Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2022/115 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/394 Esas
KARAR NO : 2022/115
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı müvekkili şirket arasında 29/09/2020 Tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, bayilik sözleşmesi uyarınca davalı/borçlunun, siparişe ilişkin ödemeleri, malın tesliminden itibaren 60 günlük süre içerisinde yapmayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca, karşı tarafa sözleşme ile kararlaştırılan malları zamanında ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, teslim edilen mallara 05.11.2020 tarih, 04.01.2021 vadeli, … nolu, 35.400,00 TL bedelli fatura, 18.11.2020 tarih, 18.01.2021 vadeli, … nolu 35.400,00 TL bedelli fatura, 11.12.2020 tarih, 09.02.2021 vadeli, … nolu, 47.200,00 TL bedelli faturaları düzenlediğini, işbu faturalara ilişkin, davalı ve müvekkili arasında 01/01/2020 ve 31/12/2020 tarihleri arasındaki borçların ve alacakların hesaplandığı mutabakatın imza edildiğini, işbu mutabakat ile davalının, müvekkiline 35.400,00-TL, 47.200,00-TL ve 35.400,00-TL olmak üzere toplamda 118.000,04-TL borcu olduğu hususunda mutabık kalındığını, davalının malları teslim almasından itibaren 60 günlük süre geçmesine ve mutabakat imzalanmasına rağmen dava ve icra takibine konu faturaları ödemediğini, ardından işbu bayilik sözleşmesinden doğan fatura alacaklarının tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun 24/02/2021 tarihli haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, davanın, davalının … İcra Müdürlüğü 2021/… Esas numaralı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptaline; takibin devamına ve davalının alacağın en az %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “Tek Bayilik Sözleşmesi” niteliğindeki 29 Eylül 2020 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davacı şirketin sözleşmeyi haksız feshettiğini ve haksız fesihten evvel de sözleşme hükümlerini açıkça ihlal ettiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olduğundan söz edilemeyeceğini, bu hususta davacıya 17 Şubat 2021 tarihinde …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında 29/09/2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş olup, Bayilik Sözleşmesi incelendiğinde, işbu sözleşmenin, davacı şirketin üretimini yaptığı TC. Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığından ruhsatları alınmış olan ürünlerin satışı için, müvekkili şirkete Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin “Çalışma Bölgesi” olarak belirlendiği bölgelerde, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 2 yıl süre ile “Tek Bayilik” hakkı tanıdığı ve bu sözleşme süresi içerisinde, davacı şirketin müvekkili şirket haricinde başka bayi atayamayacağı, satış fiyatının bayi tarafından belirlenmesi kaydı ile muhatap şirketin sözleşmede belirtilen şekilde kamu kurumları ve bazı tüzel kişiliklere ve kendi e-ticaret sitesinde bizzat satış yapabileceği, sözleşme süresi sonuna kadar muhatap şirketin müvekkili şirkete toplam 220.000 litre ürün satmayı taahhüt ettiği ve sözleşmenin içeriği itibarıyla “sui generis” yapıda olan “tek satıcılık sözleşmesi” niteliğinde olduğunun görüleceğini, 29.09.2020 tarihinde imzalanmış olan iş bu sözleşmenin, henüz 3 ay bile dolmadan davacı şirketin, müvekkili şirkete, … Noterliği marifetiyle gönderdiği … yevmiye sayılı ve 23.12.2020 tarihli ihtarname ile tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, ihtarnamede, “Sayın Muhatap, şirketimiz ile tarafınız arasında 29 eylül 2020 tarihinde imzalanmış olan bayilik sözleşmesini fesh ediyoruz. Sözleşmenin fesih tarihi 23 aralık 2020’dir. Sözleşmemizde feshin sonuçları ile ilgili maddelere uygun olarak gereğini yapmanızı fazlaya ilişkin her türlü haklarımızı saklı tutarak ihtar ederiz.” denilerek, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında akdolunan mezkur Tek Bayilik Sözleşmesinin hiçbir haklı neden gösterilmeksizin davacı şirket tarafından Anayasa, TTK, TBK ve ilgili Yargıtay İçtihatları ve doktrindeki tüm görüşlere tamamen aykırı şekilde haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshi sebebiyle, müvekkili şirketin maddi ve manevi birçok zarara uğradığını, davacının belirttiği icra takibi konusu faturaların dayanağı olan mallarda ayıplı ifa ve ruhsata aykırı üretim söz konusu olduğundan, davacının söz konusu fatura bedellerine hak kazanamadığını, davacı şirket tarafından iddia edilen 29/09/2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi uyarınca davacı tarafından yerine getirilmesi gereken edimlerin sözleşmeye uygun bir şekilde ifa edilmediğini, davacının, dava konusu olan 05.11.2020 tarihli, 18.11.2020 tarihli ve 11.12.2020 tarihli 29.09.2020 tarihli faturaların kesilmesinin hemen akabinde taraflar arasında akdedilen Bayiliik Sözleşmesini 23.12.2020 tarihinde feshettiğini, teslim edilen malların ayıplı olduğunun sonradan açığa çıktığını, davacı …’nın teslim ettiği ürünlerin hemen hemen tamamının ayıplı mal olup, ürünler teslim edildikten sonra teslim edilen dezenfektanların mantarlaşmış olduğunun tespit edildiğini, bu hususta davacı şirket ile görüşüldüğünü ve durum ifade edilmişse de bir sonuç alınamadığını, ekte davacı şirketle yapılan yazışmalar ve ürünlerin mantarlaştığına ve mantarlaşan ürünlerin … tarafından süzülerek tekrardan satışa çıkarıldığına yönelik video bulunduğunu, bu hususun basına da yansıdığını, davacı … şirketi yetkililerinin, üretilen dezenfektanlarda mantarlaşma, etken sorunu olduğunu, bunu gidermek için ruhsat dışı kimyasallar karıştırıldığını ifade ettiklerini, ekte bulunan videoda mantarlaşmış ambalajlı ürünlerin imha edilmesi gerekirken edilmeyerek, davacı …’nın İstanbul merkezli ofisinde yıkandığı ve süzülüp tekrardan ambalajlandığının görüldüğünü, müvekkili şirketin ürünleri sattığı bayilerin, mantarlaşmış dezenfektanları iade ettiğini ve müvekkili … şirketinin ürünleri değiştirmiş olduğu halde, davacı …’ya bu durum ifade edildiğinde davacı şirketin, “sözleşme fesh edildiği için yerine ürün veremeyeceklerini” söyleyerek müvekkili … firmasını hem zor durumda bıraktıklarını hem de maddi manevi olarak zarara uğrattıklarını, ayrıca, ürünlerin Sağlık Bakanlığı ruhsatında üretici firma … Tic Ltd yazdığı halde, dezenfektan üretiminin Kayseri’de NanoBiotech tarafından konsantre olarak hazırlanıp, …’de sadece su katılarak ambalajlanmakta olduğunun tespit edildiğini, bunun da esas üretim yerinin ruhsata aykırı olarak Kayseri’deki … firması olduğunu ortaya koyduğunu, her partide farklı farklı yaşanan sorunlarda üretim yerinin ve ambalajlama yerinin farklı olduğunun ekte bulunan whatsapp yazışmalarından da anlaşıldığını, davacı tarafından, dava dilekçesinde, “zamanında ve eksiksiz olarak teslim edilmiştir” denmesine rağmen, sözleşmeye göre Ekim ayında teslim edilmesi gereken 5 ton ürünün teslim edilmediğini, Kasım ayında da 5 ton yerine 3 ton teslim edildiğini, bu suretle … firmasının bayilerine taahhüt ettiği ürünleri teslim edemediğini ve zor durumda kaldığını, hem maddi olarak hem de prestij kaybına uğradığını, Aralık ayında teslim edilen ürünlerin de hemen hemen tamamının ayıplı ürün olup, çoğunluğunun müvekkili şirket deposunda durduğunu, daha önce davacıya gönderilen ihtarnamede de belirtilmiş olduğu üzere; müvekkili şirketin sözleşme gereğince muhatap şirketten üretimini yaptığı “…” markalı ürünlerin satın alınmasında ödeyeceği litre fiyatlarının belli olduğunu, müvekkilinin bu ürünleri sözleşmenin imzalanmasından itibaren hangi fiyatlarla sattığının da satış faturaları ile sabit olduğunu, böylelikle müvekkili şirketin elde edeceği karın ne kadar olduğunun alış ve satış faturaları ile kesin olarak sabit olmakla ve sözleşme gereğince muhatap şirketin müvekkili şirkete sözleşme süresi sonuna kadar toplam olarak asgari 220.000 litre ürün satacağı da sabit olmakla, sözleşmenin haksız feshi sonucunda müvekkili şirketin zarara uğradığını, muhatap şirketin haksız feshi sonucunda, müvekkilinin sözleşme süresi sonuna kadar elde etmekten mahrum kalacağı tüm karın muhatap şirket tarafından tazminini talep ve dava haklarının saklı olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirket ile imzalanan sözleşmeye güven duyarak, sözleşme süresi sonuna kadar davacının sözleşme gereğince satışını ve teslimini yapmakla yükümlü olduğu toplam 220.000 litre ürünün, tek yetkilisi olduğu çalışma bölgesinde satışı için, çeşitli müşteriler ile sözleşmeler ve taahhütler yapmış olması ve bu sözleşmeler gereğince müvekkili şirketin müşterilerine sözleşmelerde belirtilen sürelerde belirtilen miktarlarda ürün teslimi konusunda yükümlülük altına girmiş olması ve işbu yükümlülüklerini süresi içerisinde yerine getirememesi halinde ceza-i şartlar ödemek durumunda kalacağı ve müşterilere verdiği teminat senetleri nedeniyle icra ve haciz tehdidi altında kalacağının daha önce de davacı şirkete gönderilen ihtarnamede belirtildiğini fakat davacı tarafından dikkate alınmadığını, davacı tarafından sunulan faturaların, zamanında düzenlenmediğinden ve müvekkili şirkete zamanında tebliğ edilmediğinden davayı aydınlatmaya yardımcı bir hukuki delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda düzenlenen irsaliyeli faturaların usulüne uygun düzenlenmediğinden ve müvekkiline zamanında ve usulüne göre tebliğ edilmediğinden iş bu davada delil niteliğinde olmasının hukuka aykırı olduğunu, bu kapsamda davalının borçlu olduğuna ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların, yasal dayanaktan yoksun olup, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin usul kuralları çerçevesinde iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirilmiş olduğunun açıkça anlaşıldığını ileri sürerek, davanın reddi ile davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyası, Fatura suretleri, cari hesap mutabakatı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
…. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; Alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine faturadan kaynaklanan 118.000,00-TL asıl alacak ve 1.483,73-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 119.483,73-TL alacağa ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, 24.02.2021 tarihinde davalı şirket vekili tarafından verilen dilekçe ile; müvekkilinin böyle bir borcu olmadığı ileri sürülerek; talep edilen asıl alacağın tamamına, işlemiş ve işleyecek faizine, talep edilen faiz oranına, icra harç ve masrafları ile vekalet ücretine itiraz edildiği, takibin durduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ”…Taraflar arasında, 29.09.2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi’nin imzalandığı, Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre, 31.12.2020 tarihi itibariyle davalı şirketin 274.350,00-TL borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu bakiyenin 118.000,00-TL’lik kısmının davacı şirketçe takip ve dava konusu edildiği, aynı tarih itibariyle usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre ise; davacı şirketin 274.350,00 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, buna bağlı olarak, taraflar arasında işlemler ve bakiye yönünden birebir mutabakat bulunduğu, Davalı tarafça, fatura içeriği ürünlerin ayıplı olduğu, davacı şirketin aralarındaki sözleşmeyi haksız olarak feshettiği ileri sürülerek, …. Noterliği’nin 17.02.2021 tarihli, 6901 yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davacı şirkete sözleşmenin 11.8 maddesinden hareketle, 10.000 litre ürünün taraflarınca bedelsiz olarak alıkonulmasının yanında, sözleşme süresi sonuna kadar elde etmekten mahrum kalacakları kar bedeli olan 4.715.000,00-TL ‘nin, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde taraflarına ödenerek tazmininin talep ve ihtar edildiği, konunun hukuki değerlendirmeyi gerektirmekte olup, bu hususta takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, başlatılan ilamsız takipte 1.483,73 TL işlemiş faiz talep edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, temerrüde ilişkin bir hüküm bulunmadığı, fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin davacı şirketçe keşide edilmiş bir ihtarnamenin de mevcut olmadığı, davacı şirketin işlemiş faiz talebi hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, talebin kabulü halinde, sözleşmede kararlaştırılan ödeme vadeleri dikkate alınarak, işlemiş faiz alacağının 1.483,73 TL olarak hesaplandığı…” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalı ile imzalının sözleşme kapsamında teslim edilen mallara ilişkin düzenlenen fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi haksız feshettiğini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davalının maddi ve manevi zararlarının oluştuğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine faturadan kaynaklanan 118.000,00-TL asıl alacak ve 1.483,73-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 119.483,73-TL alacağa ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, 24.02.2021 tarihinde davalı şirket vekili tarafından verilen dilekçe ile; müvekkilinin böyle bir borcu olmadığı ileri sürülerek borca itiraz edildiği, takibin durduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 12/03/2021 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili 17/11/2021 tarihli dilekçesi ile; “bazı ürünlerde var olan ayıplar hakkında ve sözleşmenin niteliği hakkında bilgi sahibi tanığının dinlenilmesini, taraflar arasında dava konusu sözleşmeye dayanarak açılmış bulunan davaların Mahkememiz nezdinde birleştirilmesini” talep etmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça “bazı ürünlerde var olan ayıplar hakkında ve sözleşmenin niteliği hakkında bilgi sahibi tanığının dinlenilmesi” talep edilmiş ise de; uyuşmazlık konusu fatura içeriği malların ayıplı olup olmadığı hususu ve taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği hususunun tanık delili ise ispat olunamayacağı ve davalı tarafça bildirilen tanığın dosya kapsamına bir katkısının bulunmayacağı anlaşıldığından, davalı vekilinin tanık dinletme talebine itibar edilmeyerek, dosya tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; Taraflar arasında 29/09/2020 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre, 31.12.2020 tarihi itibariyle davalı şirketin 274.350,00-TL borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu bakiyenin 118.000,00-TL’lık kısmının davacı şirketçe takip ve dava konusu edildiği, aynı tarih itibariyle usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre ise; davacı şirketin 274.350,00 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, buna bağlı olarak, taraflar arasında işlemler ve bakiye yönünden birebir mutabakat bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, temerrüde ilişkin bir hüküm bulunmadığı, fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin davacı şirketçe keşide edilmiş bir ihtarnamenin de mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyasının Uyap üzerinden celp edilerek incelenmesinde; davacı … A.Ş. tarafından davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava tarihinin 17/09/2021 olduğu, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı … A.Ş. tarafından davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine haksız rekabetin tespiti ve men’i, davalının elinde haksız bulundurduğu … markalı ürünlerin iadesi istemine ilişkin olduğu, dava tarihinin 18/09/2021 olduğu, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı … A.Ş. aleyhine, Sözleşmenin haksız feshi, sözleşmeye aykırılık, ayıplı ifadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, yoksun kalınan kar, menfi-müspet zarar, portföy tazminatı taleplerine ilişkin olduğu, dava tarihinin 18/10/2021 olduğu, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; Taraflar arasında 29.09.2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafça sözleşmeye istinaden dava konusu takibe dayanak 3 adet toplamı 118.000,00-TL’ olan faturaların düzenlenerek ticari defterlerine işlendiği, bu faturaların davalı taraf ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, takip konusu faturalara ilişkin taraflar arasında 31/12/2020 tarihli mutabakatın düzenlenerek takibe konu 118.000,00-TL’lik fatura borcunun davalı tarafça da kabul edildiği, bu hali ile davacının takip konusu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunun sabit olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça alacak istemine dayanak fatura konusu ürünlerin ayıplı ifa edildiği savunmasında bulunulmuş ise de; takip dayanağı fatura içeriği ürünlerin 1.000 adet 5 litrelik dezenfektana ilişkin olduğu, davalı tarafça bu faturalara ilişkin 31/12/2020 tarihli mutabakatın imzalandığı, ayıp savunmasına dayanak olarak sunulan yazışmaların Ekim 2020 döneminden itibaren olduğu, imzalanan mutabakatın sonraki tarihli olduğu, davalı tarafça icra takibine yapılan itirazda genel ifadelerle borca itiraz edilerek ayıp savunmasına dair bir itirazın bulunmadığı, yine davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan …. Noterliği’nin 17/02/2021 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi içeriğinde de davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulmadığı, davalının ayıplı ürün savunmalarının bir kısım ürünlerin ayıplı olduğu şeklinde genel ifadelere dayandığı ve açıkça davaya konu fatura içeriğini oluşturan 5.000 lirte ürünün ayıplı olduğunda dair ve bu ürünlere ilişkin süresinde ayıp ihbarında bulunulduğuna dair bir delil sunulmadığı anlaşıldığından davalı tatafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça huzurdaki davanın diğer davalarla birleştirilmesi talep edilmiş ise de; Mahkememizde görülmekte olan davanın 02/07/2021 tarihinde açıldığı, birleştirilmesi talep edilen davaların Mahkememizde görülmekte olan davadan sonra açıldığı, HMK 166/1 maddesi gereği Mahkememizce birleştirme kararı verilemeyeceğinden davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddi gerekmiş, karar tarihi itibari ile de Mahkememize ulaşan birleştirme kararına ilişkin bir bildirim olmadığı görülerek yargılamaya devam olunmuştur. Davalı vekili tarafından taraflar arasında görülmekte olan diğer davaların bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; huzurdaki davanın fatura ve cari hesap alacağına ilişkin olduğu, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları, sunulan fatura suretleri ile cari hesap mutabakatına istinaden davacı tarafın takip konusun faturalar nedeniyle davalı taraftan alacaklı olduğunun sabit olduğu, huzurdaki davada davalı tarafça ödemezlik def’i ve mahsup itirazında bulunulmadığı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyasında görülmekte olan davanın konusunun taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen başkaca faturalardan kaynaklanan davacının alacak istemine ilişkin olduğu ve huzurdaki davaya doğrudan bir etkisinin bulunmadığı, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyasında görülmekte olan davanın konusunun davacı tarafça açılan haksız rekabetin tespiti ve men’i ile davalının elinde haksız olarak bulundurduğu ürünlerin iadesi istemine ilişkin olduğu ve huzurdaki davaya doğrudan bir etkisinin bulunmadığı, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dava dosyasında görülmekte olan davanın konusunun huzurdaki davanın davalısı şirketin huzurdaki davanın davacısı şirketten Sözleşmenin haksız feshi, sözleşmeye aykırılık, ayıplı ifadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, yoksun kalınan kar, menfi-müspet zarar, portföy tazminatı taleplerine ilişkin alacak istemlerine dair olduğu, ancak huzurdaki davada davalı tarafın bu alacak istemlerinden kaynaklı ödemezlik def’i ve mahsup itirazı bulunmaması nedeniyle bu davanın bekletici mesele yapılmasının huzurdaki davaya doğrudan bir etkisinin bulunmayacağı, huzurdaki davada davacının davaya konu takip dayanağı faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, davalı tarafın diğer davaların sonucunun beklenilmesi talebinin reddine, dosya kapsamına uygun, denetime ve kanaat edinmeye elverişli bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 118.000,00-TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen miktar yönünden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya dair istemin reddine, dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, hükmolunan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
a)Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 118.000,00-TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin belirtilen miktar yönünden takip talebindeki şartlarla KALDIĞI YERDEN DEVAMINA, fazlaya dair istemin REDDİNE,
b)Hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 23.600,00 TL icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 8.060,58-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.443,07-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 6….,51-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 1.303,50-TL’sinin davalıdan, geri kalan 16,50-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.443,07-TL peşin harç ve 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.502,37-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 52,00-TL tebligat gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 902,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 890,72-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 15.160,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.483,73- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.