Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/423 E. 2022/15 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/423 Esas
KARAR NO : 2022/15
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2021
KARAR TARİHİ : 07/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; 08.10.2019 tarihinde … …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkilin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … sayılı araçların çarpışması sonucunda çift taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucunda müvekkili malul olmuş olup … plakalı aracı sigortalayan sigorta şirketinin … Sigorta A.Ş.; … plakalı aracın sigortalayan sigorta şirketinin ise … Sigorta A.Ş. olması sebebi ile her iki sigorta şirketine de 07.07.2020 tarihinde başvuru yapıldığını ve başvurularının değerlendirilmediğini, kaza sonrası tanzim edilen kaza tespit tutanağında her iki araç sürücüsü de kusurlu bulunduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin ağır derecede yaralandığını ve bu trafik kazasına bağlı olarak ömrünün sonuna kadar taşıyacağı cismani zararları oluştuğunu, bu kaza neticesinde hem bedenen hem de ruhen yıpranmış olup uzun süre kazanın etkilerinden kurtulmak için uğraşmış ve tedavi gördüğünü, müvekkilinin bu kaza sonucunda uğradığı cismani zararlar neticesinde iş göremez hale geldiğini ve uzun süren tedavi süreci boyunca çalışamadığını, müvekkili … -’in 18.10.2019 tarihinde trafik kazası neticesinde sakat kalması sebebiyle davalılardan TBK m.54 uyarınca, kaza tarihinden itibaren itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve 3.000-TL sürekli iş göremezlik, 1.500-TL geçici iş göremezlik ve 500-TL bakıcı gideri olmak üzere toplamda şimdilik 5.000-TL tutarında çalışma gücündeki kaybın tümünün( sürekli – geçici iş göremezlik ) ve bakıcı gideri maddi tazminatının aktüer hesabı yapılarak tahsiline, tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık, müvekkil şirket nezdinde … sayılı ve 28/12/2018-2019 vade tarihli karayolları motorlu araçlar mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan aracın karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacının sürekli iş göremezlik , geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri maddi tazminat talebinden kaynaklandığını, yetki itirazlarının bulunduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkil şirkete sigortalı aracın kazada kusuru bulunmadığını, davacı yaya kaza tam ve asli kusurlu olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere davacıların talebine konu tedavi süresince ortaya çıkabilecek iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, kabul manasında olmamak üzere müvekkil şirketin temerrüt tarihinin KTK hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerekmekle, işbu dava tarihi öncesinde müvekkil şirkete yapılan başvuru usulsuz olup geçersiz olduğundan, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması, ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiğini, bu nedenlerden dolayı, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 18.10.2019 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı araç, müvekkil şirkete 26.09.2019-2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigortacı şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabildiğini, başvuran ve sigortalı araç sürücüsünün ceza soruşturma sürecinde uzlaşma sağlamış olması nedeniyle işbu başvurunun reddi gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere ve teminat limitleri dâhilinde olduğunu, bu itibarla, aracı sevk ve idare eden ve huzurdaki davaya da konu zarara sebebiyet veren sürücünün ibra edildiği bir ortamda, ibra edilen ve sorumluluğu ortadan kaldırılan sürücüden yansıtılarak sigortalıya veya müvekkilimiz sigortacıya gitmek mümkün olmadığı gibi sigorta hukukunun bütün prensiplerine ve temel felsefesine de aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, faizin hatalı talep edildiğiğni, müvekkil sigorta şirketi temerrüde düşmediğini, izah olunan ve yargılama sırasında ortaya çıkacak sair nedenlerle davanın usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … Üniversitesi … Hastanesi müzekkere cevabı, … İlçe Emniyet Müdürlüğü
müzekkere cevabı, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Bürosu’nun : 2019/… CBS Sorusturma Dosyası UYAP sureti, … Devlet Hastanesi müzekkere cevabı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı taleplerine ilişkindir.
5271 sayılı CMK’ nun 253/17. bendinde; ” … savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. ” CMK’ nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunu düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır.Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/… esas ve 2019/… karar sayılı ilamlarında benzer uyuşmazlıkta aynı doğrultuda değerlendirme yapılmıştır.)
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 253/19. Maddesinde; “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.”, 05/08/2017 tarihli Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği 7/6. Maddesinde; “Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma veya kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 16. Maddesinde; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olaya ilişkin olarak açılan … Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/… soruşturma 2019/… karar sayılı dosyasında uzlaşma nedeniyle 5271 sayılı CMK 253. maddesi uyarınca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Yine dosya içinde bulunan 22/11/2019 tarihli uzlaştırma raporunda mağdur … ‘in şüpheli … …’dan herhangi bir maddi ve manevi hak talebi olmaksızın uzlaşmak istediği yönünde beyanı olduğu, şüpheli … ‘nın da uzlaşmayı kabul ettiği, böylece 5271 sayılı CMK’nun 253. Maddesi kapsamında uzlaşma usulünün tamamlandığı anlaşılmıştır.Söz konusu uzlaşma teklif formunda CMK’nun 253. maddesi çerçevesinde davacıya uzlaşmayı kabul ya da reddetmenin hukuki sonuçları anlatılmış, teklif formunun (D) bendinin (a) alt bendinde;uzlaşmanın gerekleşmesi durumunda mağdur ya da suçtan zarar görenin her türlü hukuki dava ve takip haklarının sona ermesi karşılığında şüpheli hakkındaki suç soruşturmasının son bulacağının belirtildiği, davacının uzlaştırma teklifini kabul etmek suretiyle formun altını imzaladığı, Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Bu durumda CMK’nun 253/19 maddesindeki uzlaşmanın sağlanması nedeniyle soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz ve açılmış olan davadan feragat etmiş sayılır hükmü nazara alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 17. HD. E.: 2016/…, K.:2019/3613)
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların uzlaşması halinde açılacak davadan feragat edilmiş olacağı hükme bağlanmış, tarafların serbest iradeleri ile uzlaşma formunu imzaladıkları ve uzlaştıkları, davacı müştekinin herhangi bir talebinin olmadığını beyan ettiği, her ne kadar davacı tarafça süresinde uzlaştırma kararının mahkemeye bildirilmemesi nedeniyle hükme esas alınmaması yönünde beyan ve iddialar mevcut ise de mevcut kararın kamu düzenini ilgilendirdiği kaldı ki uzlaşma neticesinde takipsizlik kararı verilmesinin davacının da bilgisinde bulunduğu dolayısıyla uzlaştırma neticesinde verilen savcılık kararının hükme esas alınması gerektiği vicdani kanaatine ulaşılmış davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL den peşin alınan 59,30 düşümü 21,40 TL ‘nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği hesaplanan 5.000,00-TL ayrı ayrı vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 07/01/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı