Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/426 E. 2023/160 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/426 Esas
KARAR NO : 2023/160
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 06.09.2020 tarihinde …, … Mah. … Cad. ile … Sok. .Kesişimi adresinde … kablosuna 15.119,14 TL tutarında hasar verildiğini, davalının hasar bedelini ödemediğini belirterek, davalı aleyhine hasar tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama ve vekalet giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;davacı müvekkil şirketin yaptığı çalışma sırasında tesislerinin zarar gördüğünü iddia etmiş ise de söz konusunu ispatlayabilecek herhangi bir delil sunamadığını, müvekkil şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde iddia konusu edilen tarih ve yerde müvekkil şirketin herhangi bir çalışmasının bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkil şirketin anılan bölgede çalışmasının bulunduğunu gösterir herhangi bir delil bulunmadığını, ayrıca hasar günü tutulduğu iddia edilen tutanak davacı şirket ve davacı şirketin taşeron şirketi çalışanları tarafından tutulduğunu, bu nedenle iş bu tutanağın delil olarak dikkate alınamayacağını, dosyada sunulan fotoğraflarda sırf enerji kablolarının … kablo tv’ye ait kablonun yakınında olduğu varsayımı ile davacının zararından müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, nitekim dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilin alt yapı kazı çalışmaları sebebiyle söz konusu hasarın meydana geldiği belirtilmiş ise de sözü edilen tarihlerde müvekkil şirket tarafından anılan bölgede her hangi bir alt yapı kazı çalışması yapılmadığını, dava konusu olaya müvekkil şirketin olumlu ya da olumsuz herhangi bir fiili neden olmadığını, bu hususta illiyet bağının ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, dava konusu hasarın müvekkil şirket çalışmasından kaynaklanmadığını tekraren belirtmekle birlikte davacının talep konusu ettiği zarar bedelinin de neye göre hesaplandığı belirli olmadığını, davacı … Haberleşme … ’ye ait kablolar hiçbir koruma tedbiri alınmadan, teknik şartnameye açıkça uymadan döşendiğinden, emniyet mesafelerine uymadan birbirine yakın kablolar nedeniyle ve çoğunlukla davacı kurumun ağır kusuruyla hasar meydana geldiğini, bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz dava reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER : … ‘nden gelen, davaya konu 06.09.2020 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak …
Caddesi kesişiminde bulunan adreste yapılan kazı çalışması ile yapılan incelemeler sonucunda belirtilen mezkur adres ve zaman aralıklarında herhangi bir altyapı kazı ruhsatı verilmediğine dair müzekkere cevabı, 07/06/2021 düzenleme tarihli dava şartı arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davalının 06/09/2020 tarihinde … Mahallesi … Sokak ve … Caddesi kesişiminde bulunan davacıya ait kablo tv şebekesini hasara uğratıp uğratmadığı, davalı yanın haksız fiil eyleminde bulunup bulunmadığı davalının eylemi nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, haksız fiil nedeniyle davacının tazminat hakkının bulunup bulunmadığından ibaret tazminat davasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesinde; davalının 06.09.2020 tarihinde … Mahallesi … Sokak ve … Caddesi kesişimi adresinde yaptığı alt yapı çalışması nedeniyle davacıya ait tesislere zarar verdiği, müvekkil şirket teknik personeli ve taşeron şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik bedelleri kapsayan hasar bedelinin davalıya tahakkuk ettirildiği, ancak davalı tarafın borcunun olmadığını iddia ederek borcu ödemediği , bunun üzerine davacı alacaklı tarafından alacağın tahsili amacıyla tazminat davasının açıldığını, davanın kabulü ile tüm yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalılara usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde; davacının söz konusu delillerle iddiasını ispatlayamadığı, yine söz konusu olayın gerçekleştiği adreslerde herhangi bir çalışmanın olmadığını, istenilen tazminat bedelinin neye göre hesaplandığının belli olmadığı, haksız fiilden mütevellit zararların tazminini düzenleyen B.K m.49’a göre zararın tazmini için kusur-zarar-illiyet bağı şartlarının oluşmadığını, davacı yanın kusurlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini tüm bu nedenlerle davanın esastan reddine, mahkeme giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ve davalı vekilleri tanık deliline dayanmakla 25/02/2022 tarihli celsede davacı yan tanıkları dinlenilmiş, davacı tanığı … ” Ben, şuan çalışmıyorum, davacı şirket ile 2011 yılından beri çalışmaktaydım, ancak ihale süresi bittiği için 2022 yılı Ocak ayından beri çalışmıyorum, şirkette teknik eleman olarak çalışırdım, kablo döşeme, arıza yapımı, internet bağlantısı gibi işlerde görev yapıyordum, bana söylemiş olduğunuz … Mah. … Cad. …/İstanbul adresinde hasar çalışması için bulundum, ben o tarihte davacı şirkette nöbetçiydim, biz bana söylemiş olduğunuz adrese ihbar üzerine gittik, gittiğimizde yer altından geçen … kablolar koparılmıştı, daha sonra bunu şirkete ilettik, bunun üzerine gün içinde sağlam olan … kablosu getirtilerek birkaç arkadaş takviyesiyle mesai bitimine kadar çalışma zorunda kaldık, hasarı bu şekilde giderdik, ihbar üzerine gittiğimizde de davalı şirketin kazı çalışması yaptığını gördük, zaten kazı çalışmasının yapıldığı yerde tabelası da vardır, bana göstermiş olduğunuz tutanaktaki imza bana aittir, biz bu tutanağı hatırladığım kadarıyla olay yerinde tutmuştuk,” şeklinde beyanlarda bulunduğu ve yine davacı tanığı … ” Ben … ‘de internet bağlantısı işini yapmaktayım, ben yaklaşık 14 yıldır bu şirkette çalışıyorum, … Mah. … Cad. …/İstanbul adresinde hasar çalışması için bulundum, bana göstermiş olduğunuz tutanaktaki imza bana aittir, bu adrese … ile birlikte ihbar üzerine gittik, olay yerine ilk gittiğimizde davalı …’ın tabelası vardı, çalışma yapılıyordu, önce olay yerinin fotoğraflarını çektim, yapmış olduğumuz incelemede davalı …’ın çalışma sırasında … Optik yer altı kablolarının kesilmiş olduğunu gördük, bunun üzerine tutanak tuttuk, sonrasında hasar onarım işlemine başladık,” şeklinde beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.
… na yazılan müzekkere cevabında; yapılan incelemeler neticesinde dava konusu adreste belirtilen tarihlerde davalı yana herhangi bir altyapı kazı ruhsatı verilmediğine ilişkin açıklamalar yapmıştır.
Mahkememiz 25/02/2022 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olduğu, bu kapsamda, Elektrik Mühendisi Bilirkişi … tarafından düzenlenen 31/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; 06.09.2020 tarihinde …, … Mah. … Cad. ile … Sok. .Kesişimi adresinde davalı tarafından … A.Ş.’nin … Optik kablolarının hasara uğratılması akabinde davacı yan yetkililerince hasar tespit tutanağı ve akabinde kullanılan malzeme ve işçilikle ilgili olarak Hasar ve Giderilme Detayı düzenlendiği, davacı ilgili çevrede oluşan hasarı giderdiği, dava dosyasına sunulan fotoğrafların incelenmesinden davacı şirketin fiberoptik kablolarını yeterli derinlikte tesis etmediği, ikaz bandı sermediği ve kablo güzergahı boyunca ikaz levhaları çakmadığı, bu yüzden davacının %30 oranında kusurlu olduğu, kazı çalışmalarına başlanılmadan Alt yapı Kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, hasarın meydana geldiği adreste muhtemelen, davalının kazıyla ilgili Belediyeden Alt yapı Kazı müsaadesi almadan, alt yapı kazı müsaadesi almış olsa bile; davalı tarafından bölgede alt yapısı olabilecek davacıya uyarı yapılmadan, davacıdan gözcü talep etmeden ve alt yapı araştırması yapmadan kazıya başladığı, davalı firma personelinin tedbirsizliği ve dikkatsizliği nedeniyle hasara sebebiyet verildiği, bu nedenle davalının da %70 oranında kusurlu olduğu , davacı şirketin kablo onarımını kendi işçilerine değil, … A.Ş.’ne yaptırdığı, yapılan hesaplamalar neticesinde Fiberoptik kablonun hasar bedeli KDV dahil 15.148,83 TL olarak belirlendiği, ancak davacı şirketin %30 müterafik kusurlu olduğundan davalı kurum veya yüklenicisinin sorumlu olduğu hasar bedelinin 15.148,83 TLx 0,70=10.604,18 TL olarak tespit edildiği, bu bedelin kadri maruf olduğu ” yönünde görüş beyan ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, tarafların süresi içinde bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ancak yapılan bilirkişi incelemesinde tespitlerin değişmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, bilirkişi raporu, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın haksız eylemden kaynaklanan zarar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının davalı tarafından 06.09.2020 tarihinde …, … Mah. … Cad. ile … Sok. .Kesişimi adresinde yapılan çalışmalar sırasında, davacının tesislerine hasar verildiğinden bahisle, hasar bedelinin tahsili bakımından yapılan masrafları talep ettiği, söz konusu hasarın davalı yan tarafından gerçekleştirildiğinin dosya kapsamında incelenen tutanak ve tanık anlatımları ile sabit olduğu, davalı yan tarafından bunun aksini ispat edecek herhangi bir belge bilgi sunulmadığı, alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafından talep edilen hasar beledinin makul ve birim fiyatlarına uygun olduğu, onarımın davacının alt yüklenicisi olan … A.Ş.’ne yaptırdığı, bu nedenle söz konusu bedelin hasara dahil edilebileceğinin tespit edildiği, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, zarar görenin ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararı haksız fiil sorumlularından isteyebileceği, zarar görenin zararı giderebilmek için alt yüklenicinin işçilerinin çalıştırıldığı, bu haliyle yapılan giderlerin gerçek zarar ilkesine uygun olduğu, zarar kapsamına dahil edilebileceği , bu nedenle davacı tarafça personel ve araç bedeli olan tutarların talep edilebileceği ve yine gerçek zarar ilkesine göre davacının davalıdan malzeme bedeli ve KDV’si ile malzemenin zorunlu montaj bedelinden zararın oluşmasında kusuru bulunan davalılar tarafından zarar nedeni ile tespit olunan zarar bedelinden sorumlu olduğu, dosya kapsamında incelenen tutanak ve buna ilişkin diğer belgeler ile bilirkişi raporunda yapılan tespitler doğrultusunda davacı yanın %30 kusurlu olduğu anlaşıldığından tazminat talebinden davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin, 2010/… Esas, 2010/… Karar sayılı kararında; Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı isçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerden olduğu, hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapma söz konusu ise ve özel olarak işçi tutup çalıştırıldığının ve harcama yapıldığının kanıtlanması halinde işçilik bedelinin ödenebileceği belirtilmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının davaya konu zararı alt yüklenicisi olan … A.Ş.’ne yaptırdığı, bu haliyle yapılan giderlerin gerçek zarar ilkesine uygun olduğu, zarar kapsamına dahil edilebileceği anlaşıldığından kusur oranları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABULü ile 10.604,18-TL bedelin 06/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 724,37-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 258,20-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 466,17-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 4.514,96-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 258,20-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 317,50TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 1.350,00-TL Bilirkişi ücreti, 206,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.556,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.091,34-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin kısmen kabul, kısmen red oranına göre 925,81 TL nin davalıdan , 394,19 TL nin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kabul edilen ve reddedilen miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/03/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı