve senetler hakkında müvekkili tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/… E. Sayılı dosyası ile senet ve çeklerin iptali için dava açıldığını ve şüpheliler hakkında savcılığa şikayette bulunulduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan çek iptali dava dosyasına davalı vekili tarafından 24/10/2019 tarihinde dilekçelerin ibraz edildiğini ve kayıp olan çeklerden … ‘ a ait … nolu çekin …. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/… esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, yine davalı vekili tarfından dava konusu zayi olan … Bankası’ na ait … nolu çekin … İcra Müdürlüğü’ nün 2019/… esas sayılı dosyasına konu edildiğini bu nedenle çeklerin istirdanı mümkün olmadığı taktirde, çek bedellerinin davalı tarafından tahsil edilmesi halinde, çek bedellerinin tahsil tarihinden itibaren işleleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilene karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın esasa girilmeksizin reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu her iki çeke ilişkin icra takibi huzurdaki dava açılmadan önce çekin keşidecileri tarafından yapılan ödemeler ile infaz olduğunu, davcının huzurdaki davayı açmakta hukuk yararı olmadığını, dava konusu çeklerin dayanağını teşkil eden alacağı fatura ile tevsik etmek sureti ile devralan müvekkilinin yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi karşısında iyi niyetli meşru hamil olduğunu, çekin rıza hilafında davacının elinden çıktığı ve müvekkilinin çekin iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu ispat edilememiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava niteliği itibariyle çek istirdadı talebine ilişkin olup davacı vekili … şubesine ait 30/09/2019 tarihli … seri nolu 25.000,00 TL bedelli ve … Bankası … şubesine ait 30/09/2019 tarihli … seri nolu 6.000,00 TL bedelli çekin müvekkilinin uhdesinde bulunduğu esnada otomobilinden yapılan hırsızlık sonucu çalındığını iddia ederek davalıda bulunan çeklerin istirdadını talep etmiş, davalı taraf da cevap dilekçesi ile çeklerin faktoring sözleşmesi kapsamında temlik alındığını ve iyiniyetli hamil olduğunu iddia ederek davanın esastan reddini talep ettiği gibi, yetkisizlik iddiasında bulunmuş ve ilgili çeklerin keşidecileri tarafından ödenerek infaz edildiğini belirterek hukuki yarar yokluğu iddiasında bulunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/ … E. ve 2019/ … K. Sayılı ilamı ile arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği iddiasıyla davanın usulden reddine karar verilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2020/ … E. 2020/ … K. sayılı ilamı ile işbu dava bakımından arabuluculuk dava şartının olmadığını belirterek ilgili kararın kaldırılmasına karar verilmiş bunun üzerine yargılamaya devam edilerek … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ … E. ve 2021/ … K. Sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiş ve yukarıda belirtilen esasa kaydedilmiştir.
Somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde talebin dayanağının Türk Ticaret Kanunu(TTK) m.792’de düzenlendiği anlaşılmıştır.
TTK m.792 “(1) Çek , herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa , ister hamile yazılı ister ciro yolu ile devredilebilen bir çek söz konusu olup da , hamil hakkını 790.maddeye göre ispat etsin, çek eline çekmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. “şeklinde düzenlenmiştir.
TTK m.790 ise “(1) Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse , bu son ciroyu imzalayan kişi beyaz ciro ile hak iktisap etmiş sayılır.” şeklindedir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.”
04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 madesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
İstirdat davası olarak nitelenen iş bu dava, esas itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası mahiyetindedir. Medeni Hukukta bu dava gasp, çalınma veya ziyaa hallerinde sadece kötüniyetli değil, iyiniyetli hamile karşı da açılır. Oysa hukuki işlemlerde emniyeti korumak gerekçesiyle, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama yapılmış ve ayni haklardaki genel prensipten ayrı olarak söz konusu davanın yalnızca kötüniyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu davada davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir.
Yargıtay 11. HD nin 2016/354 esas, 2017/3234 karar sayılı kararı başta olmak üzere birçok emsal kararında belirtildiği üzere ticari ilişki kapsamında davacının aldığı çek ciro edilmemiş hali ile çalınmış olup, çekin son hamili olan davalı 4.sıradaki ciranta olduğu, davacı adına yapılmış cironun sahte olduğu kabul edilse dahi sonrasında çekin sırası ile … Tic. Ltd. Şti., … İnş. Tur. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro edildiği ve muntazam ciro silsilesine göre son olarak davalının elinde bulunduğu anlaşılmıştır. Dava konusu çekin davalı faktoring şirketine, dava dışı … İnş. Tur. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında temlik edildiği, davalı vekilince delil olarak dava dosyasına sunulan … İnş. Tur. Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.ile yapılan faktoring sözleşmesi, temlike konu alacağa ilişkin fatura, alacak bildirim formu incelendiğinde fatura ile çek bedelinin de uyumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından çekin çalındığından bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/…E. Sayılı dosyası ile zayi davası açılmış olması tek başına davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiği sonucunu doğurmayacaktır.
Yapılan tüm bu açıklamalardan davalının kötüniyetli olduğunu ispat yükünün davacıda olduğu, ancak davacı tarafından bu hususun ispat edilemediği anlaşıldığından, davalının meşru hamil olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesince alınması gereken 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 529,41- TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 470,11 TL’nin davacıya iadesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürrlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği hesaplanan 4.650, TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya tarafa verilmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa iadesine,
7- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair verilen karar; kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine istinafı kabil olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu. 18/05/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı